Yüksek Eyvanlarda Bülbüller Ötmez Oldu

Yeşilyurt ilçesinde, güzel sesli bir ailenin çocuğu olarak 1923 yılında dünyaya gelen merhum, sivil olarak Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde çalışıyorken 1976 yılında emekliye ayrılarak doğduğu ilçeye yerleşti.

Bülbül sesli olarak bilinen amcası Mehmet Efendi ile babası da ses sanatçısıydı.TRT Ankara Radyosunda yıllarca halk türküleri okumuş olan ağabeyi Necati Coşkun’dan sonra muhrik sedasıyla ve başarılı yorumuyla Hakkı Coşkun da kısa sürede üne kavuştu. TRT’de programlar yaptı.

Daha çok Malatya ve civarında düzenlenen törenlerde, bayramlarda, şenliklerde ve özellikle kayısı bayramlarında söylediği parçalarla dinleyenlere hoş dakikalar yaşattı. Adını duymayan kalmadı. Bir ağıt olan “Erzurum Dağları Kar İle Boran”(ki bu bir seferberlik ağıtıdır), “Üç Turna Kaldırdım Venk’in Dağından”, “Pınarın Başında Kavuştum Yara”, “Canımsın Cananımsın”, “Yeşilyurt’un Dağları” gibi derleme ve besteleriyle müziğimize değerler katan Coşkun’un şüphesiz en coşkulu ve başarılı biçimde söylediği “Mihralibey” ağıtıdır.

1877 savaşının anlatıldığı “Başımıza Gelenler” isimli kitapta kahramanlığından sıkça bahsedilen Mihralibey’in Yemen isyanında şehit edilmesi üzerine, eşi tarafından yakılmış olan bu ağıt/türküyü birçok sanatçıdan dinledim. Merhum Hakkı Coşkun kadar yorumunda başarılı olanını görmedim. On yaşından beri halk müziğine gönül vermiş olan bu sanatçının ölümü tüm hemşehrilerini ziyadesiyle üzmüştür.

Bahar ve yaz aylarında Yeşilyurt’un kiraz bahçelerinde, az meyilli üzüm bağlarında, kırlarında, bayırlarında yanık sesiyle söylediği türkülere eşlik etmiş olan bülbüller, onun kaybıyla artık “Yüksek Eyvanlardaki” ötüşlerine bir süre ara verirler belki de!..

(Bu yazı 12 Nisan 2002'de malatyahaber.com'da yayınlandı)