SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Saat, Takı ve Uzun Tırnak Uyarısı

0
Güncellendi - 2020-06-28 02:17:46
Saat, Takı ve Uzun Tırnak Uyarısı
A- A+ PAYLAŞ

Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sema Karaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19 salgını ile mücadelede Türkiye'nin üç ayı geride bıraktığını belirterek, alınan önlemler ve uygulanan tedavilerle vaka sayısının azalmaya başladığını söyledi.

Yeni normalleşme sürecinde bugüne kadar sürdürülen tedbirlerin bir anda ortadan kaldırılmaması gerektiğini belirten Karaoğlu, "Böyle bir durumda süreci baltalamış olur kendimize, sevdiklerimize ve topluma zarar vermiş oluruz. Kişiler ve kurumlar bu konuda mutlaka azami dikkati göstermeli." dedi.

Bu süreçte kişisel bakımda alınacak tedbirlerin önemine değinen Karaoğlu, "Kovid-19, zarflı virüslerdendir. Yani dış kısmında bulunan zarf, eller 20 saniyelik sabunla yıkama sayesinde kolaylıkla parçalanır ve virüs harap olur. Bu da virüsten korunma yolunda insanlar için büyük bir avantaj sağlıyor." ifadesini kullandı.

El yıkama otomatikleşmeli

Sema Karaoğlu, koronavirüs tedbirleri kapsamında merak edilen konulardan birinin de ellerin nasıl bir sabunla yıkanması olduğunu vurgulayarak, "Antibakteriyel diye satılan oldukça pahalı sabunların olması gerekmez. Renksiz, kokusuz, beyaz sabun ellerimizi dezenfekte eder. Özellikle ortak yaşam alanlarında, sandalye, asansör, merdiven tırabzanı, otobüs, kapı kolları gibi sık kullanılan nesneler ile temastan hemen sonra ellerimizi mutlaka 20 saniye boyunca her tarafına su ve sabun temas ettirecek şekilde yıkamalıyız. Pandemi sürecinde el yıkama adeta otomatikleşmeli." bilgisini verdi.

Salgın sürecinde sık el yıkama ve el dezenfektanı kullanma nedeniyle deri bariyerinde oluşan bozulmanın ellerde kuruma ve çatlamaya sebep olduğuna işaret eden Karaoğlu, bozulan deri bariyerinin onarılması, kızarıklık, yanma gibi durumların önüne geçmek için mutlaka nemlendirici kullanılması tavsiyesinde bulundu.

Metal, taş ve plastik yüzeyde virüs canlı kalıyor

Türk Dermatoloji Derneği olarak, salgın hastalık sürecinde yüzük, bileklik ve saat bile takılmaması konusunda uyarıda bulunduklarını hatırlatan Karaoğlu, şöyle konuştu:

"Normalleşme sürecinde de bu önerilerimize aynen devam ediyoruz. Metal, taş ve plastik gibi yüzeylerde virüsün daha uzun süre canlı kalması, yüzey özellikleri dolayısıyla temizliği zorlaştırmaktadır. Bulaşma riskini artırmamak için takılarımızı ve saatlerimizi takmayalım. Tırnaklarımızı kısa kesmeye, oje sürmemeye devam edelim. Normalleşme süresi içinde kuaför ve berberlere de gitmeye başladık. Buralarda kişisel hijyen kurallarına eskisinden daha fazla dikkat edelim. Tek kullanımlık havlular bulunduralım. Erkekler için tek seferlik jiletler kullanalım. Manikür ve pedikür işlemleri için kendimize ait törpü, makas ve pensleri kullanalım."

Doğru maske kullanımının nasıl olacağı konusuna da değinen Karaoğlu, şunları anlattı:

"Maske takmadan önce ellerimizi kurallara uygun yıkamalıyız. Maske ağzımızı ve burnumuzu tamamen kapatmalı. Çoğu kişi maskeyi burnunu açıkta bırakacak şekilde takıyor ve sürekli eliyle düzeltiyor. Bu durumlar bizi korumadığı gibi kesinlikle bulaşma riskini de arttırıyor. Maske takıp çıkarılırken ağıza temas eden ön kısma dokunmadan arkadaki lastikli-ipli kısımdan tutarak çıkarılmalıdır. Nemlenen maske atılmalı ve aynı maske günlerce kullanılmamalıdır. Kovid-19 enfeksiyonu geçiren binlerce hastayı tedavi ettik, bir kısmını kaybettik. Ancak tedaviden daha önemli olan koruyucu hekimlik önlemleri ve karantinadır. Unutmayalım kurallar, yaşatır."

AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız