İsrail askerlerinin Gazze'deki Filistinlilere yönelik olarak katliama dönüşen saldırılarına Malatya'da düzenlenen protesto mitingi ile tepki gösterildi.
İsrail askerlerinin, ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e nakli öncesinde başlayan Filistinlilerin gösterilerine elçiliğin Kudüs'teki açılış günü katliamla karşılık vermesine, 61 Filistinli'nin öldürülmesi 3 bin'in üzerinde kişinin de yaralanmasına Malatya’da düzenlenen miting ile tepki gösterildi.
Malatya’da bazı STK’ların organizasyonu ile binlerce Malatyalı Soykan Parkı’nda bir araya geldi.
Mitingde “Mescid-i Aksa onurumuzdur”, “Hamasa selam, direnişe devam”, “Filistin halkı yalnız değildir”, “Katil İsrail Filistin’den defol”, “Mescid-i Aksa ümmetin kalbidir”, “Kudüs Müslümanlarındır”, “Kudüs’ün özgürlüğü Kürecik Radar Üssünü kapatmaktan geçer”, “Allah belanı versin İsrail”, “Dayan Filistinlim bu taşların İsrail’i yok eder” ifadelerinin yer aldığı pankartlar da taşındı.
Ortak Değerler Platformu Basın Sözcüsü Hüseyin Polat, katliam, suikast, sürgün, hapis, baskı gibi çeşitli işkencelerle Fİlistin'in Filistinlilere zindan edildiğini belirterek, “Büyük Dönüş Yürüyüşü"nün kana bulandığını, yürüyüşün başladığı günden bu yana 200 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 binden fazla kişinin yaralandığını, her geçten gün de şehit sayısının arttığını aktararak, "70 yıldır Filistinli kardeşlerimiz, insanlıktan nasibini olmayan, insanlığın yüz karası bu terör devletinin uyguladığı onca zulümlere karşı mücadele ediyor, direniyor ve her gün kurbanlar veriyor.” ifadelerini kaydetti.
Sık sık İsrail ve ABD aleyhinde sloganların atıldığı tepki mitinginde, İsrail ve Amerika bayrakları ise göstericiler tarafından ateşe verilerek yakıldı.
Mitinge katılanlar Filistinliler için toplu dua yaptılar.
Mitingi, meydanda katılımcıların toplu gıyabi cenaze namazı kılması ile son buldu.
"İSRAİL’İ ŞİDDETLE KINIYOR VE LANETLİYORUZ"
Bu arada, AKP Malatya İl Başkan Vekili Mahmut Üner Özer, İsrail saldırılarına ve katliama tepki gösterdi. Özer şu açıklamayı yaptı:
"Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasını, İslam’ın ilk kıblesi, kadim Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma girişimini kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu girişim bizim için yok hükmündedir.
ABD bu girişimiyle BM’yi, BM kararlarını ve uluslararası hukuku açıkça hiçe saydığını göstermiş, bölgedeki ihtilafın çözümünde bir arabulucu değil açıkça bir taraf olduğunu ilan etmiştir.
Kudüs’ün, gerek Birleşmiş Milletler kararlarıyla, gerekse uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınmış statüsünü değiştirecek her türlü adımdan şiddetle kaçınılması şarttır.
BM Genel Kurulu’nun ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Kudüs konusundaki son kararları ortadayken, ABD’nin hayata geçirdiği bu sorumsuz ve hukuksuz girişim, Ortadoğu’da kanı ve gözyaşını artırmaktan, kaosu derinleştirmekten başka bir amaca hizmet etmeyecektir.
Çok güçlü uluslararası meşruiyeti olan bunca karara rağmen hakları ihlal edilen Filistinli kardeşlerimizin, onurlu davalarını savunurken İsrail’in eli kanlı katilleri tarafından şehit edilişini içimiz kan ağlayarak takip ettik.
İsrail’in, şu ana kadar 55 Filistinli kardeşimizin şehadeti ve binlerce masum kardeşimizin yaralanmasıyla sonuçlanan eylemlerini şiddetle kınıyoruz.
ABD ve İsrail’in, coğrafyamızın gözbebeği ve barışın şehri olan mukaddes Kudüs’ü kana bulamasını, uluslararası hukuku vahşice çiğnemesini en güçlü şekilde lanetliyoruz.
İsrail’e, böyle devam etmesi halinde, eninde sonunda akıttığı masum kanlarında boğulacağını bir kez daha hatırlatıyoruz.
Uluslararası kuralların ve vicdanın bu derece hoyratça çiğnenmesi, hiç kimsenin kendini güvende hissetmediği bir dünyaya doğru gidildiğinin ifadesidir.
Müslümanların, Hristiyanların ve Musevilerin kendi dini ve tarihi hafızalarını muhafaza ettiği Kudüs’te, bu dengenin bozulması çok daha büyük sorunları tetikleme potansiyeline sahiptir.
Bu tehlikenin bilincinde olduğunu düşündüğümüz uluslararası arenayı ve Birleşmiş Milletleri zaman kaybetmeksizin bir kez daha harekete geçmeye çağırıyoruz.
Türkiye, bu hukuksuzluğa karşı, dönem başkanı olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası platformlarda ve ikili temaslar vesilesiyle mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.
Müslümanlar olarak, Kudüs’ün namusunu korumak, tarihin bize yüklediği mukaddes bir sorumluluktur.
Ümmetin onuru Kudüs’ün, bu tarz oldu-bittilerle işgal girişimine karşı Selahaddin Eyyubi gibi dimdik duracağız.
Unutulmamalıdır ki bölgenin huzur ve istikrarı, ancak, Kudüs’ün, çok dinli, çok dilli, çok kültürlü çoğulcu yapısı korunduğu, Kudüs barışa kavuştuğu zaman sağlanabilir.
ABD’nin içerisine düştüğü bu akıl tutulması ve izansız yaklaşım, ABD’yi dünya kamuoyunda ve devletler arenasında yalnızlığa mahkûm ederken, işgal ve terör devleti İsrail’in zulmüne ve işlediği suçlara da ortak etmiştir.
Binlerce Filistinlinin kanlarının dökülmesinden, İsrail kadar ABD’nin de sorumluluğu vardır.
İsrail’in dünyanın gözü önünde gerçekleştirdiği bu katliama sessiz kalmayacağız.
Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisi, insanlığın kadim silueti, bağımsız Filistin Devleti’nin başkentidir.
Filistin ve Filistinliler asla yalnız değildir.
Türkiye, Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde mazlumun yanında durmaya, hakkın, adaletin ve vicdanın yılmaz savunucusu olmaya devam edecektir."
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu da, İsrail saldırılarını ve katliamı kınadı. TSO'nun konuya ilişkin açıklaması şöyle:
"1948’den bu güne İsrail terör devleti her fırsatta Filistin’de Müslüman kanı akıtmaya devam ediyor. Özellikle mübarek gecelerde ve günlerde vahşi ve tahrikkar eylemlerini sergilemekten zevk alıyor. Yine bir Ramazan-ı Şerif Arefesinde Gazze’de yaptığı saldırılarda 59 masum sivili katleden ve 2770 sivili yaralayan orantısız güç kullanmayı sadistçe sergileyen İsrail’i nefretle kınıyoruz.
Yine İsrail’in bu zalimane tutumu sergilemesi için her türlü maddi ve manevi desteği veren ABD’yi de kınıyoruz. Dünyanın dört bir yanında İslam beldelerindeki “demokrasi, insan hakları savunuculuğu maskesiyle” katliam ve mezalimini de kınıyoruz.
İsrail ve ABD’nin bu vahşi cinayetlerine teşne olan, ses çıkarmayan, görmezden gelen, kör ve sağır rolü yapan bütün ülkeleri de kınıyoruz. Yine bu zalimlerle birlikte hareket eden ve bu zalim grubuyla ismi anılan ve kendilerini Arap ve Müslüman olarak adlandıran zavallı hale düşmüş devletçikleri de nefretle kınıyoruz.
“Hak gelecek batıl zail olacak” inanıyoruz."
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com- Bülten