CHP Malatya Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu üyesi Veli Ağbaba, Ek Bütçe görüşmelerinde konuştu. Ek Bütçe’nin Meclisin Bütçe Hakkına bir darbe olduğunu belirten Veli Ağbaba, İsveç’in Nato üyeliğine onay verilmesi ve Türkiye gündemine dair konulara da değindi.
Ağbaba'nın konuşmasındaki satırbaşları şöyle:
"MECLİSİN “BÜTÇE HAKKI”NA DARBEDİR!
Bütçe hakkı Meclisin en temel işlevidir. Egemenlik bütçe hakkını kullanımıyla ve Parlamentoyla bütçe hakkı arasında doğru bir ilişki vardır. Eğer meclisin bütçe yapma hakkını elinden alırsanız, Meclisin yani millî iradenin en önemli işlevini yok etmiş olursunuz. Bakın, bütçe hakkı insanlık ve demokrasi tarihinde kazanılmış en önemli haktır. 1215'te İngiltere kralı Yurtsuz John kendisine karşı ayaklanan İngiltere baronlarıyla Thames Nehri kıyısında çadırda Magna Carta'yı imzaladı. İmza töreni sarayda veya başka bir yerde yapılmadı, eşitsizliğe ve tarafsızlığa vurgu olarak boş bir çayırda imzalandı. O günden sonra büyük şuranın yani Meclisin onayından geçmemiş vergi toplanmayacaktı yani vergide rıza ilkesi kabul edildi. Bütçe hakkı monarşiye karşı, bir tek adam rejimine karşı mücadelelerle edilmiş en önemli bir haktır. Halk adına seçilenlerin devletin sağ eliyle veren sol elin dengesini kurmasıdır. Şimdi sıraladığım gerekçelere bakarak Meclise sunulan ek bütçe Meclisin bütçe hakkına vurulan bir darbedir. Mecliste bütçe hakkı 16 Nisan 2017'de Özgür Özel'in söylemiyle "Rejime kasteden anayasa değişikliği"yle elinden maalesef alınmıştır. Az önce söyledim, devletin alan sağ eli ile veren sol eliyle denge kurmasıdır ama bu konuştuğumuz bütçede alan el ile veren el arasında bir denge kurulmadığını görmekteyiz.”
“TERAZİ” BOZULDU.
“Değerli arkadaşlar, "bütçe" dediğimiz terazinin iki tarafı var; dengeyi tutmak için bu iki kefeyi ayarlamak gerekiyor. Bir tarafta kamu harcamaları diğer tarafta kamu gelirleri. Siz bu terazinin dengesini bozarsanız... Kamu harcamalarını lüksünüze, itibarınıza, yandaşlara peşkeş çekmeye ayırdınız. Bunun en önemlileri yandaşlara dolar bazında garanti ödemeleridir, yaklaşık 52 milyar olduğu söyleniyor. Bir diğeri, sizin getirmiş olduğunuz "kur korumalı mevduat" denen ucubedir. Kamu gelirlerinin yani vergileri artırmak dışında çareniz kalmıyor, dolaylı, dolaysız vergiler her gün artıyor; motorlu taşıtlar vergisi, KDV artışları, kurumlar vergisi artışları bunun en büyük örneğidir.”
NAMERT VERGİSİ! DEPREM FIRSATÇILIĞI YAPIYORSUNUZ!
“Değerli arkadaşlar, dolaylı vergi bu ülkede namert vergisidir, namert yani zenginden de fakirden de aynı vergiyi alıyorsunuz. 2023 bütçesi 4,5 trilyon lira, bütçe açığı ise 2 trilyon ise burada ekonominin doğru yönetildiği söylenemez. Ek bütçe kapsamında tahsil edilecek ekstra verginin üçte 2'si tüketiciden, üçte 1'i ise gelir vergisi mükellefleri ve şirketlerden alınıyor. Yani yaşam mücadelesi veren 86 milyon aldığı her bir ürüne 2023 bütçesindeki 203 milyara ek olarak 310 milyarlık daha KDV ödeyecek. Yani bu namert vergisi fakirden ve zenginden eşit alınacak. Akaryakıt, doğal gaz, taşıt alımları, alkollü içki, sigara ve dayanıklı tüketimde ÖTV'yle fakir fukara daha yoksullaşacak, alım gücü düşecek. Ek bütçeyle sağlanmak istenen net 1 trilyon 119 milyar gelirin 482 milyarı AFAD'a aktarıldığı gibi gözükse de depremle ilgisi olmayan birçok harcama kaleminin olduğunu da görüyoruz. Getirilen bütçede açık bir deprem istismarı var, âdeta deprem fırsata çevriliyor. Avrasya Tüneli'ne ayrılan ödemeler var, Göç İdaresine ayrılan ödemeler var, sarayın özlük giderleri, barış giderleri gibi çeşitli harcamalar var.”
