SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Yuva Davası Ağır Ceza'ya!..

A- A+ PAYLAŞ

Malatya 0-6 Yaş Çocuk Bakım Yurdu’nda barındırılan çocuklara, “bakıcı” adı altında çalıştırılan, çoğunluğu bu kurumun anlaşmalı çalıştığı şirketin “temizlik elemanı” olan kadınlarca uygulandığı öne sürülen “şiddet”in bir televizyon kanalında yayınlanmasıyla ortaya çıkan olayla ilgili davanın görüldüğü 4. Asliye Ceza Mahkemesi, “görevsizlik” kararı verdi. Mahkeme, duruşma savcısının mütalaası doğrultusunda davanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği yolunda karar aldı. Davanın 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmada ilginç iddia, savunma ve suçlamalar dikkat çekerken, tutuklu olan 2 kadının, bu olay nedeniyle görevden alınan ve haklarında ayrıca adli soruşturma yapılan Sosyal Hizmetler eski il müdürü Yakup Güler’in köylüsü oldukları belirtildi. Aynı olayla ilgili olarak, aralarında iki eski müdürün de bulunduğu 8 sanık hakkında da ayrı bir dava bulunuyor.

9 SANIKTAN 8’İ KATILDI..
Sanıkların; “Eziyet” suçundan toplamı 1048 yılı bulan hapisle cezalandırılmalarının istendiği davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Elif B. ve Şefika S.’nin yanı sıra, tutuksuz sanıklar Naciye T., Fatma İ., Melahat A., Yıldız G., Nezaket D. ve İnsaf Y. katılırken, Müjgan K. gelmedi. Müjgan K.’nın avukatı duruşmada hazır bulunurken, bu sanığın adına çıkarılan zorla getirme müzekkeresine karşın adresi yetersiz olduğu ve belirtilen adreste tanınmadığından getirilemediği tutanağa geçti. Çocuğu da yuvada kalan ve eziyet gördüğü iddia edilen, bu nedenle şikayetçi olan, kendisi de bir cinayet suçundan E tipi cezaevinde hükümlü olan Azeri uyruklu Arzu M.’nin ise, şikayetinden vazgeçtiği öğrenildi.

“ÇOCUKLARI SEVMEMİZİ İSTEMEDİLER..”
Tutuklu sanıklardan Elif B., 2005 Ocak ayında temizlik şirketinin elemanı olarak yuvada çalıştığını, suçlamaları kabul etmediğini, çocukların birbirlerine zarar verdiklerini, kendisini çok sevdiklerini, görevleri sırasında stajyerlerin kendilerine yardımcı olmadıklarını, başkalarının yapması gereken işlerin de kendilerine yaptırıldığını, çocuklar zaman zaman yaramazlık yaptığında, elinde olmadan görüntülerdeki hareketleri yaptığını, kendisinin Sosyal Hizmetler eski il müdürü Güler ile kirve ve aynı köylü olduklarını söyledi.

Diğer tutuklu sanık Şefika S. de, çocuk yuvasında temizlik şirketi personeli olarak 8-9 ay süreyle çalıştığını, temizlik işçisi olmalarına rağmen “Biz ne dersek onu yapacaksınız” denildiğini, temizlik işinin yanı sıra bakıcılık yaptırıldığını, amirlerine bu durumu söylediklerinde işten çıkarılmakla tehdit edildiğini, muhtaç olduklarını bilen amirlerce ezildiklerini, hemşire ve öğretmenlerin görevlerini de kendilerinin yaptığını, bazı zamanlar 48 saat görev yaptığının olduğunu, aşırı yüklenilmesi ve çocukların da yaramazlık yapması sonucu görüntülerdeki hareketleri yaptıklarını, ayrıca bir çocuğa kakasını yedirdiği iddialarının doğru olmadığını öne sürdü ve suçlamaları kabul etmedi. Şefika S., yöneticilerin çocukları sevmelerine izin vermediklerini, sevdikleri zaman da “Niye seviyorsunuz? Siz mi doğurdunuz? Siz geldiniz çocukları şımarttınız..” dediklerini öne sürdü. Bu sanık da, eski il müdürü Güler’le aynı köyden olduğunu, işe girmesine de eski il müdürünün aracı olduğunu söyledi.

Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmediler ve çalışma koşullarının zorluğunu dile getirdiler. Sanıklardan İnsaf Y., çocukların birbirlerine zarar verdiklerini, ayrıca yöneticilerin “Çocukların sesini kesin, nasıl keserseniz kesin” dedikleri için, yaramazlık yaptıklarında susturmak için “hafifçe” vurduğunu ifade etti.

Bu ifadelerin ardından duruşmaya öğle arası verildi ve öğleden sonra devam edildi.

SAVCININ YORUMU..
İkinci bölümde söz alan duruşma savcısı, sanıklar hakkında “her ne kadar eziyet suçundan kamu davası açılmış ise de sanıklardan Naciye T. ve Fatma İ.’nin devlet memuru olması, yaptıkları görevin kamu görevi olması, kamu görevlisi tarafından yapılan eziyet suçunun ayrıca işkence ve eziyet başlığı altında düzenlendiği, sanıkların ve davanın yargılamasını yapmanın 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev sınırını aşma ihtimali bulunduğundan bu hususun değerlendirilmesini” istedi.

AVUKATIN İŞKENCE DEĞERLENDİRMESİ..
Mağdur vekilleri bu görüşe katılıp, mahkemenin “görevsizlik” kararı verilmesini isterken, sanık Şefika S.’nin avukatı Sibel Esen, savcının değerlendirmesi karşısında “ilginç” bir yorum yaptı. Esen, mahkeme tutanaklarına da geçen yorumuna göre, “İddia makamının bu görüşüne katılmıyoruz. Bir suçun işkence olabilmesi için bir suçun işleniş ve delillerini elde edilmesi amacıyla şüpheli veya sanığa yapılan kolluk güçlerinin eylemidir. Ülkemizde işkence suçundan yargılanmış hiçbir öğretmen, hemşire ya doktor yoktur. Ayrıca işkence suçu sırasında kullanılacak eylemler tahdidi olarak sayılmıştır. Bunlar arasında sayılan hiçbir alet müvvekkil tarafından kullanılmamıştır.”dedi.

Diğer sanık vekilleri de, iddia makamının görüşüne katılmadıklarını, sanık eylemlerinin “kötü muamele” suçunu oluşturabileceğini, bunun da Sulh Ceza Mahkemesi görevine girdiğini iddia ettiler.

SAVCININ MÜTALAASI..
Duruşma savcısı, mütalaasında, sanıklardan 2’sinin devlet memuru olmaları, isnat olunan fiillerin süreklilik arzetmesi, bu nedenle sanıklar hakkında basit müessir fiil veya hakaret suçu yerine eziyet suçundan kamu davası açılmış olması, ceza kanunu gereği eziyet suçunun kamu görevlisi tarafından işlyenmesinin özel olarak düzenlendiği madde gerekçesinde işkence suçunun mağdurunun 765 sayılı TCK’nın dışında herkes olabileceğini açıkça belirtildiği TCK’nın ilgili maddesinde öngörülen ceza miktarına göre üst sınırının 15 yıl olup yargılama yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girdiği, bir kısım sanıkların şirkette sözleşmeli personel olsa ve suçun aynı şekilde değerlendirilip delillerin birlikte değerlendirilmesinde fayda olacağı görüldüğünden, sanıklarla ilgili yargılama yapmak için 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizliğine, dosyanın Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine, görevli olmayan mahkeme tarafından yapılan işlemlerin hükümsüz olacağının yasada düzenlenmesi nedeniyle, bu aşamada tanık ve diğer delillerin toplanmasından vazgeçilmesine, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yolunda görüş bildirdi.

ANA DELİLE “KANUNSUZ” İDDİASI..
Sanık Şefika S.’nin avukatı, mütalaya katılmadıklarını, müvekkilinin yargılanmasını gerektiren televizyon görüntülerinin hukuka aykırı elde edildiğini, bu durumun suç oluşturduğunu, ilgili yasa gereği bu delilin reddedilmesi gerektiğini, mahkemenin bu görüntüleri delil kabul etmesi halinde, görüntülerde görülen Nezaket D.’nin de tutuklu yargılanması gerektiğini önü sürdü.

Sanıklardan Naciye T. ve Fatma İ.’nin avukatları ise, memur olan bu iki sanık hakkındaki suçun “işkence ve eziyet” değil “kötü muamele suçu” olabileceği görüşünde olduklarını, mahkemenin bu konuyla ilgili yapılan yayınların ve oluşturulan kamuoyu baskısının etkisinde kalmadan soğukkanlı bir değerlendirme yapılmasını istediklerini söyledi.

Diğer sanıklar ve avukatları da suçun “Kötü Muamele” olabileceği iddiasında bulundular.

VE GÖREVSİZLİK KARARI..
Mahkeme; CMK’nın 7. maddesi gereğince görevsiz mahkemenin yaptığı işlemler hükümsüz olduğundan yargılamayı gereksiz yere uzatmamak için tanık dinlenmesinden ve diğer usulü işlemlerin yapılmasından bu aşamada vazgeçilmesine karar verdi.

Daha sonra mahkeme, CMK’nın 4/1 maddesi gereğince “görevsizlik” ve dosyanın yetkili ve görevli Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi, tutuklu iki sanığın tutukluluk halinin devamı kararıyla duruşmayı bitirdi.

TOPLAM 1048 YILI BULAN HAPİS İSTEMİ..
Hazırlanan iddianamede, 2’si tutuklu 9 sanık hakkında; 5237 sayılı TCK'nin 96/2-a, 53 ve 63. maddelerinin uygulanması isteniyor. Bu madde, her sanık için, karıştığı her olay nedeniyle 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası içeriyor. Sanıklardan Şefika S., Naciye T., Müjgan K., Elif B. ve Fatma İ.'nin bu suçu 17 çocuğa karşı işledikleri için 17'şer kez hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Buna göre, bu kadınlar için 136'şar yılı bulan hapis cezası isteniyor. Yine sanıklardan İnsaf Y. ve Yıldız G.'nin 15'er çocuk için toplam 120'şer yıla, Nezaket D. ve Melahat A.'nın da 8'er çocuk için 64'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları öngörülüyor. Kadınlar için istenen hapis cezasının toplamının 1048 yıl olduğu belirtildi.

MÜDÜRLERİN YERALDIĞI İKİNCİ DAVA..
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Çocuk Yuvası olayıyla ilgili olarak 9 bakıcı kadın hakkında Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ardından, Sosyal Hizmetler eski İl Müdürü Yakup Güler, Çocuk Yuvası eski Müdürü Niyazi Yıldız, Çocuk Yuvası'nda görevli öğretmenler S.S. ve A.D., sosyal hizmetler uzmanları H.A. ve G.K. ile çocuk eğiticileri Z.K. ve S.B. hakkında "Görevi İhmal" iddiasıyla Malatya Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açılmıştı. İddianamede, memurlar hakkında TCK'nin 257/2 maddesine göre 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile 53. maddesine göre cezalandırıldıkları takdirde kamu hizmetlerinden yoksun bırakılmaları talep ediliyor.

Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde, Sosyal Hizmetler eski İl Müdürü Yakup Güler hakkında, "Kurumda gerekli denetimi yapmadığı, kurumda daha önce görev yapıp çocuklara alışmış, çocuk bakımı konusunda bilgi sahibi personeli sebepsiz olarak görevden alarak yerine acemi, liyakatsiz bakıcı anneler görevlendirmek suretiyle yeterli dikkat ve özeni göstermeyerek hakkında dava açılan bakıcı kadınlar hakkında suç işlemesini kolaylaştırmak suretiyle görevini ihmal ettiği" iddiaları ileri sürülüyor.

Çocuk Yuvası Müdürü Niyazi Yıldız hakkında ise "Sorumluluğu altında bulunan personeli yeterince denetlemediği, bakıcı annelerin çocukların üzerine sıcak su atmasına göz yumduğu, gerekli denetimi yapmadığı, bu şekilde görevini ihmal ettiği" iddiaları öne sürülüyor. Diğer 6 memur ise görevlerini ihmal ve gördükleri olumsuz gelişmeleri idareye bildirmemekle suçlanıyor.

Bu davanın da önümüzdeki günlerde görülmesi bekleniyor.

Bu arada, Sosyal Hizmetler eski İl Müdürü Yakup Güler, Edirne 80. Yıl Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'ne öğretmen olarak, Çocuk Yuvası Müdürü Niyazi Yıldız ise Siirt Çocuk ve Gençlik Merkezi'ne öğretmen olarak atanmıştı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız