SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Ülkemiz ve Milletimiz İçin Gece Gündüz Çalışıyoruz"

0
Güncellendi - 2021-09-06 23:50:46
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ve İstanbul'daki çalışma ofisinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülke yöneticisi ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, bu temaslarda ülkeler arasındaki ikili ilişkiler ve bölgesel sorunlar hakkında fikir teatisinde bulunduklarını söyledi.

Tokyo Olimpiyatları'nda madalya kazanan sporcular, çalıştırıcıları ve aileleriyle 23 Ağustos'ta bir araya gelerek kendilerini bir kez daha tebrik ettiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin 2 altın, 2 gümüş ve 9 bronz madalya kazanarak tarihinin en büyük başarısını elde ettiğini kaydetti.

Erdoğan, "Sporcularımızın bu başarısının gençlerimizin azmini ve heyecanını artırarak daha büyük zaferlerin yolunu açtığına inanıyorum." dedi.

Türkiye Belediyeler Birliğinin düzenlediği "Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi"nde de Türkiye'nin dört bir yanından gelen gençlerle kucaklaştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu tür programların gençlerimizin yaşadıkları şehirlerin mimarisinden kültürel dokusuna, spor altyapısından yeşiline kadar tüm boyutlarıyla yakından ilgilenmelerine vesile olduğuna inanıyorum. İnşallah gençlerimizle birlikte her bakımdan daha güzel, daha temiz, daha estetik, daha yaşanabilir şehirler inşa etmeyi sürdüreceğiz." diye konuştu.

Gençlerle hasret giderdikleri diğer programları da Ahlat'ta ve Malazgirt'te icra ettiklerini anımsatan Erdoğan, "Malazgirt Zaferi'nin 950'nci yıl dönümü vesilesiyle önce 25 Ağustos'ta Anadolu'nun batıya açılan penceresi Ahlat'taki çeşitli etkinliklerde gençlerimizle bir araya geldik. Bilindiği gibi Ahlat'ın tarihimizdeki önemine binaen burada, Van Gölü kıyısında da bir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni ülkemize kazandırdık. Milletlerin sembolleriyle yaşadığı gerçeğine uygun şekilde bu külliyenin asırlar boyunca Anadolu'nun vatanımız haline dönüşmesi mücadelesinin sembolü olarak nesillerden nesillere aktarılacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, uzunca süredir düzenli olarak katıldıkları Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümü törenlerini bu yıl 26 Ağustos'ta yine büyük bir coşku ile gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Bosna Hersek ve Karadağ'a yaptığı ziyaretlerde, ikili ilişkilerden Balkanların geleceğine kadar pek çok hususu muhataplarıyla ele alma fırsatı bulduklarını belirten Erdoğan, "Gerek 25 Ağustos gerek 26 Ağustos'ta Cumhur İttifakı'nın iki tarafı olarak buralarda bulunmamız aramızdaki dayanışmanın, aramızdaki birliğin, beraberliğin özellikle tabanın da kaynaşmasına vesile olacağı için çok çok bunu önemsiyorum. Bu ziyaretlerde oralarda yaşayan kardeşlerimizin bize gösterdikleri samimi sevgi Balkanlarla kalbimizin halen birlikte çarptığının ifadesidir." diye konuştu.

Türkiye'nin savunma sanayisindeki önemli dönüm noktalarından biri olan taarruzi insansız hava aracı Akıncı'nın orduya teslim törenini 29 Ağustos'ta Çorlu'da yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, "Kendi sınıfında dünyanın en iyilerinden olan Akıncı sayesinde bu teknolojiye sahip aracı üretebilen 3 ülkeden biri haline geldik. Dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeler savunma sanayiinde katettiğimiz mesafenin önemini tekrar tekrar ortaya koymaktadır. İnşallah halen devam eden projelerimizi de hızla neticelendirerek ülkemizi savunma sanayiinde en üst lige çıkarmakta kararlıyız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos'u da dolu dolu geçirdiklerini, törenlerin ardından Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlığının ortak yönetim merkezi olan Ayyıldız Projesi'nin temelini attıklarını kaydetti.

"Ayyıldız Projemizle ordumuzu tek çatı altında yönetebileceğimiz en son teknolojiyle donatılacak ve çevre hassasiyetiyle de öne çıkacak dünyanın en modern savunma merkezlerinden birine sahip olmuş olacağız." ifadelerini kullanan Erdoğan, projeyi 19 Mayıs 2023'te ordunun ve milletin hizmetine sunmayı hedeflediklerini ifade etti.

Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesine bağlı Kara Harp Okulunun diploma törenine katıldıklarını da hatırlatarak 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından yeniden yapılandırılan Milli Savunma Üniversitesinin 5 yıl gibi kısa bir sürede ordunun insan kaynağı ihtiyacını istenilen standartlara ve sayılara uygun şekilde karşılayacak seviyeye geldiğini bildirdi.

Ertesi gün İstanbul'da Deniz ve Hava Harp okullarının mezuniyet töreninde genç teğmenlerin ve ailelerinin sevinçlerine ortak olduklarını belirten Erdoğan, denizci ve havacı teğmenlere görev yerlerinde başarılar diledi. ​​​​​​​

"Yeni reformlarla yargıya verdiğimiz desteği sürdüreceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene adli yılı inşası tamamlanan yeni Yargıtay binasında açtıklarını dile getirdi.

Yargıtayın, altı farklı yere dağılan binalarında hizmet vermeye çalışan bir kurum haline geldiğine işaret eden Erdoğan, sadece bugünün değil, geleceğin de ihtiyacını karşılayacak şekilde inşa edilen 10 bloktan oluşan yeni Yargıtay binasının, burada görev yapan hakim ve savcıların hizmet kalitesini artıracağına inandığını belirtti.

Erdoğan, "Geçmişte vesayetten FETÖ'ye kadar üzerine düşen nice gölgelerin tartışması altında kalan yargımızın, artık milletimizin kendisinden beklediği bağımsız ve tarafsız duruşunu her geçen yıl güçlendirdiğini görüyoruz. Önümüzdeki süreçte de yeni reformlarla yargıya verdiğimiz desteği sürdüreceğiz." diye konuştu.

Adli yıl açılışının hemen ardından Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin yeni binalarının açılışıyla mezunlarının diploma törenlerine iştirak ettiğini anımsatan Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisini tamamlayan subay ve astsubaylara görevlerinde başarılar diledi.

Milli Eğitim Bakanlığının 20 bin yeni öğretmen atama törenini, 3 Eylül'de İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde icra ettiklerini dile getiren Erdoğan, ataması yapılan öğretmenleri tebrik etti.

Erdoğan, buradaki programdan sonra, yangın ve sel afetlerine maruz kalan şehirlere yapacağını ilan ettiği ziyaretlerin ilkini gerçekleştirmek üzere Rize'ye hareket ettiğini belirtti.

Rize ziyaretinde sel felaketinin ardından yapılan çalışmalarla ilgili bilgi almanın yanında inşası tamamlanan eserlerin açılış ve yeni başlanacak projelerin temel atma törenlerine iştirak ettiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İlk olarak Avrupa'dan gelip Orta Asya'ya uzanan Kafkasya koridoru ile Rize-Mardin hattındaki kuzey-güney ulaşım koridorunun en önemli güzergahlarından birinin üzerinde yer alan İyidere-İkizdere yoluyla Hurmalık tünellerini hizmete açtık. Bölge ekonomisinin canlanmasına önemli katkıları olacak bu yolun ve tünellerin bir kez daha ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Cumartesi günü de Rize için, 'dağın ardı ile önünün buluşması' anlamını taşıyan Salarha tünelinin açılışıyla merkezdeki kentsel dönüşüm projesinin temel atma töreninde hemşehrilerimizle bir araya geldik. Ardında da üniversitemize giderek hem diş hekimliği fakültemizin yeni binasının açılışını yaptık hem de üniversitenin kurucular kuruluyla bir araya gelerek yürütülen çalışmaları ve projeleri konuştuk."

Erdoğan, bugün de güne İstanbul'da 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı'nın açılış töreniyle başladıklarını anımsatarak, yeni eğitim öğretim yılının öğrencilere, öğretmenlere, velilere, ülkeye ve millete bir kez daha hayırlara vesile olmasını diledi.

Erdoğan, Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde böyle bir açılışı gerçekleştirmenin, tarihten bugüne ve geleceğe yönelik adeta bir buluşmayı yaşattığını söyledi.

"Ülkemiz ve milletimiz için gece gündüz çalışıyoruz"

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nda salgından güvenliğe, afetlerden yeni turizm sezonuna gündemdeki hususları etraflıca istişare ettiklerini belirten Erdoğan, "Ülkemiz ve milletimiz için gece gündüz çalışıyor, eser ve hizmet siyasetimizin ürünü projeleri, yatırımları, icraatları adım adım hayata geçiriyoruz. Rabbim bu ülkenin ve milletin geleceği için çalışan, koşturan, terleyen, üreten, tuğla üstüne tuğla koyan herkesten razı olsun. İnşallah 2023 hedeflerimize ulaşarak tüm bu gayretleri taçlandıracak, ülkemizi hak ettiği seviyeye çıkartacağız." ifadesini kullandı.

Salgınla mücadelenin sürdüğü bir dönemde, üst üste yaşanılan afetlerin yol açtığı can ve mal kayıplarının da acısının hissedildiğine dikkati çeken Erdoğan, Antalya ve Muğla başta olmak üzere güney sahillerinde etkili olan, ülke tarihinin en büyük orman yangınlarında ağaçların yanı sıra evlerin, ahırların, hayvanların, seraların, ekili alanların da tahrip olduğunu ifade etti.

Erdoğan, yangınlarda hayatını kaybeden vatandaşları ve ormancıları bir kez daha rahmetle yad ettiğini dile getirdi.

Yangınların söndürülmesinin hemen ardından zararların telafisi, tamamen kullanılamaz hale gelen ev ve tarımsal yapıların inşası çalışmalarının başladığını belirten Erdoğan, şimdiden tamamlanıp teslim edilen evlerin bulunduğunu, amaçlarının bir yıla kadar yeniden inşa edilecek yapıları bitirip hak sahiplerine teslim etmek olduğunu kaydetti.

"Kastamonu ve Sinop'taki durum, eşi benzeri görülmemiş bir olay"

Erdoğan, Kastamonu'nun Bozkurt, İnebolu, Küre, Pınarbaşı ve Azdavay, Sinop’un Ayancık, Bartın'ın Ulus ilçelerinde ve bağlı köylerinde çok ciddi can kayıplarına ve yıkımlara yol açan sel felaketinin izlerini silme çalışmaları sürdüğünü, halen kayıp olan 15 vatandaşı arama çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.

Bir süre önce Rize ve Artvin'de de sel baskınları yaşandığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Özellikle Kastamonu ve Sinop'taki durum eşi benzeri görülmemiş bir olay ama böyle bir afeti, manzarayı yaşadık. Mesela Bozkurt’ta, ilçeye bir yılda yağan yağış sadece 2 günde düştü. Bu olağanüstü durum, yüksekliği 5 metreyi bulan sel baskınlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Sel bittiğinde mesela Bozkurt ilçemizde geride yüksekliği 4,5 ile 7 metre arasında olan toprak, taş, ağaç karışımı bir rüsubat kaldı. Yaşanan felaketle mücadele için tüm bakanlıklarımızın, kurumlarımızın, belediyelerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın imkanlarını seferber ettik. Helikopterler, iş makineleri, botlar, itfaiye araçları, 10 binin üzerinde personel ve ihtiyaç duyulan her türlü araç gereçle felaket bölgelerine adeta çıkarma yaptık.

Bu süreçte 1345 afetzedeyi helikopterlerle, 501 afetzedeyi botlarla tahliye ettik. Avrupa ülkelerinde yaşanan sel felaketlerinin ardından aylarca kaldırılamayan atıkları birkaç hafta içinde önemli ölçüde temizledik, aylarca yeniden işler haline getirilemeyen altyapıyı bir haftaya kalmadan ayağa kaldırdık. Vatandaşlarımızın çoğunun sel baskının ardından bir daha asla eski günlerine geri dönebileceğine ihtimal vermedikleri binaları, sokakları, caddeleri devlet millet işbirliğiyle kısa sürede tekrar yaşanır hale getirdik. Sadece Bozkurt ilçemizden çıkartılan rüsubat miktarı 20 bin kamyonu geçmiştir."

Afet gününden beri 3-5 günlük istisnalar dışında bölgeden ayrılmayan bakanların bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"İçişleri Bakanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız, ihtiyaca göre diğer bakanlarımız afet bölgesine adeta kamp kurmuştur. Yıkımlar, zararlar, sıkıntılar yerinde tespit edilmiş ve süratle çözüme kavuşturulmuştur. Kapalı yolların önemli bir bölümü tamir edilerek veya servis hatları kurularak ulaşıma açılmıştır. Su ve elektrik altyapısı neredeyse tamamen çalışır hale getirilmiştir. Yardımların temini ve dağıtımı AFAD tarafından koordine edilmektedir. Tamamlanan tespitlere göre bu üç ilimizde vatandaşımızın 590 milyon liralık zararı ortaya çıkmıştır. Bugüne kadar afet bölgesine 287 milyon ödenek aktarılmıştır. Son afetler için düzenlenen yardım kampanyasında toplanan meblağ da 345 milyon lirayı bulmuştur. Afet bölgesinde yıkılan veya yıkılması gereken binin üzerinde bağımsız bölüm vardır. Selde ürünü, mahsulü veya araç gereci zarar gören çiftçilerimizin sayısı 3 bin 800 civarındadır. Tüm bunlarla ilgili süreçler devam ediyor. Hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden bu felaketin izlerini silmekte kararlıyız."

"Tüm kurum ve vatandaşlarımızı afet planlarını gözden geçirmeye davet ediyorum"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği hızlı, etkin ve yapıcı yönetimin avantajlarının afet dönemlerinde çok daha iyi görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, temel gıda maddelerinden barınmaya, enerjiden iletişime kadar insanın her ihtiyacı ve her talebinin anında karşılandığını bildirdi.

Erdoğan, hasar tespitlerinin süratle yapıldığını ve proje ve inşa safhalarına geçildiğini belirterek, "Sel bölgelerinde yıkılan evlerin ve iş yerlerinin tamamını 1 yıla kadar teslim etmeyi planlıyoruz. Hatta sokak hayvanlarına kadar felaket bölgesindeki tüm canlıların ihtiyaçları düşünülmüş, gereken mekanizmalar kurulmuştur." ifadelerini kullandı.

Yaşanılan yangın ve sel olaylarının Türkiye'nin afetlere karşı en üst seviyede hazır bulunmasının ne kadar önemli olduğunu anlatan Erdoğan, "Bilim insanlarının sürekli dikkat çektiği büyük depremlere karşı hazırlıklarımızı titizlikle yürütürken, diğer afetler hususunda da önemli bir kabiliyet kazandığımızı memnuniyetle görüyoruz. Afetlerin ortaya çıkmasını tamamen engellemek insan iradesini aşıyor ama afetlerde yaşanacak hasarların azaltılmasını, can kayıplarının en aza indirilmesini afet sonrasında hızlı bir toparlanmanın sağlanmasını temin edecek sistemi kurmak bizim elimizdedir." dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin kapsamlı bir afet müdahale planına sahip olduğuna, planın yaşanan her tecrübe ile özellikle geliştirilmekte, yaygınlaştırılmakta ve genişletilmekte olduğuna dikkati çekerek, "Son dönemde yaşanan afetlere geçmişe göre daha hızlı ve etkin müdahalede bulunmayı elimizdeki plana borçluyuz. Buradan özel sektör dahil tüm kurumlarımızı ve vatandaşlarımızı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığımız, AFAD'ın yönergelerine göre afet planlarını gözden geçirmeye, eksiklerini tamamlamaya davet ediyorum. Rabb'imden ülkemizi ve milletimizi deprem, sel, yangın ve heyelan gibi her türlü afetten, kazadan beladan muhafaza eylemesini diliyorum." diye konuştu.

