Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Leyla Şahin hakkında başörtüsüyle okumanın mümkün olamayacağına dair kararı ile ilgili olarak 15 baro yaptıkları ortak basın açıklaması ile kararı kınadılar.
Malatya Baro Başkanı Mehmet Görgeç, Konya Baro Başkanı Hasip Şenalp, Kayseri Baro Başkanı Ali Taşçı, Kütahya Baro Başkanı Sabit Özdoğlar, Kırşehir Baro Başkanı Erdal Gürsoy, Kahramanmaraş Baro Başkanı İsmail Kahveci, Nevşehir Baro Başkanı Ramazan Küçük, Sivas Baro Başkanı Mustafa Coşkun, Yozgat Baro Başkanı Mehmet Ekinci, Tokat Baro Başkanı Mustafa Yavuz, Erzurum Baro Başkanı Sadullah Kara, Erzincan Baro Başkanı Hamit Sekman, Burdur Baro Başkanı Ramazan Gedik, Çorum Baro Başkanı Uğur Küçük ve Isparta Baro Başkanı Erol Berber tarafından "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne tarafsız ve adil olmak yakışır. Ayrımcı hiç olmamalıdır" başlığı ile ortak bir bildiri yayınlandı.
Malatya Baro Başkanı Mehmet Görgeç tarafından okunan ortak bildiride, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasal hakkını kullanmak isteyen Türk Vatandışı Leyla Şahin hakkında başörtüsüyle okumanın mümkün olmayacağına dair temel insan hakkı olan eğitim hakkını engelleyen bir karar verdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sözleşmeye katılan devletlerin iç hukuk yollarının tükenmesi halinde evrensel hukuka göre yorum yapması ve siyasi olmayan karar vermesi gereken bir mahkemedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, iç hukuka atıfta bulunarak karar veremez. Bu anlamda mahkemenin kararı kendi kuruluş amacıyla çelişmektedir" ifadelerine yer verildi.
Bildiride, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Leyla Şahin ile ilgili eğitim hakkıyla ilgili yasaklama kararı Fransa'daki göçmen isyanıyla eş zamanlıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yüzde 99'u Fransız olan bir mahkeme olup, bu kararı daha öhce Hiristiyan ve Yahudilerle ilgili verdiği kararla da çelişkilidir. Aynı mahkeme, daha önce Kilise'nin vergi toplayabileceği ve Yahudi gencinin Cumartesi günü ibadet özgürlüğü kapsamında olduğundan imtihana giremeyebileceği hususunda karar vermiştir" denildi.
Malatya Baro Başkanı Mehmet Görgeç'in okuduğu bildiri şu ifadelerle son buldu:
"Hrisitiyan düşüncenin ortaya çıkarıldığı, İslam'a karşı alınmış ve adalete ihanet eden bu karara saygı duymamız mümkün değildir. Bu konuda iç hukukumuzda hukuki boşluk bulunmakta olup, hemen hukuki düzenleme yapılıp insanların temel insan hakkı olan dilediği yaşam biçimiyle eğitim hakları iade edilmilidir."