Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadelesinin yılmaz savunucusu 'Boğulamayan Ses' Şair Almas (Elmas) Yıldırım, vefatının 71. yılında İnönü Üniversitesi ile İnügam'ın düzenlediği toplantıda anıldı.
İnönü Üniversitesi Güney Asya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi salonundaki toplantıya, İnönü Üniversite Rektörü Ahmet Kızılay ,Türksoy Genel Sekreteri Sultan Raev,Türksoy Azerbaycan Temsilcisi Elçin Gaffarlı, Prof. Dr. Esma Şimşek ile diğer konuklar katıldılar.
Elçin Gaffarlı konuşmasında, Türk Dünyasının yazarlarını, şairlerini, aşıklarını, bilim adamlarını " Türksoy" çalışmalarıyla tanıtmanın memnuniyetini yaşadığını ifade etti.
Sultan Raev konuşmasında 'Türksoy' "Türk Dünyası'nın zengin kültürünü ve sanatını tüm dünyada geniş kitlelere tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak misyonuyla çalışmalarını sürdüren Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı ( TÜRKSOY ) her yıl bu Kültürü zenginleştiren ve dünya kültür hazinesine katkılarda bulunan deha sanat insanlarımızı ve onların bize bıraktıkları kültürel mirası yaşatmaya çalışmakta, çeşitli etkinliklerde bulunmaktadır. Bugün Almas Yıldırım'ın Doğumunun 115.yılı ve ölümünün 71.yılı anısına şairin yüksek sanatını ortaya koyan seçilmiş şiirlerinin yer aldığı kitabı sizlerle buluşturmayı mutluluğunu yaşamaktayız. Bu vesile ile kitapta yer alan şiirleri Türkiye Türkçesine aktaran Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim görevlisi ,Türk Dünyası Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü değerli şair Kenan Çorbağa'ya ve kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunarım" dedi.
ALMAS YILDIRIM
Türk Dünyası Milli Şairleri arasında yer alan Azerbaycanlı Elmas Yıldırım, Ahmet Cevat ve Hüseyin Cavit gibi Türkçü şairlerin etkisi altında idi. Bu durum onun da damgalanmasına yol açtı. Önce Dağıstan’a sürdüler. Şair, burada Şeyh Şamil’i keşfetti. " Türk milliyetçileri gençliklerinde, toplantılarda konferanslarda Şeyh Şamil şiirini okuyorlardı .Ülkemizde dillerden düşmeyen Şeyh Şamil şiiri de işte o günlerin esiniyle yazılmıştır: “Şamil, Kafkas Dağlarının hürriyet güneşidir/Şamil Atatürküm’ün öz be öz gardaşıdır / Şamil’i bilmeyenler atasını ne bilir”
Azerbaycan'ın Namık Kemal'i Elmas Yıldırım, çok sevdiği yurdundan kaçmak zorunda kalmış yüreği Azerbaycan ve Türklük sevgisiyle dop dolu olan " Esir Azerbaycanlı bir şairdir" Esir Azerbaycan'ın bağımsızlığı için şiir yazan haykıran Sovyet emperyalizmine, ideolojisine baş kaldıran yiğittir, kahramandır. O aydın bir yazardır. O bir dava adamıdır. O bir rejim mağdurudur...
Türk dünyasında “Hürriyet ve Vatan Şairi” olarak tanınan Elmas Yıldırım 1907’de Bakü’nün Kale köyünde doğdu. Azerbaycan’ı işgal eden Sovyet yönetimi tarafından üniversiteden atıldı.
Kurşuna dizileceğini anlayınca Aşkabat’tan eşi ve üç aylık oğlu Azer’le kaçtılar. İran’da yakalandılar ve ailecek tutuklandılar. Ağır işkencelerden sonra nihayet serbest bırakılarak Meşhed’e gönderildiler.
Yıldırım, İran’da maddî-manevî büyük sıkıntılar yaşar. Bir yolunu bulup Türkiye’ye kaçar. Önce Van’a, oradan da Elazığ’a gelir. Türkiye, Elmas Yıldırım’a kucak açar; Elazığ, onu bağrına basar. Elazığ’daki Hazar Gölü (Gölcük) ona Azerbaycan’daki Hazar’ı hatırlattığından sık sık bu gölün kıyısına gider, dertleşir, ağlar, şiirler yazar:
Aç koynunu, uzaktan gelmişim, çok yorgunum;
İli, yurdu çalınmış bir garip Kafkaslıyım;
Zannetme ki yoksulum, Kürlüyüm, Araslıyım;
Bakü’den ayrılalı yakın zamandır, Gölcük!..
Palu’nun köylerinde, Keban’da, Ağın’da, Hankendi’de, Baskil-Aydınlar’da, Tunceli-Nazimiye’de ve Malatya-Kale’de çeşitli görevlerde bulunur. Elmas Yıldırım’ın, Bakü’nün Kale’sinde başlayan ömrü nihayet Malatya’nın Kale’sinde sona erer. 14 Ocak 1952’de Kale Nahiye Müdürü iken vefat eder. Kabri Malatya-Sancaktar Mezarlığındadır. Elmas Yıldırım'ın mezar taşı yazılı olmadığından kabri tespit edilememiştir.
Nazım Hikmet’le Elmas Yıldırım, Bakü'de aynı edebiyat gecesinde şiir okumuş.(Kavlak) 1927 yılında düzenlenen bu edebiyat gecesinin afişini ele geçirmiş ve yayımlamış kitabında. Yazgıları birbirine çok benzeyen bu iki şair arasındaki benzerlikler İkisi de ülkelerinden ayrılmak zorunda kalmışlar. İkisi de vatanlarına hasret ölmüşler. İkisi de bu hasretlerini dile getiren değerli şiirler kaleme almışlar. Ve fikirleri, dünya görüşleri tamamen zıt olan bu iki şairin yolu bir yerde kesişmiş. O kesişme noktasında Türklük olgusu Türkçe şiir...
Kimse bilmez Tanrı dağının yaşını,
Duman tutmuş Altayların başını
Uçmuştur baştan devlet kuşunu,
Servetine yüz çevirmiş zaman hey...
Koca Türkün düştüğü dert yaman hey..."
Kaynak: https://fikridemirtas44.blogspot.com/2023/01/turk-dunyasnn-unlu-sairi-elmas-yldrm.html