SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Milletimizin Yüreğinde Yaşamaya Devam Edecekler"

0
Güncellendi - 2020-09-18 22:25:38
A- A+ PAYLAŞ

DEVLET ÖVÜNÇ MADALYASI TÖRENİ.. Şehit yakınları ve gazilere Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası verildi.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde gazilere ve şehit ailelerine teslim edilmek üzere Malatya Valiliğine gönderilen Devlet Övünç Madalyaları ve Beratlarının Tevcihi Töreni, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Düzenlenen törene 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Selami Arslan, Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cemal Noğay, İl Jandarma Komutanı J.Alb. Necmi İnce, İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren, İl Müftüsü Veysel Işıldar, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Rasim Bulut, kamu kurum ve kuruluş yöneticileri, Şehit ve Gazi Dernek Başkanları, şehit yakınları ve gaziler katıldı.

İl Müftüsü Veysel Işıldar tarafından okunan Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam eden törende, Vali Aydın Baruş yaptığı konuşmada, “Değerli Misafirler, Aziz Şehitlerimizin Saygıdeğer Aileleri, Başımızın tacı saygıdeğer gazilerimiz, Bugün; yurt içinde veya dışında gösterdiği sorumluluk ve görev anlayışı içinde feragat ve fedakarlık, başarı ve yararlılık dolu çalışmalarıyla, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti adına haklı gurur kaynağı teşkil ederek malul olanlara ve şehit olan kişilerin yakınlarına verilen “Devlet Övünç Madalyalarının şehit yakınlarımız ve gazilerimize takdimini yapacağımız programa hoş geldiniz.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tevcihleri ile şehit yakınlarımıza ve gazilerimize madalyalarını birazdan takdim edecek olmanın onurunu yaşıyoruz.

Devletimiz ve Milletimiz için canlarını feda ederek şehit olan kardeşlerimize Yüce Mevla'dan rahmet diliyor, saygıdeğer yakınlarına sabır ve metanet temenni ediyorum. Muhterem gazilerimize sağlık dolu hayırlı ömürler diliyorum.

Tarih boyunca varlığını devam ettirebilen milletler, kutsal bildiği değerleri nesiller boyu devam ettirebilen milletler olmuştur. Türk Milleti atalarından miras aldığı değerlerini muhafaza için her zaman eşsiz fedakârlıklarda bulunmayı hayatının en şerefli vazifesi olarak idrak eden bir millettir. Bizler mukaddes bildiğimiz değerler uğruna; vatan uğruna, bağımsızlık uğruna, bayrak uğruna, ezan uğruna, namus uğruna canını seve seve verebilen bir milletin evlatlarıyız. Mukaddes bildiğimiz değerleri muhafaza etmenin yegane şartı milletçe bizim diyebileceğimiz bir vatana sahip olmaktır. Vatan sadece sınırları belli bir toprak parçası değildir. Vatan çocuklarımızın doğduğu, ağlamalarını dinlediğimiz yerdir. Vatan aynı çocuklarımızı kınalayarak uğruna feda olmaya gönderdiğimizdir. Vatan atalarımızın bizlere emaneti olan hayat kaynağıdır. Vatan üzerinde özgürce nefes aldığımız bir vahadır. Vatan, sevincimizde, üzüntümüzde gözyaşımızla suladığımız topraktır. Vatan, tek bir taşını kötü şer niyetlilerden kıskandığımız sevgilidir, namustur. Bin yıldır bize aş sağlayan, karnımızı doyuran, geçmişimizi bağrında saklayan, geleceğimizin umut çiçeklerini yetiştirdiğimiz dokunulmaz bir bahçedir vatan. Vatan üzerinde ay yıldızlı al bayrağımızın özgürce dalgalandığı, minarelerinden ezan seslerinin eksik olmadığı yerdir. Kısacası Vatan Mustafa Kutlu’nun sözüyle; “vatan onun yokluğunda yerine koyacak bir şey bulamamaktır.”

Böyle bir vatana sahip olmak için fedakârlık gerekir, gerektiğinde ölümü göze almak gerekir.

Şairin Deyişiyle; Bu vatan toprağın kara bağrında,

Sıra dağlar gibi duranlarındır.

Bir tarih boyunca onun uğrunda,

Kendini toprağa verenlerindir.

İşte bu fedakârlığı ifade eden anlayış şehadet ve gaza ruhudur. Bin yılı aşkın süredir bu ruh insanımızın hamurumuzu yoğuran maya olmuştur.

Atalarımızın; Malazgirt Meydanı’nda, İstanbul Surları önünde, Balkanlar’da, Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de, Sina Çölü'nde, Kut-ül Amare’de, Medine Savunmasında, İstiklalimizi kurtardığımız Sakarya Meydan Muharebesinde, Dumlupınar’da ortaya koyduğu mücadele bu ruhun yansımaları olmuştur.

Kahraman askerimizin, jandarmamızın, polisimizin vatanın bütünlüğü uğrunda Hakkari'nin, Şırnak’ın dağlarında, yurdumuzun dört bir köşesinde teröristlere ve insan canına kastedenlere karşı verdiği mücadeledeki fedakârlık anlayışı hep bu ruhun tezahürleridir.

15 Temmuz 2016’da; milli iradeyi esaret altına almak isteyen onursuz ve satılmış iradesizlere karşı, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle sergilediği eşsiz dik duruş şehadet ve gazilik ruhunun milletimizin benliğinde dipdiri yaşadığının en bariz göstergesidir.

Şehitlik bizim değerlerimizde bir faninin sahip olabileceği en değerli makamdır. Rabbü-l Alemin hayat rehberimiz olan Yüce Kitabında; “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız" buyurmuştur.

Şehitlerimiz, milletimizin yüreğinde ve hafızasında daima yaşamaya devam edeceklerdir. Şehitlerimizin gösterdiği eşsiz fedakârlığının üzerimize yüklediği borcu bu dünyada hiçbir şey ödeyemez. Merhum Mehmet Akif’in Çanakkale Şehitlerine seslendiği mısralar ne kadar veciz ifade der bunu.

"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;

Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyla,

Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyla;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,

Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,

Uzanırken, gece mehtabı getirsen yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile âvîzeni lebrîz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine, bir şey yapabildim diyemem hâtırana.

Saygıdeğer Şehit Ailelerimiz,

Şehit olan evlatlarınızın emanetini ve hatırasını dipdiri yaşatmanın boyun ve namus borcumuz olduğunu çok iyi biliyoruz. Onların anne babaları, kardeşleri ve evlatları olarak sizleri baş tacı etmek hepimizin görevidir.

Saygıdeğer, Gazilerimiz...

Sizlerin, şehit olma sevdasıyla çıktığınız meydanlarda sergilediğiniz kahraman duruşunuzda şahit olduğumuz kararlılık ve metanet milletimize ilham kaynağı olmaya ve güç vermeye devam edecektir.

Atalarımızın; Ertuğrul Gazi’nin, Osman ve Orhan Gazi’nin Gazi Osman Paşa’nın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sahip olabildiği bu unvanı ömür boyu taşımak ne büyük onurdur. Sizlerin bu millet için, bu vatan için gösterdiğiniz fedakârlığı hiçbir zaman unutamayız, unutmamalıyız.

Bugün ailelerine Devlet Övünç Madalyasını takdim edeceğimiz Aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Şanlı Gazilerimize en derin hürmetlerimi sunuyorum” dedi.

Devlet Övünç Madalya verilecek olan şehit ve gazilerimizin beratlarının okunmasının ardından Vali Aydın Baruş tarafından dördü şehit, on ikisi gazi olmak üzere toplam on altı Devlet Övünç Madalyası ve Beratı tevcih edildi. İl Müftüsü Veysel Işıldar’ın şehitlerimiz için dua etmesiyle tören sona erdi.

Törende;

• 1990 Çelikhan doğumlu olup 22.05.2017 tarihinde Osmaniye Amanos Dağlarında teröristlerle girilen çatışma sonucu şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Hasan SEVİNÇ’in madalyasını eşi Seda Sevinç,

• 1993 Hekimhan doğumlu olup 20.06.2018 tarihinde Hakkari İli Çukurca ilçesinde Teröristler tarafından düzenlenen saldırı sonucu şehit olan Sözleşmeli Onbaşı Aliseydi ÖZDEMİR’ in madalyasını babası Zekeriya ÖZDEMİR,

• 1991 Malatya doğumlu olup 18.04.2017 tarihinde Tunceli Pülümür İlçesinden Ovacık İlçesine gitmek üzere havalanan polis helikopterinin düşmesi sonucu şehit olan Sözleşmeli Onbaşı Aliseydi ÖZDEMİR’in madalyasını babası Mustafa KAPLAN,

• 1994 Malatya doğumlu olup 06.11.2016 tarihinde Adana İli Yüreğir İlçesinde Sokak gösterilerinde açılan ateş sonucu şehit olan Polis Memuru Mustafa YELİ’nin madalyasını babası Nurettin YELİ,

• 1988 Malatya doğumlu olup 25.03.2016 tarihinde Hakkari İli Yüksekova İlçesinde silahlı çatışma sonucu yaralanarak Gazi olan Jandarma Uzman Çavuş Murat GÜVEN,

• 1985 Malatya doğumlu olup 13.01.2016 tarihinde Diyarbakır İli Çınar İlçesindeki Emniyet Amirliği Hizmet Binası ve Lojmanlarına Bomba Yüklü aracın İnfilak Ettirilmesi Sonucu yaralanarak gazi olan Polis Memuru CENGİZ BAŞARAN, (Aynı olayda Gazimizin eşi Esra KÖSE BAŞARAN şehit olmuştur)

• 1993 Hekimhan doğumlu olup Suriye El- Bab’ da mühimmat patlatılması sonucu yaralanarak Gazi olan Gazi ( Uzman Çavuş) Sedat PARMAKSIZ,

• 1980 Doğanşehir doğumlu olup 18.08.2016 tarihinde Elazığ Emniyet Müdürlüğüne yapılan bombalı saldırı sonucu yaralanarak Gazi olan Polis Memuru Fatih TANRIDAĞI,

• 1990 Hekimhan doğumlu olup 10.04.2016 tarihinde Bitlis İli Hizan İlçesinde operasyon esnasında çıkan çatışma sonucu yaralanarak Gazi olan Jandarma Uzman Çavuş Kemal GÜNEŞ,

• 1972 Hekimhan doğumlu olup 1992 yılında Bingöl İli Genç İlçesinde silahlı çatışma sonucu yaralanarak Gazi olan Jandarma Er Bektaş KARAKAŞ,

• 1984 Malatya doğumlu olup 18.08.2016 tarihinde Elazığ Emniyet Müdürlüğüne yapılan bombalı saldırı sonucu yaralanarak Gazi olan Polis Memuru Zeynal SELAĞZI,

• 1991 Malatya doğumlu olup 06.04.2016 tarihinde Hakkari İli Yüksekova İlçesinde operasyon esnasında roket atılması sonucu yaralanarak Gazi olan Polis Memuru Şafak COŞKUN,

• 1981 Malatya doğumlu olup 08.04.2016 tarihinde Mardin İli Nusaybin İlçesinde operasyon esnasında açılan ateş sonucu yaralanarak Gazi olan Piyade Yüzbaşı Cemal DEMİRHAN,

• 1977 Hekimhan doğumlu olup 20.03.2016 yılında Mardin İli Nusaybin İlçesinde operasyon esnasında el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu yaralanarak Gazi olan Polis Memuru Erdal DEMİR,

• 1987 Nurhak doğumlu olup 08.02.2016 tarihinde Şırnak İlinde bölücü terör Örgütü Mensuplarınca Gerçekleştirilen Bombalı Saldırı Sonucu yaralanarak Gazi olan Polis Memuru Fatih DOĞAN,

• 1972 Malatya doğumlu olup 1997 yılında Kocaeli ilinde cinayet zanlısına müdahale esnasında açılan ateş sonucu yaralanarak Gazi olan Polis Memuru İsmet BAYDAR’a Devlet Övünç Madalyası ve Beratı tevcih edildi.

Bülten- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

1 yorum yapılmış

  • Ruşen ucar (3 yıl önce)
    Omrüm boyunca,minnetle şükranla anacağım,
    0
    0
    Yanıtla