İstanbul Üniversitesi eski rektörü, hemşehrimiz Prof.Dr. Mesut Parlak, Yeşilyurt Belediyesi aracılığıyla Hizmet Pasaportu (Gri Pasaport) alınıp Almanya'ya gönderilen 45 kişiden 43'ünün geri dönmediğinin ortaya çıkmasıyla yaşanan skandalı, Sözcü Gazetesi'ndeki köşesinde yazdı.
Prof.Dr. Parlak'ın 'Organize İşler' başlığıyla yazdığı yazı şöyle:
"Değerli Okurlar; yazımın başlığını “NEREDE” yapacaktım ama akıllara başka bir şey gelir de başıma bir iş gelir diye yapmadım…
Malatya'nın doğası ve kirazı ile meşhur Yeşilyurt ilçe Belediyesi'nde, Hollywood filmlerini aratmayan bir olay yaşanmış. Olayın çok detayına inmeyeceğim ama kısaca şöyle gerçekleşmiş. Yeşilyurt Belediyesi'nin “Kişisel Gelişim Dünyası Derneği” adlı kuruluşun kendisine sunduğu Çevreye duyarlı bireyler yetiştirme programına katılıp, gri hizmet pasaportuyla 6 ay önce Almanya'ya gönderilen 45 kişinin sadece 2'si geri dönmüş. Yani 43 kişi kayıp!
Vay vay vay!!
Öncelikle gri pasaport sadece devlet tarafından görevlendirilenlere verilir. (5682 nolu pasaport kanununa göre) Schengen ülkelerine vizesiz girebilirler.
Olay, Yeşilyurt Belediye toplantısında CHP Meclis Üyesi Günnur Tabel'in bu konuyu gündeme getirmesi ile ortaya çıkıyor. Sayın Tabel bu konuyu gündeme getirince, sen misin soran diyen Başkanlık, komisyon üye sayısını azaltarak Bayan Tabel'i komisyon dışında bırakıyor. Olayın üstünden aylar geçmesine rağmen konu ile ilgili ses seda yok. Sayın Tabel bunu gündeme getirmese kapanıp gidecek.
Bahsi geçen dernek, Yeşilyurt Belediyesi'nden önce Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Selahattin Gürkan'a bu seyahatle ilgili başvuruyorlar, ancak Sayın Gürkan bunu reddediyor.
Olay ortaya çıkıp kamuoyunda duyulunca kıyametler kopmaya başlıyor ve İçişleri Bakanlığı müfettişleri duruma el koyuyor.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Sayın Mehmet Çınar, bu konu ile ilgili CHP'li üyeler tarafından soru sorulunca, yazılı cevap vereceğim diyerek geçiştiriyor. Henüz bir cevap verilip verilmediğine dair bilgi yok.
Daha sonra bu konu Malatya Gelişim Dünyası Derneği Başkanı Sayın Mehmet Sait Aytekin'e soruluyor. Başkan Aytekin “Bunlar benim üyelerim değil, kayıtlarını belediye elemanları gelerek yaptılar. Hiçbirini ne gördüm ne de tanıyorum. Ben AKP'ye güvendim. Daha sonra Valilik ve dernekler masasında da durumu anlattım. Benim yaşım 60'a yakın teknoloji ile aram yok. Mülkiye müfettişleri durumu gördü ve onları tekrar üyelikten attı” diyor.
Olaya sakın gülüp geçmeyin, gerçekten ürkütücü. Burada sorumluluk Sayın Belediye Başkanı'na ait. Başkan, Almanya'daki bu dernek ve şirket neyin nesi? Bu kafilenin masraflarını karşılayacak güçte mi? Ülke çok acı bir 15 Temmuz yaşadı ve halen bu alçakları temizleyemedik. 15 Temmuz'da birçok hainin Avrupa'nın değişik kentlerinde bulundukları ve oralardan da halen daha ülke aleyhine eylemler yapmaya devam ettikleri söyleniyor.
O yüzden de Belediye Başkanı aşağıdaki soruları mutlaka cevaplamalıdır.
Bahse konu dernekle imzalanan protokolün içeriği nedir?
Belediyenizin davet yapan şirket ve bu dernekle bağı nedir?
Dönmeyen 43 kişiden bilginiz var mı?
Dönmeyen kişilerin listesini kamuoyuyla paylaştınız mı?
Dönmeyen 43 kişi içinden belediye çalışanı var mı?
Dönmeyenler Malatya nüfusuna mı kayıtlı?
Bu konuda Belediye Meclisini kim veya kimler ikna etti?
Sayın Başkan, Yeşilyurt Belediye Meclis Üyeleri'nizden biri olan Malatya Avrupa Federasyonu Başkanı Sayın Murat Alabaş'la konuşup Almanya ile ilgili tüm sağlıklı bilgileri alabilirdi. İddia edildiğine göre bu olay bir ilk olmayıp, daha önce birkaç belediyede de yaşanmış.
Sayın Yeşilyurt Belediye Başkanı, öğrendiğime göre başkan yardımcınızı görevden almışsınız. Bu yetmez. Bu geminin kaptanı olarak tüm sorumluluk sizin. Bu herhangi bir batı ülkesinde yaşansa başkan anında istifa ederdi. Ama ülkemde böyle bir adet yok. Bu yaşanan tam bir skandal ve olanlar tüm açıklığı ile ortaya çıkarılmalıdır. Bu bir tür insan kaçakçılığı.
İnanıyorum ki İçişleri Bakanlığı geniş bir araştırma ile sonuca gidecektir ve de gitmelidir. Yerel medyadaki gerçek gazetecilerin bu olayı izlemeye devam edeceklerine inanıyorum.
Diğer bir iddia ise bu olayın yedi aydır ortaya çıkmamasını Belediye'nin AKP'li oluşundan kaynaklandığı! Eğer bu konu CHP'li bir belediyede olsa idi, anında kıyametler kopardı!
Benim anlayamadığım nedir biliyor musunuz? Ülkenin vatansever, Atatürkçü 104 Amiralini ne oluyor demeden apar topar sorguya alıp ayaklarına kelepçeyi takıyorsunuz da bu kaybolan insanların kim olduklarından niye endişe etmiyorsunuz?
Suçluları yanlış yerde arıyor olabilir misiniz?
SON SÖZ: Dürüstlüğün beş para etmediğini bile bile dürüst kalmaya devam edebiliyorsak İNSANIZ demektir. KAHRAMAN TAZEOĞLU"
sozcu.com.tr