SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Sıvı İhtiyacı İle Çay Tüketimini Karıştırmayın'

0
Güncellendi - 2021-04-25 00:12:33
'Sıvı İhtiyacı İle Çay Tüketimini Karıştırmayın'
A- A+ PAYLAŞ

Prof. Dr. Neriman İnanç, ramazanda oruç tutanların sıvı ihtiyacı ile çay tüketimini birbirine karıştırmaması gerektiğini, aşırı çay içilmesinin sıvı atımına neden olduğunu belirtti.

Nuh Naci Yazgan Üniversitesi (NNYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı, Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. İnanç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "sağlıklı beslenme tabağı"nın Türkiye'de ulusal beslenme politikası olarak belirlendiğini, ramazanda da buna uyulmasının önem taşıdığını söyledi.

İlk sırada tüketilmesi gereken besinlerin başında süt, peynir, yoğurt, ayran geldiğini anlatan İnanç, iftarda yoğurt, sahurda ise süt tüketilerek bu besin grubundan faydalanabileceğini dile getirdi.

Uzun süreli açlıktan sonra kan şekerinin düşebileceğine dikkati çeken İnanç, "Kan şekerini regüle etmek için tatlıya ihtiyaç duyulur. İftarda sütlü tatlılara ağırlık verirsek bu süt grubundan gerekli olan besinleri almış oluruz. İçinde kalsiyum, fosfor var, sadece süt gibi, protein gibi düşünülmemeli, bu tatlıların proteinden dolayı tok tutucu özelliği vardır." diye konuştu.

Prof. Dr. İnanç, ikinci sırada tüketilmesi gereken besin grubunda et, yumurta, peynir, kuru yemiş ve kuru baklagillerin geldiğini kaydetti.

Türkiye'de iftarda bir kase çorba tüketmek gibi bir alışkanlık olduğunu belirten İnanç, şöyle konuştu:

"Çorba tokluk hissi sağlar ve doğrudur. Çorbayı içip 5 dakika ara verdikten sonra diğer besinleri tüketebiliriz. Bu çorbaları yaparken kuru baklagilleri tercih edebiliriz ya da pilav yapacaksak bunu da bir tahıl ve kuru baklagil kullanarak yapabiliriz. Çok doğru bir yaklaşımdır çünkü birinde eksik olan bir protein diğerinde fazladır. İkisi birbiriyle eşleştirilir ve bağırsaklarda bunların emilimi daha iyi olur. Haftada 2 gün mutlaka köfte büyüklüğünde kırmızı et tüketilmeli. Bunu bulamıyorsak yerine yumurta tüketmeliyiz. İftarda etli bir yemeğimiz yoksa sahurda bir yumurta yiyerek bu gruptan birini tüketmiş oluruz. Yeterli sıvı almamak ve aktivitemizin düşmesi kabızlığa neden olabilir. Bu nedenle mutlaka sebze tüketmeliyiz. Sebze yemeğini iftarda yiyeceğiz, sahurda da domates ve salatalık, yeşillik tüketebiliriz. Bir yeşil biber alarak günlük C vitaminini karşılamış oluruz."

Sağlıklı bir yetişkin 2-3 litre civarı su içmeli

Ramazanda su tüketiminin önemine dikkati çeken İnanç, sağlıklı bir bireyin iftardan sahura kadar 7-8 bardak yani 2-3 litre civarında su tüketmesi gerektiğini söyledi.

"Bunun altında bir sıvı tüketimi olmamalı." diyen İnanç, şunları kaydetti:

"Yetersiz su tüketiminde konsantrasyon bozukluğuna kadar gidebilen sorunlar yaşanabilir. Bu nedenle sıvıyı mutlaka tüketeceğiz. Türkiye'de en çok tüketilen içeceklerin başında çay geliyor. Çayın içinde birtakım antioksidanlar var, pozitif etkileri de var. Ancak gebeler ve kansızlığı olanların yemekle almaması gerekiyor. İçeceklerse de açık bir çay içmeliler. Sıvı ihtiyacı ile çay tüketimini birbirine karıştırmayalım. Aşırı çay tükettiğimizde hem sıvı atımına sebep olur hem de elektrolitleri atar. İki litre suyumuzu, onun yanında da çayımızı içeceğiz."

Sağlıklı yemek tabağında hem dünyada hem de Türkiye'de en çok tüketilen tahılların son grupta yer aldığını vurgulayan İnanç, obeziteden korunmak ve bunun beraberinde getirdiği kalp damar hastalıkları, diyabet, kemik kırılmaları gibi sağlık sorunlarından uzaklaşabilmek için tahıl grubunu az tüketmek gerektiğine işaret etti.

Kayseri, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız