RIZA PARLAK’DAN ARGUVAN ANILARI-ANLATILARI
Hüseyin ŞAHİN
Uzm. Antropolog
I. GİRİŞ
Fotoğraf Sanatçısı ve şair Rıza Parlak, “Arguvan Anıları-Anlatıları” adını verdiği Malatya’nın Arguvan İlçesinde ve köylerinde(mahallelerinde) dinlediği, duyduğu mizah yüklü anlatıları kitaplaştırmış. Parlak, kitabını “Sayın Hüseyin Şahin Ağabeye…Yaşamın gülen penceresinden bakarken gördüklerim. Umarım bunu başarabildim. Sevgi ve saygıyla kal can dost.26.06.2015” notunu da düşerek bana ulaştırdı.
Yöresel mizahın ön plana çıkartıldığı derlemelerde; özellikle anı-anlatı tekniğinin kullanıldığı çalışmayla ilgili kitabı, fiziki ve içerik olarak incelemek gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Malatya’da özellikle İlçe-köy örneğinde ilk olarak adlandırabileceğimiz bir derleme kitabı oluşturmaya çabalamış Rıza Parlak. İlk olmanın hem bazı avantajları hem de dezavantajları olacaktır. Parlak ya da başka araştırmacıların ilerde yapacakları çalışmalarda derlenen anı-anlatı(fıkra- fıkra tipi yönüyle) birikimi daha da artacaktır.
a.Kitabın Fiziki ve Ön Tanıtımı:
Kitabın Adı : Arguvan Anıları-Anlatıları (Derleme)
Yazarı : Rıza PARLAK
Kapak ölçüsü : 19.5x13.5 cm
Yayınevi ve Yayım Tarihi : Sage Yayınları-Ankara
Yayım Tarihi ve Baskısı : Haziran-2015, 1.Baskı
Yayıma Hazırlayan ve Kapak Tasarımı: Süleyman ÖZEROL
Kapak Fotoğrafı : Rıza PARLAK
Ön Kapak : Bir ev odasında bir yaşlı çevresinde üç kişi fıkra dinliyor mizanseni)
Arka Kapak :Rıza Parlak’ın Fotoğrafı ve Yaşam Öyküsü
Sayfa Sayısı :108 sayfa+ 2 sayfa Reklam
İSBN No :978-605-9932-64-6
b. Kitap İçeriği Özeti:
- İç Kapak
- Baskı Bilgileri Sayfası
- Süleyman Özerol’un Tanıtım Yazısı(5-6 sf.)
- Rıza Parlak Yaşamı ve Çalışmaları Anlatımı((7-8 sf.)
- Rıza Parlak’ın Anlatımıyla Arguvan Anıları Nasıl Derlendi(9-11 sf.)
- Arguvan’dan Anılar-Anlatılar Başlığı Altında 162 Adet Anlatı-Fıkra(13-96 sf)
- Yerel Adlar-Söz ve Deyimler Sözlüğü(97-101 sf.)
- İçindekiler (103-108 sf.)
- Reklam Resmi (109-110 sf)
Kitap; Rıza Parlak’ın anlatıları gerçekleştiren ve anlatanlara, yardımcı olanlara kısa bir teşekkür sunumuyla başlamaktadır.
Süleyman Özerol’un “Arguvan Anıları-Anlatıları Üzerine” başlıklı giriş yazısında; Arguvan İlçesinin türküleriyle bilindiğinden atıfla, İlçe müziği, giyimi, halk oyunları vb. alanlarla ilgili kitap- dergi- yayım çalışmalarını özetlemektir. Özerol, anlatıların halk kültürüyle olan ilişkilerinden söz ederek, yöredeki mizahi tiplemeler dediğimiz “Sivas’ın Karanlık Köyünden “Pirzöğ”, Arguvan’dan “Kenan Amca”, “Karael”, “Kör Sadık”, “Şeyho Amca”, “Beböğ” gibi her köyde belirgin bir fıkra tipinin olduğuna dikkat çeker. Parlak’ın çalışmasına düzenleme (Editör) açısından katkı sağladığını da belirterek, bu gibi çalışmaların fıkra türünün zenginleşmesi açısından, okuma alışkanlığına yararlı olacağını düşündüğünü de söylemektedir.
Özerol’un giriş mahiyetindeki yazısından sonra Rıza Parlak’ın yaşam öyküsü ve çalışmalarından söz edilen bir bölüm bulunmaktadır:
Parlak, 1962 yılı Malatya doğumludur. Örgün eğitimini Arguvan Kuyudere İlkokulu, İstanbul Orhan Gazi Lisesi ve Arguvan Lisesinde yapmıştır.1980 yılında ise Açık Öğretim Fakültesinden mezun olmuştur. Askerlik görevi sonrasında; İstanbul, Adana, Mersin, Gaziantep, K.Maraş, Hatay, Osmaniye bölgesinde İlaç Tanıtım-Satış Temsilciliği yaparak 2009 yılında da emekli olmuştur.
Şiir yazmaya 1988 yılında başlayan Parlak, şiirlerini bazı dergilerde yayımlandı. Kara düzen bağlama çalar, fotoğraf çeker (Bu hobisi sonra profesyonelliğe dönüşmüştür). Aynı zamanda iki de şiir kitabı bulunmaktadır. 2004’de “Duyguların Rengi”, 2008 yılında ise “Boynu Bükük Nergis” isimli şiir kitapları yayımlanmıştır. Arguvan yöresinde çektiği fotoğraflarla hazırladığı “Fesli Kadınlar” konulu bir de fotoğraf sergisi açmıştır. Çalışmalarına; başta Arguvan olmak üzere birçok yörede doğa-insan vb. konulardaki fotoğraflama çalışmalarına devam etmektedir.
Yaşam Öyküsünün anlatıldığı bölümün ardından Rıza Parlak “Arguvan Anıları” başlıklı bölümde; fotoğraf çekmek için gittiği köylerde dinlediği anı-anlatı ve öykülerden hareketle, “İnsanların yaşadığı bölgede kendilerine has esprileri vardır. Anadolu insanı her koşulda espri yaparaktan, hem yeteneklerini hem de zekâsını konuşturmuştur” demekte ve Arguvan’da esprileriyle öne çıkan insanları saymaktadır. Özetle bu kişilerin “toplumumuzun yarattığı gerçek değerler olup, yaşadıkları yöreye dramatik olaylardan dahi espri üreterek toplumsal barışa büyük katkıları olmuş kişilerdir” diyerek hazırladığı çalışmanın önemini de bu bakışıyla ortaya koymaktadır. Yazar, derlemelere nasıl başladığını, bunun zamanla nasıl biriktiğini, “Arguvan Anıları” olarak adlandırılan bu paylaşımın hepsinin yaşanmış, gerçek olaylardan alındığını, insanları rencide edecek kavramlardan uzak kalarak, olayın komik yerini öne çıkartmaya çalıştığını söyleyerek de teknik hakkında bilgi vermektedir. “Bu anlatımlar, Arguvan Türküleri gibi bizim öz değerlerimiz olup, sahiplenmeliyiz. Bu düşünceyle yola çıkarak, bu anlatımlarda kimseyi incitmeden hatta olayın kahramanlarını onurlandırarak paylaşmalıyız.” diye de haklı beklentilerine vurgu yapmaktadır.
II. ANLATILARIN İÇERİK SINIFLANDIRMASI VE YAPISAL DEĞERLENDİRME
Kitabın sayfaları okurken gözü yormayan bir kağıt türündendir. Kitabın içeriğinde harf redaksiyonunun iyi yapıldığı izlenilmiştir. Fıkralar-Anı-Anlatılar; anlatı içeriğini yansıtacak biçimde büyük harf puntolu ana başlıklar altında anlatılmış olup, alfabetik ya da başka bir sınıflandırma kaygısına yer verilmeden aktarılmıştır. Bazı anlatıların altında açıklayıcı dipnotlara yer verilmiştir. Bu da önemli bir ayrıntıdır. Ancak, ilk derleme çalışması olarak baktığımız ve eksikliklerin de mutlaka doğal olarak olabileceğini düşündüğümüz derleme çalışmasında; gözden kaçan en önemli eksiklik bizce derleme bilgilerinin olmamasıdır. Anılar-anlatılar okunduğunda derleme yöresi, fıkra tipi vb. ile ilgili bazı bilgileri metinlerden az çok öğrenebiliyoruz. Ancak; Derleme Yeri, Derleme Tarihi, Derleme Ortamı, Kaynak Kişi, Kaynak Kişi-Kişileri Adı ve Soyadı, Yaşı, Öğrenim Durumu, O Yörede Oturup Oturmadığı, Kaynak Kişinin Birebir Dinlediği ya da Kimden Dinlediği vb. bilgiler noksandır. Bu bilgiler aslında çalışmanın ana iskeletini oluşturmaktadır. İleride yapılacak çalışmalarda bu gibi bilgilerin muhakkak yazılması gerektiğini düşünüyoruz.
2.1. Anlatılarda Geçen İnsan Adları/Adlandırmaları
Yörede birini sorarken ya da anlatırken ana- baba adıyla, fiziki görünüşü ve hareketleriyle, isminin yöresel olarak kısaltılma söyleyiş biçimleriyle vb. anlatmak yaygındır. Rıza Parlak, anlatılarda özellikle kişi adı, takma/lakap adları, yöre adı gibi ayrıntılara olay örgüsü içinde dikkat etmektedir.
a. Belirsiz Kişi Adı/Yer ve MekanınAdlandırma/Anlatılarda Kullanım( )
-Adı bizde saklı… (1)
-Adamın biri/birisi (3)
-Şotik, Kavunlu Mezarasından adamın biri…
-İki kişi..
-Arguvan’da yeni evlenen bir öğretmen…
-Arakel’den (Çayırlı) bir grup…
-Atmalı bir gün
-Köye çoban duran adam…,
-Kadabela’dan bir adam…, Gökağaç Köyünde adamın biri…, Mişedi’de adamın biri, Atma’da adamın biri…, Gürge(Koyuncu)’de adamın biri…,
-Alhasuşağı, Başhikan mezrasında iddialaşanlar..
-Bellikler’de Dede…
-Alhasuşağı’nda tavla oynayan iki kişi…
-Darende Kaymakamı ile çoban bir gün…
-Askerlik arkadaşı iki kişi (Ersoy ve A.Rıza)
-Karahüyük’te birinin ineği ölür…
-Yeni aza seçilen biri
-Şotikli biri Arapgir’e/İstanbul’a/Bir kadın İstanbul’a gider (3)
-Atma yöresinde korucular…
-Bellikler’de radyo piyesi ve madam…
-Emirler’de tilki avında…
-Narmkanlı (Yazıbaşı) Teyze: “ ölürsem köyüme…”
-Dede torunlarına kızmış..
-Çakmak Köyü, Kınık Mezrasında düğün yemeği hazırlayanlar…
-Arguvan’da baygon ilacı alan öğrenci…
-Bostan korkuluğu ile konuşan adam…
-Sünnet düğününde şakalaşan köylüler…
-Asmaca(Tarlacık) Ömerağa Mezarasında Kaymakam’ın ziyareti
b. Yer Belirtmeksizin Yapılan Anlatı Girişleri
-Köylerden birinde…(6)
-Bir yerde… (1)
-Köyü bende/bizde saklı kalsın…(2)
-Yörede.. (1)
c. Yer Belirtip Kişi Adı/Lakabı Belirtmeksizin Yapılan Anlatı Girişleri
-Atmanın yukarı köyleri, Yukarı Atma Köyü, Yukarı Atma Köylerinde, Atma’nın köylerinde, …Atma’nın Şotik Köyünde, Yukarı köylerden, Arguvan’ın bir köyünde…, (9)
-Mineyik(Kuyudere)’den Arakel’e(Çayırlı) düğüne…
-Gürge’de uçtu-uçtu oyarken…
-Arakel(Çayırlı) ve Gürgelilerin (Koyuncu) ziyarete gidişi..
-Eymir-Kızık arasındaki değirmene gitme…
-İsa Köyünde..
-İsa Köy Sadıkbey Mezrasında…
-Kömürlük’ten Çavuş’a taziye ziyareti
d. Kişi Adı ya da Lakabı Belirtilerek Yapılan Anlatı-Anılar
-Kenan Amca Anlatıları (7)
-Berlliklerli Boze(Sultan Yenge)
-Gökağaçlı Cevat Dayı
-Gökağaçlı Veysel/Veysel Kabakçı (4)
-Karali Anlatıları (2)
-Bellikler’den Hüseyin Suna(Kıro)
-Bellikler’den Parlak ve Tırşo Kemal
-Narmikanlı Süleyman ve Alo
- Kömürlüklü Hüseyin Karael (Karael) (2)
-Mişedi(Yamaç) Şarikan Mezrasından Hasan
-Gökağaçlı Kemal Gedik (Tırşo Kemal) (3)
-Bellikler’den Battall Sivrikaya
-Şotikli Şeyho Dayı (3)
-Şotik Köyünden Hasan Çınar(Derdo) (2)
- Derdo ve Çerçi Haydar
-Şotikli Hüseyin Çınar (İbili)
-Kömürlüklü Battal Dayı
-Gökağaçlı Ali Dayı (Hurpan) (2)
-Mamusa(Koçak)’lı Kolo’nun Ali Rıza
- Belliklerli Ali
-Bellikler’de İsmail Göçer
-Kömürlüklü Mehmet Aksoy ve Düzovalı Ali Rıza
-Gökağaçlı Mehmet Kabakçı (Kör Mamod)
-Mamusalı Hüseyin Şengül (Kınco Dayı)
-Bellikler’den Ali Parlak(Pağo)
-Bellikler’den Hüseyin Sivrikaya (Güzo)
-Kızık Köyünden Kör Sadık
-Bellikler’den Gülali Parlak
-Balıcalı Ali Rıza
-Kömürlük’ten Hasan Arduç…
-Alhasuşağı, Başhikan Mezrasından Fatı Sedi
-Bellikler’den Hüseyin Sivrikaya (Huseni Kıçik) (4)
-Alhasuşaklı Hacı Halil
-Alhasuşağı, Başhikan Mezrasından Hasan Çelik (Kırto)
-Göçeruşaklı Halil Genç (Galoşük)
-Göçeruşaklı Ali Algül
-Düzova Mezrasından Ali Yücel (Ali Çavdın)
-Başhikan Mezrasından Male Harçço
-Bellikler’den Hasan Sivrikaya (Hasgüli)
-Kadabela’dan (Güngören) Hasan Şahin Anlatısı
-Narmikanlı(Yazıbaşı) Mehmet İnan(Siko) (3)
-Mamusa(Koçak) Köyünden Çanta
-Kömürlük’ten Rıza(Tako)
-Alhasuşağı Tanımaz Mezrasından Hacı Halil’in çocukları
-Arekel(Çayırlı) Kazım Yarbil’in helikoptere binmesi
-Arakel(Çayırlı)’li Safiye Anne
- İsa Köyünden Muzaffer Özdemir ve annesi
-Kızık Köyünden Medine Yüce’nin İstanbul’a gidişi
-Kuruttaşlı Bektaş Kuru
-Kızıklı Mustafa Yüce(Paşa) (3) ve Memiş
-Rıza Parlak (2)
-Kuşulu(Armutlu) M.Ali Gönül (Deli Yayla)
-Narmikanlı (Yazıbaşı) Ahmet Adıgüzel (Ahmadıçuk)
-İsa Köyünden Haydar Uğurlu
-Mamusalı(Koçak) Sabır Hala (2)
-Atmalı İbrahim Karaca(Kır İbiş)
-Güvençli M. Ali ve Kaymakam
- Eski Muhtar Bayram Adıgüzel
- Emirler Mezrasından M. Ali Bakır (Kör Dede)
- Bellikler’den Karakuş
- Şotik Kavunlu Mezrasından Hıdi Gale ve Oruç
-Narmikanlı (Yazıbaşı) Yusuf Işık ve Hacer Nine
-Atmalı Ali Dayı
-Halil Ağa ve Kirvesi
-Memiş Kutlar
-Kirveler(Göçerler)
-Osman
-Bekir
2.2. Adlandırma/Niteleme ve Tanımlamaların Sınıflandırması
Kitabı içerik olarak incelediğimizde; anlatı-anılara konu olan olayların örgülerini daha net anlayabilmek ve sonradan yapılacak çalışmalara bir ön sınıflandırma oluşturabilmek amacıyla şöyle bir sınıflandırma yapmaya çalıştık:
1.Anlatılarda Geçen İnsan Adları/Adlandırmaları-Tanımlamalar
2-Lakaplar/Kişi Adlandırmaları
3-Coğrafi Yerler/Mekanlar ve İlgili Adlandırmalar
4-Sözel/Deyime Dönüşen Tanımlama ve Adlandırmalar
5-Diğer Tanımlama/Niteleme ve Adlandırmalar
6-Meslek Adları ve Tanımlamaları
7-Bitki-Ağaç vb. İle İlgili Adlandırmalar
8-Hayvan Adlandırma / Niteleme ve Tanımlamaları
9-Eşya-Araç-Gereç vb. Adlandırma ve Tanımlamaları
10.Ölçü- Ölçme Adlandırma ve Tanımlamaları
11.Mutfak-Kiler-Yiyecek-İçecek Adlandırma ve Tanımlamaları
12.Akrabalık-Hısımlık Adlandırma ve Tanımlamaları
2.2.1.Anlatılarda Geçen İnsan Adları/Adlandırmaları- Tanımlamalar
Belliklerli İrfan, Battal, Alhasuşaklı Hasan Yücel, Gökağaçlı Ali (Hurpan), Kömürlüklü Mehmet, Düzovalı Ali Rıza, Mamusalı(Koçak) Veli, Mamusalı Hüseyin Şengül(Kinco), Belliklerli Ali Parlak(Pağo), Balıcalı Ali Rıza, Mıroğlulu Öğretmen Hüseyin Emir, Hıdır(Hıdo)Kale, Hidi Kale(Oruç Dayı), Gülali Parlak(Hasgül), Fadime, Narmikanlı(Yazıbaşı) Mehmet İnan (Sikko), Mamusalı(Koçak) Çanta, Mamusalı Abdullah Küçük, Mamusalı Celal, Kuruttaşlı Avni, Eymirli Ersoy, Karahöyüklü A.Rıza Yücel, Kazım, Kömürlüklü Rıza, Hıdır Sukuşu, Hüseyin Çınar(İbili), Safiye(Süt Anası), Muzaffer Özdemir, Kızıklı Musa, Musa İnan, Mustafa Yüce(Paşa), İbrahim, Cuma, M.Kemal Atatürk, M.Ali Gül, Narmikanlı Ahmet Adıgüzel (Ahmadiçuk), İsa Köylü Haydar Uğurlu, Duygu, İbrahim Karaca,İrfan Sivrikaya, Arguvan Kaymakamı Ahmet Altıparmak, M.Ali Bakır, Hasan Aslan, Ahmet, Ali Aslan(Gönük oğlu), İmam Hüseyin, Yusuf Işık, Maliyeci Mulla, Vahap Genç, Mehmet Fidan(Mamo Hoca), Ömer, Bekir.
2.2.2. Lakaplar/Kişi Adlandırmaları
Muşlu Hoca, Genç Ali, Pala Hüseyin, Kör Mamo, Kör Mamodo, Hurpa, Kapıkıran Ali, Hanifenin Oğlu, Balyemezin Oğlu, Kolonun Ali Rıza, Haneyin Kocası Ali, Kaymakam Bey, Mamusalı(Koçak) Kinco, Pağo (Ali Parlak), Ali Dede(Dede Kırığı), Eşe Hala, Avrat, Kömürlüklü Cafo, Hıdo Gale (Oruç), Male Harço, Vızık, Hasgülü, Sikko,Harço, Mamusalı(Koçak) Çanta, Kuruttaşlı Gelman (Avni), Göçeruşaklı Metelik, Çerçi Haydar, Tako, Şotikli Muhtar Maho, İbili(Hüseyin Çınar), Kızıklı Kör Sadık, Hasıkgilin Musa, Kuruttaşlı Bakkal Memiş, Bıcık/Paşa, Suna Yenge, Memiş (Tıro), Deli Yayla, Gardiyan Ellez, Narmikanlı Ahmediçuk, Mamusalı(Koçak) Küçük Sato,Pilik ve Filik, Kır İbiş,Şıke’nin Torunu, Muhtar Mehmet Ali, Kör Dede, Belliklerli Karakuş, Gökağaçlı Tırşo Kemal, Gıldo, Saydo, Tütün Kaçakçısı, Ali Amca, Harço Şahmerdan, Şotikli Şeho Dayı, Hacer Nine, Kömürlüklü Ali Dayı, Halil Ağa, Kirveler(Göçerler), Mamo Hoca, Celal.
2.2.3. Coğrafi Yerler/Mekanlar ve İlgili Adlandırmalar
Başikan Köyü, Karahöyük Köyü, Obacık Kayaları, Palka/Palha, Sivas, Bömere Deresi, Emlak Bankası, Yukarı Atma Köyleri, Atma, Arapgir, Mineyik(Kuyudere), Arakel(Çayırlı), Gani Baba Ziyareti, İsa Köyü, Malatya, Dostlar Lokantası, Ermişli Köyü, İmam Cafer Tekkesi, Abdulvahap Türbesi, Emirler Mezrası, Fırat Nehri, Avusturya, Yazıhan, İzmir, Topkapı, Mıroğlu, Ballıkaya(Mezirme), Çakmak Köyü, Sığırcıuşağı Köyü, Şotik, Kavunluk Mezrası, Mahkeme, Karakol, Düzova Mezrası, Sadıkbey Mezrası, Suceyin Köyü, Hacı Mehmet Köyü, Asmaca, Ömeroğlu Mezrası, Eymir Köyü, Kızık Köyü, Otel, Morhamam Karakolu, Halpuz(Dolaylı), Amıran (Çakırsu) Köyü, Parzınlı ziyareti, Maltepe, Kartal, Cevizli, Yama Dağı, Narmikan(Yazıbaşı), Divriği, Cezmi Kartay Caddesi, 50. Yıl Kıraathanesi, Güvençli Köyü, Dalhançer Mezrası, Cami, Aksaray Köprüsü, Su Değirmeni, Atma İlköğretim Okulu, Ankara Yolu.
2.2.4. Sözel/Deyime Dönüşen Tanımlama ve Adlandırmalar
- Bir tek eşeğin sigara içmemesi
- Düğüne gitmek
- Sünnet düğününde eğlenmek
- Mevlüt okutmak,
- Parlakların yarısı ölmüş kalanlar da mezarlıkta ağlıyor.
- Köpeğin yerine kendisi havlamak
- Atın palanı eşeğe olmaz
- Erinmeden zırlayan eşek
- Vita yağı yemiş gibi olmak
- Kuyruğunu koparmak
- Uçkuru koparmak
- Kırk yıldırlı köyde yaşamak
- Mahkeme olmak
- Tarih-coğrafya bilmemek
- İki gırat buğday verme
- Beş teneke buğda(y) vermek.
- Bir sinek bir ayı
- Emniyetten Kazım olmak
- Yaka numarasını sormak
- On lira verip otuz lira kazanmak
- Bindokuzyüzseksen ihtilali
- Baskın yemek
- Kez (Diken) kırmak
- Fizik dersi kötü fiziği iyi olmak
- Ekmek vermek
- Jetonu düşmek
- 68 kuşağından olmak
- 62/2 tertipten olmak
- Atom çekirdeğini parçalamak
- Atı yoncanın ortasına bağlamak
- Mahçup olmak
- Tütün içmek
- Yemin etmek
- Ali gelse ki neydem mektubu gelmedi
- Şahmerdanın yardımcısı olması
- İmam Hüseyinin hakkı için olması
- Bitlenmek
- Uyku uyuyamamak
- Evli iken çapkınlık yapmak
- Bacası yüksek olmak.
- İki rekat namaz kılmak
- İkiz doğurmak
- Köyün yolunu çamurdan kurtarmak
- Poşetlik espri
2.2.5. Diğer Tanımlama/Niteleme ve Adlandırmalar
Müfreze, İki Kekeç, Dede-Talip, Davulcu-Zurnacı, Dede(Pir), Hasan’ın Lokantası, Dostlar Lokantası Türbe, Evliya-Kurban, Dede ve Torunu, Nene ve Torunu, Baba-Oğul, Hasta, Çay Sofrası, Öğle Yemeği, Yoksulluk, Askerlik, Hain Adam, Eğri Eğiş Sapı, Kör, Sanatkar, Şahit, Aziz Ocağı, Ayıgillerin Evi, Üniversiteli, Kaymakam ve Köylüler, Askerlik Arkadaşı, Yetmişlik Rakı, Süt Anası, Hamaz (Fırıcik/Hortum Fırtınası),Tren Durağı/İstasyon, Abdest, Avcılık, Madam, Piyes, Tilki Avı, Tütün Kaçakçısı, Keyifçi, Boyalı İnek, Değirmen Nöbeti, Beyefendi, Mezar Ziyareti, Cuma Günü, Tohum, Yıldırım Çarpması, Harman Sürme, Saman Getirme, Gülsuyu Dolmuşları, Kayseri Küp Şekeri Bezi, Kolonyağı, Kapsama Alanı, Süt Sağımı, Drejanlılar, Ramazan Orucu, Talip, Çavuş Talimgahı, Katık, Sonbahar, Bahar, Güz, Köy Azası, Mamanlı, Şelpe ile Saz Çalmak, Havuza Atlamak.
2.2.6. Mesleki Adlar ve Tanımlamalar
Çoban, Kapıcı, Kaymakam, Muhtar, Aza, Şoför, Karakol Komutanı, Başçavuş, Korucu, Hakim, Jandarma, Fotoğrafçı, Komiser, Polis, Memur, Öğretmen.
2.2.7. Bitki-Ağaç vb. İle İlgili Adlandırmalar
Çaşır, Yeşillik, Kaynamış Pancar, Buğday, Patates, Orman, Keven, Kez (Dikenli ot),Yonca, Kara Erik, Çay, Sebze, Meyve.
2.2.8. Hayvan Adlandırma / Niteleme ve Tanımlamaları
Kıro (Eşek), At, İnek, Damızlık Boğa, Kuzlacı İnek, Tohumluk Boğa, Kurt, Ölü Kurt, Eşek Sıpası, Boğasak İnek, Kurtçul Köpek, Kangal Köpeği, Keklik, Yaban Kekliği, Tilki, Horoz, Tavuk, Sinek (Vızık), Mucuk, Boyalı İnek, Kancık Eşek, Keçi, Domuz, Kartal, Ayı, Öküz, Ala Keçi, Kuzu, Davar.
2.2.9. Eşya-Araç-Gereç vb. Adlandırma ve Tanımlamaları
Şişe, Tapa/Tıpa, Para, Palan, Palto, Bardak, Mektup, Saz(Bağlama), Televizyon, Elbise, Şapka, Mermi, Fenni gübre, Hasta yatağı, Sigara, Ateş (çakmak/kibrit) Dolmuş, Tırpan, Uçkur, Yular, Eğiş, Nüfus Cüzdanı, Karne, Yumurta Sepeti, Tarak, Ayna, Masta (Övendere),Traktör, Römork, Motor, Helikopter, İskarpin/Kundura, Sitil (Bakraç), Heybe, Şeker Çuvalı, Tavla Zarı, Cep Telefonu, Jeton, Belediye Otobüsü, Otobüs, Tüfek, Viagra, Kamyon, Radyo, Baygon İlacı,
2.2.10. Ölçü- Ölçme Adlandırma ve Tanımlamaları
Gırat (Kırat),Kilogram, Teneke (Yağ vb. tenekesi- 11-12 kğ buğday, arpa alır).
2.2.11. Mutfak-Kiler-Yiyecek-İçecek Adlandırma ve Tanımlamaları
Vita Yağı, Tereyağı, Bal, Yumurta, Şeker Sucuğu, Küp Şeker, Süt, Ekmek, Çökelek,
Katık, Peynir, Yağ, Yoğurt, Bira, Rakı , Kadeh, Mangal.
2.2.12. Aile-Akrabalık-Hısımlık Adlandırma ve Tanımlamaları
Kirve/Küvre, Dayı, Dırejan Aşireti. Torun, Baba, Oğul, Dede, Ebe, Nine, Yenge, Amca, Halaoğlu, Emmi. Teyzeoğlu, Anne, Ana, Enişte, Damat, Çocuk, Hanım(eş), Gelin, Kız.
2.3. Değerlendirme
Arguvan yöresi mizah/nükte anlatıları-anıları çalışması kitap bütünlüğünde ilk çalışma örneğini teşkil eder. Daha önceden Arguvan yöresinden özellikle de İsa Köyünden “Deli Ehmet/Ahmet” ile ilgili anlatılara İlhan Selçuk Cumhuriyet Gazetesindeki “Pencere” köşesinde yer vermiştir.
Yörede Yukarı Sülmenlili Beböğ(Hüseyin Yalçınkaya), Morhamamlı Abbas Dayı (Abboğ), İsa Köylü Kel Hacı (Hacı Gökçe) ve oğlu Keyifboğan Ali (Ali Gökçe), Gümüşlü(Kesirik) Köyünden Güççük Hüseyin Dayı gibi etrafına neşe dağıtan, yaptıkları-söyledikleri hareket ve cümlelerle bazen düşündüren bazen de dersler veren kişiler hemen hemen her köyde bulunur. Rıza Parlak “Arguvan Anıları-Anlatıları” adını verdiği çalışmasında; yöredeki mizahi anlatılara yer verirken, içinde mizah barındırmayan ancak düşündüren-dersler çıkartılmasını sağlayan anlatılara da yer vermiştir.
Hele bir helikopter anlatısı var ki, gülünmeyecek halinize gülebiliyorsunuz; 1980 sonrası Arakel (Çayırlı) köyüne baskın yapılır, birkaç kişi de alınıp götürülür .Birkaç gün sonra serbest kalırlar. Durumu anlatırken bile mizahı yaklaşımı da eksik etmemişlerdir. İçlerinden Kazım köye dönünce başından geçenleri anlatırken: “Sonunda dayak yesem de helikoptere bindim ya” der.
Anlatıların içinde, bazen mizah yoktur ama öyle dersler verecek öyküler vardır ki, bunlardan birisi öksüz bir çocuk ile ilgilidir: Satikli Köyünde yeni doğum yapmış anne ölür ve çocuğa süt verecek bir süt annesi bulamayınca Arakel’deki kirveleri akıllarına gelir. Kimseyi bulamazlar. Geri köylerine dönerler. Sadece haber vermedikleri bir Safiye Anne kalmıştır. Safiye Anne tarladan döndüğünde olayı anlatırlar. O, bu duruma üzülür ve arkalarından yola düşer, karanlık basınca onlara yetişemez. Tekrar köye döner. Gece o çocuğu düşünerek sabaha kadar ağlar. Bundan sonra Safiye Anne 72 yaşına kadar inek besler ve köyde sütü olmayanlara süt verir.
Yaşamın zorluklarından gülecek bir sonuç çıkarmak vardır bazen de…İşte öyle bir anlatı: Çocuklar derede yıkanırlar. Giyecek de yok o yıllarda. Annesi eve alınan küp şeker çuvalının torbasından oğlan çocuğuna don dikmiştir. “Kayseri küp şeker 50 kğ.” yazısı donun arkasına denk gelmiştir…
Gurbette olmak.. Gurbette ölmek. İkisi de aynıdır kimilerine göre…Bundan en çok yaşlılar etkilenmiştir. Yaşlı kadın; ”Ben ölürsem ne olur beni Narmikan’a (Yazıbaşı Köyü) götürün” diye vasiyet eder. “Neden?” diye sorunca da, kadın; “Kurban burada mezarlarda kimse Kürtçe bilmiyor, yanalız ben ne yaparım” diyerek, gurbetliğin yanı sıra dil sıkıntısını da belirtir. Yeğenlerinden biri daha önce ölen akrabasını hatırlatıp “Ali Amca burada teyze” deyince, “Bak ben onu unutmuşum” deyip hayıflanır.
Öyle durumlar olur ki en sevdiğinin başı için, onun hürmetine yemin eder. O kadar saf ve temiz niyetlidir de… Şeğo(Şeyho) Dayı dağda domuzun saldırısına uğrar, domuz vurulmuş ve yaralıdır. Saldırgan bir hali vardır domuzun, Şeğo Dayıyı uçurumun kenarına sıkıştırır. Şeğo Dayı: “İmam Hüseyin’in hakkı için ki ben sana sıkmadım” deyip, saldırgan domuzu iknaya çalışır.
Küçükbaş hayvancılığın bir dönem çok yaygın olduğu Atma yöresinde yaylaya çıkılırdı. Gurbete gidenler geri dönmedi. Hayvancılık zayıfladı. Yiyecek vb. maddelerin çoğu şehirden alınmaya başlandı köylerde. Tereyağının yerini de margarin girmişti mutfağa.. Çoğu zaman margarin ve tereyağı birbirine eklenerek yemek yapılıyordu yetsin diye… Margarinin genel adına da “Vita Yağı” denilir köylerde. Herkes Vita Yağı/margarin yiyenlerin güçsüz olduğunu da bilir, öyle adlandırma yapar. İşte böyle bir anlatı: Bir köyde boğasak bir ineği boğaya çekecekler/çevireceklerdir. Boğa eylemi yerine getiremeyince, kenarda duran yaşlı kadınlardan biri “Ne bu boğada mı bizim herif gibi Vita yağı yemiş” diye tereyağının yararını bu anlatıda dile getirir.
Kitapta Arguvanlı Kenan Amca(Kenan Emmi)’nin mizahi bir incelikle verdiği cevaplar anlatılar içinde önemli yer tutar: Gencin biri Kenan Emmi’nin sırtındaki paltoyu beğenir ve “Kenan Emmi, palton güzelmiş, bana versen ne iyi olur” der. Kenan Emmi: “ Olur delikanlı, ama biliyorsun ki atların palanı eşeklere olmaz, yoksa senin canın sağ olsun” der.
Arguvan Anıları-Anlatıları kitabında anı-anlatılara ses olan Karael, Kara Ali, Kör Sadık, Şeğo Dayı, Hurpan, Hacı Halil, Cevat Dayı, Tırşo Kemal, Gelman, Metelik, Çanta, Ali Dayı, Tako… Daha birçok isim var sayacak. Kimileri bu dünyadan göç etseler de anıları- anlatıları kuşaktan kuşağa ya söz ile ya da sözün yazıya dökülmüş haliyle sürüp gidecektir.
Önerimiz ve beklentimiz sonuç olarak ; bir an önce yöredeki fıkra türü anlatıları, masal, efsane, türküler vb. gibi sözlü kültür içinde yer alan halk kültürü ürünlerinin kayda geçirilmesi, gelecek kuşaklara bu büyük birikimin aktarılması yönünde çalışmaların artmasıdır.
_____________
( ) Adlar/adlandırmalar vb. sonunda parantez içinde verilen rakamlar belirtisiz isim/mekan, kişi adları/lakaplar, yer belirtip kişi belirtmeden yapılan anlatılardaki toplam sayıları belirtmek içindir.