SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Başbakan Erdoğan: 'Ya Öleceğiz, Ya Olacağız Dedik'

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:52:49
Başbakan Erdoğan: 'Ya Öleceğiz, Ya Olacağız Dedik'
A- A+ PAYLAŞ
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş Grup Toplantısı'nda konuşuyor: 'Şu anda bu ülkede bizim, bir metrekaremizin kontrolümüz dışında olduğunu kimse söyleyemez. Her yerde biz bütün imkanlarımızla, bütün gücümüzle varız. Siz, bölücü terör örgütünün uzantısının eş başkanının söylediğine bakmayın. O önce kendisinde yüz olsa parlamentoda değil, Kandil Dağı'na çıkması gerekir. Burada ne duruyorsun, sen oraya çık'.
 
Erdoğan, BDP'li milletvekilleriyle ilgili, 'Yargı da gerekenleri yapıyor. Biz de parlamentoda gereği neyse onu yapacağız' değerlendirmesinde bulundu.
 
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Karşımızda hiçbir insani değeri olmayan, hiçbir kutsal değeri tanımayan, namertçe arkadan vuran bir taşeron örgüt var. Bu örgüt arazi şartlarından yararlanıyor. Bu örgüt ülke içindeki hain şebekelerden, hain odaklardan güç ve destek alıyor. Bu örgüt, ülke dışında Türkiye düşmanı ülke ve çevrelerden doğrudan destek alıyor, doğrudan ihale alıyor' dedi.
 
AK Parti milletvekilleri ve kurucular kurulu üyeleri genişletilmiş grup toplantısında bir araya geldi.AK Parti Genel Merkezi'ndeki toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Sözlerine Paralimpik Oyunları'nda madalya kazanan sporcuları tebrik ederek başlayan Erdoğan, 'Tüm engelleri aşarak, engellerin engel olmasına aldırmayarak bir altın, 4 gümüş, 3 bronz olmak üzere şimdilik 8 madalyayı ülkemize kazandırdılar. İnşallah sporcularımızdan önümüzdeki günlerde de böyle sevindirici haberler bekliyoruz' dedi.
 
-'Milletçe metanetimizi en güçlü şekilde muhafaza edeceğiz'-
 
Önceki gün Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde kamu binalarına, sivil binalara saldıran teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada şehit olan 10 asker için Allah'tan rahmet, yaralı 8 asker için de 'acil şifa' dileyen Erdoğan, 1 Ağustos'ta Lice'de şehit olan Jandarma Astsubay üstçavuş Ahmet Ünver'in annesinin cenaze töreninde söylediği 'benim yavrum 'dik dur anne' derdi. O terör örgütünün karşısında dimdik durmak lazım' sözlerini hatırlattı.
 
Başbakan Erdoğan, 'Yine önceki gün Beytüşşebap'ta şehit düşen piyade er Serdar Küpeli'nin babası da evladının şehadet haberini aldığında çok büyük bir metanet içinde şunları söyledi: 'Ağlamayacağım. Onları sevindirmeyeceğim. Bu bayrak hiçbir zaman inmeyecek.' Evet değerli arkadaşlarım, ağlamayacağız. Milletçe metanetimizi en güçlü şekilde muhafaza edeceğiz. Öfkeye kapılarak nefret ve nifak tohumlarını yeşerterek asla ve alsa terör örgütünü sevindirmeyecek, terör örgütünün hedefine ulaşmasına müsaade etmeyeceğiz' diye konuştu.
 
-'Terör örgütü en küçük bir haysiyet izi dahi taşımıyor'-
 
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü : 'Karşımızda hiçbir insani değeri olmayan, hiçbir kutsal değeri tanımayan, namertçe arkadan vuran bir taşeron örgüt var. Bu örgüt arazi şartlarından yararlanıyor. Bu örgüt ülke içindeki hain şebekelerden, hain odaklardan güç ve destek alıyor. Bu örgüt, ülke dışında Türkiye düşmanı ülke ve çevrelerden doğrudan destek alıyor, doğrudan ihale alıyor. Bu örgüt, mertçe güvenlik güçlerimizin karşısına çıkamıyor. Çocukları kalkan yaparak, kadınları kalkan yaparak, masum sivillerin arasına korkakça saklanarak, kalabalıkların içine sinsice girerek saldırıyor ve saldırdıktan sonra da yine korkakça kaçıyor. Düşmanda bile haysiyet aranır ama terör örgütü en küçük bir haysiyet izi dahi taşımıyor. Elbette düşmanımızın haysiyetsizliği, hiçbir insani değeri, hiçbir kutsal değeri taşımıyor olması, korkakça vurup kaçması bizim için asla bir mazeret değildir.'
 
-'Terör örgütü doğrudan AK Parti'yi hedef alıyor'-
 
Terör örgütünün son yıllarda AK Parti'yi hedef aldığını ve AK Parti'nin teşkilat yöneticilerine saldırılar düzenlediğini anımsatan Erdoğan, 'Bunun üzerinde hassasiyetle durmak zorundayız. Bakın en son Hakkari İl Başkanımız kaçırıldı, daha önce ilçe başkanımız kaçırıldı ve haftalarca kendisinden haber alınamadı. İl başkanlıklarımıza, ilçe, belde başkanlıklarımıza saldırılar düzenlendi. İl başkan yardımcımız şehit edildi ve daha önce yine bir il başkan yardımcımız şehit edildi' dedi.
 
Terör örgütünün, yayınlarında ve bildirilerinde sürekli AK Parti'yi hedef aldığını ve hedef almaya devam ettiğini dile getiren Erdoğan, 'İşte bunun üzerinde durmak, bunun üzerinde ayrıntısıyla düşünmek zorundayız. Neden AK Parti? Neden AK Parti'nin vekilleri, yöneticileri, AK Parti'nin idare binaları hedef alınıyor? Terör örgütü hedefini değiştirip son yıllarda neden AK Parti'ye saldırıyor? Çünkü AK Parti çözüyor. Çünkü AK Parti, benim Kürt kardeşlerimle kucaklaşabiliyor, el ele verebiliyor. Halkımız da AK Parti'yi kucaklıyor, iktidara taşıyor. Bölgenin birinci partisi yapıyor' ifadelerini kullandı.
 
-'Terör örgütü çözüm isteyen iktidarları hedef aldı'-
 
AK Parti'yi kurarken, terör sorunun çözümü için 'reçete' hazırladıklarını ve 10 yıldır iktidarda bu meselenin üzerine gittiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, 'AK Parti çözdükçe, AK Parti tüm kanalları devreye aldıkça, altındaki zemin kayan terör örgütü de var gücüyle AK Parti'ye saldırıyor' dedi.
 
Türk siyasetinin terör karşısında son 30 yılda aldığı tavrın gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
 
'30 yıl boyunca iktidardaki her parti teröre muhatap oldu, fakat denklem çok basit. Eğer iktidardaki parti terörü çözmek için kararlılık gösterirse, terör örgütü bunu bozmak için var gücüyle saldırdı ve iktidarı vazgeçirdi. Eğer iktidardaki parti terör konusunda bir kararlılık sergilerse, terör örgütü saldırılarını yoğunlaştırdı ve iktidardaki partileri yıpratmak istedi. Terör, kimi zaman eylemlerine ara verdi kimi zaman eylemlerini azalttı kimi zaman çoğalttı, ama asla amacından vazgeçmedi. Peki böyle bir denklemde muhalefet partileri ne yaptı?'
 
AK Parti'nin kuruluş sürecinde Anadolu'yu dolaştıklarını hatırlatan Erdoğan, 'Hiç unutmuyorum Cizre're mitingimizi yaptık ve çevremize toplanan vatandaşlarımızla sohbet ediyoruz. Bana o zaman 'Sizden biz bir şey istiyoruz. OHAL'i kaldırın, başka bir şey istemiyoruz' dediler. Partimiz iktidara geldi ve hemen birinci ayında OHAL'i kaldırdık. Bugün bölücü terör örgütü ve uzantısı siyasi parti, bugün eğer konuşuyorsa bizim OHAL'i kaldırmamız sayesinde konuşuyor. Bunu ben halkıma, özellikle hatırlatmak istiyorum' dedi.
 
OHAL'in kaldırılması sürecinde hiçbir partinin AK Parti'nin gösterdiği açık tavrı sergileyemediğini savunan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
 
'Zaten bunu benim Doğu'daki Güneydoğu'daki kardeşim de çok iyi bildiği, gördüğü için AK Parti'yi bölgenin birinci partisi yaptı. Şu anda bölücü terör örgütünün korkusu altında, tehdidi altında eğer siyasi uzantısı partiye oy veriliyorsa bu gerçek demokrasinin gereği bir netice değildir. Bu, oluşturulmuş bir korku toplumunun neticesi alınmış oylardır. Bu çözüldüğü anda inanın en az yüzde 50 aşağı olur. Çünkü biz diğer muhalefet partileri gibi Sivas'ın ötesine geçemeyen bir parti değiliz. Seçim zamanı zar zor oralara gidip geldiler ondan sonra sadece tabela partisi olarak oralarda varlar. Hadi gelin o bölgede siyaset yapın, niye siyaset yapmıyorsunuz?'
 
-'Sizin o siyasi uzantı olan o partiden hiçbir farkınız yok ki'-
 
AK Parti Hakkari İl Başkanı Abdulmecit Tarhan'ın kaçırılmasının ardından, CHP yöneticilerinin Tarhan'ın ailesini aradıklarını söyleyen Erdoğan, 'Teşekkür ederiz, insani bir vazife yaptınız' dedi. CHP yöneticilerinin, AK Parti Hakkari İl Başkanı'nın ailesinin, kendilerine, 'sizin yardımınıza ihtiyacımız var, bize yardım edin' dedikleri yönünde açıklamalar yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
 
'Tabii bunu aile duyunca bayağı üzüldüler. Çünkü ben aileyle görüştüğümde, 'böyle bir şeyler yansıdı televizyonlara Başbakanım. Biz Hakkari'de BDP'yle, terör örgütüyle beraber miting yapan CHP'den yardım isteyecek kadar düştük mü?' diyorlar. Bu işin bir yanı. İşin diğer yanında da şu var. Sizin o siyasi uzantı olan o partiden hiçbir farkınız yok ki. Demek ki siz dağdakilerle müşterek çalışıyorsunuz. 'Yardıma ihtiyacınız varsa çözelim' diyorsunuz. E siz zaten Suriye'de de Baas'la beraber çalışıyorsunuz, hiçbir farkınız yok. Burada bunu söylüyorsunuz. Aynen bu söylediklerini zaten terör örgütünün siyasi uzantısı da söylüyor: 'Eğer ihtiyaç varsa biz devreye gireriz. Biz dağdakilerle gider, görüşürüz. Alınması gerekenler varsa alırız.'
 
-'Kusura bakmayın, bunu kimse yutmaz'-
 
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Ovacık yolu üzerinde terör örgütü mensuplarınca dağa kaçırıldığına ilişkin haberlere de değinen Başbakan Erdoğan, 'Tunceli milletvekili arkadaşımız kaçırıldı' diye bir başlık atıldı. Nasıl bir kaçırılmaysa... Ve iki gün içinde de geri gönderildi, nasıl geri gönderilmeyse... İfadeler çok şık, çok güzel, 'iyi çocuklar, bize iyi davrandılar. İyi çocuklar, gayet güzel bir misafirperverlik yaptılar. İkram izzet... Neymiş dağa kaçırmışlar, kime uyduruyorsunuz dağını, hepsi hikaye, 6 saat de yürümüşler. Kusura bakmayın, bunu kimse yutmaz. Benim halkım da bunu yutmuyor zaten, ama CHP'liler bunun üzerinden bir şeyler devşirmeye çalışıyorlar' diye konuştu.
 
Hassas konular üzerinde çok ciddi senaryolar oynandığını belirten Erdoğan, 'dünyanın hiçbir yerinde teröre karşı verilen mücadelede Türkiye'deki muhalefet gibi seviyesiz bir yaklaşımın' olmadığını kaydetti.
 
Erdoğan, Türkiye'de çok ciddi senaryolar oynandığına dikkati çekerek, 'Öyle hassas konular var ki ve dünyanın hiç bir yerinde teröre karşı verilen mücadelede inanın bizdeki muhalefet gibi seviyesiz bir yaklaşım olmamıştır. Muhalefet partileri, bu kirli denklemde bu çirkin tablo içerisinde bilerek ya da bilmeyerek terörün değirmenine bugüne kadar hep su taşımıştır. Çok açık konuşuyorum. Bu ülkede kimi muhalefet partileri düşmanımın düşmanı dostumdur anlayışıyla hareket ediyor. Hala da bu anlayışla hareket ediyor. AK Parti'nin kaybetmesi için Türkiye'nin kaybetmesini göze alıyorlar. Milletimizin kaybetmesinden de hiç çekinmiyorlar' ifadesini kullandı.
 
-İmralı'nın ağızı ile konuşuyor'-
 
Siyasette düşman olmadığı, aksine 'rakip' bulunduğunun altını çizen Erdoğan, 'Aynı şekilde terör örgütünün güdümünde olan parti de karşısındakini demokrasi içerisinde yarışılması gereken bir rakip olarak konumlandırmak yerine düşman olarak görüyor. Terör örgütünün diğer partileri bertaraf etmesinden medet umuyor. İmralı'nın ağzı ile konuşuyor. Terörün, terör örgütünün iktidar üzerinde etkili olduğunu gören muhalefet partileri kendilerinin yıpratamadığı iktidarı terör örgütünün yıpratmasına göz yumdular hatta buna açık açık çanak tuttular. Şu anda da aynı denklem işletilmeye çalışılıyor. Birileri terör örgütünün Türkiye'nin iç ve dış siyasetinde etkin olması etkin olması için de elinden gelen her şeyi yapıyor' diye konuştu.
 
-'Türkiye'de siyaseti artık örgütü de şekillendiremez'-
 
Erdoğan, 'Bir kere şunu herkesin bilmesini, herkesin anlamasını istiyorum: Türkiye'de AK Parti ile bir dönem kapanmış yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye'de artık siyaseti, siyaset dışı kurumlar şekillendiremez. Türkiye'de artık siyaseti çeteler şekillendiremez. Mafya şekillendiremez. Karanlık suç örgütleri şekillendiremez. Türkiye'de siyaseti vesayetçi anlayış şekillendiremez. Aynı şekilde Türkiye'de siyaseti artık terör örgütü de şekillendiremez, şekillendiremeyecektir' ifadesini kullandı.
 
-'Biz bizden öncekilere benzemeyiz'-
 
Karanlık dönemlerin geri gelmemek üzere tarih olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
 
'Devlet içine sirayet etmiş karanlık örgütler ile terör örgütü arasındaki 'al gülüm ver gülüm' şeklinde siyaseti dizayn etme dönemleri artık geride kaldı. Terör örgütü de, terör örgütünün değirmenine su taşıyan siyasi partilerle, terör örgütüne oksijen sağlayan medya da hiçbir saldırı, hiçbir tehdit, hiçbir provokasyon karşısında asla oyuna gelmeyeceğimizi kesin bir şekilde anlasınlar. Biz bizden öncekilere benzemeyiz. Bizim ilkelerimiz var ve bu ilkelerimiz çerçevesinde yola çıktık ya öleceğiz ya olacağız dedik.
 
Biz milletin kararı ile milletin tercihi ile milletin partisi olarak buralara geldik. Bizim rotamızı milleten başka hiç kimse ama hiç kimse çizemez. Hiç kimse bize istikamet belirleyemez. Bunu sadece uzantı olan partiye ve onun milletvekillerine söylemiyorum, bunu CHP'ye, CHP'nin genel başkanına, CHP'nin bazı milletvekillerine de söylüyorum. Bunu bugün medyada terörü hala kutsayan, terörü yücelten, teröre doğrudan ya da dolaylı olarak destek veren medyaya da söylüyorum; bizim yüreğimiz yanıyor, bizim yüreğimizin acısıyla biz şu anda bu konuşmayı yapıyoruz.
 
Terör örgütü nasıl ki birilerine taşeronluk yapıyorsa, medya içerisinde de bazı kalemler, hiç çekinmeden, hiç utanmadan birilerine taşeronluk yapıyor. Zihinleri bulandırmak, kaos oluşturmak milleti umutsuzluğa öfkeye nefrete sevk etmek için yoğun bir gayret içindeler. Ne biz safız, ne de bu millet saf. Kimin ne yaptığını ne yapmaya çalıştığını, kimlerin değirmenine su taşıdığını çok net şekilde görüyoruz.'
 
-'Hem ekonomi mücadelesi verdik, hem de terörle'-
 
Erdoğan, bazılarının ekonomi ve terörün iktidarları bitireceğini söylediğini anımsatarak, 'Bizi bitirmedi. Yüzde 34 ile yola çıktık şu anda yüzde 50'ye geldik. Hem ekonomi mücadelesi verdik, hem terörle mücadeleyi verdik ve bu mücadele devam ediyor. Peki nasıl oldu bu? Bu millet bizim buradaki gayretimizi, samimi mücadelemizi görüyor. Bu mücadele neticesinde buralara geliniyor' ifadesini kullandı.
 
Erdoğan, 30 yıllık terör mücadelesinde önceki tedbirlerin taviz verilmeden alınmış olması durumunda Türkiye'nin çok farklı noktalara gelmiş olacağını kaydetti.
 
-'Sizin teröre yönelik yapacağınız hiç bir şey yok'-
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun teröre ortak çözüm üretmek için partilerden randevu istediğini ve Ak Parti'ye geldiğinde kendisi ile görüştüğünü anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
 
'Yandaş medyaları sağ olsun bu süreci de desteklediler, bayağı gayret de gösterdiler, sanki sıfırdan bir şey çıkıyormuş gibi. Hiç bir şey bu alanda yapılmamış gibi adeta genel başkanın bu çıkışını çok büyük bir gayret, böyle bir şey şu ana kadar olmamış, ilk defa böyle bir adım atılıyor gibi, bunu satmaya gayret ettiler. Biz kabul ettik, geldi. MHP kabul etmedi. Diğer partiyle böyle bir şeyi görüşemediler veya görüşmek istemiyorlar bilemem. Yanlarında üç arkadaşıyla beraber geldi. Ben de üç arkadaşımla beraber görüşmeyi yaptık.
 
Daha önce de anlattım ve dikkat ederseniz, o dönemde yazılı ve görsel medya bunu nasıl sattı; 'on maddelik bir öneri paketi ile gidiyor' dedi. Önceden de bu öneri paketi dediklerini de medyaya da sattılar. Bu öneri paketi dedikleri neydi; sadece bir tespitti, teşhisti. İçerisinde öneri möneri yoktu. Geldiği zaman kendisine şunu söyledim; 'Sizin bu on maddeniz öneri mi, tespit mi?' arkadaşlarım da yanımda, şu anda da buradalar. E tabi bu bir tespitti, teşhisti. 'Bunu çalışarak, neler olabilir bunu konuşacağız, görüşeceğiz' dediler. Bekledim MHP ne dedi? 'Kabul etmiyor' dedi. Bakın size buradan bir teklif yapayım; ekranları başında da bizi seyreden vatandaşalar sesleniyorum; size burada bir teklif yapıyorum dedim; 'MHP, diğeri diğerleri neyse kabul etsin veya etmesin ana muhalefet partisisiniz ben size bir teklifte bulunuyorum; üç arkadaşınızı görevlendirin, ben de üç arkadaşımı. Hemen şu anda talimat veriyorum ve bu arkadaşlar hemen çalışmaya başlasınlar. Hazırlıklarını yapsınlar önümüze getirsinler biz de nihai kararı verelim ve yürütme olarak da iktidar olarak atmamız gereken adım neyse biz bunu atarız' dedik.
 
Yardımcılarından bir tanesi aynen şu ifadeyi kullandı; 'Ama çok acele olmaz bu işler' dedi. 'Hele bi iki-üç ay geçsin' dedi. Ve ondan sonra iki-üç ay geçti hala gidiyor. Ama hala onlar bunu satmaya o candaş, yandaş medyaları ile beraber devam ediyorlar.
 
Bizde bir söz var, 'Küçük at da kargalar da yesin' diye. Böyle atış olmaz. Bunları yutmak mümkün değil ve hale bakın bu konuda bir adım atmıyorlar ama bu kullanmaya çalışıyorlar. Sizin teröre yönelik yapacağınız hiçbir şey yok. Çünkü Türkiye'nin son 30 yılında sizin iktidar ortaklıklarınız var ne yaptıklarınızı biz biliyoruz.'
 
-'Terör saldırılarını fırsata dönüştürmenin mücadelesini veriyor'-
 
Erdoğan, aradan bir ay geçmeden CHP Genel Başkanı'nın ateşin üzerine benzinle giden bir tutum sergilediğine işaret ederek, 'Sorumlu, sağduyulu davranmak yerine, sözünün eri olmak, sözünün arkasında durmak yerine terörden nemalanmanın, terör saldırılarından nemalanmanın, bir fırsata dönüştürmenin bir mücadelesini veriyor. Bakıyorsunuz CHP'li milletvekilleri akla ziyan açıklamalar yapıyor. Bakıyorsunuz bir CHP milletvekili alıkonuluyor, ardından büyük bir hayranlık, büyük bir muhabbet içinde açıklamalar yapılıyor. Bakıyorsunuz terör örgütünün hedef aldığı benim bakanlarımı, milletvekillerimi, bürokratlarını tamamen paralel şekilde CHP de hedefine alıyor' diye konuştu.
 
Yazılı ve görsel medyanın patronlarına, yazarlarına ve çizerlerine seslenen Erdoğan, 'Kusura bakmayın, CHP'nin milletvekili siyasetçi de benim il başkanım, il başkan yardımcılarım, ilçe başkanlarım, belediye başkanlarım siyasetçi değil mi? Onları niye gündemde tutmuyorsunuz, onları neden yazmıyorsunuz? AK Partili oldukları için mi? Neden? Ortak fayda farklı sadece AK Partili olana ve AK Parti'ye yönelik saldırıdır. Sizin bu ülkede verdiğiniz hizmetler önemli değil ama törör örgütü ile icabında yandaş olanlar ortak miting düzenleyenler farklı' değerlendirmesinde bulundu.
 
Milletvekili dokunulmazlığı
 
Başbakan Erdoğan, BDP'li milletvekilleriyle ilgili, 'Yargı da gerekenleri yapıyor. Biz de parlamentoda gereği neyse onu yapacağız' değerlendirmesinde bulundu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız