ESNAFTAN 'SON İKİ YILDIR YAŞADIĞIMIZI HİÇBİR ZAMAN YAŞAMADIK' YAKINMASI.. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Malatya'ya geldi. Havalimanında karşılandıktan hemen sonra kent merkezine gelen Akşener, Emeksiz Caddesinde bazı esnafları ziyaret ederek, sorun ve talep dinledi.
Akşener girdiği işyerlerinde, “Şimdi ben bugüne kadar, 20 Ocak 2020’den beri geziyorum ve hiçbir esnaf dükkanında iktidarı yermedim, kendi partimi övmedim, propaganda yapmadım, onun için bu şeyi bozmuyorum.” dedi.
Bir işyerinde kayısı ikram edilen Akşener burada basın mensuplarına açıklama yaptı. Akşener, “Hem Anavatan Partisi, hem Doğru Yol Partisi hizmet ve projeler üzerinde rekabet yapardı ve dolayısıyla seçmen velinimetti. Vallahi façamızı alırdınız seçmen olarak. Bu kelimeyi tekrar bilerek kullanıyorum, façamızı aşağıya alırdınız. Şimdi burada müşteri velinimet, dükkanlarda öyle. Seçmenin de velinimet olması lazım. Çünkü siyasetçi tarafı nedir, isteyen taraf. Şimdi istediğiniz zaman karşınızdakinin oyunu almak istiyorsanız, müşteriye bir mal satıp parasını alıyorsanız, dolayısıyla aynı sistemdir. Müşterini nasıl velinimet olduğu bir ruh haliyse seçmende velinimet olmalıdır. Uzun bir zamandır seçmen velinimet olmaktan çıktı. Şuculuk-buculuk üzerinden politika yapılıyor ve çok kolay oy alınıyor. Ooo harika bir şey. Dert dinlenmiyor.” şeklinde konuştu.
Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
“Esnaf Türkiye’de, şunu sanayici üretir, işçiler çalışır, makineler çalışır, esnaf olmazsa bunu neyle satacaksınız, tüketiciye nasıl ulaştıracaksınız. Dolayısıyla tam orta bir yerde ekonominin bel kemiğidir. Tahminimizden öte esnaf istihdam ortaya koyar. Şimdi esnafı uzun bir süredir unuttuk, o nedenle oraya bir dikkat çekmek ve sadece ve sadece esnafın derdini konuşmak için yola çıkmıştık, üzerine pandemi gelmişti. İyi niyetle bir iş yaptığınız zaman faydaya çeviriyor. Bu tamamen esnaflar üzerinden iktidarı uyardığımız, şunlar şunlar talep ediliyor dediğimiz, benim grup konuşmalarına koyduğum, milletvekili arkadaşlarımızın, kanun teklifi verdiği, soru önergesi, araştırma önergesi verdiği bir sistemimiz var. Bugünde burada, Malatya merkezdeyiz, sonrada ilçelere gideceğiz.”
Esnafların ortak sorunu ile ilgili bir soruya Akşener; “Elektrik parası, zincir marketler, bu zincirler marketler var, bütün esnaf grupları için şikayet, hele beyaz eşya satanlar, kırtasiye satanlar feci durumda. Şeyin uzatılmasını istiyorlar şuan itibariyle kısa çalışma ödeneğinin, bu verilen alınan kredilerin, kredi verildi ya, ödemeleri geldi, bir yıl daha uzatılmasını ve faizsiz olmasını istiyorlar. Bunlar yapılabilir mi, yapılabilir, bunlar olabilir mi, olabilir. Şimdi buraya dikkat çekeceğiz. Yani rekabeti, siyasi rekabeti hizmet üzerinden proje üzerinden sizlerin derdi üzerinden yaparsak siz fayda sağlarsınız. Biz onu yapma çalışıyoruz ve dikkat çekmeye çalışıyoruz buraya.” dedi.
Bazı esnaflar da sorunlarını Akşener'e aktardılar.
“O PARA HEPİMİZİN CEBİNDEN ÇIKACAK”
Akşener, Kanal İstanbul ile ilgili düşüncellerinin sorulması üzerine ise şunları söyledi:
* Başından beri bir tutumumuz oldu, o da şu; biz milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı bir partiyiz. Dolayısıyla mega projelere dış dünyadan gelecek yatırımcıya itirazımız yok.
* Fakat yatırımlarla ilgili şu sorulur genellikle, ‘bu doğru bir yatırım mı' diye. Birincisi, işsize çare buluyor mu? İstihdam yaratıyor mu? İnşaat yapıldığı dönemde geçici istihdam sağlıyor, kalıcı sağlamıyor. Üretime cevaz veriyor mu, üretim oluyor mu? Hayır. Peki vatandaşın refahına katkıda bulunacak mı? Hayır.
* Dolayısıyla oraya yatırılan para ile kim kazanıyor diye baktığımızda orada müteahhitler kazanıyor, yer kapatmış insanlar kazanıyor. Beraber gezdik durumu görüyorsunuz, halbuki, şimdi istihdam yaratacak fabrikalar, üretim merkezleri, teknoloji merkezleri, gençlerimiz girişimcilik yapmak istiyor.
* Onlara verilecek hibe desteklerle pek çok şey yapılabilir o para ile. Dolayısıyla hepimizin cebinden çıkacak. Çevreyi söylemiyorum, bir de öyle bir problemi var, ondan dolayı karşıyız. Oraya harcanacak paranın çok daha verimli istihdama yönelik, ürüteme yönelik bir başka projeye çevrilmesine fayda var diyoruz.
“SON İKİ YILDIR YAŞADIĞIMIZI HİÇBİR ZAMAN YAŞAMADIK”
Bir bakkal, Akşener'in, “İşler nasıl” sorusuna, “İşlerimiz hiç iyi değil” diyerek yanıt verdi. “Son iki yıldır yaşadığımızı hiçbir zaman yaşamadık” ifadelerini kullanan esnaf, “25 yıldır ben bu dükkandayım, ama son 10 yıldır hep ertesi seneyi düşünür olduk. Üniversitede Denizcilik Fakültesi'ni bitiren oğlum var, iş bulamıyor. Gitti sağda solda bin 500 TL'ye çalıştı. Ne yapacağımızı bilmiyorum” şeklinde konuştu.
“BENİ DE TUTUKLASINLAR…”
Akşener'in bir başka yerdeki ziyareti sırasında içeride bulunan emekli ve kanser hastası bir vatandaş ise gözyaşları içinde şöyle dert yandı:
“Sabah maaşım yattı, sadece fatura ve kredi ödeyebildim… 2006'da emekli oldum, 25 sene hizmet verdim, şu an kanser hastasıyım ama ekmek bulamıyoruz yemeye. Bu kredileri de keyif, zevk olsun diye çekmedim. Oğlum işsiz, kızım işsiz, iki torunum var… Elden aldığım parayı ödemek için mecburen kredi çektim. Şimdi bir kilo meyve alamıyorum… Sayın Erdoğan'ın eşi diyor ki, ‘pirzolayı, bifteği çok yemeyin, arada da somon yiyin.' Biz somonun ne olduğunu bilmiyoruz, pirzolayı unutalı yıllar oldu. Biz bu durumdayız. Beni de tutuklasınlar… Ama sen iktidar olmadan ben ölmeyeceğim… O günü göreceğim.
“BEN NASIL YAŞAYAYIM?”
Doktora gidiyorum bana diyor ki, ‘kendine kaliteli bak.' Dedim, ‘doktor bey hangi parayla kendime kaliteli bakayım?' ‘Her an (kanserin) kötü huyluya çevirip ömrünü üç, dört ayda bitirebilir.' Ben nasıl yaşayayım? Bu nasıl vicdandır?”
“3 MAAŞ ALANLAR NE OLACAK?”
Başka bir esnaf da artan fiyatlardan şikayet ederek, “Geçen sene 20 TL'ye aldığımız mal bu sene 40 TL oldu. 40 TL'ye aldığımız mal 80 TL oldu. Ne olacak sonumuz? Nereye gideceğiz böyle? Üç maaş alanlar ne olacak? Bunlar nasıl alıyorlar, nasıl yiyorlar” diyerek tepkisini dile getirdi.
Akşener daha sonra Doğanşehir ve Akçadağ ilçesine geçti.
DOĞANŞEHİR'DE..
Malatya'daki temasları kapsamında Doğanşehir ilçesine geçen Akşener, esnafı ziyaret etti ve vatandaşlara seslendi.
Akşener, 20 Ocak 2020'den bu yana ilçe ilçe esnafı gezdiğini dile getirerek, "Dükkanlardan içeri girdiğim zaman partimi övmüyorum, propaganda yapmıyorum, sadece ve sadece esnafı dinliyorum. İlk defa Doğanşehir'de bütün esnafın tütün yetiştiriciliği üzerine konuştuğuna şahit oldum. Bu tahminimizden öte belki, Ankara'dakilerin bildiğinden öte bir durum. Çarşamba günü tütün konusunda gerçekten geniş bir konuşma yapacağım." diye konuştu.
"Esnaf için müşteri velinimet, siyasetçi için de seçmen velinimettir. Uzun zamandır seçmen velinimet olmaktan çıktı." değerlendirmesinde bulunan Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçmenin varlığı unutulmuş. Şimdi inşallah hep birlikte seçmenin de velinimet olduğu bir dönemi birlikte başaracağız. Ben de dahil bizi karşınızda hazır olda tutun. Siz seçmensiniz, siz milletsiniz, sizin oylarınızla vekalet alıp, gidiyoruz Ankara'ya. Siz asılsınız. Aslı görününce vekalet ortadan kalkar. Dolayısıyla biz sizin vekilleriniziz. Yani sizin tercihlerinizle Ankara'ya gidip size hizmet etmekle yükümlüyüz. Ama bu unutuldu. Bunu yeniden birlikte hatırlayacağız. Hepimizi karşınızda hazır ola getireceksiniz. Öyle kolay oy vermek yok. Oylarınız midenizde olacak. Hani eskiden 'ekmek aslanın midesinde' denirdi ya oylarınız midenizde olacak. O kadar zorlanacağız, sizin oylarınızı alırken."
Meral Akşener, daha sonra Kübra-Ahmet Fazıl Yılmaz çiftinin nikah şahitliğini yaptı.
Akşener’e borçlu olduğunu söylemeye utanan vatandaş, “Pandemi sürecinde bizim tiyatrolarımızı kapattılar. Ben söylemeye utanıyorum ama borçlular arıyor açamıyorum. Ayrıca Malatya’nın geçim kaynaklarından birisi de tütün. Tütün yasası için mücadele verirseniz çok sevinirim” dedi.
Tütün’ün yasağının kalkması için eylemler yapıldığını belirten giyim mağazası esnafı, “Burada tütünü yok etmek demek burada esnafı da yok etmek demek. Tütünün ekilmesine izin veriliyor fakat alınmasına satılmasına izin yok. Böyle bir şey olmaz ki. Bizim sizden istediğimiz tek bir şey var bu çiftçinin, esnafın sesi olun. Her şey bitti de tütün mü kaldı bir tek. Bu tütünden kazandığı parayla evine kalem götüren çiftçiler var, çocuklarını okutan çiftçiler var. Çiftçi tütününü satamazsa biz esnaflar da ürün satamayız alacak kimse kalmaz. Yani çiftçi biterse bizde biteriz. Bu ülkenin efendisi çiftçidir. Bunu herkesin bilmesi gerekir. Şuanda buraya kimse gelmez çünkü bütün çiftçi tarlada. Doğanşehir’i kalkındıran çiftçidir. Çiftçiye destek verilmezse burada kimse kalkınamaz. Ses çıkaramayan çiftçinin sesi olun” dedi.
Çocuklarına iş bulamayan emekli vatandaş, “İktidarın dini imanı para. Dünyayı gezin araştırın 7-8 maaşlı insanlar bulamazsınız. 2 tane çocuğum var. ikisi de evli. İşleri yok. Bize iş yok ama 7-8 maaşlı danışmanlara iş çok. Ben bir emekliyim benim gelirimle ayaktalar. İş bulurlarsa çalışıyorlar bulamazlarsa boştalar. Hem din iman diyeceksin hem de 7-8 maaş alacaksın. Dinde böyle bir şey olamaz” diyerek isyan etti.
Vatandaşın alım gücünün çok düştüğünü belirten manav, “İş yok. Alım gücü düştü. 10 kilo alınan domates 1-2 kiloya düştü. Buradan 3 kişilik ailem geçiniyor. Kıt kanaat geçiniyoruz. Borç içinde” derken manav dükkanın da bulunan vatandaş, “Esnaf evini geçindirip dükkanını döndürüyorsa Maliye Bakanının yerine koyun 6 ayda ülke şaha kalkar” ifadesini kullandı.
Üç üniversite okuduğunu söyleyen bir kadın ise konfeksiyon mağazasında çalıştığını belirterek, “Ben 3 üniversite okudum konfeksiyon mağazasında çalışıyorum. Avukatım arabulucu ile görüşmem gerektiğine dair belgeler attı. Asgari ücretle çalışıyorsunuz ve konfeksiyonda çalışanların gördüğü muamelede belirli. 37 yaşındayım. 10 yıldır atanamadım. Tıbbi sekreterlik, harita kadastro ve adalet faküllerini bitirdim. KPSS’den 81 puan aldım ve 10 yıldır atanamayanlar arasındayım” dedi.
Kesimhanede yeni kesim yaptığını söyleyen kasap esnafı, “Kesimhanede besici arkadaşımla konuştum, 520 kilo tosunu 3 yıl besledim zarar ediyorum diyor. Yıllık 5 milyarlık yem yedirdiğini ve 6 buçuk bin lirada dananın sermayesi olduğunu söylüyor. Kilosunu 43 liradan sattı. Kasaplık sektöründe dana annesinden doğduktan sonra bir çocuk gibi bakılıyor. 10 tane danası olan bir besici kesim yaşına gelene kadar 2 tane fire veriyor. danayı banka kredisiyle alıyor, yem maliyetleri çok yüksek. Çok zorluklar yaşanıyor. Yıllık 5 bin lira sana vereyim sen yem falan alma sadece akşam ahıra gir çık diyor. O üstünün kokusu sana yeter diyor. Ben satın aldığım için bana dert yandı besici. 1 kilo et alan vatandaş şimdi mecbur kalmadıkça yani misafiri yoksa almıyor” dedi.
Doğanşehir Polatlı mahallesi sakinleri Akşener’e dert yandı. Mahalle sakinleri“İl ilçe esnaf geziyorsunuz ama sadece esnaf yok bu ülkede. Esnafı kalkındıran köylüdür. Belediyelik olan yerimiz mahalle oldu mahallelikten de düştü artık. Su evimin temeline akıyor Doğanşehir Belediyesine gidiyorum Malatya Büyükşehir belediyesine yolluyor. Su evimin temelini çürütüyor. Bizim isteğimiz emeğimize dokunmasınlar. Yem pahalı besicilik yapamıyorum. Çocuklarıma ekmek götüremiyorum. İşsizlik dışında hiç bir şey yok. Tek sana güveniyoruz. Burada tütünde biterse her şey bitti demektir. Dediğim gibi besiciyim ama yem alamıyorum. Çok pahalı. Bir kilo sütü bir şişe su parasına veremiyorum. Ben ülkeye acıyorum kendime değil. doğacak çocuklarıma torunlarıma acıyorum. Borçlu doğuyorlar çünkü. Yıllarca çalıştım emekli olmak için aldığım para bin lira. Bin liraya ben ne yapabilirim. Bin 150 lira neye yetecek. 25 yıl çalıştım ben bu vatana” dedi.
Ardından Akçadağ ilçesine geçen Akşener, burada da esnaf ziyaretinde bulunarak, vatandaşlarla sohbet etti.
malatyahaber.com- sozcu.com.tr- yenicaggazetesi.com.tr- AA