SON DAKİKA
SON DEPREMLER

“Kanser İlacı Araştırma Laboratuvarını Kurmaya Talibiz”

0
Güncellendi - 2019-10-03 02:24:43
“Kanser İlacı Araştırma Laboratuvarını Kurmaya Talibiz”
A- A+ PAYLAŞ

Ankara’da 5. Uluslararası Avrasya Doğal Beslenme, Sağlıklı Yaşam ve Spor Kongresi başladı. Kongrenin açılışında konuşan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, acı kayısı çekirdeğinin kanseri önleyici ve uzun dönemde tedavi edici etkilerinin olduğuna dair yürüttükleri çalışmada ilk ürün olan probiyotik katkılı kayısı ekstresi için Tarım ve Orman Bakanlığından üretim izni alındığını belirterek, “Kanser ilacı araştırma laboratuvarını kurmaya talibiz” dedi.

Malatya Turgut Özal Üniversitesi ile Gazi Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen 5. Uluslararası Avrasya Doğal Beslenme, Sağlıklı Yaşam ve Spor Kongresi, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Konferans Salonu'nda başladı. NATURAL 2019 Kongresi'nin açılışında konuşan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Hem dünyada, hem de Türkiye’de besin destek ürünü pazarı büyümeye devam ederken, tüketime yönelik talep ve ilgi de o derece artmaktadır. Bundan dolayı da yerli ve uluslararası üreticiler Türkiye pazarına sürekli besin destek ürünlerini sunmaktadır. Aynı durum diğer ülkeler için de geçerlidir. Muazzam bir tüketim pazarı var. İşte geleneksel ve tamamlayıcı tıp burada araya girmek zorunda. Bitkisel ürün ve ekstrelerin üretimi ve bilinirliği için kullanım oranlarının tayini ve tüketimi için geleneksel ve tamamlayıcı tıpa olan ihtiyaç büyük önem arz ediyor. Bugün geleneksel ve tamamlayıcı tıp, dünyanın en büyük 10 ekonomisine sahip ülkelerde çok ileri seviyi de kullanılmakta ve desteklenmektedir. Cumhurbaşkanımızın değerli eşleri, Sayın Emine Erdoğan hanımefendinin destek ve himayelerinde Türkiye’de bilimsel ve akademik anlamda geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Sağlık Bakanlığı, Ekim 2014’de Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği'ni çıkardı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın destek ve katkıları ile kurulan Malatya Turgut Özal Üniversitesinin hedef ve vizyonunu milletimizin ve devletimizin 2023, 2051 ve 2071 paralelinde ortaya koyduk. Anadolu’nun yeni filizlenen 1 yıllık üniversitesi olarak Anadolu’nun bin yıllık geleneksel tıbbını bilimsel olarak ayağa kıldırmak ve insanlığın hizmetine sunmak için Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezimizi kurduk. Hem ülkemizin, hem de coğrafyamızın geleneksel ve tamamlayıcı tıp konusunda eğitim, uygulama, araştırma merkezi olmayı hedefliyoruz. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezimizi kurmakla kalmadık, apiterapi için Arıcılık Araştırma Merkezimizi, hippoterapi uygulamaları için Atçılık ve Atlı Sporları Uygulama ve Araştırma Merkezimizi, başta acı kayısı çekirdeği olmak üzere Kayısı ve Ürün Geliştirme Uygulama Araştırma Merkezimizi de kurduk“ ifadelerini kullandı.

“Alternatifi değil, destekleyicisi”

Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp, çağdaş tıbbın alternatifi değildir. Modern tıp uygulamalarında çok önemli gelişmelere rağmen bugün halen çaresi bulunamamış ve adı konulamamış hastalıklar da mevcuttur. Teknolojinin ve modern eğitimle donanımlı tıp uzmanlarına rağmen tedavi yöntemlerinin cevap veremediği hastalıklar da bulunmaktadır. Tıbbın alternatifi olmaz, ama tedavi yöntemlerinin alternatifi her zaman olabilir. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp, günümüz modern tıbbın yanında destekleyicidir” şeklinde konuştu.

“Kayısı ekstresinin üretim izni alındı, kenevir ekimi yapıldı”

Acı kayısı çekirdeğinin kanseri önleyici ve uzun dönemde tedavi edici etkilerinin olduğuna dair yürütmüş olduğu çalışmalar sonrasında ilk ürün olan probiyotik katkılı kayısı ekstresi için Tarım ve Orkan Bakanlığından üretim izninin alındığını belirten Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kenevir bitkisinin ekiminin yaygınlaştırılacağını kamuoyu ile paylaşmalarının ardından Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak Ziraat Fakültesi bünyemizde kenevir ekimini gerçekleştirdik. Kenevirin özellikle tıp ve sağlık açısından incelenmesine yönelik araştırmalarımız olacak “diye konuştu.

“Kanser ilacı araştırma laboratuvarını kurmaya talibiz”

Kanser ilacı araştırma laboratuvarını kurmaya talipli olduklarını belirten Rektör Prof. Dr. Karabulut, şöyle konuştu:

“Bitkisel ekstreler konusunda bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bitkilerin halkın sağlığı üzerine faydaları, potansiyel risklerinin bilimsel olarak araştırılarak ortaya konması modern dünyanın bir gerekliliğidir. Türkiye’ye söylenen şu; ‘siz ürünü yetiştirin, emek harcayın, bize ham madde olarak verin, biz onu geliştirir size 10 katı fiyata geri satırız.’ Ama Türkiye’de aynı üründen Avrupa’nın üretmiş olduğu ürünün 10 katı kaliteli ürün elde edildi mi en büyük sıkıntıyı ise içeriden çekiyoruz. Türkiye’de bir bilim insanı patentini almış olduğu ürünü gidip Avrupa’da üretti mi sıkıntı olmuyor, ama aynı ürünü Türkiye’de üretmeye kalktığınızda ovalar dağ olarak karşınıza diziliyor. Bunun iki önemli nedeni var; birisi kültürel anlayış, Avrupa’da yapılanın ülkesinde yapılamayacağına inanan bir kültürel yapı. Bu kültürel yapının maalesef bürokraside ve akademik dünyasında da yaygın olması gerçekten düşündürücü ve üzüntü vericidir. İkincisi ise Avrupa’nın ve dünyanın akredite olarak kabul edebileceği, özellikle de kanser ilaçları konusunda laboratuvarların henüz kurulmamış olmasıdır. Bu çok büyük bir eksiklik. Bu laboratuvarlar kurulmadığı sürece, yaygınlaştırılmadığı sürece Anadolu tıbbını dünyaya açamayız. Mutlaka bütün bölgelerde bu akredite laboratuvarlar kurulmalı ve buna yönelik bilim insanı yetiştirilmesi milli bir politika olarak ele alınmalı. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bu laboratuvarlardan birisini kurmaya talibiz.”

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan da yaptığı konuşmada insanlık tarihinin büyük birikiminden bugüne yansıyan bir kültürü olduğunu belirterek, “Aklıma ‘acı patlıcanı kırağı çalmaz’ deyimi geldi. Acaba hikmeti nedir? Ecdad sütlaçla alakası olmayan bir maddeyi nasıl yakıştırmış da oraya koymuş? Bunlar bir bütün olarak bakıldığında deyimlerde, mutfakta alacağımız şeyler var. İnsan ömrü kısa ama hırslarımız o noktaya gelmiş ki sanki sonsuza dek yaşayacağız. Paylaşmayı, sevgiyi, muhabbeti unuttuk, ölçüyü kaybettik. Birbirimizle paylaşmayı biliyorduk ama bireyselleştik. Biz olmaktan çıktık, ben olduk. Ahilik geleneği olan bir kültür, rekabet kültürüne dönüştü. Rekabet gelişmenin vazgeçilmez unsuru ama değerlerimizi de yozlaştırmadan tüm bu alana sahip çıkmamızın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Ele almamız gereken konular var. Beslenme konusuna çok fazla girmeyeceğim ama bizim de 2002 yılında başlayan bir merkezimiz var ve bu akupunktur kliniği olarak başladı ama 2015 yılında Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezimiz var. Merkezimizde 689 akupunktur sertifikası, 174 hacamat sertifikası verilmiş durumda. 2015’ten bu yana tamamlayıcı tıp olarak 8 bin 810 hastanın tedavisi de gerçekleştirilmiş durumda" diye konuştu. Uslan, rektörlüğe geldikleri 3 yıllık süreçte yaptıkları çalışmaları da anlattı.

5. Uluslararası Avrasya Doğal Beslenme, Sağlıklı Yaşam ve Spor Kongresi/nin (NATURAL 2019) açılış törenine YÖK Başkan Danışmanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cumhur Çökmüş, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin eşi Dr. Öğretim Üyesi Ahu Pakdemirli, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Fuat Fikret Aktaş, AK Parti Genel Merkez Sosyal Politikalar Başkan Yardımcısı Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurt, Gazi üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Nevzat Artık, Balkan Spor Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Erdal Zorba, Kongrenin genel koordinatörü ve Doğal beslenme ve Sağlıklı Yaşam Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Rüştü Karaman, Türkiye Beslenme ve Gıda Platformu Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacı, Prof. Dr. Ayşe Baysal Beslenme Eğitimi ve Araştırma Vakfı Başkanı Selahattin Dönmez, Dünya Apiterapi Federasyonu Başkanı Dr. Timuçin Atayoğlu ve Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri İlknur Menlik ile birlikte kalabalık bir topluluk katıldı.

İha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

13 yorum yapılmış

  • yusuf (4 yıl önce)
    Faniye cevap veren Ahmetcik hakikaten sen çok matrak duruma düşmüşsün. Bir insanı savunmak için abuk sapık yollara başvurmuşsun. Hâlbuki Fani kimse , konuya bilimsel ve statik olarak çok olumlu yaklaşmış.
    0
    0
    Yanıtla
  • Ahmet Koç (4 yıl önce)yusuf isimli kullanıcı yorumuna
    Yusuf bey (??) önce nezaketi öğrenin ve insanlara cıklı / cuklu ifadelerle hitap etmeyiniz. Nezaketi bilmeden bilimi kavramanız biraz zor.
    0
    0
    Yanıtla
  • MUSTAFA (4 yıl önce)
    Tıp fakültesi olmayan üniversite nasıl kanser araştırma merkezi kurabilsin.
    0
    0
    Yanıtla
  • Ahmet Koç (4 yıl önce)MUSTAFA isimli kullanıcı yorumuna
    Kanser araştırma merkezi değil, akrediteli kanser ilacı araştırma merkezi laboratuvarı...algı çok kötü bir hastalık , kanserden de kötü.
    0
    0
    Yanıtla
  • Ahmet Koç doktoru olmayan bir üniversitenin araştırma merkezi laboratuvarı nasıl çalışacak? Çok bilmiş olmak kadar kötü bir şey yoktur. Eleştirebilirsiniz, ancak önce karşınızdaki insana saygılı olmayı öğrenin.
    0
    0
    Yanıtla
  • Misafir (4 yıl önce)
    Konu anlasiomistir bir vatandas olarak iki yorumuda okudum,burdan su sonuc cikiyor İnönü ile Özal'in savasi hepsi bu biri siyastle isi götürüyor digeri ülkeye kattığı 40 yıllık birikimi ile varin siz dusunun bİzim gelecegimizi
    0
    0
    Yanıtla
  • Eroll (4 yıl önce)
    Araştırmada çeşitli meslekler entegre çalışmalı birbirinde destek almalı bu şekilde eksiklikler görülerek kombine bir çalışmayla daha iyi bir netice alınabilir.Her araştırma değerlidir önemlidir.Başarıları olsun...
    0
    0
    Yanıtla
  • Memleket sevdalısı (4 yıl önce)
    Sayın rektör üniversiteye ulaşım çilesine belediye ile görüşüp son verseniz çok iyi olur küçük halk otobüsleri yerine motas otobüsleri istiyoruz seferler sabahları ve öğleden sonraları mutlaka artırılmalıdır yaz ayları ise üniversite ve altı okulun olduğu bölgeye saatte bir Hasırcılar arabalarının girmesine anlam vermek mümkün değil.
    0
    0
    Yanıtla
  • Fani (4 yıl önce)
    1- Yöneticisi olduğunuz üniversitede Tıp Fakültesi var mı? 2- Kanserin hangi çeşidini araştıracaksınız? 3- Denekler hem kemoterapiye vs gitmeye güç bulacak hem de size mi gelecek? 4- Kanser tedavisi ile ilgili geçmişiniz ve altyapınız var mı? 5- Kanseri önlediği iddia edilen çok sayıda gıda maddesi olduğu iddia ediliyor. Bunların hiç birinde yüksek oranda başarı sağlanmış değil. Gıdaların bir kısmında yapısı itibari ile kanser hücrelerinin çoğalmasını bir süre önleyebildiği görüşü hakim. Ancak hiç bir gıdanın tedavi edici gücü yok. Bunu biliyor musunuz? 6- Dünyada kanser henüz görülmeyen sadece 2 bölgecik var. Biri Hunza halkı (bütün gıdaları organik ve yaklaşık 4000 rakımlı dağlık bölgede yaşıyorlar ve yüzde 100 organik kayısı üretiyorlar. Avrupa ve ABD yeni keşfetti. İnternette bulabilirsiniz kaç paraya kayısı ve çekirdek sattıklarını), diğeri adını hatırlayamıyorum, Afrika'da küçük ve fakir bir kabile. Onlar da çoğunlukla yosun yiyor fakirlikten. Son 10 yıldır yosun tabletleri moda. Bunlardan haberiniz var mı? 7- Yaklaşık 30 yıldır B17 vitamininin kanseri önlediği tedavi ettiği iddia ediliyor. Bu vitamin de naturel olarak doğada en fazla kayısı çekirdeğinde var. Ancak yarım asırdır dünyada bir çok merkez araştırmasına rağmen ispatlayamadı. Bundan haberiniz var mı? Bu konu sizi aşar. Uygun kurum İnönü'dür. Üniversite olarak mühendislik, sosyal bilimler gibi alanlara ağırlık vermeniz, sanayi/işgücü yatırım ve projelere ağırlık vermeniz daha mantıklı olmaz mı? İnönü ile rekabet her türlü zarar verir. Ayrıca ülke kaynakları çöpe atılmamış olur. Bir faniden öneri size.
    0
    0
    Yanıtla
  • alkışlıyorum
    0
    0
    Yanıtla
  • 1-Fani, öncelikle cesur ol, bir kadın rektörü eleştirirken ismini gizleme korkaklığına düşme. 2-Kanser ilacı araştırma laboratuvarı kurmak için tıp fakültesinin şart olduğu nerede yazıyor? Her ilaç üretim şirketinin bir tıp fakültesi mi var? Çok matraksın be Fani? 3-Bir üniversite bünyesinde dünya standartlarında kanser ilacı araştırma laboratuvarı kurmak için rektörün tıp kökenli olacağı hangi kanunda yazıyor? Çok bilmiş fani adam, kanserden daha kötüsü yalan ve yanlış algı yapmaktır. Demi Fani? 4-Aysun hoca, kamuoyu önünde 5 yıldır bağırıyor, kanseri önleme konusunda acı kayısı çekirdeğinde besin destek ürünü yaptığını bağıra bağıra söylüyor, bu konuda uluslararası patentinin olduğunu da söylüyor, bu seni neden rahatsız ediyor? Senin de öyle bir araştırman varsa çık sende söyle, korkma? 5-Fani, “Bu konu size aşar” diyorsunuz? Ardından “Uygun kurum İnönü’dür” fermanını vermişsin. İnönü Üniversitesi de yapsın, bunda sıkıntı yok. İnönü’nün yapabilmesi için işe talip olması lazım, istemesi lazım, çalışmasını yapması lazım. He zaman yaptılar? Ne zaman istediler. İnönü’de son 3.5 yılda hangi yeni tıbbi başarı yada yeni bir uygulama kazandırıldı. Eskiden beri en az 15 yıldan beri yürütülen çalışmaların istatistiklerinin açıklanması dışında YENİ OLAN NEYİ GETİRDİLER? Acaba şuanda İnönü’de mevcut olan laboratuvarlarda hangi dünya kalite standardı var, mesela TSE standartları uygulanıyor mu? Yada TSE ile birlikte yürütülen kalite uygulaması iptal mı edildi? 6- Aysun hocanın Malatya’ya en büyük kazanımı, İnönü’de uyuyan ve memleketi de uyutan yönetimi çalıştırıyor olmasıdır. Aysun hoca çalıştıkça onları da çalıştırıyor. 8 yıldır Fırat Kalkınma Ajansının il üniversiteleri ile işbirliği içinde yapmakta olduğu kalkınma konferansını Aysun hoca bu yıl düzenliyor diye aynı gün ve aynı saate denk gelecek şekilde İletişim Konferansını tertip etmekle kalmayıp, il protokolünü de Turgut Özal’ın etkinliğine katılmalarını engellemek için akademik bir çalışma sahaları olmamalarına rağmen konuşmacı olarak davet ettiler. Oysabilimsel ve adı da uluslararası konulan bu etkinliklerin açılış programalır dıyındaki konuşmacıların akademik ve bilimsel sunum yapması gerekir. Öyle değilmi çok bilmiş Fani? 44 yıllık bir üniversite 1 yıllık üniversiteye karşı bu şekilde aciz duruma düşürüldü.
    0
    0
    Yanıtla
  • araştırmacı (4 yıl önce)Fani isimli kullanıcı yorumuna
    Elinize sağlık çok güzel bilinçli yazmışsınız doğrular söylenmiş.
    0
    0
    Yanıtla
  • araştırmacı (4 yıl önce)araştırmacı isimli kullanıcı yorumuna
    yorumumu faniye cevap olarak yazmıştım Ahmet kişisine değildi
    0
    0
    Yanıtla