Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci; “Siyaset yaparken de ayrımcılık, nefret dilini kullanmamız lazım. Siyaseti ayrıştırmak için, kamplaştırmak için değil, birleştirmek için, huzur için, barış için kullanmalıyız, kardeşlik hukukunu geliştirmek için kullanmalıyız.” dedi.
BUĞDAY PAZARI ESNAFI ZİYARETİ
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Malatya Buğday Pazarı esnafıyla bir araya geldi. Düzenlenen toplantıya Malatya Valisi Mustafa Toprak, AKP Malatya Milletvekilleri Mustafa Şahin ve Nurettin Yaşar, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, AKP İl Başkanı Hakan Kahtalı, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, Ticaret Borsası Başkanı Gürsel Özbey ve esnaflar katıldı.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci; buradaki konuşmasında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu: “-‘Hayır’ cephesi o kadar hızlandı ki 'evet' diyenleri neredeyse denize dökmekle tehdit ediyorlar. Sanki Kurtuluş Savaşı'nın mücadelesini veriyorlar da Yunanlıları denize döküyorlarmış gibi bir imaj oluşturuyorlar. Oysa değerli arkadaşlar; biz bu referandumu birleşme adına, uzlaşma adına, ötekileştirme, ayrıştırma adına bu referandumu götürmememiz lazım. Biz bu referandumla, ‘Hayır’ verende, ‘Evet’ verende tamamı bizim vatandaşımız. Ve bunların tamamı da bu ülkede yaşayan insanlar. Dolayısıyla birbirimizi kamplara ayırarak, bir birimizi düşman ilan ederek siyaset yapılmaz, yapılmamalıdır. Eğer birileri bunu sehven söylemediyse kasıtla söylediyse gerçekten ortada çok vahim bir durum var demektir. Biz burada Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bir oylama yapıyoruz. ‘Evet’te çıkabilir, ‘Hayır’da çıkabilir. Bizim gönlümüz ‘Evet’ten yana. Çünük bölgede güçlü bir Türkiye istiyoruz, lider bir Türkiye istiyoruz. Türkiye’nin terör saldırıları ile muhatap olduğunu da gördüğümüzde bu coğrafyada bulunmanın güçlü yönetimler istediğini, güçlü bir Meclis istediğini, güçlü bir yargı istediğini, herkes esasında vicdanına danıştığında bunu görebilir. Ama bunu kamplaşma vesilesi yaparsak, bir birimizi düşman ilan edersek bu doğru atılmış adımlar değildir. Onun için kimlerin Türkiye’nin geleceğini, birliğini, dirliğini düşündüğünü de bu kampanya süresi içerisinde görmüş oluruz.
“TERÖRÜN KÖKÜNÜ KAZIYACAĞIZ”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci; Battalgazi Belediyesi tarafından yapılacak olan Engelsiz Yaşam Merkezi’nin temel tama törenine katılarak burada gündeme ilişkin yaptığı konuşmasında; “
“Bugün Şırnak’ta da 3 tane şehidimiz oldu. Cenab-ı Allah bütün şehitlerimize rahmet etsin. O terör saldırısını da şiddetle ve nefretle kınıyoruz. İşte biz burada engelleri kaldırırken insanların yaşam sevincini yeşertmeye çalışırken birileri de orada mayınlar döşeyerek, bombalarla insanların yaşam sevincini söndürüyorlar. Ama bilesiniz ki Allah’ın izniyle biz her türlü terör örgütüyle de, PKK’sı ile de, DEAŞ’ı ile de, FETÖ’sü ile de DHKP-C’si ile de bilmem ne terör örgütüyle de Allah’ın izniyle sonuna kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz. Allah’ın izniyle de onların kökünü kazıyacağız. İşte terör esasında insanlık suçudur. Terörün dini ve milliyeti olmadığını biz hep söylüyorduk. Ve insanlığın teröre karşı tek vücut olması gerektiğini hep ifade ediyorduk. İşte Rusya’da yapılan terör saldırısını gördünüz. Esasında orada yapılan da insanlığa karşı yapılmış bir terör saldırısıydı. Orada da canlarını kaybedenlere rahmet diliyoruz ve nefretle kınıyoruz. Kimse, şu veya buradan, nereden gelirse gelsin, kim adına yapılırsa yapılsın terörün her türlüsüne de karşıyız. ” ifadelerini kaydetti.
“KARDEŞLİK HUKUKUNU KORUMALIYIZ…”
Bakan Tüfenkci şöyle devam etti:
“Siyaset yaparken de ayrımcılık, nefret dilini kullanmamız lazım. Siyaseti ayrıştırmak için, kamplaştırmak için değil, birleştirmek için, huzur için, barış için kullanmalıyız, kardeşlik hukukunu geliştirmek için kullanmalıyız. İşte iki gün evvel ana muhalefet partisinin milletvekili, hatta deniz Baykal dahil olmak üzere görüyorsunuz; nasıl nefret dilini kullandıklarını, insanları nasıl kamplaştırarak düşman ilan ettiklerini hep beraber üzülerek ama ibretle seyrettik. Değerli kardeşlerimiz, bizim dilimiz sevgi dili, bizim dilimiz barış dili, bizim inancımız, bizim medeniyetimiz hep birlikte kalkınmayı, hep birlikte kardeşlik hukuku içinde hareket etmeyi getiriyor. Dolayısıyla buradaki engelli kardeşlerimde, burada bulunan bütün kardeşlerimiz, hemşerilerimizde ve Türkiye bir bütün olarak, 80 milyon kardeş olarak biz hep birlikte kalkınmamız lazım. İşte Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin de tam amacı da bu. Türkiye’nin birliğine, Türkiye’nin kardeşliğine, uzlaşmanın ve birlikte hareket etmenin kültürünün gelişmesine vesile olacağı için biz ‘Evet’ diyoruz. Niye mi? Değerli arkadaşlar; bu sistemde yüzde 50+1 alamayan hiçbir kimse Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içerisinde yer alamayacak. Dolayısıyla toplumlaş uzlaşamayan, toplumun değerlerini temsil etmeyen, Türkiye’nin ortalamasını yakalayamayan hiçbir kimsenin iktidar olma şansı yokta onun için.”
Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com
