SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Artçı Depremde Yıkılan Vakıf Binası Davasında Belediyeciler Yargılanıyor

Artçı Depremde Yıkılan Vakıf Binası Davasında Belediyeciler Yargılanıyor
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’da 6 Şubat 2023'tekidepremlerde ağır hasar görünce ‘acil yıkılacak’ listesine alınan vakfa ait binanın, 21 gün sonraki artçı depremde  kısmen yıkılarak 1 kişinin ölümüne, 1 kişinin de yaralanmasına yol açtığı olay için binanın yapıldığı tarihteki projesine imza koyan belediye personeline açılan dava sürüyor. 

Davaya konu bina Malatya merkez Battalgazi ilçesi Zafer Mahallesi İhram Sokakta, İl Müftülüğü binanın arkasında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne ise yaklaşık 100 metre uzaklıkta bulunuyor. 

Aynı zamanda Niyâzî-i Mısrî Kültür Vakfı’na ait olan Buhara Apartmanı, 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alarak acil yıkılacak binalar listesine alındı. Ancak, bina yıkılmadan 27 Şubat’ta meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki artçı depremde yıkıldı. Apartmanın enkazında Bedihi Kış hayatını kaybederken, Musab Adiktili ise yaralanmıştı. Ölen ve yaralanan kişilerin o esnada bina içindeki eşyalarını almak için girdikleri belirtilmişti. 

Artçı depremde yıkılan ağır hasarlı binadan dolayı açılan dava Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. 

Davada binanın yapıldığı tarihte projesinin onayında imzası olan dönemin belediye personeli Ahmet Ö., Mustafa B., Hakan B. ve Nurettin S. ile arsanın sahibi Ahmet Ç. “Taksirle Ölüme ve Yaralanmaya Sebep Olma” iddiasıyla  yargılanıyorlar. 

Nurettin S., o dönem Malatya Belediyesi’nde inşaat mühendisi olarak görev yaptığını aktararak, “1975 deprem yönetmeliğine göre projeyi onayladım. Bu bina 6 Şubat depremlerinde ağır hasar görmesi üzerine yıkılmamış ve artçı depremde yıkılmış. İmzaladığım projede eksiklik yoktur. Projesi 1975 tarihli deprem yönetmeliğine göre yapılmıştır. 1975 deprem yönetmeliğine göre yapılmış binaların 6 Şubat depremlerini kaldırması mümkün değildir. Çünkü teknik olarak bugünkü şartları taşımıyor. Eğer 1975 deprem yönetmeliği yeterli olsaydı sonrasında deprem yönetmelikleri yapılmazdı” dedi.

Hakan B. ise savunmasında, “6 Şubat’ta yıkılmamış olan bir binadan dolayı yargılanıyoruz. Bu bina Elazığ depreminde hasar almamış, 6 Şubat depremlerinde can kaybı olmamış, 27 Şubat’ta meydana gelen artçı depremde yıkılmış.  Bu bina 6 Şubat depremlerinin ardından acil yıkılacaklar listesine alınmış, asıl sorumluluk binada güvenlik önlemi almamış olan kurum ve kuruluşlardır. Bu davada gerekli önlemleri almayanlar yargılanmalı.” İfadelerini kaydetti.

Ahmet Ö. İse, ölenin ve yaralananın binaya eşyalarını almak  için ağır hasarlı binaya girdiğini ve artçı depremde binanın yıkılması üzerine enkaz altında kaldığını hatırlatarak başladığı savunmasında, “Süreç sağlıklı bir şekilde yönetilmiyor. Bilirkişiler, 1990’lı yıllardaki  süreçte koşulları ve bizim ne şekilde kontrol yaptığımız hususları dikkate almıyor. Sanki o dönemde bilgisayar programları varmışçasına rapor hazırlıyorlar. Bu da haksız sonuçlara neden oluyor. Ben yargılandığımız İmar Kanununu hazırlayan meslek büyüğümüz Cemal İşleyici’ye ulaştım, kendisi de belediye görevlilerinin bu tür davalarda yargılanmaması gerektiğini söyledi” ifadelerini kaydetti.

 Avukat Ali Haydar Özer ise, “Bilirkişi Raporlarında bina 6 Şubat depremlerinde yıkılmış gibi gösterilmiş. Bina 6 Şubat depremlerinde ağır hasar görmüştür ve bu nedenle sorumluluk yüklenenler hakkındaki illiyet bağı kopmuştur. Bina 6 Şubat depremlerinin ardından acil yıkılacaklar kapsamına alınmıştır. Bina 27 Şubat 2023 tarihli artçı depremde yıkılmıştır.”  dedi.

Sanık Ahmet A. ise kendisinin arsa sahibi olduğunu, binanın yapımında bir sorumluluğunun bulunmadığın ve İnönü Üniversitesinde o süreçte araştırma görevlisi iken söz konusu arsayı vakıfa bağışladığını belirtti. 

Mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileriki bir tarihe erteledi.

malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız
Reklam