SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Barış Pınarı Operasyonu'na ABD'li Uzman Desteği

0
Güncellendi - 2019-10-12 03:15:28
Barış Pınarı Operasyonu'na ABD'li Uzman Desteği
A- A+ PAYLAŞ

ABD'li birçok uzman, Twitter üzerinden Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla başlatılan Barış Pınarı Harekatı'na karşı çıkan isimlere yanıt vererek, harekatı savundu.

ABD'de Donald Trump'ın Suriye'nin kuzeyinden askerini çekme kararının ardından tepkiler sürerken, birçok ABD'li uzman da YPG ile PKK'nın yakın ilişkilerine vurgu yaparak, Barış Pınarı Harekatı'nı ve Trump'ın kararını savundu.

ABD merkezli Hudson Enstitüsünün Kıdemli Orta Doğu Uzmanı Michael Doran, PKK ile YPG'nin aynı örgüt olduğunu ve Barack Obama'nın bu örgütü silahlandırma kararıyla ABD'de bir ikilem oluşturduğunu savunan bir isim olarak öne çıkıyor.

Doran, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yönelik operasyonunu "kınadığı" ve bu operasyonun "milyonlarca insan için insani risk" oluşturduğunu iddia ettiği Twitter mesajına, "Avrupa'nın/Fransa'nın, 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'deki Suriyeli mülteci krizini çözmek için ya da Türkiye-Suriye sınırını istikrara kavuşturmak için planı nedir? Amaç, NATO müttefiki olan Türkiye'yi güçlendirmek olmalıdır. Türkiye-Suriye sınırı, Avrupa'nın Ortadoğu ile sınırıdır." ifadeleriyle yanıt verdi.

Foreign Policy'nin Pentagon muhabirinin SDG ile çalışan ABD yetkililerinden bilgi alarak yaptığı habere de tepki gösteren Doran, şu ifadeleri kullandı:

"Askerler, başkanlık emirlerine uymalı ve basın ile konuşmamalıdır. SDG, en üst seviyede PKK ağırlıklıdır ve Türkiye'yi bölme peşindedir. Askerler bu şekilde konuştuğunda, farkında olmadan, Ankara'nın ABD ordusunun asıl amacının Türkiye'yi zayıflatma olduğuna dair en kötü endişelerini körüklemektedir."

"Batılı politikacılar Kürtler'i anlamıyor"

Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatına destek veren ve Türkiye'nin haklılığını savunan bir diğer isim de Miras Vakfı araştırmacılarından Luke Coffey.

İngiliz Milletvekili James Heappey'in, "cesur peşmergeler, DEAŞ ile savaştı" ifadeleriyle paylaştığı harekat karşıtı mesaja yanıt veren Coffey, "Bu İngiliz milletvekili, tamamen iki farklı oluşum olan Iraklı Peşmergeler ve Suriyeli YPG'yi karıştırmış. Bu durum, Batılı politikacıların aslında 'Kürtleri' ne kadar az anladığını net bir şekilde ortaya koyuyor." eleştirisinde bulundu.

"ABD askerleri Türkiye ya da Suriye ile herhangi bir savaşta yer alamazlar"

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim kampanyasında da yer alan ve Londra Politika Araştırmaları Merkezi araştırmacılarından Jessie Jane Duff ise Illionis Vekili Adam Kinzinger'in, "Trump'ın Kürtler'i terk ettiğine" dair bir haberi paylaşmasını eleştirdi.

Trump'ın "Kürtler'i terk ettiği" iddiasının doğru olmadığını belirten Duff, "Kongreniz hiçbir zaman ABD'li askerleri Suriye'de savaş rolü üstlenmesi için görevlendirmedi. Obama, ABD kuvvetlerini SDG'ye/Kürtler'e DEAŞ'ı yenmeleri konusunda tavsiye vermek üzere gönderdi, SDG'yi/Kürtler'i savunmaları için değil." değerlendirmesinde bulundu.

Duff, "ABD askerleri, Türkiye ya da Suriye ile herhangi bir savaşta yer alamazlar ve siz bunu biliyorsunuz." ifadelerini kullandı.

Brookings Enstitüsü araştırmacılarından Amanda Sloat da yaptığı Twitter paylaşımında, "ABD yönetimi uzun süredir kanuni bir formüle bağlı kaldı, PKK terör örgütü olarak tanınırken, YPG tanınmadı. Çok az farkla yapılan bu ayrım, politika tartışmasını gölgeledi ve Türkiye'nin endişelerini küçümsemeyi kolaylaştırdı." görüşünü paylaştı.

"Türkiye karşıtı değil, Türkiye'ye doğru bir strateji"

Hudson Enstitüsü araştırmacılarından Peter Rough ise paylaştığı tweet dizisinde, Trump'ın Suriye kararına ilişkin verilen tepkilere şaşırdığını dile getirdi.

PKK'nın ABD ve AB tarafından terör örgütü olarak tanındığını anımsatan Rough, "ABD, NATO müttefikimiz Türkiye'nin açık bir düşmanı olan PKK'nın Suriye kanadı YPG'yi güçlendiriyordu." görüşünü paylaştı.

ABD'nin Suriye'de sadece DEAŞ'ın yenilmesine odaklanılmasını eleştiren Rough, "Suriye'den çekilme, bizi uzun yıllardır müttefikimiz olan Türkiye'nin yanına getiriyor. Türkiye'nin operasyonu sınırlı kalacaktır ve Erdoğan yakın zamanda Beyaz Saray'ı ziyaret edecek. Şimdi amacımız, Türkiye'ye karşı olmaktan ziyade Türkiye'ye doğru olan bir Suriye stratejisi inşa etmek olmalıdır." çağrısında bulundu.

"YPG ve bunun siyasi kanadı olan PYD, Türkiye'deki PKK ile ilişkili"

Suriye kökenli bir Amerikan olan Georgetown Üniversitesi Profesörlerinden Wa'el Alzayat da yazdığı uzun bir twit dizisiyle Suriye'deki iç savaş sürecini anlattı.

Suriye'deki iç savaşın ABD, Türkiye, İran ya da başka bir ülke tarafından değil "artık diktatörlük altında yaşamaktan bıkan Suriye halkı" tarafından başlatıldığına işaret eden Alyazad, "Bu savaşın yan etkisi ise DEAŞ ve diğer terör gruplarının ortaya çıkması oldu." değerlendirmesinde bulundu.

Alyazad, ABD'nin DEAŞ'ı yenmek için kendine yerel ortak aradığını ve Özgür Suriye Ordusu ve YPG'nin iki seçenek olarak karşısına çıktığını ve ABD'nin YPG'yi seçtiğini belirterek, "YPG, bağımsız bir Kürt bölgesi kurulması için oluşturulan bir Marksist gerilla grubu. Kendilerine Müslüman olarak görmüyorlar. Birçok Suriyeli Kürt YPG'ye mensup değil ve YPG'ye karşı gelen muhalifler, tutuklandı, öldürüldü ya da yerlerinden sürüldü." bilgisini paylaştı.

YPG'nin Suriye rejimine karşı savaşma kararı almadığını anımsatan Alyazad, "YPG ve bunun siyasi kanatı olan PYD, Türkiye'deki PKK ile ilişkili. PKK hem Türkiye'de hem ABD'de terör örgütü olarak tanınıyor. Evet, etiketler bazen bir insanı terörist, diğerini özgürlük savaşçısı olarak politize edebilir." eleştirisinde bulundu .

Obama döneminde birçok üst düzey yetkilinin YPG'yi desteklemenin Türkiye'yi kızdıracağını söylediğini belirten Alyazad, buna rağmen YPG'ye desteğin verildiğini belirtti.

Washington, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız