Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bir ülkenin gelişmesi için müteşebbise ihtiyacı olduğunu söyleyerek, Türkiyenin bundan sonraki hedefi girişimci sayısını artırmaktır. Malatya da girişimci sayısı itibarıyla Türkiyenin en şanslı illerinden biridir dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Malatya 18. Genel Sanayi ve Ticaret Fuarı ile Uluslararası Kültür Sanat ve Kayısı Şenlikleri'nin açılışını yapmak üzere Ankaradan uçakla Elazığ'a geldi. Bakan Ergün'ü Malatya milletvekilleri Öznur Çalık, Ömer Faruk Öz ile Elazığ Valisi Muammer Erol, Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu, Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakırın da bulunduğu bir grup karşıladı. Burada bazı açıklamalarda bulunan Ergün, Elazığdaki programının ardından Malatyaya geldi. Bakan Ergün, fuar ve festival açılışından önce 2. Organize Sanayi Bölge Müdürlüğünü ziyaret etti.
Bu ziyaret sırasında bakandan önce konuşan TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, Malatyanın teşvik kapsamında 4. bölgeye alınmasından dolayı bakana teşekkür ederek, Bu teşvik kapsamında sadece 25 firma 85 milyon dolarlık yatırımlarına başlamıştır. 3. OSBde bizim 12 bin 500 dönümlük arsamız yatırımcıları beklemektedir. Ancak 1. OSB ilk olması durumuyla bazı imar sıkıntıları bulunmaktadır. Bu sadece Malatyanın değil Türkiyedeki OSBlerin genel sorunudur. Bu nedenle bir imar affı getirilmesini bekliyoruz. Sanayicimiz eskisi gibi sanayileşirken çevreyi de kirletmek istemiyor. Bizim buradaki mevcut arıtma tesisimizin kapasitesi yetersizdir. Bu nedenle arıtma tesisinin kapasitesinin artırılması için yapılacak projenin Temmuz ayında ihale edilmesi için desteğinizi bekliyoruz,dedi.
Vali Ulvi Saran da, rekabet şartlarının zorlaşması nedeniyle İstanbulda küçük üretim yapan bazı Malatyalı tekstil firmalarının Malatyadaki teşvikten yararlanmak istediklerini, arsa tahsisi yapılması durumunda yatırımlarını Malatyaya kaydıracaklarını söyledi.
Bakan Ergün de konuşmasında şöyle dedi:
Eğer ülkenin istikrarı ülkenin geleceğe güvenle bakması konusunda, hukukunda, demokrasinin de, insan haklarının da, özgürlüklerinde ciddi bir sorun meydana çıkarsa, bu ihtimaller değerlendirilmeye başlanırsa o zaman arsa da para etmez, vergi de para etmez, enerji teşviki de para etmez. Çünkü insanı motive eden ortam yok olmuştur.
Beni yatırım yapmaya teşvik edecek ortam olması lazım.
Bir şehir, bir ülke ancak müteşebbis olursa gelişir. Vaktiyle cumhuriyetin ilk yıllarında müteşebbisimiz, sermayemiz, teknolojimiz yoktu. Mecburen yatırımlar devlet eliyle yapılıyordu. Ama şimdi artık müteşebbisimiz var. Artık toplu iğne, fabrika üretimi devlet eliyle olmayacak. Dolayısıyla Türkiyenin bundan sonraki hedefi girişimci sayısını artırmaktır. Malatya da girişimci sayısı itibarıyla Türkiyenin en şanslı illerinden biridir.
Bizim başka ülkeler gibi doğalgaz ve petrol zenginliğimiz yok. Dolayısıyla çalışacağız, üreteceğiz, satacağız. Bunun için de girişimcimizi desteklemek adına bugüne kadar yaptıklarımıza ek olarak bundan sonra da her türlü desteği vereceğiz. O yüzden yatırımcıların arsa tahsisi noktasındaki hiçbir talebini reddetmiyoruz. Sorunları birikip öylece kalmasından yana değil, çözümden yanayız.
Bakan Ergün, sanayicilerin eskisi gibi atadan dededen kalma usullerle üretim yapmadığını, araştırma geliştirme, inovasyon ve pazarlama teknikleri konusunda da ciddi araştırmalar yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:
Şimdi sanayicimiz bu çerçevede çevreyi de nasıl kirletmeden sanayileşeceğinin hesabını yapıyor. Çünkü sanayici biliyor ki, hava, su, toprak bize en az üretim kadar lazım. Bu noktada gerekli hassasiyeti de gösteriyor. Biz de dolayısıyla Malatyadaki arıtma tesisinin kapasitesinin artırılması projesinin ihalesini Temmuz ayında yapacağız.
Sanayicilerden teşviklerden yararlanmaları çağrısında bulunan Ergün, İlinizin ve ülkemizin sosyal sorunları da var. Sağlık sorunları var. Eğitim sorunları var. Yaşlılarımız var. Sanayicilerimizin sosyal sorumluluk projeleri içinde de yer almaları gerekiyor. Kazandıklarını sadece kendilerine ve çocuklarına harcamasınlar.dedi.
Tabi teşviklerden çok daha önemli olan siyasi istikrardır diyen bakan Ergün, Bir ülkede ekonomik gelişmelerin önünün tıkanmaması için güven ortamı çok önemli. Çünkü yatırımcı ülkenin siyasi ortamı bozulacak mı, bir takım manipülasyonlarla siyasi gerilim olur mu diye kaygılar taşıyor. Dolayısıyla yatırımlarını askıya alıyor. AK Partiye bugünlerde bir kapatma davası nasıl açılır diye yazılıyor, çiziliyor. Geçmiş dönemde bunun örneğini yaşadık. Kapatma davasının sürdüğü süreç boyunca bütün yatırımlar bıçak gibi kesildi. Ama bugün 12 Eylülde önümüzde bir referandum süreci var. İnsan hakları, demokrasi ve hukuki gelişmeyi artırarak, ekonomik gelişmeyi de sağlam zemine oturtacak bir süreç olacak bu. Dolayısıyla da en çok işadamlarımızın buna sahip çıkması gerekiyor. değerlendirmesini yaptı.