SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Konsolos Çayımızı Bile İçmeden Gitmek Zorunda Kaldı"

0
Güncellendi - 2018-04-09 04:51:07
A- A+ PAYLAŞ

Türk Ocakları Malatya Şubesi'nin düzenlediği sohbet ve konferanslar dizisi kapsamında Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan 'Şehir ve İnsan' konulu bir konferans verdi.

Şube binasında düzenlenen konferanstan önce MHP Kurucusu ve Lideri Alparslan Türkeş'in ölüm yıldönümü nedeniyle, ocak yönetim kurulu üyesi Nizamettin Opanoğlu tarafından Türkeş ve şehitlerin ruhları için Kur'an okundu.

Türk Ocakları Şube Başkanı Nadir Günata, açılış konuşmasında Türkeş’in liderlik vasıflarından bahsetti. 12 Eylül sürecinde MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasında yargılanan 587 kişiden sadece bir tanesinin mahkemede Alparslan Türkeş aleyhinde ifade verdiğini belirten Günata “o bir kişi de sonradan ortaya çıktı ki içimize sızdırılmış, ülkücü olmayan birisiymiş” dedi. "Biz her zaman siyasetin dışında olacağız" diyen Günata “bizim için adamın partisi bulunduğu yer önemli değildir. Biz adamın ne olduğuna bakarız. Bizim ocaklarımızdan yetişmiş pek çok ülküdaşımız farklı partilerde hizmetlerine devam etmektedirler. Önemli olan vatana, millete hakkıyla hizmet edebilmektir. Bugün misafirimiz olan Selahattin Gürkan’da böyledir. Çok hayırlı ve büyük hizmetler, projeler gerçekleştirmektedir. Biz buna bakarız” şeklinde konuştu.

Daha sonra konuşan Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan da konuşmasına merhum Alparslan Türkeş’i anarak, Türk milliyetçiliği fikrinin gelişmesinde ve uygulanmasında gösterdiği fedakarlıklardan ve liderlik vasıflarından bahsetti. Davanın öksüz ama büyük bir dava olduğunu belirten Gürkan, milliyetçilerin de sahipsiz ve garip bir şekilde olduklarını söyledi.

Gürkan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sahipsizlik ve garipliğin yansımalarını bugün ülkemizin içinde bulunduğu durumdan da anlayabiliyoruz. Tüm dünya karşımızda dururken bir şeyleri tek başımıza yapmaya çalışıyoruz. Bizler hakikaten geçmiş dönemde çok büyük sıkıntılar ve badireler atlattık. Vatan, millet, bayrak dedik devletimizin geleceği, istikbali dedik, memleketimizin milli birlik ve beraberliği dedik. Ve bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Yarın da söyleyeceğiz. Dün biz bunları söylerken afaki-ütopik konuşuyorsunuz diyenler vardı. Ama bugün koro şeklinde herkes bizim söylediklerimizi tekrarlıyor. Bu da bizim çıktığımız yolun ne kadar kutsal olduğunu, ne kadar doğru olduğunu, ne kadar isabetli olduğunu göstermektedir. Bakın bugün burada 40 sene önceden tanıdığımız, eskimeyen dostlarımızla, arkadaşlarımızla birlikteyiz. Neticede gideceğimiz yer aynı duygu ve düşünce içerisinde olacağımız arkadaşlarımızın yanıdır. Bu da bu davanın ne kadar büyük, ne kadar manevi duygular temeline oturmuş bir dava olduğunun göstergesidir. Allah hepinizden razı olsun. Önemli olan çokluk değildir. Önemli olan varlık da değildir. Önemli olan makam mevki de değildir. Siz içinizde doğru olduğunuza inanıyor musunuz, gittiğiniz yolun hak ve hakikat yolu olduğuna inanıyor musunuz, ve emin adımlarla yürüyor musunuz? Gerisi teferruattır.

Ülkemizde yabancı şer güçler olarak adlandırdığımız misyonerler, lejyonerler vs. bizim içimize sızamadılar. Bağımsız olarak seçildiğim dönemde bir konsolos gelmişti yanıma. Belki de bizden farklı beklentiler içerisindeydi. Ben en başta duygu ve düşüncelerimi net olarak ifade ettikten sonra çayımızı bile içmeden geri gitmek durumunda kaldı. Biz hiçbir zaman için devletimize, milletimize, ülkemize ihanet etmedik. Bu yetim hakkı dedik, tüyü bitmemişin hakkı dedik ve koruduk. Koruduk ki bugün bir ilçe belediyesi olan Battalgazi Türkiye’nin önünde, Türkiye’ye rol model olacak işler yapıyor. Bizim sıkıntımız yukarıda söylediğim garipliğimizdir, masumiyetimiz ve mazlumluğumuzdur.

2014 yılında genel merkez tarafından yerel yönetimlerle ilgili bir toplantıda yerel yönetim işleri çok maharet gerektiren, müneccimlik işler değildir dedim. Bir tarafta insan var, öbür tarafta insanların toplu halde yaşadıkları şehirler var. İnsan biyo-sosyal-kültürel bir varlıktır. İnsanın ihtiyaçları vardır. Fizyolojik ihtiyaçları vardır, güvenlik ihtiyacı vardır, ait olma ihtiyacı vardır, sevme-sevilme ihtiyacı vardır, kendisini ifade etme kendisini gerçekleştirme ihtiyacı vardır. İnsan bu mu? Bu. İnsanın ihtiyaçları da bu mu? Bu. O zaman şehri de insana göre dizayn edeceğiz. Olay bu kadar basit aslında. O toplantıda bulunan yerel yönetimlerle alakalı hocalar bu analizimizi çok beğendiler. Ya sen yayınla yoksa biz kendi fikrimizmiş gibi yayınlayacağız dediler. Hemen o zaman talimat verdim ve yayınlattık bu fikirlerimizi. Ve bu söylediklerimiz 2014 AK Parti yerel yönetimler programlarını oluşturdu. Katılımcı belediyecilik, sosyal belediyecilik, kültür belediyeciliği, çevrenin korunması ve hizmet belediyeciliği. Demek ki bizlere fırsat, imkan verildiği zaman her şeyin çok önünde ve ötesinde olduğumuzun temel göstergesidir.

Bana sorduklarında en önemli projeniz nedir diye “mahallelilik projesidir” diyorum. Hatırlayacaksınız çevre ve şehircilik bakanlığı öncülüğünde Cumhurbaşkanı’mızın himayesinde mahallelilik olgusunun hayata geçirilmesine yönelik bir kampanya başlatıldı. Bizim genel başkan yardımcımız geldi ve bana dedi ki; “biz mahallelilikle ilgili çalışma yapmak istiyoruz ancak elimizde ne kaynak ne de doküman vardı. Sen madem öyle bir iş yapıyordun bizim neden haberimiz olmadı?”. İşte dediğimiz garipliğimiz budur arkadaşlar. Masumluğumuz budur. Sahipsizliğimiz budur. Kimsesizliğimiz budur. Başka yerde olsa bu işleri yapanlar baş tacı edilir, manşetlerden inmezlerdi.

Ankara’da bir vakit belediye başkanları ile bir toplantımız olmuştu. Anlattılar bizde şu var bizde bu var diye. Dedim ki bu anlattıklarınızın hepsi bizde var. Nasıl dediler, bütçeniz ne kadar dediler. Dedim ki sizin yedide biriniz kadar. Nasıl olur dediler? Gelin sahayı gezin dedim ama ayrılırken de diyeceksiniz bizde olanların hepsi sizde var ama sizde olanlar bizde yok. Mahallelilik projesi Türkiye projesi olmuş mudur? Projenin orijini Battalgazi midir? Battalgazi’dir. EXPO 2016’da 63 ülke ve 10 büyükşehrin katıldığı uluslararası fuarda Battalgazi Belediyesi Kültür ve Sanat Ödülünü almış mıdır? Almıştır. Yaptığımız hizmet binasının Türkiye’de ikinci bir örneği yoktur. Yine Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 14 ayda bitirilen başka bir hizmet binası da yoktur. Onu bırakın bir dönemde de bitirilen bir hizmet binası yoktur. Projeyi yapacak olan mimara her aşamada karışırım, sonra bozuşmayalım dedim ve gerçekten de projenin her aşamasında bizzat müdahalelerim oldu ve sonuçta ortaya böyle güzel bir eser çıktı.

Geçenlerde MHP milletvekili Arzu Erdem geldi. Bizim tarihi eserleri restorasyonu ile ilgili çalışmalarımızı görünce hayranlığını gizleyemedi ve mecliste bu konu ile ilgili araştırma önergesi vereceğini söyledi. Türkiye’de sur yapan tek belediye Battalgazi Belediyesi’dir. Cenaze hizmetleri nereden çıktı? Battalgazi orjinlidir. Biz çünkü damdan düşmüşüz. Adamın anası hasta babası hasta. Bir cenazesi oluyor adam derde düşüyor anasına mı bakacak, babasına mı bakacak? Cenazeyi kim yıkayacak? Akşamları cep telefonları kapanıyordu hocaların. Cenazeyi yıkayacak adam yok. Bunları bildiğim için cenaze hizmetleri Türkiye’nin üstünde olacak dedik. Ve oldu.

O tarihi eserler kendi hallerine terkedilmişti. Allah’a şükür kümbetler, türbeler, ziyaretler, hanlar, hamamlar, kışlalar, surlar hepsi ayağa kaldırıldı. Bütün bunlar tesadüfen olmuş işler değildir. Bunlar Allah’ın hikmetidir. O restore ettiğimiz tarihi eserlerin sahipleri olan ecdadımızın manevi destekleriyle ayakta durmaktayız ve bu işleri gerçekleştirmekteyiz. Geldiğimiz dönemde belediyenin 1 trilyon bütçesi vardı 10 trilyon borcu vardı. Yemesen içmesen maaş vermesen 10 senede ancak borcu ödeyebiliyorsun. Bir taraftan Avrupa Birliği geldi 2 trilyon para verdi, işlerimiz rast gitti. Niyet halisane olunca Rabbim yardım etti. Her şey Cenabı Allah’ın ilahi tecellisidir.

İşte Battalgazi-Malatya karayolu. Karayollarının beş kuruş parası yoktur. Yapıldı. 2. üniversite 800 dönüm arazi, iki fakülte yapıldı. Devlet Hastanesinin yeri alındı. Atatürk lisesinin yeri alındı. Ulu Caminin karşısındaki Anadolu Lisesinin yeri alındı. DSİ hizmet binası yapıldı. Mucur tesisleri yapıldı. Asfalt tesisi yapıldı. Engelli merkezi yapıldı. Yaşam merkezi yapıldı bitmek üzere. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp merkezi yapılıyor. Asfaltsız köy yolu yok. 5 kuruş da borcumuz yok ve üstelik alacaklarımız var.

Ziya Paşa’nın Terkib-i Bend’teki sözleri tam bu durumu ifade ediyor aslında: “Varlığın varlığı akla gerekmez, zira bu akıl bu kadar sıkleti çekmez” diyor Ziya Paşa. Bu saydıklarımı akılla ifade edemeyiz. Ama oluyor işte, yaptık. Bunu nasıl yaptın diye soranlar bereket kavramından bihaber olan insanlardır. Biz buyuz, imkan verilirse yapamayacağımız hiçbir şey yoktur. Biz memleket sevdasıyla yoğrulmuş insanlarız. Öğrenciliğimiz yıllarında kan satarak bu memleketin geleceğine, birlik ve beraberliğine katkıda bulunabilir miyiz diye düşünen bir gençlikten geliyoruz. Hepiniz öylesiniz. Belki de bu konuda içinizde en zayıf olanınız benimdir. Burada zindanlarda, hücrelerde akla gelmeyecek işkencelerden geçmiş arkadaşlarımız var burada. Vefa çok önemlidir. Vefasızlık bir memleketin batmasına yol açacak bir hadisedir.

O nedenle biz bu memlekete çivi çakmış, bu memleket için kan dökmüş, canını vermiş herkes bizim kardeşimizdir, başımızın tacıdır. Hiçbir zaman köşeyi dönmeci bir anlayış içinde olmadık, öyle yapanları kendimize örnek almadık. Bildiğimiz doğru yolda emin adımlarla yürümeye çalıştık. Ve bundan da bahtiyarız. 3 dönemdir belediye başkanıyım, onun öncesinde de idarecilik, müdürlük görevlerim oldu. Ama Allah’a şükür bakın elim cebimde gezebiliyorum Malatya’nın sokaklarında. Bu Ocak’ta aldığımız terbiyenin üzerimize yansımasıdır. Taşın üzerinde de yattım, kara lastik de giydim. Yumurta ekmekle günümüzü geçirdiğimizi de biliyoruz. Makamlar gelir geçer dün nasıl bunları yaptıysak yarın da yaparız ve gocunmayız. Bir makama gelince amaç için her yolu mubah gören nefsin egemenliğine dayalı hırs duygusu ile hareket etmedik. Önemli olan ebedi hayatımıza gerekli hazırlığı yapmaktır. Bu konuda belki de buradaki en son konuşacak kişi benimdir. Tüm Ocaklılar bu düşünceyle hareket ederler hayatlarında. Burada arkadaşlarımızın gelip memleket meseleleri ile ilgili fikir alış verişinde bulunmaları, istişare etmelerini önemsiyoruz. Bizim kültürel belediyecilik hedefimiz doğrultusunda buralara elimizden gelen desteği vermeye hazırız.”

Program sonunda Gürkan, dinleyicilerden gelen soruları cevaplandırdı.

Bülten- malatyahaber.com- Yeni Malatya Gazetesi

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız