Avrupa Birliği nereye gidiyor?
Fransa ve Hollanda'nın Avrupa anayasa taslağına 'hayır' demesi ardından, AB'nin geleceği tartışılıyor. Kıtanın dört bir yanından liderler onay sürecinin devam etmesi gerektiğini birbiri ardında dile getirdi. Siyasi açıdan ise manzara çok farklı; Avrupa bir dört yol ağzına gelmiş durumda.
BBC Avrupa muhabiri Chris Morris'in değerlendirmesi şöyle: İngiliz yetkililer anayasa taslağı için yapılması planlanan halkoylamasının, Fransa ve Hollanda'daki sonuçlar ardından, artık gündemde olmadığını söylüyor.
Birliğin iki kurucu üyesinin halkı, 'Avrupa projesi' adına planlanan bir adıma, ilk kez bu kadar net biçimde karşı çıkıyor.
Fransa ve Hollanda'da insanlar farklı ve zaman zaman çelişkili gerekçelerle 'hayır' oyu kullandı.
Şu anda bir kaos havası var. Belki AB bir kez daha el yordamıyla yoluna devam edebilir.
Muhtemelen bunu bir analiz ve belki de ateşli tartışma dönemi takip edecek; bunun ardından da AB farklı ve daha mutevazı bir çizgide yoluna devam edecek.
SCHRÖDER, KRİZE DÖNÜŞMEMESİ İÇİN UYARDI
Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Hollandada düzenlenen referandumda AB anayasasının reddedilmesinden üzüntü duyduğunu belirterek, anayasa sorunlarının Avrupa için genel bir krize dönüşmemesi uyarısında bulundu.
Schröder, yazılı açıklamasında, Hollandadaki referandum sonuçlarını saygıyla, ancak aynı zamanda büyük bir üzüntüyle karşıladığını söyledi. Schröder, hala güçlü bir Avrupayı inşa edecek anayasaya gerek olduğunu, anayasanın onaylama sürecinin devam etmesi gerektiğini açıkladı.
Bu ay sonunda yapılacak AB zirvesinden başlayarak siyasi liderlerin seçmenlerin endişelerine yanıt vermesi gerektiğini belirten Schröder, "Avrupa anayasasının onaylanmasına ilişkin krizin Avrupanın genel krizi olmaması" uyarısında bulundu.
Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer de, liderlerin Fransa ve Hollandadaki referandumlarda çıkan "hayır" sonucunu ve nedenlerini analiz etmesi gerektiğini kaydetti.
BERLUSCONI: GELECEK BELİRSİZLEŞMİŞ DURUMDA
İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Fransa ve Hollanda'da yapılan referandumlardan alınan sonuçlarla, AB Anayasası'nın geleceğinin "belirsizleşmiş durumda" olduğunu söyledi.
Berlusconi, gazetecilere yaptığı açıklamada, sorunun nasıl aşılacağına ilişkin henüz somut bir çözüm bulunmadığını belirterek, "Bunlar herkesin gündeminde olan sorular. Avrupa Konseyi'nin Haziran ortasındaki toplantısında buna bir cevap bulacağız. Ama şu an itibariyle Avrupa Anayasası konusunda, hazır ve de herkes için geçerli olabilecek bir cevap yok" dedi.
İtalya Başbakanı, "AB Anayasası'nın geleceğinin şu an itibariyle belirsizleşmiş durumda olduğunu" kaydetti.
Gazetecilerin, "Hollanda'nın da hayır demesinin ardından AB Anayasası'nın geleceği ne olacak?" sorusunu yanıtlayan Berlusconi, "bu konuda henüz bir çözüm bulunmadığını" ifade etti.
İtalya, 6 Nisan 2005'te parlamentoda yapılan oylamayla AB Anayasası'nı kabul eden ülkeler arasına girmişti.
AB, 'DEVAM' DİYOR
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB Dönem Başkanı Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Josepp Borrell, anayasa projesinin onay sürecinin askıya alınamayacağını bildirdiler.
Hollanda referandumunun sonuçlarının açıklanmasından sonra ortak basın toplantısı düzenleyen Barroso, Juncker ve Borrell, çeşitli değerlendirmelerde bulundular.
Barroso, "ciddi bir sorun yaşandığını" söylerken, AB üyesi ülkelerin bireysel ve ulusal girişimlerde bulunmamaları çağrısı yaptı ve AB Konseyinin uzlaşma içinde belirleyeceği tavrın önemli olduğunu ifade etti.
Barroso, "Yükümlülükleri ortak üstlendik, kararları ortak almalıyız" dedi.
Jean-Claude Juncker, "AB artık insanların rüyalarını süslemiyor, insanlar AByi bugünkü haliyle sevmiyorlar" diyerek, bu konunun 16-17 Haziranda, Brükselde yapılacak zirvede devlet ve hükümet başkanları tarafından ele alınacağını, Dönem Başkanı olarak somut önlem önerileri getireceklerini söyledi.
Juncker, "şüphe ve belirsizlik" ortamının görüldüğünü, ABnin nereye gittiğinin sorgulandığını, "tehlikeli bir durumun" söz konusu olduğunu, "ABnin küresel siyasi etki ve ağırlığının azaldığını" belirterek, dış dünyaya karşı ortak tavır belirlenmesi gereği üzerinde durdu.
Avro ve genişleme unsurlarının ABnin gelişmesi açısından önemini kaydeden Juncker, iki referandumdan "hayır" çıkmasının ardından anayasa onay sürecinin devam ettirilmesinin "siyasi açıdan dürüst olmadığını" ancak "demokratik açıdan gerekli" görüldüğünü söyledi.
Borrell, Avrupa Parlamentosunun da gelecek haftaki oturumunda konuyu ele alacağını, anayasa onay sürecinin devam etmesi ve tüm halkların görüş bildirmesi gerektiğini ifade etti.
İNGİLTERE: GELECEKLE İLGİLİ SORUNLAR DERİNLEŞTİRDİ
İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, AB anayasasının Fransadan sonra Hollandada da referandum sonucu reddedilmesinin, ABnin geleceğiyle ilgili sorunları derinleştirdiğini söyledi.
Straw, Başbakan Tony Blairle kendisinin uzun süredir AB anayasasının İngiltere ve AB için iyi bir anlaşma olduğunu açıkça ifade ettiklerini kaydetti.
FRANSA: SONUÇ, BÜYÜK KAYGILAR YARATTI
Fransa da, Hollandadaki referandumun sonucunun, Avrupa projesinin geleceği hakkında büyük kaygılar yarattığını belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chiracın basın bürosundan yapılan açıklamada, Birliğin kurucu üyesi ve Avrupanın yapılanmasında taahhüdü bulunan Hollandadan gelen bu yeni olumsuz sonucun, Avrupa projesinin gelişmesiyle ilgili kaygılar, sorunlar ve güçlü beklentiler olduğunu ortaya koyduğu kaydedildi.
İSPANYA: YENİ BİR ZORLUK
İspanya da, Avrupa anayasasının Hollandalılar tarafından reddedilmesinin, anayasanın onaylanması için "yeni bir zorluk" olduğunu bildirdi.
Hollandanın AB anayasasını ezici bir çoğunlukla reddetmesinin ardından İspanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, bunun anayasanın onaylanması için "yeni bir zorluk" olduğu değerlendirmesinde bulundu.
AB'DEN YAZILI AÇIKLAMA: MESAJI DİKKATE ALIYORUZ
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB Dönem Başkanı Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Josepp Borrell, yazılı bir ortak açıklama metnini basına dağıttılar.
Açıklamada özetle şu ifadeler yer buldu:
"Hollanda vatandaşları da, Fransızlar gibi, AB Anayasasına hayır demeyi tercih ettiler. Bu tercihe saygı gösteriyoruz.
Hollandada yoğun ve zengin tartışmalar ardından ortaya çıkan bu sonuç, gerekli zamanın ayrılmasıyla yapılacak derinlemesine bir analiz gerektirmektedir. AB Anayasasının AByi daha demokratik, daha etkili ve daha güçlü kılacağına olan inancımız sürüyor. AB üyesi ülkelerin halklarının tamamı bu proje konusunda görüş bildirmelidir" Açıklamada, henüz 14 üye ülkenin anayasanın onayı konusunda görüş bildirmediği hatırlatılarak, 16-17 Haziran tarihlerinde, Brükselde, AB devlet ve hükümet başkanlarının buluşacağı zirvede, "durumun toplu ve derinlemesine bir analizinin yapılmasının yararlı olacağı" belirtildi.
"Fransa ve Hollanda vatandaşlarından gelen mesajları işitiyoruz ve dikkate alıyoruz" denilen açıklamada, "AB kurumları, Avrupa vatandaşlarının önceliklerini dinleyecek ve bunlara yanıt vermek için çaba harcayacaklar" denildi.
Açıklamada, "Ulusal hükümetler, AB kurumları, siyasi partiler, sosyal ortaklar ve sivil toplumun, hep birlikte, uzlaşma içinde, AB projesini ilerleteceklerine olan güven" dile getirilerek, "AB yoluna devam ediyor ve kurumları tam işlemeyi sürdürecekler" ifadeleri kullanıldı.