AKP DEVLETİ ALKOLİK YAPTI! 5 DUBLENİN 4’ÜNÜ DEVLET İÇİYOR!
“Toplayacağınız vergiye bakalım. Alkolden, şans oyunlarından aldığınız vergileri arttırıyorsunuz, acaba bu alkolü ne kadar çok seviyorsunuz? Bu alkol olmasaydı siz ne yapacaktınız? Değerli arkadaşlar, alkolden alınan vergiye bakınca devlet âdeta alkolik olmuş durumda, alkolik. AKP devleti alkolik yaptı. İçilen 5 bardak içkinin 4 bardağını devlet içiyor, 1 bardağını vatandaş içiyor. Değerli arkadaşlar, âdeta millet içsin diye dua ediyorsunuz. Alkolizmle mücadele edeceğinize âdeta "Millet içsin de daha fazla vergi toplayalım." diyorsunuz. Resmen devlet alkolik olmuş durumda. Neyle mücadele ediyorsanız ikinci gün bilin ki o alan genişlemeye devam ediyor.”
DEVLETİ KUMARHANEYE ÇEVİRDİNİZ!
“Değerli arkadaşlar, bakın sizin döneminizde yeni icat edilen bir alan daha var, ekonomiye çok katkısı var. Ney? Kumar. Rakamlara bakınca değerli arkadaşlar, ülkeyi âdeta kumarhaneye çevirmiş durumdasınız. Eskiden geldiğinizde fakir fukaranın yılbaşında çektiği Millî Piyangoyu günah görürken şimdi Millî Piyango eliyle âdeta kumar oynatılıyor. Millî Piyangoda tam 80 çeşit kumar var değerli arkadaşlar, tam 80 çeşit kumar var. Bakın, Millî Piyangoda devletin eliyle 80 çeşit kumar icat ettiniz. İçinde sihirli kasa var, para mıknatısı var, maden ağı var, hazine kutusu var, para piramidi var, ne isterseniz var değerli arkadaşlar; devlet âdeta bir kumarhaneye dönüşmüş durumda. Siz gelmeden önce Sayısal Lotoyu bilmeyen insanlar şimdi bilgisayardan sanal kumar oynamaya başladı, kaçak kumar oynamaya başladı.”
HARAM DEDİĞİNİZ NE VARSA DEVLETİ MUHTAÇ ETTİNİZ!
“Değerli arkadaşlar, bakın "Haram ve günah" dediğiniz devlet harcama arasında ne varsa milleti, devleti harama muhtaç ettiniz. Bakın, MASAK utandı, yasa dışı bahis rakamlarını açıklamayı bıraktı. MASAK 2017 yılında bir yılda Türkiye'de 5 milyon kişi yasa dışı bahis oynuyordu ve miktarı 50 milyardı, şu anda oynayan kişi sayısının 10 milyonu aştığı ve insanın milyarlarca doları sanal kumara yatırdığı biliniyor.”
HOROZ DÖVÜŞÜ BİLE 10 KAT ARTTI!
“Değerli milletvekilleri, vallahi billahi bir rakamı daha size vereceğim. Siz var ya milleti horoz dövüşçüsü yaptınız, horoz dövüşçüsü. Horoz dövüşü sizin döneminizde 10 kat artmış durumda. Millet artık ekonomiden umudunu kesti, işten umudunu kesti, güçten umudunu kesti horoz dövüşü oynatmaya başladı. “
VERGİ REKORTMENİ BEBEK BEZİ ALAN ANNLER!
“Arkadaşlar, bir şey daha söyleyeyim, bu ülkenin vergi rekortmenleri sizin 5'li çeteleriniz değil. Bu ülkenin vergi rekortmenleri kim biliyor musunuz? Her gün bebek bezi alan anneler, her gün otobüse binen öğrenciler, 20 dal sigarasının 17 dalını devlete verenler, içtiği 5 bardak rakının 4'ünü devlete verenler, 1 araba kendine 2 araba devlete alanlar, cep telefonuna 4 ayrı çeşit vergi ödeyenler, maaşı eline geçmeden vergisi kesilen, tuvalet kâğıdına yüzde 20 KDV ödeyen vatandaşlardır. Buradan bir kez daha söyleyeyim, devleti, koca devleti tuvalet kâğıdının vergisine muhtaç ettiniz değerli arkadaşlar.”
AH, PARA SEN NELERE KADİRSİN! KUR'AN-I YAKTILAR, SELAM VERMEYİZ. DEDİLER
“Şimdi, tabii, bir büyük ekonomik buhranı, bir büyük ekonomik krizi Türkiye yaşamakta. Bu kriz, kötü yönetim sadece ekonomiyi etkilemiyor, dış politikayı da etkiliyor değerli arkadaşlar. Arkadaşlar, dün düşman dediğiniz kim varsa hepsiyle barıştınız. Önce şunu bir göstereyim size, sonra diğer tabloyu göstereceğim. Bak önce ne demişler? "İsveç'e nasıl güveneceğiz." "'Evet.' demeyiz." "Bu şımarıklıkla NATO hayal." "İsveç'e kapı kapandı." "İsveç'in Kılıçdaroğlu hayali." İsveç NATO'ya girdi mi? Giriyor mu? Giriyor. İktidar kim? Kılıçdaroğlu mu? Bakın, çarka bak, çarka. Sonra "Türkiye AB'ye, İsveç NATO'ya" "Türkiye'yi AB'ye alın." "3'lü zirveden mutabakat çıktı" "Türkiye'nin dediği oldu." "AB'yi verin İsveç'i alın." Aslında mesele ne biliyor musunuz, mesele; mesele ne biliyor musunuz? Bugün Amerika'da ciddi bir gazetede yazıyor "Mesele para, para." Bakın, dediler ki: "Yüce dinimizin yüce Kur'an-ı, kutsal kitabımızı yaktılar, bunlara selam vermeyiz." Ah, para sen nelere kadirsin; para, para. Amerika'da bir gazeteci yazıyor: "IMF 13 milyar dolar kredi verecekmiş." Parayla her şeyi sattınız değerli arkadaşlar.
Ha, bir de MHP Grubuna söyleyeyim, Bahçeli ne diyor? "İsveç PKK'nın Avrupa'daki mağarasıdır." Hele bakalım, geldiği zaman ne yapacaksınız, hele bakalım ne yapacaksınız?”
ŞEREFSİZ DEDİKLERİNİZİN ETEĞİNİ ÖPTÜNÜZ!
“Değerli arkadaşlar, ekonomi o kadar kötü, o kadar umutsuz ki -Sevgili Cumhurbaşkanı Yardımcımıza Plan ve Bütçe Komisyonunda söyledim- değerli arkadaşlar, o kadar sıkışmış durumdayız ki yarın 15 Temmuz değil mi? Bu "Şerefsiz Bunlar"daki şerefsiz kim? 15 Temmuzu finanse ettiği söylenen Birleşik Arap Emirlikleri. Bakanın biri gidiyor, biri geliyor; biri gidiyor, biri geliyor "Şerefsiz"lerden para dileniyor Türkiye. "Darbeciyle Oturmam." Bu kim? Hani vardı ya bir tane işaretiniz, bu gitti, artık Sisi var; varsa yoksa Sisi var, Mursi gitti. Mursi şimdi mezarında ters dönüyor. Kim var? Sisi var, rabia yok, artık rabia yok. Şimdi bu Sisi'nin önünde de dönüyorlar ki randevu versin, Türkiye'ye davet ediyorlar.
Değerli arkadaşlar, başka? Bakın, başka şeyler de söyleyeyim. Hani vardı ya, yeri göğü inletiyordu reis, "Orta Doğu'nun lideri reis" ne diyordu? Diyordu ki: "Katil Suudi Arabistan'la yan yana gelmem." Ne yaptı? E, vallahi kapısında yatıyorlar şimdi, prenslerin eteğini öpüyorlar, yalvarıyorlar ki para versinler. Birleşik Arap Emirliklerine gidiyorlar.
Bir de şeyi unutmayalım: Katil devlet İsrail Doğu Kudüs'ü başkent yaptı diye herkese fırça attı, herkesle ilişkiyi kesti; şimdi İsrail'den para almak için, İsrail'le barışmak için büyükelçi atıyor, mesajlar gönderiyor, Netanyahu'yla dost oldular. Hani diyorlardı ya: "İstanbul'da oyunuzu Sisi'ye mi vereceksiniz Binali'ye mi?" Oyunuzu kime verdiniz? Sisi'ye. Oyunuzu kime verdiniz? Netanyahu'ya verdiniz oyunuzu. İstanbul seçimlerinde diyordunuz ya..”
BORSAYI KATARA SATTINIZ! THY’Yİ DE YAKINDA SATARSINIZ!
“Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin durumu bu. Ha, o Araplar da, o Orta Doğu ülkeleri de kimseye çocuk sevdirmezler, kimseye çocuk sevdirmezler. Nasıl ki Katar'a borsayı sattınız, yakında Türk Hava Yollarını mı satacaksınız, başka kurumları mı satacaksınız, onu da izleyeceğiz. Bu yaşatmış olduğunuz kötü siyaset, kötü ekonomi yönetimi maalesef Türkiye'yi dış politika anlamında dünyadaki en itibarsız ülke konumuna düşürmüş durumda. Her gün "kötü" dediğimize bugün "iyi" diyoruz, bugün "iyi" dediğimize yarın "kötü" diyoruz. Maalesef bu ülke sizden çok çekti ancak bunları takip etmeye devam edeceğiz.”
Bülten
FOTO: Arşiv