SON DAKİKA
SON DEPREMLER

100'ün Üzerinde Bilim İnsanı Türkiye'deki 132 Diri Fayı İnceliyor

100'ün Üzerinde Bilim İnsanı Türkiye'deki 132 Diri Fayı İnceliyor
A- A+ PAYLAŞ

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), 24 üniversite, 100'den fazla bilim insanı ve 300'ün üzerinde bursiyer, Türkiye'de bulunan 485 diri faydan 132'sinde aynı anda çalışma yürütüyor.

Ülkenin çeşitli bölgelerinde bulunan 132 diri fay üzerinde çalışma gerçekleştiren bilim insanları, fayların deprem tarihçesi, faylar üzerinde en son depremin ne zaman meydana geldiği ve bu faylarda depremlerin tekrarlanma olasılığını araştırıyor.

Elde edilen verileri kamu kurumları, belediye ve ilgili birimlerle paylaşmayı hedefleyen bilim insanları, şehirlerdeki imar planlarının sonuçlara göre şekillenmesini sağlamayı planlıyor.

Bilim insanlarından elde edilen veriler AFAD tarafından Afet Risk Azaltma Sistemi'ne de (ARAS) entegre edilecek. Sistemle afetlerin olası etkilerinin en aza indirilmesi hedefleniyor.

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, AA muhabirine, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerden sonra ihtiyaç olduğu için böyle bir projenin hayata geçtiğini söyledi.

Projenin birçok paydaşı bulunduğunu anlatan Tatar, şöyle konuştu:

"TÜBİTAK'ın yürütücülüğünde 24 üniversiteden 100'ün üzerinde araştırmacının yer aldığı 300'ün üzerinde bursiyerin görev aldığı büyük bir proje. Türkiye'de 500 civarında deprem üretme potansiyeli bulunan diri faylar var. Bu fayların eski deprem tarihçesinin bilinmesi, bu faylar üzerinde en son depremin hangi tarihte meydana geldiği, bu depremin ne kadar yer değiştirmeye neden olduğu ve depremlerin bu faylarda tekrarlanma aralığının bilinmesi son dere önemli. Bunu elde ettiğimizde birçok imar planında kullanabileceğiz. 6 Şubat 2023'ten sonra MTA sorumluluğunda olan bu çalışmaya destek vermeye başladık."

Sonuçlar ARAS'a entegre edilecek

Prof. Dr. Tatar, Türkiye'de önceliklendirilmiş faylar üzerinde çalışma yürüttüklerini ifade etti.

Çalışmaların önemli olduğunu belirten Tatar, şunları söyledi:

"132 diri fay üzerinde aynı anda yürüyen bir proje dünyanın en büyük paleosismolojik projesidir. Dünyada bu boyutta ve büyüklükte aynı anda 132 fayın birlikte çalışıldığı başka bir proje yok. Projeden elde edilen sonuçları birçok yerde kullanacağız. Özellikle bütünleşik ve risk haritalarını oluştururken elde ettiğimiz veriler önemli bir altlık oluşturacak. Proje sonrasında Türkiye Diri Fay veri tabanı oluşmuş olacak ve bunu Afet Risk Azaltma Sistemi'ne (ARAS) entegre edeceğiz. Belediyeler ve kamu kurumları projenin sonuçlarını kullanma, değerlendirme ve uygulamaya koyacak."

Türkiye'deki fay hatlarının uzunluğu 14 bin 500 kilometre civarında

Türkiye'de birçok fay hattı bulunduğunu dile getiren Tatar, yapılacak her çalışmanın önemli olduğunu söyledi.

Tatar, şöyle konuştu:

"Ülkemiz dünya topraklarında en fazla diri fay bulunduran ülkesi, toplamda 485 tanımlanmış diri fay var. Hala bu çalışmalar devam ediyor ve bunlar sürdükçe bu sayı belki de 500'ün üzerine çıkacak. Bu dinamik bir süreç, bu süreçte kurum ve bilim adamları yaptıkları bu çalışmalarla buna katkı sağlıyorlar. 485 diri fayın uzunluğunu dikkate aldığınızda 14 bin 500 kilometre gibi bir uzunluk çıkıyor ve bu ciddi bir rakam. Böyle bir ülkede sürekli bu çalışmaları artırmamız gerekiyor. Ortaya çıkan sonuçları mantıklı ve sağlıklı bir şekilde kamu kurumları ve vatandaşa sunulması önemli."

Gaziantep, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız