SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Yol Arkadaşları Rauf Denktaş'ı Anıyor

0
Güncellendi - 2022-01-13 01:44:29
Yol Arkadaşları Rauf Denktaş'ı Anıyor
A- A+ PAYLAŞ

Dava arkadaşları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kurucu lideri merhum Rauf Denktaş'ın ömrünü Kıbrıs davasına adadığını ve tam anlamıyla bir dava adamı olduğunu belirtti.

Denktaş'ın Kıbrıs Türk halkı için yürüttüğü mücadele yıllarında yanında bulunan dava arkadaşları TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora ile dernek üyesi Taner Çuvalcıoğlu, vefatının 10. yılında Rauf Denktaş'ın kişiliği, mücadele ruhu ve Türkiye ile ilişkileriyle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Mücahit Bora, "Denktaş, bize Türkiye'ye olan sevgi ve bağlılığı ifade eden bir isimdir. Denktaş Bey, ana vatanımızla olan bağlarımıza çok önem verdi. Türkiye'deki yetkililerle her zaman iş birliği içerisinde oldu." dedi.

Geçirdikleri zor süreçlere rağmen Denktaş'ın daima Türk milletine ve Türkiye'ye güvendiğini söyleyen Bora, halkına da sürekli "Türkiyesiz bu davanın bir yere ulaşması mümkün değildir." diye telkinde bulunduğunu ifade etti.

Bora, "Denktaş Bey, Kıbrıs davasını gerek içte gerekse de dışta birtakım gerçeklere bağlı olarak savundu. Kıbrıs'ın hiçbir zaman Yunan'ın olmadığını ortaya koydu. Denktaş, ilk liderimiz, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük ile omuz omuza, halkın da desteğini alarak bu davayı savundu." diye konuştu.

Kıbrıs Türk halkının Ada'da var olduğu günden bu yana barış, huzur ve güven içerisinde yaşamaktan başka bir gayesi olmadığını dile getiren Bora, Rumların ise "bu Ada benimdir" diyerek, Ada'yı Yunanistan'a ilhak etmek için her yola başvurduklarını kaydetti.

Bora, "Kıbrıs Türkü olarak, Denktaş ve Küçük'ün önderliğinde kurulan ve ana vatan Türkiye'nin resmen tanıdığı KKTC'yi yaşatmaktan başka bir amacımızın olmaması lazım çünkü Rumlara karşı Kıbrıs Türk halkının varlığını devam ettirebileceği yegane unsur KKTC'nin devamıdır." şeklinde konuştu.

"Denktaş, tamamıyla Türkiye'ye bağlı birisiydi"

Mücahit Çuvalcıoğlu ise Denktaş'ın tamamıyla bir dava adamı ve "tuttuğunu koparan" bir kişiliğe sahip olduğunu söyledi.

Çuvalcıoğlu, "Denktaş, hiçbir zaman kötü bir şey yapmadı ve ömrünü Kıbrıs davasına adadı. Denktaş, her zaman saygı duyulan birisiydi." ifadelerini kullandı.

Denktaş'ın her zaman haklı olanın yanında ve adaletli olduğunu vurgulayan Çavulcıoğlu, onun Kıbrıs davası için yıllarca ailesinden ayrı yaşadığını ve bu süreçte iki evladını toprağa verdiğini hatırlattı.

Çuvalcıoğlu, "Denktaş Bey, dürüst, gerçekçi ve her şeye dinleyerek karar veren birisiydi, mutlaka etrafındakilerle istişare ederdi. Denktaş, tamamıyla Türkiye'ye bağlı birisiydi, zaten KKTC'yi kurmasının nedeni de odur. Denktaş, ölmeden önce 'Bizim tutanağımız KKTC'dir, elimizdeki güç budur. Sakın ola bundan geri gitmeyin, bizi kurtaracak olan budur, devletimizdir' diye vasiyette bulundu. KKTC, Denktaş Bey'in Türkiye ile istişare ederek kurduğu bir devlettir." diye konuştu.

Denktaş'ın şaka yapmayı sevdiğini belirten Çuvalcıoğlu, kendisinin hayatının her döneminde çevresindekileri neşelendirdiğini kaydetti.

Denktaş, 2012'de vefat etti

Denktaş, 13 Ocak 2012'de organ yetmezliği teşhisiyle tedavi gördüğü hastanede 88 yaşında vefat etti. Vefatının ardından Türkiye ve KKTC'de ulusal yas ilan edilerek 17 Ocak 2012'de yapılan devlet töreninin ardından Lefkoşa'daki Cumhuriyet Parkı’na defnedildi.

Denktaş'ın vefatı dolayısıyla her yıl 13 Ocak'ta KKTC ve Türkiye'de anma törenleri düzenleniyor.

Lefkoşa, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız