Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, yeni usuller, standartlar belirlenerek deprem bölgesinde yerinde dönüşümün sağlanması gerektiğini, vatandaşın da kendilerinden ısrarla bunu istediğini söyledi.
Bakan Özhaseki, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerden etkilenen Osmaniye'de TRT Haber'in canlı yayın konuğu oldu.
Yerinde dönüşümün önemini vurgulayan Özhaseki, "Eski yaptığımız usuldeki tercih ettiğimiz yolla devam edersek, sadece bizim tespit edebildiğimiz rezerv alanlarda konutlar üretebiliyoruz. Şu ana kadar ihalesini yaptığımız bağımsız birim sayımız da 170 bin civarında. Bizim tam 4 misli daha fazlasını ihale edip vatandaşa, hak sahipliğine doğru yönlendirmemiz gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde yapılan kabinede de arz ettiğim ve arkadaşlarımız tarafından da oy birliğiyle kabul edilen yöntem de yerinde dönüşüm." dedi.
Bazı yerlere yapı yasağı getirileceğini dile getiren Özhaseki, "Evet, şehirlerimiz büyük hasar gördü, oralarda fay kırıkları olan yerler var. Yapı yasağı getireceğimiz özellikle belki de sel yatağı gibi gözüken dere yatakları gibi yerler var. Buralara bir daha asla konut yapılmayacak, kesin. Onun dışındaki sağlam zeminlerde bizim yeniden hayatı canlandırmak için oradaki yapılaşmaya da izin vermemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:
"Bu şehirler kadim şehirler. Siz belirli yerlerde kentler yapsanız bile insanlar dönüp dolaşıp o şehrin merkezinde yaşayacaklar. Valilikler, belediyeler, çarşı, herkesin hatırası orada. O zaman bizim yeni usuller belirleyerek, yeni standartlarda yerinde dönüşümü sağlamamız icap ediyor. Vatandaşın da ısrarla bizden istediği bu. İşte onun usullerini belirledik. Gittiğimiz her yerde vatandaşa bunu anlatıp, oradaki ticaret sanayi odalarıyla, sektör temsilcileriyle, müteahhitlik gruplarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla konuşarak bu yerinde dönüşümünün bizim ortaya koymaya çalıştığımız prensiplerini anlatıyoruz. Oradan gelen tepkileri dinliyor, soruları alıyoruz. Bizim düşünemediğimiz ne varsa onları da ciddiyetle takip ediyoruz."
Yerinde dönüşümle ilgili prensiplerden taviz vermeyeceklerine dikkati çeken Özhaseki, "Birisi şu; o zeminler sağlamsa zemin artı 4'ten fazla yani 5 katlıdan fazla olmayacak. Ona uygun şekilde de ruhsat aşamasından başlayarak mesken safhasına, vatandaş içinde oturana kadar biz devlet olarak onu takviye edeceğiz. Biraz hibe, biraz kredi vereceğiz. Yerinde dönüşsün, yapılsın istiyoruz ama bizim nezaretimizde, kontrolümüzde, sonuna kadar bizim standartlarımızla yapılsın istiyoruz." diye konuştu.
"Şehirlerin merkezleri bir an önce hareketlenecek, ayağa kalkacak"
Özhaseki, deprem bölgesine 1 yıl içerisinde 311 bin konut yapılacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Bizim 850 bin hasarlı veya yıkılmış olan yapılar karşısında bu yıl itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanı'mızın söz verdiği, '1 sene içerisinde bitirilecek' dediği rakam 311 bin. Bunda tavizimiz yok, devam edeceğiz, inşallah teslim edeceğiz. Ama onun dışında şehirlerin hayatını yeniden canlandırmak istiyorsak o yerinde dönüşümü yapmak durumundayız. Eğer biz bunu sağlayabilirsek ki gittiğimiz her yerde de büyük bir ilgiyle karşılandık, 'Evet siz bunu yapın, biz böyle istiyoruz' dediler. O zaman olacak olan şu; şehirlerin merkezleri bir an önce hareketlenecek, ayağa kalkacak. Oradaki yerel mimarlık, mühendislik ofisleri iş görmeye başlayacaklar ve bir taraftan istihdam da sağlanacak."
Osmaniye'de, yeniden yapılması zorunlu olan yaklaşık 26 bin bağımsız birimden 6 bin civarının ihale edildiği bilgisini veren Özhaseki, "Yerinde dönüşümle birlikte karşımızda ne kadar bir talep olacak onu görmeye çalışıyoruz. Eğer yerinde dönüşümle büyük bir çoğunluğun zararını karşılayabiliyorsak, vatandaş oradan hakkını bizden alabiliyorsa bunu yaptığımızla kalacağız." ifadelerini kullandı.
Özhaseki, yerinde dönüşümün avantajlarına değinerek, şöyle konuştu:
"Ekonomik olarak da şöyle bir avantajımız olacak. Hatay merkez belli, bizim bulduğumuz rezerv alanlar 7-9 kilometre ötede. Şimdi biz 9 kilometre öteye kadar bir kere yol, su götürmek, kanal yapmak zorundayız. Oraya yaptığımız konutların etrafında bahçeler yapmak durumundayız. Okullar, camiler, sosyal donatı alanları, tamamını götürmek zorundayız. Bunları götürdüğümüzde maliyet iki misline çıkıyor. Ama yerinde dönüştürürsek zaten okulu, camisi, yollar var. Belki hasarları revize ederek küçük masraflarla bu tür altyapı masraflarından da kurtulmuş olacağız."
"Bu bölgeden ayrılmayacağız"
Vatandaşlara verilen sözlerin tutulacağını vurgulayan Bakan Özhaseki, "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın söz verdiği işlerin hepsiyle ilgili yeni yeni formüller buluyoruz. Yeni kaynaklar buluyoruz. Vatandaş müsterih olsun. Sayın Cumhurbaşkanı'mız nasıl söz vermişse emin olun hepsini yapacağız ve buralardan, bu bölgelerden de ayrılmayacağız. Ne zaman ayrılacağız? Vatandaş, 'Allah sizden razı olsun, biz sizden memnunuz kardeşim, evet gidebilirsiniz' deyinceye kadar buralardayız. Hiç kimsenin endişesi olmasın." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, deprem ülkesi olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Özhaseki, "Bizim, belirli standartlarda, özellikle asla taviz vermeden yeni konutlarımızı güvenli şekilde yapmak gibi bir zorunluluğumuz var. İşte bunların prensiplerini oturtuyoruz. Önümüzdeki günlerde çok hızlı biçimde bu prensipler dahilinde bütün evleri de teslim etmeye gayret ediyoruz." dedi.
Bakan Özhaseki, bu kapsamdaki çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini belirterek, şunları kaydetti:
"5 katlı bir bina düşünün, 10 daire var içerisinde, yıkılmış. Yüzde 65'i, 3'te 2'yi sağladığımızda işe başlayacağız, hiç dinlemeyeceğiz. Onu yapacağız, daha sonra hak sahibinin adına da zaten tescil edip bırakacağız. Eğer içinden birisinin 'Ya ben hukuk mücadelesi veriyorum' diyerek yüzlerce insanı beklettiği, bazen Fikirtepe örneğinde olduğu gibi binlerce insanın mağdur olduğu yerde bir kişi, ideolojik olarak takılıp herkesi mağdur edecekse ona da izin vermeyeceğiz."
Osmaniye, AA