SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bunları Bilmek Önemli

0
Güncellendi - 2015-12-27 15:43:22
Bunları Bilmek Önemli
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Kızılay Kan Merkezi görevlileri tarafından, Malatya Polis Meslek Yüksek Okulu’nda kan bağışı kampanyası  düzenlendi. Malatya Polis Meslek Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Rıdvan Çalıkuşu ve okulda görevli rütbeli personelinde katıldığı kampanyada; okul yöneticileri ve öğrenciler tarafından 90 ünite kan bağışında bulunuldu.

“Hedefimiz 1 Milyon 800 Bin Ünite”

“Malatya’da sizlerin sayesinde güven içerisinde yaşamımızı sürdürüyoruz.“ diyerek sözlerine başlayan Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanı Ferhan Altunbaşak, “Ülkemizde 2005 yılından itibaren ‘Ulusal Güvenli Kan Temini’ programı oluşturuldu. Şu anda olan biten her şey bu programın dahilin de yürütülmektedir. Bu kapsamda kanun ve yönetmelikler çıkarılmış ve program 2015 yılına kadar sürdürülecektir. Gelişmiş ülkelerde gönüllü kan bağışı oranını yüzde 5’tir. Bu oran ülkemizde yüzde 2.5’tur. Bu endişe edilecek bir durum değildir; çünkü yapılan çalışmalar ile bu konuda gelişerek çok hızlı gidiyoruz. 2011 yılı ile 2012 yılında Malatya’da yapılan kan bağışı oranına bakıldığında yüzde 10 büyüdüğünü görüyoruz. Türkiye’de yıllık ortama kan bağışı ihtiyacı sayısı 1 milyon 800 bindir. 2005 yılında başlayan ‘Ulusal Güvenli Kan Temini’ programındaki amacımız; 2015 yılına kadar bu sayıya ulaşmaktır. Ne zaman 1 milyon 800 bine ulaşılırsa; kan temini konusunda yeter sayıya ulaşmış olacağız. Kan çeşmelerden akmıyor, eczanelerde satılmıyor. Bu nedenle bizler bugün sağlıklı isek kan bağışı yapmalıyız ve ihtiyacı olan insanlara bu kanları ulaştırmalıyız. “ dedi.  

“Kan Hepimiz İçin Gerekebilir”

Kanın ihtiyaç duyulduğu durumlar ile ilgili bilgiler aktaran Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanı Ferhan Altunbaşak, “Hastaların durumlarına göre;  yeni doğan kan uyuşmazlıklarında 1 ile 2 ünite, trafik kazalarında 5 ile 10 ünite, kalça ameliyatlarında 4 ile 6 ünite, böbrek naklinde 5 ile 10 ünite, mide kanamalarında 3 ile 20 ünite ve Malatya’da da başarılı bir şekilde gerçekleştirilen karaciğer nakillerinde ise 20 ile 100 ünite kana ihtiyaç vardır. Bunların yanında bir de düzenli kana ihtiyacı olan insanlar vardır. Talasemi, lösemi gibi kan hastalıkları olan kişilere her ay 1 ile 5 ünite, diyaliz hastalarına her ay 1 ile 2 ünite , kanser hastalarına ise her ay 1 ile 3 ünite arasında kana gereksinim vardır. Buradan da anlaşılacağı gibi kan bağışı yapmak son derece önemli bir olaydır. “ diye konuştu.

“Bin 500 Ünite Kanı 2 Saatte Ulaştırdık”

Doğal afet gibi durumlara önceden hazırlıklı olmak için kan stokunun olması gerektiğinin önemine değinen Altunbaşak, “Şu anda bu stoku tutamıyoruz. Ama sürdürdüğümüz çalışmalar ile bunu başaracağız. Bu konuya bir örnek vermem gerekirse; geçen yıl  Van’da meydana gelen deprem sonrasında oradaki insanların bir kısmı yaşamlarını yitirdi, bir kısmı ise enkaz altında kalarak yaralandı. Yaralılar, depremi yaşayanlar nasıl o durumda kan bağışı yapabilirlerdi? İşte bu durumda kan merkezleri devreye girdi. Türkiye’deki  tüm kan merkezleri  veri tabanı sistemlerinde birbirlerinin kan stokunu görebilirler. Dolayısı ile biz o gün henüz hastaneler tarafından istenmemiş olan kanları bir araya getirdik ve iki saat içerisinde bin 500 ünite kanı Van’a ulaştırdık. Van’da gücümüz yetti; ancak bu tür durumlarda her zaman hazırlıklı olmamız gerekir. Bu konuda kan bağışının ne kadar önemli olduğunun ayrı bir örneğidir.” ifadelerini kullandı.

“Bağışçının Doğru Beyanı  Çok Önemli”

18-65 yaş aralığında, 50 kilonun üzerinde olan tüm sağlıklı insanların kan bağışı yapabileceğini belirten Altunbaşak, “Hayatımız boyunca 3 ayda bir kan bağışı yapabiliriz. Kan bağışı süreci; kayıt, muayene, kan bağışı işlemi, dinlenme ve ikram bölümü olmak üzere ortalama 25 dakika gibi kısa bir süreden oluşmaktadır. Burada kan bağışçılarının üzerine düşen en önemli görevlerden biri, bağış öncesinde doldurulan formlardaki sorulara doğru cevaplar vermeleridir. Bizler, son teknolojiye sahip sistemler ile kanların analizlerini yapmaktayız. Ancak önemli olan kişinin doğru beyanıdır. Bazı insanlar test yaptırmak için doğru beyanda bulunmadan kan bağışı yolunu seçmektedir; bu son derece yanlış bir bakış açısıdır. Bu kişiler iyilik yapmak istiyorsa, önce testlerini yaptırmalı ve daha sonra kan bağışlarını yapmalıdırlar.“ dedi.

“Değerler Normale Dönüyor”

Kan bağışı yapmak isteyenlerin öncesinde bazı kontrollerden geçirildiğini söyleyen Altunbaşak, “Normal olan, kan değerinin 13,5 olmasıdır. Kişilerin kan değerleri bazen çok yüksek çıkıyor.  Bazı kişilerde bu değerlerin 17’e kadar çıktığını görüyoruz. Bu kişiler bazı zamanlar alınlarında ve enselerinde ağrı hissedip, çoğu zaman uyku halinde olabiliyorlar. İşte bu noktada kan bağışçıları kendi sağlıklarını da korumuş oluyorlar. Değerleri yüksek olan kişilerde; her kan bağışında yüksek olan kan değeri  1 birim düşüyor; bu nedenle  düzenli olarak kan vermek kan değerleri yüksek olan kişilerin de daha iyi bir duruma gelmelerini sağlıyor. İnsanların yaşları ilerledikçe vücutları kan üretemez oluyor; bu durumlarda da kan bağışı yapan kişinin vücudu 24 saat içerisinde aynı miktarda kan üretip dolaşıma katıyor. O yaşlarda böyle bir şans başka bir şekilde elde edilemez. “ diye konuştu.

“Kan Üçe  Bölünüyor”

Kanın bağışçıdan alındıktan sonra çeşitli işlemlerden geçirildiğini belirten Altunbaşak,” Bağışlanan kanlar, üçe bölünüyor. Kanın kırmızı kısmı dibe çöküyor, beyaz kısmı ise yukarıda kalıyor. Beyaz kan -24 derecede dondurulduğunda iki yıl saklanabiliyor; bunun adı plazmadır. Beyaz kanı dondurmadan önce içinden trombositleri çekiyoruz. Böylece 3 tane ürün elde edilmiş oluyor. Kanın kırmızı kısmının son kullanması 42 gündür ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Beyaz kısmı, özellikle yanık vakalarında vücutları kuruyan hastalara verilir. Trombositte , kanser vakaları ile kanaması durmayan hastalara verilir. “ ifadelerini kullandı.

"Halk Arasında Yanlış Bilgiler Konuşuluyor"

Sözlerinin sonunda, kan bağışı ile ilgili olarak halk arasında konuşulan yanlış bilgilere de değinen  Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanı Ferhan Altunbaşak, “Kan bağışı yapmanın özellikle kilo aldırdığı konuşulur. Bu kesinlikle yanlış bir bilgidir; kan bağışı ne kilo aldırır ve ne de kilo verdirir. Böyle bir bilgi, data hiçbir yerde kanıtlanmamıştır. Halk arasında konuşulan bir başka konu ise ‘kan grubum çok fazla rastlanan bir grup, dolayısı ile kan bağışı yapmama gerek yok.’ şeklindedir. Bu kişiler, kan gruplarının çok bulunmasının yanında, o gruba ait çok sayıda hastanın da olduğunu düşünmelidirler. “ diye konuştu.  

Kaynak: Görüş Gazetesi (Haber-Foto: Levent BARIŞ)

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız