SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Ballı Takas"larda Suç Görülmemiş.. "Organize İş, Kasıt Var.."

A- A+ PAYLAŞ

Malatya'da, Recep Tayyip Erdoğan Dünya Kayısı Ticaret Merkezi'nde, müteahhidin satamadığı 187 işyerinin rezerv alan kapsamına alınarak, Ege Bölgesindeki  çok değerli arsalarla takas edilmesine ilişkin olarak, savcılığa "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla yapılan suç duyurusununun işleme konulmaması kararı çıktı. Bu arada, konuyu TBMM gündemine taşıyan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakıroğlu, TBMM Bütçe Plan Komisyonu'nda bir kez daha kamuoyunun "ballı takas" olarak konuyu gündem yaptı. Kayısı Ticaret Merkezi'nin yanı sıra, Sivas Caddesi'nde Malatya Girişim Grubuna ait alanın, İzmir'de 54 bin metrekare değerli arsa ile takas edilmesini de gündeme taşıyan Bakıroğlu, Malatya'da 15 milyon euro değerindeki yere karşılık İzmir'de verilen yerin değerinin 40 milyon euro olduğunu savundu ve "Benim hissiyatım, bu örneklerden sonra gördüğüm şey bu bir organize iştir, burada hata yoktur, kusur yoktur, kasıt vardır burada. " dedi.
Mustafa Çakır,

SAVCILIK  SUÇ GÖRMEMİŞ
Cumhuriyet Gazetesi'nden Mustafa Çakır'ın haberine göre, Malatya'daki Dünya Kayısı Ticaret Merkezi'ndeki işyerleri ile Didim'deki arsaların takası konusunda suç duyurusunda bulunulan savcılık, dilekçeyi "kamu davası açılmasını gerektirir delil elde edilemediği için işleme koymama" kararı verdi. CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, “Biz bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Taşınmaz ve Kaynak Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından Malatya’daki dükkanların Alaçatı, Didim gibi gözde bölgelerdeki 15 kamu arazisiyle takas edilmesini yargıya taşımıştı. Bakırlıoğlu, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı Muhabere Bürosu aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderilen şikayet dilekçesinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı görevlileri ile diğer ilgililer hakkında “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.

Bakırlıoğlu, dilekçesinde, Malatya’da “Şire Pazarı” olarak bilinen Yeşilyurt ilçesi Yaka Mahallesi’ndeki bazı parsellerde, İş-Kaya İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ adlı özel bir firmaya ait 187 işyerinin bulunduğu alanın Çevre, Şehircilik ve İklimi Değişikliği Bakanlığı tarafından “rezerv yapı alanı” olarak ilan edildiğine dikkat çekmişti. Alanın rezerv yapı alanı ilan edilmesinin hemen ardından kamu yararını açıkça hiçe sayan trampa işleminin gerçekleştirildiğini savunan Bakırlıoğlu, dilekçesinde, bu işlem kapsamında çoğunluğu Hazine’ye ait olan ve İzmir, Ankara, Aydın, Diyarbakır ve Kahramanmaraş illelerinde yer alan 15 ayrı parselden oluşan yaklaşık toplam 324 bin metrekarelik kamu arazisinin söz konusu işyerleriyle trampa edildiğini kaydetmişti.

Bakırlıoğlu, trampaya konu kamu taşınmazlarına 2 milyar 55 milyon TL, Malatya’da bulunan İş-Kaya İnşaat’a ait işyerlerine ise 1 milyar 995 milyon lira değer biçildiğini, bu değerlemenin ise TOKİ iştiraki olan GEDAŞ tarafından yapıldığını belirtmişti. Bakırlıoğlu, söz konusu işyerlerinin değerinin piyasa rayicinin çok üzerinde, trampa edilen kamu arazilerinin ise rayiç değerinin çok altında değerlendirildiğini, sadece İzmir’in Çeşme ilçesi Alaçatı Mahallesi’nde yer alan iki parselin gerçek değerinin Malatya’daki 187 işyerinden daha yüksek olduğunu savunmuştu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddialarla ilgili olarak Ankara Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne yazı göndererek bilgi ve belgeleri istedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden gönderilen yazıda, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa’nın ilgili maddelerine dikkat çekildi.

Bakanlığın yazısına göre, Malatya’da 6 Şubat depremlerinden etkilenen hak sahiplerine verilmek üzere “rezerv yapı alanı” olarak belirlenen taşınmazlar üzerinde bulunan mülkiyeti İş-Kaya İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ’ye ait toplamda 183 bağımsız bölümün (dükkan) 1.9 milyar lira bedel üzerinden, rezerv yapı alanı olarak belirlenen mülkiyeti başkanlığa ait 15 adet taşınmazın toplam 2.1 milyar lira bedel üzerinden, başkanlık lehine kalan 65.1 milyon liranın da İş-Kaya İnşaat tarafından nakdi olarak ödenmesi yoluyla trampasına olur verildi. Tüm taşınmazların değerleme işlemlerinin GEDAŞ Gayrimenkul Değerleme AŞ tarafından yapıldığı bildirildi.

Bakanlığın yazısında, “Kanuna uygun olarak kamunun menfaati gözetilerek yapılan işlemde herhangi bir ihmal veya suç unsuru bulunmamaktadır. Zira, süreç, tüm yönleriyle ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yürütülmüştür” denildi.

‘DELİL ELDE EDİLEMEDİ’
Cumhuriyet'teki habere göre, Savcılık da şu kararı verdi:

“Gelen yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı bu haliyle birlikte değerlendirildiğinde, şikayet edilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı görevlilerinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket ettiklerine dair soyut beyan dışında başkaca kamu davası açılmasını gerektirir delil elde edilemediği anlaşılmakla, açıklanan nedenlerle genel ve soyut nitelik arz eden suçlamaya dair dilekçenin 4483 sayılı kanunun 4/son maddesi uyarınca işleme konulmamasına, karardan bir suretin müştekiye tebliğine karar verildi.”

‘MUKAYESE BİLE EDİLEMEZ’
Kararı değerlendiren CHP’li Bakırlıoğlu, dosyalarında yer alan somut örneklerden biri olarak Çeşme - Alaçatı’daki 53 bin metrekarelik denize bakan ve rezidans-otel bölgesinde bulunan arazilerin 5 bin 500 ila 7 bin TL arasında değerlendirilmesini gösterdi. Aynı tarihlerde Özelleştirme İdaresi’nin İzmir Güzelbahçe’de spor tesis alanı statüsündeki başka bir yeri metrekaresi 31 bin 800 TL’den satışa çıkardığını anımsatan Bakırlıoğlu, “Güzelbahçe emlak değeri olarak Çeşme ile Alaçatı ile mukayese bile edilemez” dedi.

Buna karşın Alaçatı’daki denize nazır arsaların metrekaresinin 5 bin 500 TL’den takas edilmesini “kabul edilemez bir değerleme farkı” olarak tanımlayan Bakırlıoğlu, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın aynı dönemde İzmir’de imarsız tarlaları açık artırmayla satışa çıkardığını, bu tarlalara 11 bin TL muhammen bedel biçildiğini ve çok daha yüksek rakamlara satıldığını söyledi. Bakırlıoğlu, “Aynı kurum açık artırmada tarlaya 11 bin lira derken, trampa işleminde denize nazır imarlı arsaya 5 bin 500 lira diyor” ifadelerini kullandı.

‘YALNIZCA BAKANLIKTAN GÖRÜŞ’
Bir diğer örnek olarak Diyarbakır Kayapınar Barış Mahallesi’ndeki değerleme farkını paylaşan Bakırlıoğlu, trampa işleminde 9 bin TL olarak değerlendirilen Hazine arazilerinin, aynı mahallede Emlak Yönetim tarafından 17 bin 700 TL muhammen bedelle açık artırmaya çıkarıldığını ve 33 bin TL’ye satıldığını anımsattı. “Aynı mahallede dört kat fiyat farkı var” diyen Bakırlıoğlu, tüm bu bilgileri de savcılığa sunduklarını söyledi.

Bakırlıoğlu, tüm bu açık delillere karşın savcılığın “işleme koymama” kararı vermesini eleştirirken, savcılığın yalnızca bakanlıktan görüş istediğini, bakanlığın da “Değerlemeyi GEDAŞ yapmıştır, her şey hukukidir” yanıtı verdiğini belirtti. “Zaten bizim söylediğimiz de GEDAŞ’ın doğru değerleme yapmadığıdır” diyen Bakırlıoğlu, savcılığın, SPK lisanslı bilirkişiye dahi başvurmamasını eleştirdi.

‘NE YAPMAM LAZIM?’
CHP’li Bakırlıoğlu, “Ben bir milletvekili olarak suç duyurusunda bulunuyorum. Bu kadar delili koymuşum, emsal satışları ortaya koymuşum. Ne yapmam lazım? ‘Duyduğuma göre…’ mi demem lazım?” sözleriyle eleştirilerini dile getirdi. Bakırlıoğlu, bu işin peşini bırakmayacaklarını belirterek, kamu zararının ortaya çıkarılması için mücadelelerinin süreceğini söyledi.

BÜTÇE PLAN KOMİSYONUNDA BİR KEZ DAHA GÜNDEME GELDİ..
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakıroğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütçe görüşmelerinde, Malatya'da Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından yapılan bir takas işlemini gündeme getirdi.

Bakıroğlu, Malatya'da özel bir firmaya ait olduğu ortaya çıkan 187 dükkânın, Hazine'ye ait İzmir Çeşme, Didim, Ankara Gölbaşı ve Diyarbakır'da toplam 324 bin metrekare arsa ile takas edilmesini "ballı takas" olarak nitelendirdi. Konuşmasında, bu takas işleminde dükkânlara 10 milyon 600 bin liradan değer biçildiğini, ancak Hazine'ye ait arazilerin piyasa değerlerinin çok altında değerlendirildiğini savundu.

Bakıroğlu, özellikle Çeşme Alaçatı'da denize yakın 53 bin metrekare iki parselin metrekaresi 5.500 ve 7.000 liradan değer biçildiğini, aynı bölgede benzer arazilerin ise açık artırmada metrekaresi 11 bin liradan ve üzeri fiyatlarla satıldığını belirtti. Güzelbahçe ve Diyarbakır'daki örneklerde de benzer değer farkları olduğunu ifade etti.

Konuşmasında rezerv alan uygulamalarına da değinen Bakıroğlu, rezerv alan ilan edilen yerlerdeki hasarsız evlerin yıkıldığını, mağduriyet yaşandığını, diğer yandan bazı firmaların takas yoluyla önemli değer kazandığını öne sürdü. Malatya eski hal binasının da benzer bir takasla İzmir Karabağlar'da 54 bin metrekare arsa ile değiştirildiğini, firmanın 12-15 milyon euroya aldığı mülk karşılığında 40 milyon euro değerinde arsa aldığını iddia etti.

Bakıroğlu, tüm takas işlemlerinin belgelerinin TBMM'ye sunulmasını talep ederek, bu işlemlerin kamu zararı oluşturduğunu ve servet aktarımı içerdiğini savundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakıroğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un bilgisine sunmak amacıyla yaptığı konuşma TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Tutanağına şu şekilde yer aldı:

"AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Bakanım, öncelikle hoş geldiniz. Sayın Bakanım, ben rezerv alan mağdurlarından bahsetmek istiyorum. Deprem bölgesindeki, Hatay'daki, Malatya'daki depremzedelerle telefonla görüştük; basından da takip etmiştim, televizyondan takip etmiştim, orada da gözlemlemiştik. Bu insanların evlerinin bulunduğu bölgeler rezerv alanı olarak ilan edilmiş. Evleri hasarsız da olsa, herhangi bir hasar olmasa da, sağlam da olsa bu insanlar evlerinden çıkarılmış, evleri yıkılmış ve bu insanlar evlerinden sonra konteynerde yaşamak zorunda kalmışlar.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI  MURAT KURUM - Nerede, örnek var mı?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Söylerim ben size. "Anahtara anahtar," denilmiş, kimisi kiraya çıkmış, kira bedelleri ödenmiş, "Anahtara anahtar." denilmiş ancak 150 metrekare evinin yerine 75 metrekare ev verilmiş ve üzerine de iki yılı geri ödemesiz yirmi yıl boyunca borçlandırılmış. Mesela, 400 metrekare arsa üzerine müstakil evi olan insanlar var, evleri sağlam. Bu insanların evleri rezerv alan ilan edildiği için yıkılıyor ve bu insanlar şunu söylüyor, diyorlar ki: "Benim 400 metrekare arsam var. Eğer ben burayı müteahhite vermiş olsaydım 5-6 tane daire alacaktım. Şimdi ne olacak?" Ciddi bir mağduriyet var, mağduriyet diz boyu. Rezerv alan, baktığınız zaman yoksulu, dar gelirliyi mülksüzleştiren bir aygıt hâline gelmiş.

MALATYA'DAKİ İNSANLARLA GÖRÜŞTÜM.. 
Şimdi, bir tarafta rezerv alan mağdurları var yani yoksulluğu mülksüzleştiriyor; diğer taraftan da Sayın Bakanım, rezerv alan zenginleri var, rezerv alanından zenginleşen insanlar var. Bazı durumlarda rezerv alan zenginin, holdingin mülküne mülk katıyor. Nasıl oluyor bu? Trampa yöntemiyle oluyor Sayın Bakan. Şimdi, ben daha önce bunu kamuoyuyla paylaşmıştım, kamuoyunda da "ballı takas" olarak geçti. Bir örnek vereyim size, sonra başka bir örnek daha vereceğim: Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Malatya'da İş-Kaya isimli firmaya ait bir kayısı pazarında 187 tane dükkânı İzmir'de, Çeşme'de, Didim'de, Ankara Gölbaşı'da, Diyarbakır'da 15 parsel, Hazineye ait 324 bin metrekare arsayla takas ediyor. 187 tane dükkâna diyorlar ki... Birbiri üzerine 10 milyon 600 bin liradan bir değer biçiliyor ancak ben Malatya'daki insanlarla da konuştum yani normalde 5 milyon, 6 milyon, 7 milyona satılmayan dükkânlar 10 milyon lira değerlendirilmiş. 

Peki, Hazineye ait, hepimize ait, kamuya ait araziler ne olmuş, arsalar ne olmuş? Onlar da değerinin çok altında değerlendirilmiş ve ne yazık ki bu değerlemeyi GEDAŞ yapıyor Sayın Bakanım; burada sizin olurunuz da var, sizin olurunuzla yapılıyor bu.  Şimdi, mesela, ben burada şöyle bir şey yaptım, bunu yaparken de gittim, yerinde inceledim, İzmir'de yerinde inceledim, oradaki sektör temsilcileriyle, STK'lerle bir araya geldik ve ayrıca başka bir değerleme şirketine değerleme yaptırdık. Arada milyarlarca liralık bir fark var; bakın, milyonlardan bahsetmiyorum, milyarlarca liralık bir fark var, milyarlarca liralık bir kamu zararı var ve milyarlarca liralık bir servet aktarımı var. Şimdi, hangi arsalardan bahsediyorum, bir iki tanesini size göstereceğim Sayın Bakanım. Sayın Bakanım, burası Çeşme Alaçatı, portun hemen üzeri şu kırmızı görmüş olduğunuz alan; şurası deniz, rezidansların yanında, otellerin üzerinde... Ki Çeşme Türkiye'deki emlak fiyatının en yüksek olduğu yer, burada 53 bin metrekare 2 tane parsel var ve bunlara kaç para bedel biçilmiş biliyor musunuz Sayın Bakanım? Bir tanesine metrekaresi 5.500 lira, diğerine metrekaresi 7.000 lira; bunun bir tanesi "spor alanı" olarak geçiyor -imarlı yer burası- öbür tarafı da "sosyal donatı alanı" olarak geçiyor.

Ben oraya gittim, oradaki insanlar bana dedi ki: "Ya, burada bu fiyatlara tarla alamazsınız." Gerçekten de doğru. Nereden biliyorum? Mesele bu takası yapan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı bu olaydan, bu takastan bir iki ay sonra İzmir'de muhtelif yerlerde açık arttırmaya, müzayedeye çıktı. Mesela, Çeşme'de tarla vasfındaki, üzerine sadece 120 metrekare bağevi yapılabilecek tarımsal amaçlı alanlar, bakın, metrekaresi 11 bin liradan müzayedeye çıktı, belki 20 bine satıldı. Bakın, bu trampayı, takası yapan da GEDAŞ ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, bu ihaleyi müzayedeyi yapan da. Yani bakın, orada bazı kamu arazileri, arsaları, konut -Alaçatı da yakın- 156 bin liradan satıldı, bunu satan da devlet. Şimdi, 5 bin lira, 5.500 lira... Başka bir örnek: Mesela Güzelbahçe, bakın o da İzmir'in ilçesi, konut fiyatları, emlak fiyatları Çeşme'yle, Alaçatı'yla mukayese bile edilemez, spor tesis alanı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satılmış, hazinenin malı, satılıyor. Kaç paraya satılıyor biliyor musunuz? 31 bin liraya satılıyor, 31 bin liraya satılıyor. Güzelbahçe'de biz trampada Çeşme'de denize nazır, Port'un orada, Alaçatı'da 5.500 liraya veriyoruz Sayın Bakan. Başka bir şey, Diyarbakır Kayapınar ilçesi Barış Mahallesi...  Bakın, burada 9 bin liradan değer biçilmiş, 9 bin liradan; 500 metre ileride, aynı mahallede başka bir hazine taşınmazı Emlak Yönetim tarafından ihaleye çıkarılıyor, bedel ne biliyor musunuz? 17.700 lira. Bakın, 9 bin lira trampadaki bedel, ihalede Emlak Yönetim -aynı, komşu arsa neredeyse- 17.700 liradan satıyor. Bu, ihale bedeli, kaç paraya satılıyor biliyor musunuz? 33 bin liradan satılıyor, 4 katı; 33 bin liradan satılıyor.

ADAMLAR 15 MİLYON EUROYA ALMIŞLAR, İZMİR'DE 40 MİLYON DEĞERİNDE ARSA VERİLİYOR..
Şimdi, arkadaşlar, neden İzmir yahu, neden İzmir? Niye? Niye bu butik araziler, kupon araziler? Yahu, GEDAŞ nasıl böyle bir değerleme yapabilir; ya, nasıl yapabilir böyle bir değerlemeyi göz var, izan var? Burada çok ciddi bir kamu zararı var. Ben savcılığa gittim, suç duyurusunda bulundum savcı "Soruşturmaya gerek yok." dedi ya. Kime sormuş, biliyor musunuz? GEDAŞ'a sormuş. Ben GEDAŞ'ı şikâyet ediyorum, "Burada kamu zararı var." diyorum, savcı GEDAŞ'a soruyor, böyle bir şey olabilir mi? Bu konuda ne yapacaksınız? Bu bir örnek. Bakın, başka bir örnek söyleyeyim size: Yahu, başka bir ballı takas, yine Malatya, yine İzmir; bu sefer Malatya eski hal binası, rezerv alan olarak ilan ettiniz. Kimin burası? Malatya Girişim Grubu, MGG'nin. Kim var bunun içinde? Rönesans var bunun içinde. Burayı MGG, benim basından takip ettiğim kadarıyla 12 milyon ile 15 milyon euro arasında bir bedelle satın alıyor. Daha sonra burası rezerv alan ilan ediliyor, daha sonra buranın karşılığında İzmir'de 54 bin metrekare yer veriyor. Nerede? Karabağlar'da Uzundere Mahallesi'nde, Folkart'ın arkasında. Bunun değeri ne kadar biliyor musunuz? 40 milyon euro, adamlar 15 milyon euroya, almışlar, trampa yapılıyor, İzmir'de 40 milyon euro değerinde arsa veriliyor.

Sayın Bakan, bu nasıl olur? Böyle bir şey nasıl olabilir? Bir taraftan rezerv alan mağdurları var, insanlar evlerinden edilmişler, 150 metrekare evin yerine 75 metrekare ev verilmiş, üzerine borçlandırılmış diğer taraftan aynı kanunla rezerv alan ilan edilmiş, holdingler mallarına mal katmışlar. Niye Hatay'daki Ali amcaya, Hasan amcaya Çeşme'den arsa vermiyorsunuz, niye Gölbaşı'ndan arsa vermiyorsunuz, niye Didim'den arsa vermiyorsunuz? Bu olacak iş değil, burada bunun mutlaka ve mutlaka üzerine gidilmesi lazım. Bu bir de şu: Türkiye'de buna benzer ne kadar takas yapıldıysa biz sizden bunların hepsini istiyoruz. Hepsinin dokümanlarını, ne vermişiz, ne almışız; bunların hepsinin dokümanlarını Türkiye Büyük Millet Meclisine vermek zorundasınız. Benim hissiyatım, bu örneklerden sonra gördüğüm şey bu bir organize iştir, burada hata yoktur, kusur yoktur, kasıt vardır burada."

malatyahaber.com- cumhuriyet.com.tr- sozcu.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız