SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Filmini Annesine İthaf Etti

0
Güncellendi - 2018-11-15 02:30:45
Filmini Annesine İthaf Etti
A- A+ PAYLAŞ

Büyükşehir Belediyesi tarafından, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve Malatya Valiliği’nin katkılarıyla 9-15 Kasım 2018 tarihinde düzenlenen 8. Malatya Uluslararası Film Festivali, film gösterimleri ve paralel etkinliklerle devam ediyor.

Ulusal Uzun Metraj Panorama Bölümü filmlerinden ‘Annemin Sinemaları’ filminin gösterimi  Yeşil Sinema’da gerçekleştirildi. Gösterimin ardından yönetmen Cansel Karacan’ın katılımıyla bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşinin moderatörlüğünü Merve Genç Kurşun üstlendi.

‘Annemin Sinemaları’nda yönetmen Cansel Karacan 1960-1980 yılları arasında Adanalıların en önemli eğlence kaynaklarından birisi olan yazlık sinemaların tarihinde yolculuğa çıkıyor. Hülya Koçyiğit, Ferdi Tayfur ve Menderes Samancılar gibi ünlü isimlerin yanı sıra döneme tanıklık etmiş Adanalı halkın, sinema sahiplerinin ve yapımcıların da yer aldığı belgesel film, kendisi de bir Adanalı olan Karacan’ın annesine ithaf edilmiş.

Aynı zamanda Yeşilçam döneminden filmlere ait sahnelere de yer veren film, sinemanın Adana halkıyla arasındaki toplumsal ilişkilere odaklanıyor. Filmin konuşmacıları sıklıkla dönemin sinemayla iç içe atmosferinden, sinemayla ilgili anılarından ve Adana’daki meşhur sinema sevgisinden bahsediyorlar.

Filmin yönetmeni Cansel Karacan, filmi hazırlarken yazlık sinema dönemini yaşamış kişilerin o döneme olan özleminden yola çıktığından bahsetti. Karacan, şu ifadeleri kullandı:

‘1980’lerde neredeyse 200’ün üzerinde yazlık sinema var. Şu anda ise bir tane bile yok, bir tanesine bile sahip çıkılmamış. O kuşağın hepsi de o günlere özlem duyuyor. O mahallece gidilen, herkesin birbiriyle kaynaştığı günleri arıyorlar. Ben de bunu yansıtmak istedim filmde.’

Karacan, seyircilerden gelen Adana’daki sinema sevgisinin nedenleri hakkında bir soruyu şöyle yanıtladı:

‘Adana’da iklim çok etkiliydi. Çünkü çok sıcak bir memleket. Bir de insanların başka bir eğlence kültürü yoktu o dönemde. Bugünkü gibi farklı zevkler ve kültürel etkinlikler yok. Tek eğlence yazlık sinema adeta. Zaten kimse evinde oturmuyor. Ya kapı önünde, ya damlarda sohbetler var. Ancak televizyonun çıkmasıyla bu ilişkiler zayıfladı. Bir de siyasi karışıklıklar, ’80 darbesi, o dönemde Maraş’ta bir yazlık sinemaya yapılan bir saldırı da insanların yazlık sinemalardan uzaklaşmasına neden oldu. Ben annemi şimdi bile sinemaya götüremiyorum, sinema benim evimde diyor artık.’

Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız