SON DAKİKA
SON DEPREMLER

O Lafıyla Ortalığı Ayağa Kaldırdı

0
Güncellendi - 2016-01-29 15:25:54
O Lafıyla Ortalığı Ayağa Kaldırdı
A- A+ PAYLAŞ

  • CHP'li Ağbaba'nın terör ve geçmişteki AKP- Cemaat birlikteliğine ilişkin sözleri AKP'lilerin tepkisine neden oldu.

TBMM Genel Kurulu'nda CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın, terör, geçmişteki Gülen Cemaati- AKP birlikteliğine ilişkin iddialarını içeren konuşması sırasında sarfettiği bazı sözler, AKP grubunda büyük tepkilere yolaçtı.

Ağbaba'nın konuşması, müdahale ve tepkiler meclis tutanaklarında şöyle yeraldı:

"..VELİ AĞBABA (Devamla) - Bunun sorumlusu siyasi hükûmet. Bundan kaçamayacaksınız, kusura bakmayın. Eğer PKK orada örgütlenip gençlerimizi katlediyorsa, terör estiriyorsa kusura bakmayın bunun sorumlusu sensin.

SALİH CORA (Trabzon) - Sorumlusu CHP! İç güvenlik yasasını kim engelledi?

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bunun sorumlusu 28 Aralık 2012'de kalkıp "Barış süreci istiyorum." diyen insanlar. Ne oldu barış süreci? Oldu ölüm süreci. Barış süreci ne oldu? Ölüm süreci oldu.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - 1993'te yok muydu o? 93'te 94'te yok muydu?

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bunun sorumlusu, akan kanın, çocuklarımızın sorumlusu sizsiniz! Bunun hesabını vereceksiniz!

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Siz iktidardayken yok muydu o, şimdi mi oldu?

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bunun hesabını Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece sizden soracağımızı bilmenizi istiyorum değerli arkadaşlar.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sizin iktidarınızda terör zirveye çıktı ya, 93'lü yıllarda!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Öyle boş konuşma "90'lı yıllar, 93'lü yıllar." Boş konuşma, boş konuşma!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Siz onunla Parlamentoya girdiniz!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bildiğin konulara gel! 90'lı yıllardan daha fazla kan akıyor bu ülkede, 90'lı yıllardan daha fazla, insanlar katlediliyor.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, müdahale etmeyelim.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bunun sorumlusu her şeye karar veren, her şeyi bilen adam.

YILMAZ TUNÇ (Bartın)- Senin derdin Erdoğan, başka bir derdin yok!

VELİ AĞBABA (Devamla) - O kim? Dünyanın en büyük jinekoloğu. O kim? Dünyanın en büyük emlakçısı. O kim? Dünyanın en büyük mimarı. Nerede kupon arazi varsa o satıyor. Kimin kaç çocuk yapacağına, nerede yapacağına, nasıl yapacağına, o doğurduğu çocuğu nasıl besleyeceğine bir tek adam karar veriyor. Onun sorumlusu bu.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkanım, Cumhurbaşkanına hakaret ediyor.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bağırdık, 28 Aralık 2012'de bağırdık, dedik ki "Bu süreci yanlış yönetiyorsunuz. İmralı'yla görüşmeyin, Kandil'le görüşmeyin, pazarlık yapmayın. Gelin, bu Parlamentoda hep beraber görüşelim, çözelim." ama maalesef…

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Bir tane de doğru bir şey söyle ya!

VELİ AĞBABA (Devamla) - …sizler üç yıl boyunca Öcalan'la flört ettiniz, şimdi gençlerimiz ölüyor. Bunun sorumlusu kim? Bunun sorumlusu sensin, bunun sorumlusu sensin, bunun sorumlusu bu ülkeyi yıllardan beri yönetenler. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sensin, sensin!

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, lütfen, konuşmamızı yaparken kaba ve yaralayıcı sözler söylemeyelim.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bakın, bir başka konu daha: Değerli arkadaşlar, bakın, Türkiye'yi hem dünyaya hem Avrupa'ya rezil eden bir konu daha var, bizim demokrasi ligindeki durumumuzu gösteriyor. O ki bizim demokraside lig düşmemizi sağlayan bir konu. Nedir? Can Dündar'ın ve Erdem Gül'ün tutuklulukları.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Grup önerisine gel, grup önerisine.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, AKP her dönem, kendine muhalif olan basın mensuplarına "terörist" yaftasını yapıştırıyor. Şimdi utanır mısınız bilmiyorum, yine, 2011 ile 2014 döneminde bu kürsüden konuşuyorduk, "Onlar terörist, onlar darbeci." diyordunuz, Tuncay Özkan burada mı bilmiyorum, Tuncay Özkan'ın tipine, yüzüne bakıp utanır mısınız bilmiyorum, ona da "terörist" diyordunuz. Niye terörist? Ahmet Şık'a "terörist" dediniz, başka, Deniz Yıldırım'a "terörist" dediniz, Soner Yalçın'a "terörist" dediniz, Tuncay Özkan'a, Hikmet Çiçek'e, Mustafa Balbay'a "terörist" dediniz. Ama sonra, bir çıkar çatışması sonunda, aynı yerde iş gördüğünüz bir grupla bozuşunca ne yaptınız? "Biz aldatıldık." dediniz, "Bizi aldattılar." dediniz.

SALİH CORA (Trabzon) - Siz de onlarla barıştınız.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, yıllarca faşist düzenin düşman yüzünü gösteren bu insanlarla "Barıştık." dediniz. Neydi bu insanların günahları? Gerçekleri yazmak. Neydi bu insanların günahları? Gerçekleri, hakikatleri paylaşmak.

RAVZA KAVAKCI KAN(İstanbul) - Devlet sırlarını ifşa ettiler, farkında değilsiniz herhâlde.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi durum nedir? Şimdi durum, diğer dönemlerden farklı değildir. Sizin darbeci dediğiniz, sizin cezaevine atıp… Hanefi Avcı şimdi kanallarınızda geziyor ya, Hanefi Avcı; Hanefi Avcı televizyona çıktığı zaman utanıyor musunuz bilmiyorum, yüzünüz kızarıyor mu bilmiyorum çünkü Hanefi Avcı'yı da cezaevine atan sizsiniz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sen Samanyoluna çıktığın zaman utanıyor musun?

VELİ AĞBABA (Devamla) - Samanyoluyla aynı yatakta iş tutan da sizsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Ya, böyle bir şey olur mu ya!

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sayın Başkan, o sözü söyleyemez.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - O nasıl laf ya, o nasıl laf! Sayın Başkanım, sözünü geri alsın.

VELİ AĞBABA (Devamla) - İnsanları katleden de sizsiniz, cemaatle iş tutan da sizsiniz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sayın Başkanım, sözünü geri alsın.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Ne diyordunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bir dakika, zoruna gidebilir. Ne diyorduk: Zaman gazetesinin… Ne yapıyordu Zaman gazetesi?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sözünü geri alsın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın milletvekili, Sayın Ağbaba…

VELİ AĞBABA (Devamla) - Zaman gazetesiyle küsüldü ya… Peki, başka bir şey söyleyeyim.

BAŞKAN - Sayın Ağbaba… Sayın Ağbaba… Sayın Ağbaba, lütfen!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Burada, bilmiyorum, Fethullah Hoca'dan… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sen de mi o yataktaydın ha? Sen de mi oradaydın?

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, bakın, temiz bir dille konuşmaya davet ediyorum.

VELİ AĞBABA (Devamla) - …randevu talep etmeyen milletvekili varsa elini kaldırsın.

BAŞKAN - İç Tüzük'ün 67'nci maddesine göre sizi temiz bir dille konuşmaya davet ediyorum.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Sözüm ortada, randevu almayan, randevu…

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ayıp be, yazıklar olsun sana!

BAŞKAN - Lütfen, kaba ve yaralayıcı ifadeler kullanmayın.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, Allah'ın bir ömür verdiği Can Dündar ve Erdem Gül'den iki ömür istiyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ayıp ya, böyle bir üslup olabilir mi ya? Ayıp, ayıp, milletvekilisin ya!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Ne için? Aynı sebepten dolayı. Ne için? Gerçekleri yüzünüze yapıştırdığı için. Ne için? Suriye'de katledilen çocukları sizin yüzünüze çarptığı için. Bunlar zorunuza da gitse de söylemeye devam edeceğiz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Siz böyle konuştuğunuz müddetçe CHP yüzde 20'yi geçemez.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - CHP, senin sayende yüzde 25'i geçemiyor.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Zoruna gitse de… Oy vererek değil… Zoruna gitse de hakikatleri, gerçekleri, utansanız da, kızarsanız da yüzünüze vurmak bizim görevimiz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bitirdin CHP'yi, bitirdin. CHP'yi bitiriyorsun sen.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Devam edin böyle konuşmaya, devam edin böyle konuşmaya Sayın Ağbaba. Böyle konuşmaya devam et, yüzde 20'nin altına düşeceksiniz. Genel Başkan Yardımcısısın, değil mi?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ayıp ya!

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bakın, ta bugünkü birleşimin başında da ifade ettim. Eleştiri yapabilirsiniz, haklı olursunuz, haksız olursunuz ama eleştiri yapabilirsiniz. Yalnız hiç kimseye hiç kimsenin hakaret etme hakkı yoktur.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Hakaret etmedi.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Hakareti de geçti Başkanım, hakareti de geçti.

BAŞKAN - Herkesin temiz bir dil kullanması gerekiyor, kaba ve yaralayıcı diller kullanmaması lazım.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın İnceöz, buyurun…

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, ben çok iyi bir ceza hukukçusuyum. Orada hiç hakaret kastı veya hakaret içeren bir cümle olmadı. Hakareti çok iyi bilen birisiyim, kusura bakmayın.

BAŞKAN - Sizden başka hukukçu yok mu Sayın Tanal burada?

Sayın İnceöz, buyurun.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Şimdi, öncelikle tabii ki sataşmadan söz isteyeceğim çünkü her konuşması…

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sataşma değil, hakaret.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - …her cümlesi bir şekilde grubumuza hitaben ilzam etmiştir, bu bir.

İkincisi: Hatip biraz evvelki konuşmasında 67'ye göre, kaba ve yaralayıcılığın ötesinde hakikaten benim burada ağza alamayacağım bir şekilde, bir yatak odasını itham edecek şekilde, işaret edecek şekilde…

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Tutanakları getirin Sayın Başkanım, böyle bir şey yok.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Yani burada tekrar telaffuz etmek istemiyorum.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Özür dileyecek Başkanım, özür dileyecek.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Tutanaklara bakılsın, kesinlikle özür dilemesini talep ediyorum, böyle bir şey olmaz.

BAŞKAN - Sayın İnceöz, sataşmadan iki dakika süre veriyorum.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Yani, tutanakları inceleyin. O cümleleri geri alsın, özür dilesin.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Özür dileyecek o.

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, siz de bu konuda bir açıklama yapmak isterseniz... Bence özür dilemek de bir erdemdir.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ne söyledi? Hangi cümleydi mesele, özür dilemeyi gerektiren; Sayın Başkan, hangi cümleydi?

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Ben aynı cümleyi tekrar etmeyeceğim, tutanaklardan Başkanım bakar. Bütün herkesten özür dilemek durumunda, herkese aynı şeyi itham etmiştir. O cümleyi geri alması lazım.

BAŞKAN - Sayın İnceöz, buyurun.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; az evvel ki hatibin, tüm konuşmasında hakikaten çok ciddi bir şekilde eleştiri sınırlarını aştığını, hakaret, hakaretin de ötesine, aşağılamaya doğru gittiğini... Bu sözlerden bir tanesi grubunuzdaki arkadaşlardan birine söylenecek olsa biz gereğini söyleriz sayın grup başkan vekili. Bu, eleştiri sınırlarının çok ötesinde. 67'ye göre burada temiz bir dille konuşmak durumunda.

Bir kere şunu söylemek istiyorum: Ülkemiz 90'lı yıllardaki Türkiye değil artık, 90'lı yılların şartları yok, 90'lı yılların şartlarıyla da terörle mücadele edilmemektedir, bunun çok iyi bilinmesi lazım. O gün konuşulamayan, herhangi bir vatandaşımızın çıkıp burada "Ben Kürdüm." diyemediği, Türkiye Cumhuriyetinin sınırları içerisinde kimliğini söyleyemediği bir yerden, bugün herkesin kardeşlik hukuku zemininde, her şekilde fikrini, zikrini beyan edebilmesi konusunda, hak ve özgürlükler ve demokrasi noktasında çok daha ilerideyiz.

Bir de konuşmadan şunu anladım ben. Ülkenin böyle terörle mücadele ettiği bir dönemde yapmamız gereken saflarımızı sıklaştırmakken, Paris'te olduğu gibi bir duruş sergilememiz gerekirken, bir duyarlılık göstermek gerekirken burada yapılan tek şey şuydu konuşmada: Suçlu aramak ve bu ülkenin suçlusu olarak da her konuşmanızda -zoruna giden tarafta- Sayın Cumhurbaşkanımızı her şeyin hedefi hâline getiriyorsunuz. Bunu asla kabul etmiyoruz. Buna asla ve kata da milletimiz izin vermeyecektir, bunu böyle bilmeniz lazım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Tüm bu meseleleri getirip getirip başkanlık sistemine... Bakın, eğer Sayın Cumhurbaşkanımız parlamenter sistemin sıkıntılarından bahsediyorsa ki geçtiğimiz dönemde yaşadık, daha 7 Haziran sonrası gördük. Yüzde 41 çoğunluk alacaksınız, iktidar olabilecek, hükûmet kuracak çoğunluğu sağlayamayacaksınız ve bir koalisyon arayışı içerisinde memleketimizin nasıl bir karışıklığa gittiğini gördüğünüz bir belirsizlik ortamında...

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Bu kadar cehalet ancak eğitimle olabilir hanımefendi.

İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) - …eğer bugün başkanlık sisteminin, yarı başkanlık sisteminin konuşulmasını arzu ediyorsak bu bizim milletimizden gelen taleptir ve bir sistem tesis etmek içindir. Her şeyin suçlusunu aramamamız gerekmektedir.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Sayın Başkanım, Sayın Ağbaba'nın oradan özür dilemesi gerekiyor ifadeleri nedeniyle. Bir genel başkan yardımcısının buradaki ifadelerini kendisine iade ediyoruz.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sözlerini kesinlikle geri alması gerekiyor.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Özel…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, sayın grup başkan vekilini dikkatle dinledim, şu yaklaşımını da değerli buluyorum: "Böyle bir söz bizim grubumuzdan birisi tarafından sarf edilirse biz orada gereğini yaparız." dedi. Bundan sonrası için bir taahhütse ben Sayın Başkanın taahhüdünden memnuniyet duydum ama bundan önce çok benzer durumlarda maalesef o yaklaşımı görememiştik.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Niye yapıldı geçen gün. Galip Bey özür dilemedi mi? Galip Bey özür dilemedi mi geçen gün?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ama, biraz önce grubumuzu son derece yaralayan bir konuşmadan sonra özür dileme talep ettik, özür olmadı ama arkadaşın salonda bulunmamasını dahi olumlu bir adım olarak görüyoruz. Biraz önceki konuşmasından dolayı Sayın Grup Başkan Vekilinin talebine uygun olarak Sayın Veli Ağbaba kürsüde iki dakika düzeltme yapacak.

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Lütfen ama yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim. Yani, burada her birimiz milletvekili olmanın gereğini yapalım.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Düzeltmeye mi gidiyor Başkanım?

YILMAZ TUNÇ (Burdur) - Düzeltme yapmaz ya. Düzeltme yapacak göz var mı onda?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Neyi var, alkışlanacak neyi var?

SALİH CORA (Trabzon) - Hiç yakışmadı!

VELİ AĞBABA (Malatya) - Benim bu yatak odasıyla ilgili söylediğim şeyi, eğer bunu yatak odası olarak anlayan varsa bunu kastetmediğimi bilmenizi isterim. Birlikte iş tutmak, bir iş birliği yapmak anlamında söylediğimi söylemek isterim.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Ayıp ayıp ya!

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Başka kelimelerle bunu ifade edebilirsiniz.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bunun başka bir maksadı olmadığını sizin huzurunuzda ifade etmek istiyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bunun böyle olmadığını siz de biliyorsunuz.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Bu özür değildir ama.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sözlerini geri alıyor lütfen…

VELİ AĞBABA (Devamla) - Böyle bir şeyi kastetmediğimi siz de biliyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, bakın, ben kürsüye her çıktığımda buradaki bir grup arkadaşım beni konuşturmamak için elinden geleni yapıyor. Ben ne dedim? Fethullah Hoca'yla yani sizin "Fethullah Hoca hazretleri" dediğiniz Zaman gazetesini… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Bak, gene bana laf atıyorsun, gene susturacağım seni.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

VELİ AĞBABA (Devamla) - "Fethullah Hoca hazretleri" dediğiniz…

SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir) - Hiç öyle bir şey demedik.

VELİ AĞBABA (Devamla) - …burada muhtemelen hepinizin randevu istediği…(AK PARTİ sıralarından gürültüler) Zoruna gitti. Zaman gazetesini gezdiğiniz dönemleri ben biliyorum.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - İspat edin.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

VELİ AĞBABA (Devamla) - Ne dedi? "Ne istedin de vermedik Fethullah Hoca?" dedi. Daha mayıs ayında Sayın Bülent Arınç gidip Pensilvanya'da Fethullah Gülen'le görüşmedi mi?

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Sana hesap mı verecek?

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bunlara, bu Fethullah Gülen'e şimdi "paralel yapı" diyorsunuz ya, bunlarla iş birliği yapan sizsiniz, bir daha söylüyorum. Bu kadar Balyoz'da, Ergenekon'da, askeri casuslukta…

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Ya, sen konuştuğun cümleyi düzeltsene ya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Düzeltti, düzeltti ya, gözünü seveyim düzeltti.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

8 yorum yapılmış

  • GAZİ (8 yıl önce)
    Atatürk düşmanı denize döktü vatanı kurtardı atatürkten emanet chp pkk ya destek verip rahmetlinin kemiklerini sızlatma teröristten arkadaş olmaz
    0
    0
    Yanıtla
  • aslan okçu (8 yıl önce)
    Malatyanın tek doğru konuşan vekili tebrik ederim. Akp lileri daha çok kızdıracağa benziyor. Helal sana sayın vekilim...
    0
    0
    Yanıtla
  • Maksut (8 yıl önce)
    Bu adamı ne zaman görsem Merhum MEVLÜT ASLANOĞLU' na tekrar tekrar rahmet okuyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • yağmur (8 yıl önce)
    Bu halk sizi de tanıyor (dostu da.düşmanıda)siz gidin ölen pkk cenazesinede yas tutun pkk marşında esas duruşta dur sonrada kalk laf ebeliğini yap ya olduğun gibi ol yada göründüğün gibi ol chp
    0
    0
    Yanıtla
  • KADİR TOY (8 yıl önce)
    BUNLAR NASIL İNKAR EDERLER AMERİKARA BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN GİTTİĞİNDE BÜLENT ARINÇI GÖREVLENDİRDİ BÜLENT ARINÇTA GİTTİĞİ ÇOK SEVDİĞİ FETULLAH GÜLENİN ELİNİ ÖPTÜ İKİSİ ORTAK OLUP ATATÜRKÇÜ PAŞALARA KUMPAS KURMADILARMI ORTAKLIKLARI BİTİNCE HAİN VE PARELELCİ OLDULAR
    0
    0
    Yanıtla
  • Şahin (8 yıl önce)
    Sayın Ağbaba doğruları söyledikçe AKP'liler neden kızıyorlar,anlamak mümkün değil.Şimdi paralelci dedikleri Fethullah hoca ekibiyle iş tutan ülkemizdeki kurum ve kuruluşları paylaşan AKP iktidarı değilmiydi.Ne istedinizde vermedik mi diyen o zaman ki Başbakan sayın Erdoğan değilmiydi.
    0
    0
    Yanıtla
  • hasan (8 yıl önce)
    bu arkadaş tribünlere oynuyor söylediklerin bazıları doğru ama genel anlamda avare konuşuyor.geçmişte chp shp dehpla işbirliği yaptı meclise taşıdı. Sonrası olaylar nasıl geliştiğini herkes biliyor. Yine üç gün önce bir taraftan beştepe sarayı resmi diğer taraftan şehit evini gösteriyor. o zaman bende diğer taraftan CHP GENEL MERKEZİN BİNASIN GÖSTERİRİM. Niye yapıldı
    0
    0
    Yanıtla
  • Bülent Arıkan (8 yıl önce)
    Kendi kendine şov yapıyor .
    0
    0
    Yanıtla