Saadet Partisi (SP) İl Başkanı Mehmet Asiltürk, Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak ile ilgili basından çıkan yolsuzluk iddialarının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın savcıları göreve çağırdığını hatırlatarak Uzmanların da daha önce ifade ettiği gibi Türkiyede bir başka örneği bulunmayan Malatya Belediyesindeki bu imar yolsuzluğu ile ilgili olarak Başbakanın savcılara yaptığı çağrıyı, Malatyadaki savcıların da duymasını ve gereğini yapmasını bekliyoruz dedi.
SP İl Başkanı Mehmet Asiltürk, imar yolsuzluğuna konu olan dosyalardan 6 tanesinin adeta aklandığı Belediye meclisinin olağanüstü toplantısında Bu kadarına da pes! dedirtecek cinsten kararlar alındığını belirterek Fakir fukara edebiyatı yaparak yolsuzluğun, yoksulluğun üzerine gideceğiz diye milletten oy alan bir siyasi parti, 29 Mart seçimlerinden sonra ne olduysa, AKPli belediye haksızlığı hukuksuzluğu apaçık ortada olan bu olaylara göz yumuyor. AKPli belediye birilerine diyet borcu mu ödüyor orasını bilemiyoruz ama göz göre göre suç işleyenleri aklamaya çalışarak kendisi suç işliyor. Demek ki bu insanlara karşı bir zayıf noktaları var. Malatya adına üzülüyoruz dedi.
TÜRÜNÜN İLK ÖRNEĞİ!
Asiltürk, olayın ilk patlak verdiği dönemlerde Belediyenin Ankaradan Malatyaya davet ettiği konusunda uzman kişinin yaptığı incelemelerin ardından Türkiyede ilk defa olan bir yolsuzluk. Bunun başka bir ilde bir örneği yoktur. Siz iyice bu işi bulandırmışsınız diyerek çözüm yolu noktasında belediyeye yardımcı olmadığını anlattı.
Saadet Partisi İl Başkanı Asiltürk, 2 Kasımda imar müdürlüğüne bağlı arşivin mühürlenmesiyle patlak veren imar yolsuzluğunun üzerinden yaklaşık 5 ay geçmesine ve savcılığa intikal ettirilmesine rağmen, konunun bir türlü sonuçlandırılmamasına bir anlam veremediklerini söyledi. Asiltürk, gelinen noktada, yolsuzlukları, usulsüzlükleri çeşitli nedenlerle belediye meclis tutanaklarına da girmiş dosyaların, belediye meclisinde alınan kararlarla aklanmaya çalışılmasını Bu kadarına da pes! dedirtecek cinsten kararlar olduğunu söyleyerek şunları kaydetti: Bu dosyalar savcılığa intikal etmişti ama bugüne kadar savcılığın yaptığı çalışmaları bilmiyoruz. Tabi savcılıkta bir çalışma yapmıştır ve bu çalışmalar er geç kamuoyuna yansıyacak. Yalnız mahkemede olan bu dosyaların alelacele belediyeden suç oluşturacak bir şekilde geçmesi başlı başına bir olay. Şimdi 5 Şubat tarihinde binaların mühürlendiğini, belediye başkanı, kendi beyanatıyla kamuoyuna duyurdu. Bir ay süre içinde ya bu yoğunlukları alarak o inşaatlara ruhsat verecekti ya da yıkım kararı alacaktı.
YIKIM KARARI ALINANLAR MAHKEMEYE BAŞVURACAK
11 dosyadan yasal süresi bittiği halde arsa hibesini kabul edip, 5 tanesi için belediyenin yıkım kararı vermesinin kendi içinde ayrıca bir çifte standart ve çelişki olduğunu söyleyen Asiltürk, haklarında yıkım kararı alınan inşaat sahiplerinin bu çifte standart yüzünden mahkemeye gideceklerini belirtti. Asiltürk Yarın bu inşaat sahipleri, yani hibe bağışında bulunmayan ve haklarında yıkım kararı verilenler, belediye başkanı ve belediye meclis üyesi hakkında suç duyurusunda bulunacaklar. Çünkü diyeceklerdir ki; biz bu belediyeden ruhsatımızı aldık ona göre evimizi yaptık, eğer burada bir suçlu varsa o da belediyedir. Kendileriyle aynı suçu işleyen evleri de emsal gösterecekler. Sıkıntı böylece belediye başkanı ve belediye meclis üyelerinin üzerine düşecek diye konuştu.
ARSA HİBESİNİ KURTARDINIZ YA TAPU SAHTECİLİĞİ?
İmar yolsuzluğunu yapanların sahte arsa bağışı ve tapular üzerinde sahtecilik yaparak olmayan arsa tapusu üzerine ruhsat almak suretiyle iki türlü suç işlediğini hatırlatan Asiltürk, bunlardan tapuda gerçekte olmayan arsalar üzerine fazladan daire ve inşaat yapanların nasıl aklanacağının gözden kaçırıldığını söyledi.
Malatya kamuoyunun bu sorunun da cevabını merak ettiğini söyleyen Asiltürk Yalnız burada gözden kaçan bir olay daha var. Burada suçu işleyenlerin iki türlü suçu vardı. Birincisi olmayan tapu üzerinden ruhsat almışlardı. Gerçekte tapuda böyle bir arsa olmadığı halde evrak üzerinde sahtecilik yaparak olmayan bir araziyi varmış ve tapusunu almış gibi göstermişlerdi. Bir diğeri de arsa hibesi yapılmış gibi gösterip gerçekte arsa bağışı olmamıştı. Şimdi belediye bu arsa terkini kurtarıyor kendi beyanıyla, ama olmayan bir tapuyu nasıl kurtaracaklar. Mesela diyelim ki bir inşaat yapılmış, esas ana tapu 1440 metre. Ama ruhsat alırken 1880 metre kare üzerinden inşaat ruhsatı alınmış. Oysa gerçekte o ada o parsel üzerinde 1880 metre kare bir arsa yoktur. Peki belediye, olmayan arsayı, olmayan tapuyu nasıl düzeltecek? Yani yaklaşık, arsa üzerinde 2 dönüm daha oynama yaparak ruhsat alanların bu ruhsatını nasıl düzeltecek? diye sordu.
BU YOLSUZLUĞUN TÜRKİYEDE BİR BAŞKA ÖRNEĞİ YOK
Belediyenin bu son aldığı kararla gerçekten büyük bir çıkmazın içine girdiğini belirten Asiltürk, daha öncede belediye tarafından Ankarada bu konularda uzman birisinin çağırıldığını, söz konusu uzman kişinin yaptığı incelemelerin ardından imar yolsuzluğu için
Türkiyede ilk defa olan bir yolsuzluk. Bunun başka bir ilde bir örneği yoktur. Siz iyice bu işi bulandırmışsınız diyerek çözüm yolu noktasında belediyeye yardımcı olmadığını anlattı.
VEKİLLER VE İL BAŞKANI NEDEN SUSUYOR?
Beydağındaki Kentsel Yenileme Alanında evlerini korumak için TOKİye Evlerimizi kaça alıp bize kaça ev satacaksınız? diye hakkını soran fakir fukara vatandaşa Provokatör diyen AKP İl Başkanının yapılış şekli ile Türkiyede bir ilk olan bu denli büyük bir yolsuzluk karşısında suskun kalmasının da düşündürücü olduğunu belirten Asiltürk, Belki de 29 Mart seçimlerinden sonra birilerine diyet borcunu ödüyorlardır dedi.
Asiltürk sözlerini şöyle tamamladı:
Görülüyor ki, bu belediye başkanı, bu milletvekilleri ve bu meclis üyeleri AKPnin belediye başkanları, AKPnin milletvekilleri, AKPnin meclis üyeleri. Malatyanın değil. Daha önce bu eski belediye başkanı döneminde oldu diyorlar. Beğenseniz de beğenmeseniz de bu sizin belediye başkanınızdı. Partinize mensuptu. Bakın imar komisyonunda olan kişi şu anda da imar komisyonunda. Değişen bir şey yok. Belediye Başkanı, Bu tür kararların fakir fukarının hakkına tecavüz olduğunu, bunların partiye zarar getireceğini ve dolayısıyla yıkım kararı alması gerekirken, aklamaya çalıştılar. Bir şeyin arkasına saklanmaya çalışıyorlar. Evlerde insanlar oturuyor, efendim üçüncü şahısları mağdur etmeyelim diye. Bakın daha temeli atılmamış inşaatlarda bile ruhsat yapılandırılması olayına gitmiyorlar. Demiyorlar ki; mesela bu arsanın hakkı 20 daire oysa ruhsatta 40 daire görünüyor. Bunu hakkı olan 20 daireye çekelim de ruhsatını ona göre verelim. Bunu yapmak yerine kurtarma çabası içine giriyorlar. Burada art niyet var. Her halde geçtiğimiz 29 Mart seçimlerde ne olduysa, AKP yönetimini kendisini buraya getirenlere diyet borcunu mu ödemek istiyor onu bilemiyoruz ama bunları kurtarmaya çalışırken, bu hırsızlığı yapanları aklama çabası içine girerken, gece kondu bölgesinde bir fakir evinin üzerine bir göz yaptığında kaçak diye yıkan belediye, mühürlü halde çalışan inşaatları çalıştırmama yönünde hiçbir çaba harcamıyor. Mühürlü binada müteahhit insanların gözünün içine baka baka sıva yapıyor, dış cephe giydirme yapıyor, alçıpan yapıyor, sıva yapıyor. Hem de mühürlü bina içinde insanların gözünün içine baka baka yapıyor. Belediye Başkanı ve belediye yetkilileri bu konuda bir şey yapamıyor. Demek ki bu insanlara karşı bir zayıf noktaları var. Malatya adına üzülüyoruz."