SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Yazıktır, Günahtır!..

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:44:44
Yazıktır, Günahtır!..
A- A+ PAYLAŞ

“Yarın mahşerde Mahkeme-i Kübra'da vereceğin hesabı düşün.”

Mustafa Bahadır ALTAŞ

SM.Mali Müşavir 

mba444@mynet.com  

Türkiye'nin gündeminden düşmeyen HES projeleri ile ilgili basını ve gündemi yakından takip edenlerin hatırlayacağı üzere; Başbakan Erdoğan 2009 yılında yapılan Dünya Su Formu öncesinde 'Allah'ın suyunu paraya çeviriyoruz' şekinde bir ifade kullanmıştı.

Başta Karadeniz olmak üzere, içinde Malatya’nın yer aldığı birçok ilimizde suyun ve hayatın olduğu her vadi şimdilerde hukuk ihlallerine karşı yaşam savaşı veriyor. Peki, bu savaşa neden olan HES nedir? HES, su gücüden yararlanılarak elektrik enerjisi elde etmek için akarsu üzerine kurulan enerji santralinin kısaltılmış adıdır. (Hidro Elektrik Santralı) 

Buraya HES Bir Katliam!

Arapgir'deki Kozluk Çayı’nın, HES kurulmak istenen bölgesinin ön tarafından bulunan ve mevcutta 3. Derece Doğal SİT alanı olan yerde yapılan incelemelerde Roma dönemine ait 8 kilometrelik sulama kanalı kalıntısı bulunduğu bildirildi. (http://www.malatyahaber.com/)

Bir HES de Kapıdere'ye..

Doğanşehir ilçesinin Kapıdere Köyünde 3 ayrı çayı kapsayan proje üzerinde Kayalı HES Projesi için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu ile ilgili sürecin başlatıldığı açıklandı. (http://www.malatyahaber.com/)

Birkaç yıldır Malatya basınında bu konuda hiç de alışık olmadığımız manşetler yer almasına rağmen, bu şehirde yaşayanlar başta olmak üzere, bu konuda yetkili ve sorumlu olanlar hiçbir şey olmamışçasına duyarsız kalmaktadırlar.

Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümünde bulunan Malatya yer üstü su kaynakları açısından hayli zengindir, kuzey batı ve güneydeki dağlık alanlarla orta ve doğu kesimdeki düzlüklerden oluşan bir konumdadır. Fırat Irmağı, ilin doğu ve güneydoğusundaki doğal sınırı oluşturur. İl topraklarının sularını hepsi Fırat'a katılan birçok akarsu ile bunların kolları toplar. Malatya Ovasını sulayan bu akarsuların başlıcaları, Tohma, Şiro, Kuruçay, Sultansuyu, Söğütlü, Morhamam,  Mamihan ve Arapgir Çayı ile Kozluk, Derme, Hatunsuyu, Dilek, Horata, Orduzu, Eğmir, Mircan, Göksu, Aksu, Berenge, Yenice, Sazdere, Setrek, Davulga, Cevizli, Halavun, Epreme ve Dipsiz gibi irili ufaklı akarsuları vardır. Yanı başka bir ifade ile yaz kış suyu bol olan bir şehirdir Malatya. 

Bugün Malatya'da, ilk etapta Arapgir, Doğanşehir, Darende, Pütürge ve Yeşilyurt ilçelerinde sayıları 30 aşan küçük ölçekli HES için müracaat yapıldığı ve bunlardan 20’e yakının ruhsat alındığı ve faaliyette olduğu diğerlerinin ise ruhsatlandırma aşamasında olduğu bilinmektedir.

Küçük ölçekli hidroelektrik santrallerini, sadece sağlayacakları ekonomik getirisi veya bir rant kapısı olarak görmemek gerekir. Çünkü bir bölgeye yapılacak HES ile ilgili karar vericiler arasında teknik olarak inşaat ve jeoloji mühendisleri ile birlikte, çevre, sosyal yaşam ve yerel ekonomi bakımından ele alınması açısından, çevre ve ziraat mühendisinin yanı sıra biyolog, zoolog, sosyologlarında yer alması en doğru olanıdır. Su kaynaklarının miktarı ile kalitesinin korunması ve sürdürülebilirliklerinin sağlanması canlılar ile ekosistem için büyük hayati önem arz etmektedir.

HESler, balık göçünün yok olması gibi birçok doğal hayatın devamı ve bölgedeki bitki ile hayvan varlığı üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Özellikle santral inşası çalışmaları çevresel tahribata yol açmaktadır. En önemlisi toprağın ihtiyaç duyduğu nemin kayıp olmasına neden olarak topraktaki tuzluluk oranın artmasına ve verimli tarım arazilerinin yok olmasına, sulama suyu kaynaklarının yok olmasına neden olmaktadır. Çünkü nehirler, ırmaklar dereler sanıldığı gibi boşa akmaz onlar aynı zamanda akarken ulaştıkları her yere oksijen ve besin taşır bu yüzden suyun olduğu her yerde hayat vardır bereket vardır.

•Şimdi artık akan o suların bir sahibi var. 

•Bu ülkenin insanlarının yıllardır köyleri ve yurtları bildikleri yer, bu yörede doğmuş ve bu yörede yaşayan insanların üzerinde çiftçilik ile hayvancılık yaptıkları vadilerdeki bütün dereler satıldı.  

•Güzelim o cennet vadiler şimdi birçoğu yabancı olan şirketlerin denetimine geçti, su kaynakları 49 yıllığına onlara tahsis edildi. 'Allah'ın suyunu paraya çevirme işlemi gerçekleşti.'

•Ülkemizde rant paylaşımı şekline dönüşen ve projelendirilen heslerin sayısının 2025 kadar 4.000 bulması beklenmektedir. Bugün itibari ile yaklaşık 2.500 ‘ e ulaşan hes projeleri için siyasi baskı ve hukuk dışı yaptırımlar veya alelacele kamulaştırmalar yapılmıştır. (10.09.2012 tarih ve 28407 RG.)

Ve geçtiğimiz gün bu konuda yetkili bakanımız açıklama yaptı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, heslerin doğayı mahvettiğini kabul etti. Bundan sonra küçük heslere izin vermeyeceklerini açıkladı. (http://www.insanhaber.com/doganin-gundemi/)

 Dünya su formu gibi çalışmaların İnsancıl ve çevreci yaklaşımda bakıldığında tamamen masumane olan bu organizasyonun esas amacı “Su kaynaklarını paylaşarak suyu fiyatlandırmak ve suyu ekonomik bir mala dönüştürmektir.” 2008 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'de yapılan Dünya su haftası forumunda sunulan, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan "İklim değişiklikleri ve su" konulu rapor incelendiğinde bunun anlamı net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu rapora göre, “Dünyadaki iklim değişiklikleri su kaynaklarını da etkiliyor. Dünya nüfusunun yüzde yirmisini oluşturan otuz ülke su sıkıntısı ile karşı karşıya. 2025 yılında ise bu ülke sayısı elliye çıkacak ve dünya nüfusunun yüzde yirmibeşi su sıkıntısı ile yüz yüze gelecek. Dünyada 1950'li yıllara göre su rezervleri yüzde onbeş ile otuz oranında azaldı. Buna karşılık 2050 yılında su gereksinimi bugünkünden yüzde elli fazla olacak. İklim değişiklikleri su rezervlerini de etkilediği için, değişiklikler global krize neden olacak.” (1)

Hafızalarımızı tazelediğimizde 2008 yılında Malatya Belediye meclisinde Malatya şehir içme suyu şebekesinin otuz yıllık bir süre ile su kaynağının yüzde atmışının özelleştirilmesi gündeme gelmiş aynı tarihlerde Edirne’de ortaya çıkan buna benzer bir kararda yaşanan yolsuzluk suçlaması nedeni ile karar iptal edilmişti. Bu nedenle Başta Malatya olmak üzere Ülke olarak suyumuza sahip çıkalım.16–22 Mart 2009 tarihinde İstanbul’da yapılan 5.Dünya Su Formu ile ilgili özellikle bu konuda duyarlı sivil toplum örgütlerinin protestolarında öne çıkan 

•Sularımız meta (mal) değildir. Kullanım hakkı şirketlere devredilemez 

•Su doğanın hakkıdır. Su, yaşamak için ona ihtiyaç duyan tüm canlı ve cansız sisteme aittir. 

Söylevlerini sahiplenelim ve bu seslenişleri “Sudan Bahaneler” olarak görmeyelim. (2)

Günümüz dünyasında çağdaş toplumlarda doğa ve çevre bilinci ile insanlar, akarsuların kontrol altına alınmayıp serbestçe aktığında ondan ekonomik olarak daha fazla fayda sağlayabileceği bilincine vardı, bunun en son örneği ABD’de görülmektedir. 1900 yılların başında doğayı kontrol altına almak için dev barajlar (HES) inşa eden Amerikalılar, bugün artık teknik yeterliliği sona yaklaşmış sayıları 250 bulan barajı büyük maliyetler karşılığında yıkmakta ve suyu doğal akışına bırakmaya ve bulunduğu vadideki doğal yaşamı yeniden sağlamaya gayret sarf etmektedir.

Ülkemizde şu an için Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz’de yapılmakta olan heslerle ilgili ne kadar dava açıldıysa hukuku üstün bilen hâkimler sayesinde kazanılmıştır. Doğu Anadolu’nun en çok meyve bahçesi olan belirli bir bölümünde tarım yapılan ve azda olsa ormanlık alanları bulunan Malatya’mızdaki su kaynaklarının birer birer yok edilmesine sessiz kalmayalım bu şehirde yaşayan “aklı ve vicdanı bir olan insanlar” olarak bu yanlışa ve haksızlığa dur diyelim ve sesimizi yükseltelim.

Malatya’da yapılacak olan hesler ile ilgili olarak her fırsatta gerekli hassasiyet gösteren ve caba sarf eden milletvekilleri Sayın Aslanoğlu, Sayın Ağbaba ve Arapgir Belediye Başkanı Sayın Çömertoğlu dışında bugüne kadar hiçbir siyası tepki gösterilmedi. TBMM’de Malatya Milletvekili olarak bulunan ve her fırsatta Malatya için çalıştıklarını söyleyen sayın vekilleri bu konuda göreve davet edelim. Hiç olmazsa ruhsat aşamasındaki hesler için yapılan müracaatlara Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın sözüne uygun olarak engel olsunlar. İktidar milletvekilleri olarak karşı dursunlar. Bir kez olsun kendilerine bugün partim için değil Malatya için ne yaptım diye sorsunlar. 

Bu doğa ve yaşam katliamına karar verenlere ve onlara taraf olanlara ise yazıktır günahtır kuruyan yeşil bir yaprak, kanadı kırılan bir kuş, bir günlük ömründe susuz kalan bir kelebek için “Yarın mahşerde mahkeme-i Kübra da vereceğin hesabı düşün.” diyelim. Unutmayalım ki “Para çok şey olabilir ama para her şey değildir.”

Gelecek Su-Gıda ile Bilişim-Teknoloji savaşlarının galibinin yaşadığı bir dünya olacaktır.

__________

(1).(2) Altaş M.Bahadır 20.02.2009 Malatya bakış 5.Dünya Su Formu ve Özelleştirilen Suyumuz

FOTOĞRAF: HES'le katledilmek istenen Arapgir'deki Kozluk Çayı

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız