Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "84 milyon vatandaşımızın dünya görüşü, yaşam tarzı, mezhebi, meşrebi, etnik kimliği ne olursa olsun şerefi, onuru, itibarı devlete emanettir. İnsanın lekelenmeme hakkı da bütün insanlığın hakkıdır." dedi .
Gül, bir otelde düzenlenen Masumiyet Karinesi ve Lekelenmeme Hakkı Sempozyumu'nda, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı kapsamında ele alınacak temel konunun "insan onuru" olduğunu söyledi.
"Bu sempozyumda muradımız, insanı insan yapan onuru ve itibar hakkını güçlendirme irademizi en üst seviyede ortaya koymaktır. Nitekim bizim siyaset ve hukuk anlayışımızın temelinde şu anlayış yatmaktadır; devletin temelinde adalet, adaletin temelinde ise insan vardır." diyen Gül, insan için bütün hakların üzerinde yaşam hakkı bulunduğunu, bu hakkında sadece nefes alıp vermekten ibaret olmadığını vurguladı.
Gül, "İnsan için yaşamak hakkını anlamlı kılan insan onuruna saygının mütemadiyen korunmasıdır. Doğuştan gelen hak ve özgürlüklerin tanınmasıdır. İnsanın istediği gibi inanması, inandığı gibi yaşayabilmesidir. Hukukun işlevi, bütün bu hakları koruması, en asli görevidir. Bizim için de siyaseti anlamlı kılan, insanı hak ve özgürlükleriyle yaşatmaktır." diye konuştu.
Türkiye'nin hukuk ve demokrasi tarihindeki kazanımlarının kolay elde edilmediğini aktaran Gül, "unutulan zulmün tekrar edeceğini" dile getirdi.
Bakan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin, hukukun milli iradeye zulüm aracı olarak yaşandığı 27 Mayıs'ı asla unutmayayız. Yine, gencecik fidanlarımızın 'bir sağdan bir soldan' diyerek darağacına götürüldüğü 12 Eylül'ü asla unutmayacağız. Yine insanımızı inançlarından, kültüründen, düşüncesinden, kılık kıyafetinden dolayı bölen, ayrıştıran, en temel haklarını rehin alan 28 Şubat'ı asla unutmayacağız. Ve hukuku kirli ajandasına alet ederek, iftira ve şantajlarla, kumpaslarla, tapelerle, itibar suikastlarıyla insanımızın onurunu lekeleyen hain terör örgütü FETÖ'nün 15 Temmuz ihanetini asla unutmayacağız. Elbette geçmişi unutmamak, o acı deneyimlerin tekerrür etmemesi için gereklidir, ama yeterli değildir."
Geçmişten ders çıkarmanın gerektiğini, hukuk devleti ilkesinin demokrasi açısından hayati bir öneme sahip olduğunu belirten Bakan Gül, "Bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur, bizim kılavuzumuz hukuktur. 'Biz yapalım hukuk arkadan gelsin' değil, hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışı içerisindeyiz. Bu inanç ve kararlılıkla, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde, hukuk devletinden ve hukuka bağlılıktan bir milim sapmadan, ödün vermeden hedeflerimize yürüme kararlılığındayız." değerlendirmesinde bulundu.
Hukuk devletinin ahlaki özünün insan onuruna duyulan saygı, ona verilen önem ve sağlanan korumada bulunduğunu kaydeden Gül, tüm insanların bu saygı, önem ve koruma noktasında eşit olduğunu belirtti ve bu hassasiyetin en temel göstergelerinin masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı olduğunu bildirdi.
"İnsanın lekelenmeme hakkı da bütün insanlığın hakkıdır"
Ceza Muhakemesi Kanunu'nda 2017'de insanların haksız, temelsiz ve yersiz suçlamalara maruz kalmamasını adına değişiklik yapıldığına işaret eden Gül, bugüne kadar 462 bin dosyada "soruşturmaya yer olmadığına" dair karar verildiğini söyledi.
Böylece insan haysiyetinin, onurunun lekelenmemesi amacıyla önemli bir reform ortaya konulduğuna dikkati çeken Gül, aksi halde binlerce vatandaşın haksız ve mesnetsiz isnada maruz kalacağını ifade etti.
Kimsenin kimseye çamur atma özgürlüğü bulunmadığını dile getiren Gül, "84 milyon vatandaşımızın dünya görüşü, yaşam tarzı, mezhebi, meşrebi, etnik kimliği ne olursa olsun şerefi, onuru, itibarı devlete emanettir. İnsanın lekelenmeme hakkı da bütün insanlığın hakkıdır." dedi.
"İnternette de fiziki alemde ne suçsa; sanal alemde de o suçtur"
Geçmişte hukuk alanında yapılan reformlardan bahseden Bakan Gül, hukukun herkesin hukuku olduğunu, yargının da milletin yargısı olduğunu belirtti.
Bu kapsamda hukukun politikasına yön verecek olanın milletin talepleri, ihtiyaç ve beklentileri olduğunu vurgulayan Gül, ifade almak amacıyla düzenlenen yakalama emirleri nedeniyle vatandaşların mağdur olabildiğini, 4. Yargı Paketi'yle getirilen düzenlemeyle yaklaşık 6 bin 200 vatandaşın bundan faydalanarak mağdur olmasının önlendiğini anlattı.
Reform iradesini sürdüreceklerini kaydeden Gül, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkının da kapsamını genişletme hedeflerinin bulunduğunu aktardı.
Gül, "Soyut ve temelsiz suçlamalarla, hiç kimse bırakın dava açılmasını, herhangi bir soruşturma işlemine muhatabı bile olmamalıdır." ifadelerini kullandı.
Masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkında sosyal medya konusuna da değinen Gül, "İnternette de fiziki alemde ne suçsa; sanal alemde de o suçtur. Yargı, hukuk sanal dünyaya karşı sanal bir tavır takınamaz elbette." dedi.
Gül, bu konuda TBMM'de çalışmaların devam ettiğini ve çok önemli olduğunu bildirerek, her siyasi partinin destek olması gerektiğini vurguladı.
İnsanı insan yapan değerlerde kimsenin diğerine üstünlüğünün olmadığını belirten Gül, "İnsan onurunu korumanın istisnası yoktur, mazereti asla olamaz. Bu konuda politik-ideolojik ayrımcılık yapılması asla kabul edilemez." diye konuştu.
Sempozyuma, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve yargı mensupları katıldı.asiteyle açılacağını duyurmuştu.
Ankara, AA