Geçen sene dünyanın her türlü ekonomik ve sosyal düzenin test edildiği oldukça zorlu bir dönemi yaşadığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Pek çok ülke mevcut imkanları çerçevesinde krizin etkilerini azaltmak için görülmemiş ölçülerde genişleyici politikalara yöneldi. Buna rağmen küresel ekonomide küçülmenin önüne geçilemedi. Böylesine zorlu bir dönemde Türkiye, salgının olumsuz etkileri ile mücadelede son derece başarılı oldu. Ekonomilerin derinden sarsıldığı 2020 yılında yüzde 1,8'lik bir büyüme kaydederek OECD ve G20 ülkeleri arasında bu başarıyı elde edebilen birkaç ülkeden birisi olduk. Bu gelişmede salgın tedbirlerinin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek amacıyla uyguladığımız kararlı ve etkin politikalar ile büyümeyi destekleyici adımlar önemli rol oynadı. Türkiye ekonomisi küresel krizden bu yana iç ve dış konjonktürde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen kesintisiz büyümesini sürdürdü. Bu senenin ilk yarısında da güçlü büyüme devam etti. Yılın ilk çeyreğinde yıllık yüzde 7,2 ve ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 oranında bir büyüme rakamına ulaştık. Bunu başararak, buna ulaşarak Türkiye dünyada İngiltere'den sonra ikinci sırada yer aldı."

"Yıllık ihracatımız 207 milyar doları aştı"

Erdoğan, sanayi üretiminin güçlü ihracatın da desteğiyle çarpıcı bir şekilde artarak büyümenin sürükleyici gücü haline geldiğini ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:

"İkinci çeyrek performansımızda iç talepteki güçlü görünümün yanı sıra dış talebin 6,9 puanlık katkısı da belirleyici oldu. Özellikle bu dönemde sabit sermaye yatırımlarımızın yüzde 20,3 oranında büyümesi oldukça sevindiricidir. Bir diğer olumlu gelişme ise makine teçhizat yatırımlarımızın 2019 yılının 3. çeyreğinden bu yana 7 çeyrektir büyümeye devam etmesidir. Hiç kuşkusuz bu yatırımlar üretim kapasitemizi ve büyüme potansiyelimizi daha da artıracaktır. Bu yılın büyüme performansı açısından dikkat çekici bir diğer özelliği de yüksek büyüme oranını düşük bir cari açıkla gerçekleştirecek olmamızdır. İhracatımız rekorlar kırmaya devam ediyor, ağustos itibariyle yıllık ihracatımız 207 milyar doları aştı. Dünya ihracatından aldığımız pay da artıyor."

Salgın nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de zayıflayan turizm sektörünün hızlı bir toparlanma sürecine girdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Seyahat gelirleri bu yılın haziran itibarıyla yıllık yüzde 31 oranında artarak cari dengenin iyileşmesine önemli katkı sağladı. Cari işlemler açığımız yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre 7,6 milyar dolar azalarak 13,6 milyar dolar seviyesine geriledi." ifadelerini kullandı.

 "Döviz rezervlerimiz 118 milyar doları aşmış durumda"

Erdoğan, uluslararası rezervlerin belirgin şekilde arttığını anımsatarak, "Geçen seneyi 93,3 milyar dolarla kapattığımız döviz rezervlerimiz, özellikle muhalefetin, ana muhalefet ile diğer hepsinin buraya çok dikkat etmesi lazım, 27 Ağustos itibarıyla 118 milyar doları aşmış durumdadır." dedi.

"Gelir dağılımı adaletini gözeten bir büyüme yapısını tesis edeceğiz"

İşgücü piyasalarında kısa zamanda bir toparlanmanın yaşandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu yılın ilk yarısında sağlanan istihdam artışı 1,5 milyon kişiye çıkarak salgın öncesi seviyeleri bile aşmıştır. Ekonomimizin en önemli sorunlarından birinin enflasyon olduğunu biliyoruz. İnşallah bu meselenin de üstesinden geliyoruz. Salgınla birlikte yeniden şekillenmeye başlayan küresel ekonomik düzende, ülkemizi sürekli daha üst sıralara taşımanın gayretindeyiz. Bu amaçla programlarımızı ve hedeflerimizi sürekli güncelliyoruz. Önümüzdeki 3 senenin ekonomideki yol haritasını içeren Orta Vadeli Programımızı (OVP) Resmi Gazete'de dün yayınladık. Makro ekonomik politikaları, temel ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklükleri bu politika belgesi ile ortaya koyduk. Program Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Bütçe ve Strateji Başkanlığımız tarafından hazırlandı. Bu süreçte ilgili tüm bakanlıklarımız, kurum ve kuruluşlarımızla iş birliği içinde çalıştılar. Öncelikleri hep birlikte belirledik. Programda temel amacımız yüksek katma değerli üretimi önceleyerek, ülkemizin büyüme potansiyelini artıracak politikalara hız vermektir.

Özel sektör öncülüğünde dayanıklı bir büyüme için makroekonomik istikrarı güçlendirerek ekonomide şeffaflığı, öngörülebilirliği, rekabetçiliği ve verimliliği artıracak bir dizi politikayı hayata geçireceğiz. Nitelikli istihdamı oluşturan enflasyon ve cari açık üretmeyen, yeşil dönüşümü dikkate alan, istikrarlı, dengeli ve gelir dağılımı adaletini gözeten bir büyüme yapısını tesis edeceğiz. Büyümenin finansmanını ise ağırlıklı olarak yurt içi tasarruflar ve doğrudan uluslararası yatırımlarla yapmayı planlıyoruz. Küresel değer zincirlerindeki değişimleri dijital ve yeşil dönüşüm alanlarındaki eğilimleri de bu süreçte dikkate alıyoruz. Uluslararası arenada rekabet gücü yüksek ve istihdam potansiyeli barındıran sektörleri destekleyerek, cari işlemler dengesinde kalıcı ve sürdürülebilir bir iyileşmeyi de sağlayacağız."

Program dönemi boyunca para ve maliye politikalarının eş güdümünü güçlendirmek, mal ve hizmet piyasalarında verimliliği artırmak suretiyle enflasyonun kalıcı olarak tek haneli seviyelere inmesini hedeflediklerini belirten Erdoğan, "Mali disiplinin sürdürülmesi olmazsa olmazlarımızdandır. Bunu bir defa herkes böyle bilecek." dedi.

Büyümenin Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasının temel şartı olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu yılı dengeli iç ve dış talep kompozisyonunun katkısıyla yüzde 9 civarında büyümeyle kapatmayı ümit ettiklerini söyledi.

Orta Vadeli Program dönemi boyunca ekonominin yıllık ortalama yüzde 5,3 büyümesini öngördüklerini ifade eden Erdoğan, "Milli gelirimizi bu yıl 800 milyar doların üzerine, program dönemi sonunda da 1 trilyon dolar seviyesine taşıyacağız. Bu büyümenin kaliteli, kapsayıcı ve sürdürülebilir olması için makro ekonomik dengeleri gözeten ve yapısal reformlarla desteklenen bir kalkınma modeli uygulayacağız. Bu kapsamda, ekonominin motoru olan sanayi sektöründe teknoloji seviyesi yüksek sabit sermaye yatırımlarını ve doğrudan yabancı yatırımları özendireceğiz." diye konuştu.

Özellikle de yatırım teşvik sisteminin sadeleştirilmeye devam edileceğini, yenilikçi üretime yönelen öz sermaye ağırlıklı gerçekleştirilen ve bölgesel kümelenme öncelikleriyle uyumlu yatırımların destekleneceğini dile getiren Erdoğan, teknoloji odaklı sanayi hamlesi programının sürdürüleceğini, desteklenen projeler için yenilikçi finansman modelleri geliştirileceğini kaydetti.

Erdoğan, modern teknolojilerle çalışma kapasitelerinin geliştirilip salgın sonrası döneme uyumlarını hızlandırmak için KOBİ'lerin dijital dönüşüm projelerine daha çok katkı sağlanacağını vurguladı.

"Gücümüzü genç ve nitelikli insan kaynağımızdan alıyoruz"

Yeşil dönüşüm alanında da iddialı politikaların bulunduğunu ifade eden Erdoğan, Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nda yer alan hedefler doğrultusunda gereken adımların atılacağını söyledi.

Erdoğan, geri dönüşüm teknolojileri başta olmak üzere verimliliği artıran ve sera gazı emisyon artışını sınırlayan yatırımlara daha çok destek verileceğini, böylece uluslararası ticaret alanında iklim değişikliği politikalarıyla uyumlu şekilde ihracatın rekabet gücünün de artırılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Program dönemi boyunca, istihdamın yıllık ortalama 1 milyon 170 bin kişi artmasını ve iş gücüne katılım oranlarındaki artışa rağmen işsizlik oranının kademeli olarak gerilemesini hedefliyoruz. Biz gücümüzü genç ve nitelikli insan kaynağımızdan alıyoruz. Evlatlarımızın istihdamını artırmak ve yeteneklerini geliştirmek bizim en temel önceliklerimiz arasındadır. Eğitim, istihdam, üretim ilişkisini güçlendirmek için sektör iş birliklerini artıracağız. Reel sektörün ihtiyaç duyduğu kalfa ve usta talebini karşılamak üzere meslek eğitim merkezlerini güçlendirecek, yaygınlaştıracak ve kazanılan yeteneklerin belgelendirilmesini sağlayacağız."

Erdoğan, Türkiye'nin beşeri sermayesini güçlendirmek için okullar arası başarı farklarını azaltarak ve okul öncesi eğitimi yaygınlaştırarak eğitimde fırsat eşitliğinin tahkim edileceğini ifade etti.

Kadınların ekonomik hayata etkin katılımı için iş kurma ve geliştirme süreçlerinin kolaylaştırılacağının, elektronik ticaret platformlarındaki faaliyetlerinin teşvik edileceğinin altını çizen Erdoğan, iş ve aile hayatını uyumlu hale getirerek iş gücüne katılımı teşvik etmek amacıyla kaliteli, ekonomik ve kolay erişilebilir çocuk, engelli ve yaşlı bakım imkanlarının yaygınlaştırılacağını kaydetti.

"Seyahat gelirlerinin 33 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz"

Enflasyon hedeflemesi uygulamasına devam edileceğini, arz yönlü ve yapısal sorun alanlarına odaklanılacağını, enerji piyasaları başta olmak üzere şeffaflık ve rekabet odaklı uygulamaların genişletileceğini belirten Erdoğan, gıda arz güvenliğini sağlamak amacıyla tarım arazilerinin korunması ve etkin kullanımı çalışmalarına ağırlık verileceğini, ekilebilir ve sulanabilir alanların artırılması için yatırımların hızlandırılacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tohum gübre, yem ilaç ve mazot gibi girdi maliyetlerinin yanı sıra çiftçilerin finansman yükünü hafifletici ve teknoloji odaklı dönüşümü sağlayıcı programların uygulanacağını ifade ederek tarım sanayi entegrasyonunu sağlamak amacıyla sözleşmeli tarım mekanizmalarının geliştirileceğini kaydetti.

Orta Vadeli Programla ödemeler dengesi tarafında da bir dizi kritik politikanın hayata geçirildiğine, program dönemi boyunca ihracattaki artışın devam etmesini beklediklerine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"İhracatın 2021 yılında 211 milyar dolar, program dönemi sonunda ise 250 milyar doları aşacağını tahmin ediyoruz. Seyahat gelirlerinin bu yılki 17 milyar dolar seviyesinden 33 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz. Cari işlemler açığının milli gelire oranının program sonunda yüzde 1 seviyesine gerilemesini öngörüyoruz.

Bunun için Gümrük Birliği başta olmak üzere mevcut tercihli ticaret ve serbest ticaret anlaşmalarının güncellenmesini sağlayacağız. Türkiye'ye coğrafi olarak uzak ancak ihracat potansiyeli yüksek ülkelerle ticaretimizi geliştirmek amacıyla uzak ülkeler stratejisini hayata geçireceğiz. Elektronik ihracat dahil hizmet ihracatına yönelik destekleri etkinleştirecek ve yeni destek mekanizmaları oluşturacağız."

Yurt dışı lojistik merkezler üzerinden ihracatçıların potansiyel pazarlara ve dağıtım kanallarına erişiminin hızlandırılacağını dile getiren Erdoğan, Türk Eximbank'ın uluslararası uygulamalar dikkate alınarak yeniden yapılandırılacağını kaydetti.

Türkiye'deki endüstriyel ve metalik maden cevherlerinin katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülerek ekonomiye kazandırılacağını anlatan Erdoğan, program döneminde mali disipline kararlılıkla devam ederek kaynakların verimli kullanılmasının temin edileceğini belirtti.

Erdoğan, "Bu yıl bütçe açığı hedefimizi sene başında yüzde 3,5 olacak şekilde revize etmiştik. Sözümüzde durarak inşallah bu hedefi rahat bir şekilde yakalayacağız." dedi.

Salgınla mücadele kapsamında esnafın, çiftçinin, sanayicinin ve tüm vatandaşların mağduriyetine meydan vermeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, geçen 2 yıla yakın süre boyunca gerek bütçeden gerekse diğer kamu kaynaklarından verdikleri doğrudan desteklerin yanında vergi ve prim kolaylıkları uygun şartlı kredi imkanları da sağladıklarını anlattı.

Bu kapsamda aldıkları tedbirlerin ve sağladıkları desteklerin ekonomik büyüklüğünün yıl sonunda toplamda 734 milyar liraya ulaşacağını belirten Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde de vatandaşlarımızı ve üreticilerimizi desteklemeyi sürdüreceğiz. Kamu kesimi borçlanma gereği ve kamu borç stokunun milli gelire oranını düşürerek maliye politikasının sürdürülebilirliğini güçlendireceğiz. Bu kapsamda merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranının program dönemi sonunda yüzde 2,9 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. Faiz dışı dengenin de program dönemi sonunda yüzde 0,3 fazlaya dönmesini bekliyoruz." diye konuştu.

Program süresince harcamaları gözden geçirmeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Kamu taşıtlarının tedarikinde, kullanımında ve tasfiyesinde verimliliği artırmak için Kamu Taşıt Filo Yönetim Sistemini kuracağız. Dijital ekonominin sağlıklı ve tam olarak kavranmasına ve vergilendirilmesine yönelik çalışmaları hızlandıracağız."dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, stratejik öncelikler çerçevesinde yürüttükleri borçlanma politikasını, Türk lirası öncelikli hale getireceklerini, yurt içi döviz ve altın cinsi borçlanmaları daha da azaltacaklarını ifade etti.

Kayıt dışı ekonomi ile mücadelede kapsamlı bir program oluşturup uygulamaya koyacaklarını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Orta Vadeli Programımız ile birlikte kamu kurum ve kuruluşlarımızın bütçelerinin hazırlanmasına yönelik yasal süreci başlatıyoruz. Bu kapsamda Meclisimize sunacağımız ödenek teklif tavanlarını belirledik. İnşallah Meclisimizden de onay aldıktan sonra 2022 yılında yapmayı hedeflediğimiz işler için hemen kolları sıvayacağız."

Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda önemli bir adım olduğuna inandığı Orta Vadeli Programın ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi ve programın hazırlanmasında emeği geçen tüm kamu kurum ve kuruluşlarına teşekkür etti.

Vatandaşlara aşı yaptırma çağrısı

Erdoğan, "Salgınla mücadelede hala tek ve en önemli kozumuz aşıdır. Okulların açıldığı, iş yerlerinin tam kapasite üretime geçtiği şu dönemde vatandaşlarımızı bir kez daha aşılarını yaptırmaya ve tamamlamaya davet ediyorum. Küresel sağlık krizinin bitmediğini göz önünde tutarak temizlik, maske ve mesafe başta olmak üzere tüm tedbirlere hassasiyetle riayet etmeyi sürdürmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Çeltik fiyatları belli oldu

Çeltik hasadı için Toprak Mahsulleri Ofisinin alım fiyatlarını da belirlediklerini bildiren Erdoğan, "Buna göre, ton başına baldo çeşidi için 5 bin 500 lira, Osmancık çeşidi için 4 bin 500 lira, Luna çeşidi için 4 bin lira alım fiyatı uygulanacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hasat döneminin ve alım fiyatlarının çeltik üreticilerine hayırlı olmasını diledi.

Ankara, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız