SON DAKİKA
SON DEPREMLER

26 Ölümlü Davanın Belediyeci Sanığına Göre 2000 Öncesi Yapılar Yıkılmalı

26 Ölümlü Davanın Belediyeci Sanığına Göre 2000 Öncesi Yapılar Yıkılmalı
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’da 6 Şubat 2023'deki depremlerin ikincisinde çöken, 26 kişinin öldüğü, 9 kişinin de yaralandığı Yetiş Apartmanı davasında, proje onayında imzası bulunan belediye görevlisi sanık, savunmasında Malatya’daki 2000 yılı öncesi tüm binaların 2. deprem bölgesi yönetmeliğine göre yapıldığını” belirterek, hepsinin yıkılması gerektiğini öne sürdü.

6 Şubat 2023'teki depremin 13.24'te meydana gelen ikincisinde, Malatya merkez Battalgazi ilçesi Büyük Mustafapaşa Mahallesi Zapcıoğlu Caddesi üzerinde bulunan ve ruhsat tarihi 1993 olan Yetiş  Apartmanı çökmüştü. Enkaz altında kalan sonucunda Alhem Deşvani(13), Ahmed Reşvani(12), Amina Bekmeşli(43), Büşra Yetiş (15), Elanur Altıparmak (10), Esaf Toukaj(32), Fadime Erkuş (70), Gülay Şengül (51), Gülşeref Çoban, Hacı Şengül (58), İzzettin Akın Kayabaşı(10), Leyla Yetiş(46), Mariya Reşvani (18), Mecide Reşvani (45), Muhammed Reşvani (19), Muharrem Esen (79), Nuran Dündar (59), Oğuz Çoban (35), Osman Altıparmak (50), Osman Oğuz Yetiş (6), Pınar Dündar (41), Rüya Altıparmak (2), Songül Altıparmak (43), Tuğba Koç (32), Yusuf Reşvani (14) ve Zeliha Esen (80)  hayatını kaybederken, aynı apartmanın enkazında kalan  Abdulfettah Reşvani, Abdurrahman Arda Kayabaşı, Asıa Rashwanı, Beyza Yetiş, Hamdi Erkuş, Hasan Erkuş, Mahmud Reşvani, Mehmet Koç ve Niyazi Çoban ise yaralanmıştı.

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Yetiş Apartmanı davasında binanın projelendirilmesi ve yapımında görev alan İ.Ş., H.K. ve V.Ö. ile proje onayında imzası bulunan dönemin belediye görevlileri  Y.K., A.Ö.ve M.B. tutuksuz yargılanıyorlar.

Davanın duruşmasında savunması alınan dönemin belediye görevlilerinden  A.Ö. "Ben Malatya Belediyesinde inşaat mühendisi olarak çalışıyordum. Statik projenin onaylanmasında imzam var. Biz statik projenin mimari projeye uygunluğuna bakıyorduk, statik hesaplamaları yeniden yapmıyorduk. Statik projede sorumluluk, projeyi yapan mühendise aittir. Biz statik hesabın yapılıp yapılmadığına bakıyorduk. Bizim, belediye görevlisi olarak sahada inceleme ve kontrol görevimiz yoktu. Bizim, binaların inşaat süreçlerin tek tek denetleme gibi bir imkan ve görevimiz yoktu. Kahramanmaraş’ta sadece bir sitede ölenlerin sayısı 1.400 kişidir, Malatya genelinde ise kaybettiğimiz kişi sayısı 1.300 civarındadır. Malatya Belediyesi’nde çalışanlar aslında görevlerini en iyi şekilde yerine getirmiş. Şu anda Hatay’da dosyalar bile bulunamazken, biz yaptığımız iş ve işlemleri dönemin yönetmeliğine uygun olarak yapmışız” dedi.

Dönemin bir diğer belediye görevlisi Y.K. ise “Ben Malatya Belediyesi’nde 1991 – 1994 yılları arasında İmar İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptım. Ben mimarım. Benim statik projelerde imzamın bulunması, teknik değil, idari bir imzadır. Onaya getirilen belediyede görevli inşaat mühendislerinin inceleyip imzaladığı proje evrakına ben sadece onay yaparım projenin içeriğini, statik hesapları, incelemem zaten uygun değildir çünkü ben inşaat mühendisi değilim mimarım, Benim yaptığım onay idari bir onaydır.” savunmasını yaptı.

Y.K., “1999 Gölcük Depremine kadar Malatya 2. Derece deprem bölgesiydi.  1999 depremi öncesine kadar Malatya’daki binaların statik hesaplamaları 2. Derece deprem bölgesine göre yapılıyordu. 1. ve 2. Derece deprem bölgeleri arasındaki  fark şu şekildedir; 2. Derece deprem bölgesindeki inşaatta demir yoğunluğu 18-20 kilogram iken, bu 1. Derece deprem bölgesindeki inşaatta demir yoğunluğu  35-40 kilogramdır. Dolayısıyla Malatya’da 1999 öncesi yapılmış hiçbir binanın depreme dayanıklı olduğunu söyleyemeyiz. Bana göre, Malatya’da 2000 yılından önce yapılmış olan tüm binaların yıkılması gerekiyor.” iddiasında bulundu.

Mağdur Abdurrahman Arda Kayabaşı, depremde annesi, kardeşi ve anneannesini kaybettiğini belirterek, “İlk depremde bina ayaktaydı. Dıştan gözle görülebilir bir  hasar vardı. İlk katta çatlaklar vardı. Biz 5. katta oturuyorduk. Kolon ve kirişlerde çatlaklar olduğunu ben gözlerimle görmüştüm.” dedi.

Cengiz Yetiş ise, enkazda eşi ve çocuğunu kaybettiğini belirterek, ilk depremde çıktıktan sonra tekrar binaya girmediğini, bu nedenle binadaki durumu göremediğini, eşinin namaz kılmak için binaya girdiğini ve ikinci depreme yakalandığını belirterek, “Enkazda demir ve beton yoktu. Kullanılan kum ise dere malzemesiydi. O binanı hiçbir şeyi düzgün yapılmamış.” diye konuştu.

Annesi ve kardeşinin öldüğü enkazda kendisinin 4 gün sonra kurtarıldığını ve 2 yıldan beri tedavi gördüğünü belirten Beyza Yetiş ise, “İkinci deprem öncesi binaya girdiğimde  giriş katında bende bazı çatlaklar görmüştüm. Üst taraftaki çıkıntılarda çatlaklar vardı. 4 gün enkazda kaldım.” dedi.

Duruşma dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ileriki bir tarihe ertelendi.

malatyahaber.com

ARŞİV FOTOĞRAF: 26 kişiye mezar olan Yetiş Apartmanı enkazı

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

15 yorum yapılmış

  • Haciwhat (2 hafta önce)
    Bir insan çalmayı seviyorsa ,her zaman ve her yerde her koşulda çalar.
    0
    0
    Yanıtla
  • Nuri (2 hafta önce)
    Bir insanın iliklerine kadar hırsızlık işlemişse,2020 yılında bitmiş olmasına rağmen onlarca insana mezar olan binaların yerle bir olduğuna da şahit olduk.Oysa 2000 li yılların öncesi yapılmış çoğu binanında ağır hasarlı ama yerinde olduğunu şu anda Malatyada sokakları gezenler çok rahat görebilirler.
    0
    0
    Yanıtla
  • Yıkım (2 hafta önce)
    Hırsız müteahitlerin yaptığı her yapı yaşına bakmadan yıkılmalıdır. Avrupada Japonyada yüzlerce yaşında binalar neden sapsağlam duruyorlar, ona da bakılmalıdır.
    %67
    %33
    Yanıtla
  • Ali (2 hafta önce)
    Kesinlikle belirtmek isterim, herkesin müteahitlik yapabilmesinin mümkün olduğu bu mevcut yasada herzaman kötü yapıyla karşı karşıya gelinecektir. İş deneyimi olan bir şirketi satın alarak nasıl olurda deyime sahip olabilirsiniz? Şirketin aklı veya tecrübesi olamaz ancak cirosu bilançosu olur, şirket sahibinin iş deneyimi olmalıdır. Okulunu okumayana veya belli bir süre taşeronluk yapıp seviye kazanmayan müteahitlik yaomamalıdır. Dünyada bu iş böyledir gerisi boş laftır. Ortaöğretim mezunu müteahhit bir vatandaş ben inşaattan almamam derse neden anlamıyorsun diye hesap soramazsın çünkü bunu şart koşmamışsın.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Ali (2 hafta önce)
    Bilip bilmeden herkes ordinarus olmuş. Adam haklı 99 öncesibinalar sadece deprem bölgesi değişimi değil "güçlü kiriş sağlam kolon" prensibi "güçlü kolon sağlam kiriş" olarak bile değişmiştir. 99 öncesi tüm binalar dört dörtlük yapılmış olsa bile risk altındadır. Dere kumu ve elle dökülen betona girmiyorum bile. Belki hatası suçu varfır bilmem ama dediği doğrudur. Zemin veya yapım tekniği nedeniyle 100 yıldır yıkılmayan binaları bu kefeye koyup değerlendirmek hatadır. Bence 99 öncesi çok katlı binada birilerinin yaşamadına müsaade etmek çok ciddi bir sorumluluk almaktır. Hasarsız olsa bile tümünü performans analizine sokmak gerekir, hatta devletin bunu ücretsiz yapmalıdır çünkü çoğu az gelirli kesimin ikametindedir. Vallahi billahi doğrusu budur yazıktır günahtır, bu tür binaların betonu hasar aldığı gibi genelde yıkılır çünkü kesilmiş kolonu tutacak demir çok azdır.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • malatya (2 hafta önce)
    100 yillik binalar yikilmamis halen 2000 oncesi diyor. Elinde bir teknik degerlendirme yoktur. Agzi olan bu ulkede muhendis. Yetkili olmayanlarin konusmasi suc sayilmali bu ulkede. Hangi insaat hesabina gore yorum yapiyorsun? Agzi olan bilim adami bu ulkede! Agzin olmasi yetiyor.
    %17
    %83
    Yanıtla
  • Duman44 (2 hafta önce)
    İnsanların canı gitmiş oradaki mühendis alay eder gibi tüm binalar yıkılmalı diyor
    %25
    %75
    Yanıtla
  • Gül (2 hafta önce)
    Aynı mütaitlere yine gorev verildi olan biz halka oldu mahkemeye versen bir şey yok vermesen bir şey yok.Bu müthitler kesinlikle 81 ilde iş yapamamalı yaptırilmamalı.Adamalar bizleri soydu deprem oldu yaptıkları evler sırf hatalar yüzünden yıkıldı aynı boldgede aynı sokaktaki binalar yıķılmadım. farklı mütahit olduğu icin .İşini iyi yapana ödül kötü yapana ceza yok bu devran böyle devam ettikçe bizler de böyle rezil olmaya devam.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Engin yurt (2 hafta önce)
    Uzun lafın kısası: Zemine uygun proje, kaliteli malzeme, hatasız işçilik, doğru statik olursa kaç katlı olursa olsun en fazla hafif hasarla depremi atlattı. Hatta 4 katlı 1983 yapım binada bile ufak tefek çatlak dışında hasar görmediğim bile oldu. Ama projede , işçilikte, statikte veya malzemede sorun varsa bırakın apartmanı 2 katlı bir kaç yıllık villalar bile yıkıldı veya ağır hasar aldı.
    %60
    %40
    Yanıtla
  • Y.K. (2 hafta önce)
    Çok Merak ettim Y.K. Kimmiş, o görevi idari olarak onaylayacaksa neden mimarlık yapmış, idari olarak onay dediğimiz onayda ise, Mimarlığını ilgikendirmiyorsa neden o görevdeymiş, birde demir kğ hesabını anlatmış algı mı yapıyorsun yani, Bu kadar insan vefat ettyise bu kadar insanda evsiz barksız umutsuz kaldıysa o zaman mimarım demeyecektin. Sorumluluğu atıp atıp geçin üzerinizden
    %50
    %50
    Yanıtla
  • Cero (3 hafta önce)
    2000 yılından çok önce yapılan binalar bile hasar almazken 3 yıllık binalar yıkıldı. Hile her yerde. Yıkılması gereken hileye açık denetim sistemi ve deprem hesaplarının olmadığı mühendislik ve yapı sistemi ve yapı denetim mekanizması. Kurda koyun teslim edilince böyle oluyor ve olacakta.
    %71
    %29
    Yanıtla
  • mühendis (3 hafta önce)Cero isimli kullanıcı yorumuna
    önemli not:6 şubat depremlerinde malatyada yıkılan binaların %96.7 si 2000 yılından önce yapılan yapılar.Yani doğru bir ifade kullanılmış..
    %48
    %52
    Yanıtla
  • Bostanbasi (2 hafta önce)mühendis isimli kullanıcı yorumuna
    Ne içtin onuda de bostanbasi na hiç gittinmi
    %0
    %100
    Yanıtla
  • Beyefendi size gerçek veri söylüyorum.bostanbaşında ki binalar hasar almış olabilir bu konuda haklısınız .çoğuda ağır hasar aldı zeminden dolayı fakat yıkım sadece iki binada gerçekleşti.hasar almak ve yıkılmak ayrı konular.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Sizde demişsiniz işte denetim eksikliği diye, yapı denetim yasası olmadan yapılan binalar denetimsiz yapıldı. Eski binaların yıkılıp yıkılmadığı oranını emsal alacaksanız yıkılanların sayısı yıkılmayandan daha çok. Yıkılanları örnek göstermeniz doğru olur.
    0
    0
    Yanıtla