SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Afrin ve Sincar'da 3732 Terörist Etkisiz.."

0
Güncellendi - 2018-03-24 03:11:09
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "(Türkiye'nin sınır ötesinde ne işi var?) diyen her kişi ve kesim aslında birliğimizden, bütünlüğümüzden, geleceğimize güvenle bakmamızdan bunlar rahatsızlıklarını dışarıya vuruyorlar." dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Beyoğlu 6. Olağan İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, salonu dolduran partilileri "evinde" görmekten mutluluk duyduğunu dile getirdi. Kuruluşundan bugüne AK Parti Beyoğlu Teşkilatı'nda görev yapmış partililere şükranlarını sunan ve bugün hayatta olmayanlara Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, kongrenin Beyoğlu, İstanbul, ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

Ana kademe, kadın kolları ve gençlik kollarından seçimler için yoğun şekilde çalışmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Beyoğlu 16 Nisan halk oylamasında yüzde 50'lik 'Evet' oranıyla İstanbul ortalamasının eh, eş seviyede kaldıysa da ben buradan tabii çok daha iyi bir netice bekliyordum. Evimiz. Evimizden tabii ki daha fazla oyun gelmesi gerekirdi, bu gelmedi. Ama şimdi diyorum ki hedef inşallah Mart 2019. 2019'da Beyoğlu sandıkları patlatmaya hazır mı? Şimdiden kolları sıvamak gerekiyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burası birilerinin ısrarla sembolleştirmeye çalıştığı bir yer olmasına rağmen tercihini daima AK Parti'den yana kullanarak adeta herkese ders veren bir ilçemizdir. Beyoğlu bu. Beyoğlu'nda AK Parti bayrağını daha yükseğe çıkaracağınız hususunda sizlere güveniyorum. Çünkü hatırlayın biz burada geçmişi itibarıyla bir şeyler yaşadık. Neydi bu? 89 Beyoğlu Belediye seçimleri. Bizim geçmişimizde hakikaten aslında çıkışımızın başladığı bir yerdi. 89'da oyunlar oynandı ama 94'te bu oyunlar kökünden bozulmuş oldu."

"Milletimizle birlikte bu oyunu gördük"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son dönemde tarihi günler yaşadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Yaşadığımız her tecrübe, elde ettiğimiz her başarı, indirdiğimiz her maske, girdiğimiz her in unutmayın karşımızdaki tehlikenin ne kadar büyük olduğunu bize bir kez daha teyit ediyor. 'Türkiye'nin sınır ötesinde ne işi var?' diyen her kişi ve kesim, aslında birliğimizden, bütünlüğümüzden, geleceğimize güvenle bakmamızdan bunlar rahatsızlıklarını dışarıya vuruyorlar. Bu tür ifadeler her adımda ülkemizi engellemek, bunu başaramazsa karalamak, ondan da netice alamazsa kafaları karıştırmak için atmadık takla bırakmayanların argümanlarıdır. Biz bunları nereden tanırız? Taksim'de Gezi olaylarından tanırız. Biz bunları 17-25 Aralık emniyet, yargı darbe girişiminden tanırız, biz bunları çukur eylemlerinden tanırız. Biz bunları 15 Temmuz'dan tanırız. Velhasıl biz bunları gözlerinden tanırız, ciğerlerinden tanırız. Türkiye'de 15 yıldır ne yaptıysak bunlara rağmen yaptık. Eğer biz bu vesayete, bu ihanet çetelerine teslim etmiş olsaydık, tek bir adım dahi atamazdık. İşte o zaman Türkiye çevremizde bolca örneği olan o felaket görüntüleriyle gündeme gelen bir ülke durumuna düşerdi. Milletimizle birlikte bu oyunu gördük ve karşımızdaki şer ittifakıyla göğüs göğüse mücadele ede ede hamdolsun bugünlere geldik."

"Afrin ve Sincar'da 3732 terörist etkisiz hale getirildi"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hizmetleri çoğaltmanın gayreti içindeyken bazılarının Türkiye'ye çelme takmaya çalıştığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu ülkenin Afrin Operasyonu'ndan herkesin rahatsız olmaya hakkı olabilir ama bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Geldiğimiz nokta ortada. Biz, terör örgütleriyle mücadelemizi verdik. 35 bin insanımız ne yazık ki teröre kurban gitmişti. Biz ne yaptık? Gabar'a, Cudi'ye, Tendürek'e, Bestler Dereler'e girdik, 'Bunlar nereye girerse girsin, bunların inlerine kadar gireceğiz.' dedik. Biz bunları kovalayacağız. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Ne oldu? Bunlar Suriye'ye kaçtı. Önce Fırat Kalkanı Harekatı'nda bunları kovaladık. 3 bin DEAŞ'lıyı derdest ettik. Oradaki 2 bin kilometrekarelik alana oranın gerçek sahiplerini yerleştirdik. Ardından Afrin olayı başladı. Biz bunu Amerika, koalisyon güçleri ve Rusya'yla hep birlikte görüştük, konuştuk. Ta Obama döneminden bunları konuşmaya başladık ama ne yazık ki bunlar bizi aldatmaya kalktılar ve netice alamadık. Bu dönem başlayınca, 15 Mayıs 2016 'Gelin bunu beraber yapalım. Rakka'ya Amerika ile beraber girelim.' dedik. Ama maalesef bunlar PYD ve YPG'yi tercih ettiler. 'Siz yolunuza, biz yolumuza' dedik. Neticede ne oldu? Biz, 'Bir gece ansızın Afrin'e girebiliriz' dedik ve girdik. Şu an itibarıyla Afrin ve Sincar'daki etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bin 732 oldu. Mücadelemiz devam ediyor, edecek."

Afrinliler'in topraklarına dönmeye başladığını anlatan Erdoğan,"Mehmedimi seviyorlar. Niye? Terör örgütü onlara çok zulmetti ama Mehmedim onlara her türlü gıdasını, yüz binlerce tencere yemeğini götürüyor. Biz buyuz be, Türk milleti bu, Türk askeri bu. Bunu yaptık ve yapmaya devam edeceğiz, ta ki oraya yerleşene kadar, yerleşsinler, kendi evlerine barklarına yerleşsinler, kendi ocakları tütmeye başlasın, güvenlik sağlansın, mesele biter." dedi.

"Farklı şekilde davrananlara haddini bildirmek, birinci derecede benim ve devletin görevidir"

Erdoğan, "Bir üniversitemizde şehitlerimizin hatıralarını yad etmek için düzenlenen etkinliğe tahammül edemeyen zihniyet bu ülkeye ve millete ait değildir. 'Efendim bu üniversite çok popüler bir üniversite, çok kalite bir üniversite, bu üniversite marka bir üniversite.' Tamam da bu üniversitenin içinde affedersiniz bu tür teröristler olduktan sonra, bu tür terörist öğrenci olduktan sonra bunlar o markaya leke sürüyor. Şu anda biz onlarla ilgili gereğini yapıyoruz, yapacağız da." diye konuştu.

Üniversiteyi lekelememek için ismini anmadığını belirten Erdoğan, "Rektörün samimi gayretlerini de biliyorum. Şu anda üzerine üzerine gidiyoruz. Bu terörist öğrencileri kamera çekimlerinden bulup, çıkarıp, onlara da gereğini yapacağız. Bu üniversitelerimizdeki hocalarımızın da çok daha dikkatli olması gerekir. Eğer bu üniversitelerimizdeki hocalarımızın bu öğrencilerle iltisakı olduğunu belirlediğimiz anda onlarla ilgili de gereğini yaparız. Çünkü bizim için vasıflı öğrenci, kaliteli öğrenci, vasıflı öğretim üyesinden gelir. Eğer vasıflı öğretim üyesi yok da onun eseri bu ise olmaz. Benim Mehmedim, benim askerim, bu milletin evladı Afrin'e niye gidiyor? Bu ülkenin huzuru için, sınırlarımıza saldıranlara karşı gerekli dersi vermek için gidiyor. Bunu yapmak isteyenlere karşı eğer bu üniversitede kalkıp da bu tür bir adım atan, orada bir Leyle-i Regaib öncesinde lokum dağıtanlara kalkıp farklı bir şekilde davrananlara haddini bildirmek bu ülkede birinci derecede benim ve devletin görevidir. Bunu da yapacağız."

Okul koridorlarında, kantinlerinde, bahçelerinde adeta terör estiren bu çapulculara kesinlikle meydanı bırakmayacaklarını ifade eden Erdoğan, marjinal örgütler tarafından bazı üniversitelerin asli görevlerinden uzaklaştırılmasına, kimi grupların eylem alanına dönüştürülmesine asla müsamaha göstermeyeceklerini kaydetti.

Zaman zaman Beyoğlu sokaklarında da arz-ı endam ettiklerini gördükleri bu marjinallerin, edepleriyle durdukları müddetçe bu ülkenin renklerinden biri olarak kalabileceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Ama işi baskıya, kendilerinden olmayanlara tahammülsüzlüğe, saldırıya, şiddete vardırırlarsa hiç kimse kusura bakmasın. Kulaklarından tutar, ait oldukları yere fırlatırız. Olay budur. Bu ülkenin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu milletin değerlerine saldırmaya da kimsenin hakkı yoktur. Vatanımızın bekası için, 81 milyonun huzuru için canlarını feda eden aziz şehitlerimize hiç kimse dil uzatamaz.

Tabii bunların ağa babası, genel başkanından milletvekillerine, il başkanlarından belediye başkanlarına kadar ana muhalefet partisi CHP'dir. CHP'nin genel başkanı ve yöneticileri, o kadar çok yalan, yanlış dile getiriyorlar ki biz artık takibi bıraktık. Bunlar değil miydi Afrin'e girişimizin doğru olmadığını söyleyen? Afrin'e girmek yanlıştı diyen bunlar değil miydi? Ama Afrin zaferi, ilan edilince bu sefer de utanmadan, sıkılmadan Afrin zaferini kutlamaya kalktılar. Sıkıysa kutlama. Çünkü bu millet o zaman Osmanlı tokadını bunlara farklı atar."

Hukuki bir takip yapılması gerekiyorsa avukatların, siyasi bir cevap verilmesi gerekiyorsa da partideki arkadaşlarının kendileriyle meşgul olduğunu ifade eden Erdoğan, "Çünkü bizim ülkenin ve milletin hizmet beklediği bir dönemde, bunlara harcayacak vaktimiz yok. Buna rağmen, bazen öyle şeyler söylüyorlar ki inanın bana cevap vermezsek, milletimize haksızlık yapmış olacağımız hissine kapılıyoruz." dedi.

Bazı CHP milletvekillerinin "SGK, gayrimenkullerini satıyor" diye ortalığı ayağa kaldırdığını belirten Erdoğan, "Halbuki geriye doğru araştırma yapsalar, bu kurumun tarihindeki ilk gayrimenkul satışını, hem de yönetim kurulu üyelerinden bir kısmının muhalefetine rağmen genel başkanlarının yaptığını görecekler. Yani Bay Kemal'in yaptığını görecekler. Bu CHP milletvekillerine tavsiyemiz, eylemi Balgat'ta, SGK binası önünde değil, genel başkanlarının odasının kapısında yapmalarıdır. Çok daha isabetli olur." ifadelerini kullandı.

Aynı partinin daha önce başka saygısızlıklarını da bildikleri Çanakkale Belediyesi'nin, kahraman Türk Ordusu'nun Afrin başarısını kutlamak için şehirde zafer pilavı dağıtma teşebbüsünü engellemesinin de bir başka utanç verici hadise olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu ne terbiyesizliktir. Orada zafer için bir pilav dağıtımını, partimizin gençlik kolları, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yapıyor. Bundan rahatsız oluyorlar ve pankartı sökmek istiyorlar." dedi.

Çanakkale Belediyesi'nin bölücü örgütün desteklediği partinin sözde başarısını kutlamak için şehir merkezinde pilav dağıttıklarını hatırlatan Erdoğan, "Hatta hatta partimizin belediye meclis üyesini, üyelerini meclisteki toplantıda söz aldılar, konuşturmadı ve salondan kovma yoluna gitti, üstelik de bir bayan belediye meclis üyesini. Ben de valiye talimat verdim, dedim, 'bu sene 18 Mart kutlamalarında kesinlikle bu belediye başkanına konuşma vermeyeceksin. Sen seçilmişe, orada söz istiyor, susturuyorsun ve kovuyorsun, sen ise şu anda burada vali veyahut da Başbakan, eğer sana söz verirse gelip konuşabilirsin yoksa konuşamazsın." değerlendirmesini yaptı.

Seçim ittifaklarının yavaş yavaş şekillendiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları aktardı:

"Şimdi ittifaklar yavaş yavaş şekilleniyor, bölücüleri destekleyenlerle, ülkenin ve milletin yanında saf tutanlar, her geçen gün biraz daha ayrışıyor. Biz milletimizle çıktığımız siyaset yolculuğunda hep doğru bildiğimiz istikamette ilerleyerek bugünlere kadar geldik. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Tabii burada özellikle bir konuyu söylemek istiyorum, kardeşlerim, önümüzdeki Mart yerel seçim yapacağız, Kasım, parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimini yapacağız. Burada önce ana kademe, Mart 2019'a kadar gece gündüz çalışmaya var mıyız, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kadın kolları, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Dolaşacaksınız, Allah'ın izniyle bildiklerinizi bilmeyenlere anlatacaksınız. Beyoğlu'nda neler yapıldı, Türkiye'de neler yapılıyor bunları anlatacaksınız. Gençler, liseli gençlerden üniversiteli gençlere kadar hepsini kucaklamak suretiyle neler yaptığımızı tüm gençlere anlatmaya hazır mıyız?"

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız