SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Aynı Görüşten Değil Diye!..

0
Güncellendi - 2021-03-22 10:26:07
Aynı Görüşten Değil Diye!..
A- A+ PAYLAŞ

Malatya'da kız kaçırma meselesinden dolayı çıkan olayda baba oğulu öldürmekle suçlanan ve olaydan sonra İsviçre’ye kaçarak mülteci kampına sığınan, daha sonra buradan Türkiye'ye iade edilen Hasan Kaymaz, cinayet davasının ilk duruşmasında hakim karşına çıktı. Katil zanlısına kızı, “Ben bu adamdan utanıyorum, arkandaki köpeklere mi güveniyorsun” diyerek tepki gösterdi.

CİNAYETTEN SONRA İSVİÇRE’YE KAÇMIŞTI

Malatya’da 13 Kasım 2012 tarihinde Orduzu'nun Taşpınar Mahallesi Kaldırım Sokak'ta meydana gelen olayda, Hasan Kaymaz (56) adlı şahıs, baba Kemal Atilla (45) ile oğlu Celal Atilla’yı (24) öldürmüştü. Hasan Kaymaz’ın cinayeti, kızı ile Celal Atilla'nın evlenmesine karşı çıkması üzerine işlediği iddia edilmişti. Olayın ardından Malatya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu ekiplerinin yaptığı araştırmada, katil zanlısı Hasan Kaymaz’ın İsviçre’ye kaçarak burada Basel kantonundaki mülteci kampında kaldığı tespit edilince, hakkında kırmızı bülten çıkartılmıştı.

İnterpol ve İsviçre makamları ile geçilen irtibat sonucunda Hasan Kaymaz kaldığı mülteci kampında gözaltına alınmış ve ardından Türkiye’ye iade edilmişti.  Daha önce Devrimci Sol davasında yargılanan ve 10 yıl değişik cezaevlerinde yatan Hasan Kaymaz’ın sol bir örgüt tarafından İsviçre’ye kaçırıldığı iddia edilmişti.

“KENDİ KENDİLERİNİ VURDULAR”

Hasan Kaymaz, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde cinayet davasının ilk duruşmasında hakim karşısına çıktı. Davaya mağdur yakınları ile birlikte sanık Hasan Kaymaz ve avukatı katılırken, mağdur avukatı Mehmet Nuri Koşar ise Sivas’taki bir başka davada olması nedeniyle katılmadı.

Katil zanlısı Hasan Kaymaz, kızı D.N. K.’ın (22) kaçırılması nedeniyle Atilla ailesi ile karakolda karşı karşıya geldikten sonra konuşmak için Orduzu’da bulunan evlerine konuşmak ve kızını almak için gittiğini söyleyerek,  “Benim hiç hayatımda silahım olmadı. Ben cinayeti işlemedim. Kendi kendilerini vurdular. Beni de yaralamışlardır” dedi. Çıkan arbede esnasında evde bulunanların silahı kullanırken 2 kişinin vurulduğunu, kavga esnasında yere düşen silahı kendisinin alarak kimsenin kendisinin üzerine gelmemesi için sağa sola ateş ettiğini, gittikten sonrada silahı bi poşete koyarak yolda attığını iddia etti.

“ÖNCE KOCAMI VURDU, SONRA OĞLUMU”

Duruşmada tanık olarak dinlenen ve ölen Kemal Atilla’nın eşi, Celal Atilla’nın annesi  Türkan Atilla, “Sanığın kızı  benim kız kardeşim Emine Ş.’in  evine geldi. Biz kızın ailesi merak etmesin diye kızın babasını aradık. Kızın babası da bize ‘sizi öldüreceğim’ şeklinde tehdit etti. Ayrıca, ‘Kızın eğer ki oğlumuzu seviyor ise kabulümüz evlendireceğiz, fakat istemiyorsa kızın tertemizdir gelip al’ dedik.  Kız bu esnada korkuyordu, ‘Beni öldürür’ diyordu. Biz de polisi aradık. Polis gelip eşimi, kızı ve oğlumu karakola götürdü. Sabah ben küçük oğlumu okula göndermek için hazırlık yapıyorum. Oğlum da bu esnada dışarıda silahla birisinin içeri doğru geldiğini söyledi. Önce biz inanmadık, şaka yapıyor sandık. Eniştemin kafasına silahı dayayıp dışarı çıkmamızı istedi, akabinde bizi dizdi.  Bu esnada eşim ve oğlum karakoldan geldiler. Önce eşimin kafasına, ondan sonra vücuduna ateş etti. Oğlumun ise önce kafasına ateş etti, oğlum yere düştükten sonra bu kez de çenesi ağzından ayrılmıştı, çenesine ayağıyla vurmaya başlamıştı. Bundan sonrada evden çıktı” dedi.

“CELAL TİTRİYOR, SADECE İSMİMİ SÖYLÜYORDU”

Katil zanlısının kızı D.N.K.’da başörtülü olarak duruşmada tanık olarak dinlenerek, “Ben babamın baskısından ve şiddetlerinden bıktığım için olayın gerçekleştiği akşam kaçmış olduğum Celal Atilla’nın teyzesinin evine gittim. Burada Celal işte olduğu için Celal’i beklemeye başladım.  Önce Celal geldi, ardından babası geldi.  Celal’in babası, ‘Benimde kızım var, babanı arayalım durumu izah edelim’ diyerek iyi niyetle yaklaştı ve yanımda babamı aradılar. Babam küfür etti. Benim Celal ile görüştüğümü bütün sülalem ve annem dahil herkes biliyordu, sadece babam bilmiyordu. Karakolda  arada 5 polisin olduğu şekilde babam ile görüştüm. Ben babama, ‘Baba attığın her adımda beni düşün, ona göre davran’ dedim,  O da bana, ‘Sen benim görüşüm dışında birisiyle mi evleneceksin’ dedi. Ben de ‘Evet’ dedim, ‘Onlarla gideceğim’ dedim. Babam karakolda şikayetçi olmadı. Bizden yarım  saat önce karakoldan çıktı. Ben, Celal ve babası birlikte araca binerek tekrar mahalleye döndük.  Fakat mahallede imdat çığlıkları yükseliyordu. Celal olayın ne olduğunu anladı.  Beni evlerinin karşısındaki eve gönderdi. Evde 2 el silah sesi duydum.  Celal’in yere düştüğünü gördüm. Ardından babam hiçbir şey olmamış gibi silahını beline taktı ve uzaklaştı. Ben olayın gerçekleşti eve gittim. Celal ve babası çapraz bir şekilde yatıyordu. Babası ölmüştü, Celal ise titriyordu ve sadece benim ismimi söylüyordu. Babamın olayda kullanmış olduğu silah babamındır. Olay öncesinde  aynı evde kalırken babamın silahını görmüştüm” dedi.

“BU ADAMDAN UTANIYORUM”

Başörtülü olarak duruşma salonuna gelen  kızı D.N.K. için katil zanlısı Hasan Kaymaz, “Benim kızım başörtülü değildi. Kızımın psikolojik durumunun iyi olduğuna inanmıyorum” dedi.

D.N.K.,  katil zanlısı babası Hasan Kaymaz’a yönelik olarak, “Sana yazık. Sen yalan söylüyorsun. Sen insan mısın. Ben bu adamdan utanıyorum. Arkandaki köpeklere mi güveniyorsun” şeklinde ifadeler kullandı. Diren Nur K.’ın duruşma salonu dışında sinir krizi geçirdiği öğrenildi.

Duruşmaya tanık olarak davet edilen katil zanlısı Hasan Kaymaz’ın eşi İsey Kaymaz ise, tanıklık yapmayacağını söyledi.

Mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileriki bir tarihe erteledi.

ARŞİV FOTOLAR: Olay yerinde olay günü çekilen fotoğraflar

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız