MALATYA'DA 225 BİN KORONA TESTİ YAPILDI.. Malatya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Recep Bentli, koronavirüs salgını sürecinde, salgının Türkiye ve bu kapsamda Malatya’da ilk görüldüğü Mart ayından, kademeli olarak normalleşmeye geçilen Haziran – Temmuz aylarına kadar geçen dönem ile Kurban Bayramı sonrasından bugüne kadar geçene dönemi kıyaslayarak; ilk dönemde, “Virüsün yeterince tanınmaması” nedeniyle yaşanan yoğun tedirginliğe rağmen, Malatya’da vaka sayısının ikinci döneme göre çok az olduğunu, Eylül ayında ise vaka sayısında zirve noktasına ulaşıldığını söyledi.
Prof. Dr. Recep Bentli, “Özellikle pandeminin ilk aylarında; Mart, Nisan, Mayıs aylarında, özellikle İstanbul’da çok ciddi bir yoğunluk yaşandı. Malatya olarak biz, o dönemde salgını biraz daha hafif geçirdik” dedi.
Covid-19 mücadelesinde gelinen aşamayı ve her iki dönem arasındaki farklar konusunda bilgi veren Prof. Dr. Recep Bentli, salgının başladığı ilk günlerden itibaren, nüfusuna oranla, Malatya'nın, en fazla testi yapan şehirlerden biri olduğunu, hatta kit ve VTM denilen sürüntü alma çubuğunun çok tüketilmesinden dolayı ilk günlerde bakanlıktan ikaz aldıklarını söyledi.
Salgının başlangıcında, ilk günlerdeki test kiti, VTM ve diğer materyal sıkıntısının birkaç gün içinde giderilmesinden sonra Sağlık Bakanlığı’nın büyük desteğini gördüklerini ifade eden Prof. Dr. Recep Bentli, Bakanlığın, Malatya sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarına verdiği büyük destek sayesinde, Türkiye ortalamasının çok üzerinde test yapıldığını açıkladı.
“Bakanlığımızın büyük desteğini aldık; 225 bin test sayısı ile Türkiye ortalamasının üzerinde test gerçekleştirdik”
Prof. Dr. Recep Bentli, Türkiye’de bugüne değin 13 milyonu aşkın test yapıldığını, Malatya'daki test sayısının ise 225 bine ulaştığını belirterek, Türkiye toplam testi ile Malatya toplam testi arasındaki ilişkinin ne anlama geldiğini şu sözlerle açıkladı: “Bugün Türkiye’de 13 milyonu aşkın test yapılmış. 13 milyon testi nüfusla orantıladığımız zaman, Malatya %1’i. %1’ne baktığımızda Malatya’nın da 130 bin test yapması normal diyecektik. Ama biz işin başından beri gerçekten yüksek test sayıları ile ilerledik. Şu anda biz 130 bin test yapsaydık bize niye az test yapmışsınız diye kimse sormazdı ama biz çok şükür ekiplerimizin çok güçlü çalışmasından dolayı, Filyasyon ekiplerimizin, Pandemi polikliniklerinde hekimlerimizin hiçbir hastayı atlamadan hiç itiraz etmeden numune aldıkları için, biz şu an Malatya’da pandeminin başından bugüne kadar 225 bin test yaptık. Çevre illerle kıyasladığımızda oradaki Müdür arkadaşlarımızla da görüşüyoruz, nüfuslarına göre biz onlardan çok daha fazla test yapıyoruz. Bu şunun için önemli: gerçekten asemptomatik çok fazla vaka var. Bunları biz yakaladığımız zaman vakanın başkalarıyla temasını bir nebze engellemiş oluyoruz”.
Kurallara uymayan olmakla birlikte, Malatya’da kurallara % 80 – 90 civarında uyum gözlemi ve tespti yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Recep Bentli, ilk dönemde, asemptomik (vücutta belirti göstermediği halde pozitif) olan pozitif vakaları bile hastanede tedavi altına aldıklarını, buna rağmen yoğun bakım ünitelerinde hiçbir zaman Eylül ayındaki kadar yoğun hasta sayısına ulaşılmadığını söyledi.
“Kayısı hasadı döneminde vakalar arttı; ceviz hasadı döneminde, Hekimhan’da, ilçe nüfusundan fazla vaka tespit ettik”
Malatya’da kayısı hasadı zamanında Kale ve Akçadağ’da, ceviz hasadı döneminde ise Hekimhan’da yüksek vaka tespit edildiğini belirten Malatya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Recep Bentli, salgında pik (zirve) noktasının Eylül ayının ortalarında yaşandığını açıkladı.
Prof. Dr. Bentli, “Diğer ilçelerin nüfuslarına oranladığımızda, Kale’de kayısının yoğun olduğu dönemde, Akçadağ da yine kayısı döneminde daha fazla vaka gördük. Bundan 2 hafta öncesine kadar Hekimhan’da, nüfusundan daha fazla vaka görmeye başladık. Çünkü ceviz hasadı dönemiydi. Dışardan gelen hem mevsimlik işçiler, hem de il dışındaki bahçe sahipleri, o dönemde gelip yoğunluk oluşturdu ve böyle bir tablo oluştu” dedi.
“Eylül ayında zirveyi gördük; servislerde değil ama yoğun bakım kapasitesi bizi zorlamaya başladı; doluluk oranlarımız % 80’lere çıktı”
Eylül ayındaki zirvenin en önemli sebebinin, Kurban Bayramı’nda, Ramazan Bayramı’nda olduğu gibi herhangi bir kısıtlama olmamasından doğan sosyal ilişkiler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Recep Bentli, bu döneme dair şunları anlattı: “Kurban bayramından sonra seyahat sıklığının artması, dolaşımın artması nedeniyle gerçekten de vaka sayısı arttı ve Eylül’ün ortalarında bir pik yaptık. Ondan sonra yoğun bakım doluluk oranlarımız % 80 lere kadar çıktı. Serviste sıkıntı yaşamadık ama yoğun bakım gerçekten bizi zorlamaya başladı ve ‘ne yapacağız?’, diye düşünmeye başlamıştık. Hatta bazı servislerimizde yoğun bakıma çevirme düşüncesi oldu. İnönü Üniversitesi’nin çok büyük katkısı oldu. 4. yoğun bakım ünitesini açtılar. Şuan orda 3 yoğun bakım 3 servis şeklinde hizmet veriliyor. Yine de toplamı düşünürsek, toplam hastanın % 30’ u İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde yatıyor. % 70 de bizim kamu hastanelerinde, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde yatıyor. Ama bu desteği gerçekten başka şehirlerde üniversiteler bu kadar vermedi. Bunun da altını çizmek istiyorum”.
“Ekim’in başına kadar ciddi bir düşüş oldu ama rehavet yüzünden yeniden artış oldu; fakat Allah’a şükürler olsun, Eylül ayının ortasındaki pik noktasının yarısına gerilemeyi başardık”
Koronavirüs salgınının pik yaptığı Eylül ayının 15’inden sonraki inişin Ekim ayı başında tekrar çıkışa yöneldiğini belirten Prof. Dr. Recep Bentli, güncel duruma ilişkin olarak ise şu verileri paylaştı: “Eylül’ün 15’inde yaşadığımız o pik bizim gözümüzü korkuttu. ‘Nereye gidiyoruz, ne yapacağız?’ diye düşünürken, 15’inden 20’sine doğru hafif bir düşüş oldu ve Ekim’in başına kadar da çok ciddi bir düşüş gördük. Neredeyse % 60-70’lik bir düşüş yaşadık. Esas olarak vatandaşlarımızdaki rehavet veya başka faktörler nedeniyle şuan tekrar artış trendine girdik. İnsanlar etrafında pozitif hastayı gördükten sonra dikkatleri yeniden artmaya başladı. Ekim’in 20’sine kadar çok hafif artışlar vardı ama Ekim’in 20’sinden sonra da % 20 ye yakın bir yükseliş yaşadık. Şu anda Allah’a şükürler olsun, salgını, Eylül ayının ortasındaki pik noktasının yarısına geriletmeyi başardık. Bunda tabii halkımızın tedbirlere uyan kesimi ve sağlık çalışanlarımızın da büyük fedakârlıkla güçlü bir mücadele yürütmesinin büyük etkisi var”.
“Okullar açıldıktan sonra, okula giden yaş gruplarında ciddi bir artış olmadı”
Okulların açılmasından sonra, yüz yüze eğitim yapan yaş gruplarında çok ciddi artış olmadığını söyleyen Prof. Dr. Bentli, bu konuda en önemli hususun, okula giden çocukların yaşlılarla hiçbir şekilde temas ettirilmemesi olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Bentli, “Eğer okula giden çocuğunuz varsa, lütfen yaşlılarınızla hiçbir şekilde temas ettirmeyin. Mesela ben kendi adıma söyleyeyim anne ve babama çocuklarımı çok yaklaştırmıyorum. Evde çocuk olsun olmasın evde yaşlı biri varsa onları korumaya çalışın. Çünkü evdeki diğer yetişkin de işe gidip geliyor, o da asemptomatik seyredebilir. Evde yaşlı varsa ve okula giden çocuk varsa bu yaşlılar için bir risktir. Bu teması kesmemiz gerekiyor” dedi.
“Bizim sağlıkçıların yaklaşık 600-700 tanesi pozitif oldu”
Sağlık çalışanlarının, Covid-19 ile mücadele sürecinde hastalığa yakalanmasına da değinen Prof. Dr. Recep Bentli, bu konuda şu bilgileri verdi:
“Bizim sağlıkçıların yaklaşık 600-700 tanesi pozitif oldu. Bunların %90’ı maalesef hastanede ortamında pozitif hastaya tedavi verirken olmadı. Dışarıda veya servisteki dinlenme alanında, bir çay içerken diğerinin de pozitif olduğunu da bilmiyordu; çoğu bulaş böyle oldu. Mesela bir hocamızdan örnek vereyim: Üniversitemizde bir hocamız kendisi pozitif olduğunu söylediğinde nasıl bir temas olduğunu sordum. Diyor ki ‘Hiçbir şekilde çıkarmadım, sadece bir kez asistanımın tezini değerlendirirken birlikte 5 dakika çay içtik, asistanımın bir gün sonra pozitif olduğunu öğrenip ben de bir gün sonra baktım’. Sağlık çalışanlarımız, gerçekten büyük çaba harcadı; harcamaya devam ediyor. Ben burada tüm sağlık çalışanı arkadaşlarımıza teşekkürlerimi bir kez daha iletiyorum”.
Aşı çalışmaları hangi aşamada?
Malatya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Recep Bentli, aşı çalışmalarının geldiği aşama hakkında da bilgi verdi. Bu kapsamda aşı çalışmalarının Malatya boyutunu da değerlendiren Prof. Dr. Recep Bentli, İnönü Üniversitesi’nde Aşı Araştırma Geliştirme Birimi kurulduğunu ve bu birimin koordinatörlüğünü Prof. Dr. Yaşar Bayındır’ın yaptığını söyledi.
Prof. Dr. Bentli aşı konusunda yürütülen çalışmalar hakkında şunları aktardı:
“İnönü Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Dalındaki hocamız Prof. Dr. Yaşar Bayındır hocamızla da görüştük. Bildiğiniz gibi Çin menşeili Sinovac dediğimiz bir marka aşı, Türkiye’de uygulanmaya başladı. Gönüllü sağlık çalışanlarına yapılıyor şu anda sadece. Ama burada gerçekten de sayının az olduğunu gördük. Önümüzdeki haftadan itibaren de gönüllü diğer vatandaşlarımıza da yapılabilecek. İnönü Üniversitesi’nde Prof. Dr. Yaşar Bayındır koordinatörlüğünde Aşı Araştırma Geliştirme Birimi kuruldu. Eğer başvurmak isteyen olursa oraya başvurmalarını önerelim. Aralık ayında 5 milyon doz Korona aşısı geleceğini Sayın Bakanımız müjdesini verdi bize; tabi eğer bir aksilik olmazsa, yapılan çalışmalar sekteye uğramazsa. Sekteye uğraması nedir? Gerekli sayıya ulaşması gerekiyor, yan etkinin görülmemesi gerekiyor o basamakların geçilmesi gerekiyor. Şu anda çok iyi gidiyor büyük firmaların yaptığı aşılar. Sanırım 20 gün oldu; çünkü ikinci dozları da yapıldı. Birinci gün yapılıyor, PCR ve antikor dediğimiz testlere bakılıyor, yani daha önce geçirmemiş olduğu görülüyor. Şu an aktif hasta olmadığı görülüyor. Birinci gün aşısı yapılıyor bir de 14. Gün aşısı yapılıyor. Yaşar hocamızdan aldığımız bilgiye dayanarak şunu söyleyebilirim: Şu ana kadar 15 kişiye yapılan aşıda herhangi bir sıkıntı olmadı. Gözlemler açısından ama yoksa laboratuvar bilgeleri kesinlikle kayıtlı değil. Kanlar çalışma merkezine gönderiliyor oradan takip ediliyor”.
“Kış aylarına aileler arası ziyaretler yapmamak, salgının geriletilmesine yardımcı olacaktır”
Malatya İl Sağlık Müdürü açıklamasının son bölümünde, Malatya halkına seslenerek, tedbirlere uyum konusunda rehavet göstermemelerini, bu yolla hem kendi sağlıklarını korumalarını hem de sağlık çalışanlarına yardımcı olmalarını rica etti. Prof. Dr. Bentli, kış aylarında aile ziyaretlerinin yapılmaması durumunda salgının geriletilmesinde daha hızlı yol alınabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Bentli, “Gelecek kışlarda yine aileler arası ziyaretlerimizi daha güzel yapabilmemiz için, daha neşeli ortamlara girebilmek için lütfen bu kış aile ziyareti yapmayalım. Çünkü her zaman söylediğimiz aile içi bulaşı hiç olmazsa kendi ailemizde sınırlayalım. Lütfen aileler arası ziyaretlerimizi bu kış yapmayalım, sabredelim, inşallah gelecek kışlarda, gelecek yazlarda daha güzel günler görmek için. 3 altın kuralımızı lütfen küçümsemeyelim çok önemseyelim. Maske, mesafe ve el hijyenini de sadece günde belli saatlerde yıkamak yerine elimizi ağzımıza, burnumuza götürmemiz gereken maskemizi çıkardığımız zamanlarda lütfen el hijyenini sağladıktan sonra maskemizi çıkaralım. Toplu taşımaya binenlere de lütfen çift maskeyle, en azından imkanları doğrultusunda tabi çift maskeyle toplu taşımaya binmelerini tavsiye ederim”. diye konuştu.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com