Başbakan Binali Yıldırım, “Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı 2023'e giderken önceliğimiz, ülkemizin çoğulcu, özgürlükçü, demokratik, sivil, milli ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir yeni anayasaya sahip olmasıdır” dedi.
Yıldırım, 65. Hükümet programını okudu. Yıldırım, altı temel alanda çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını kaydederek, bunların demokrasi ve adalet, eğitim, reel ekonomide köklü değişim, öncelikli dönüşüm programları, kamu yönetimi ve kamu maliyesi olduğunu söyledi. Yıldırım, “Vatandaşlarımız için olmazsa olmaz olan insan hak ve hürriyetleri ile adaleti daha ileri taşımak, ekonomik ve sosyal gelişmemiz için vazgeçilmez bir hedefimizdir. Türkiye'nin gerçek mukayeseli üstünlüğü genç ve dinamik nüfusudur. Bu gerçeği göz önünde bulundurarak eğitimde fırsat eşitliğinde ve herkesin eğitim imkânlarına erişimi konusunda çok önemli mesafeler katettik. Önümüzdeki dönemde eğitimde uzmanlaşmaya ve her seviyede kaliteyi artırmaya daha fazla hız vereceğiz. Üreterek büyüyen, istihdam oluşturan, ihracatı geliştiren bir ülke olma yolunda reel sektörü daha güçlü, daha rekabetçi hâle getireceğiz. Bu çerçevede atacağımız adımlarla üretim yapımızda ve ihracatımızda ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değerli ürünlerin payını artırmış olacağız. İş ve yatırım ortamı iyileşecek, ulusal ve uluslararası doğrudan yatırımları teşvik edecek, destekleyecek ve tüm yatırımcıların ihtiyacı olan her türlü tedbiri zamanında alacağız” ifadelerini kullandı.
Kamuda zaman yönetimini esas alan etkin bir personel sistemini önemsediklerini belirten Yıldırım, “Bu sayede daha hızlı çalışan, daha hızlı karar veren bir idari yapılanmayı gerçekleştireceğiz. Yerel yönetimlerde, kamu kaynaklarının ülke ve millet menfaati için kullanımını temin edecek düzenlemeleri süratle hayata geçireceğiz. Bütün bu alanları kapsayan öncelikli dönüşüm programımızı uygulamaya devam edeceğiz. Bu şekilde tasarrufları, yatırımı, üretimi, ihracatı artıracak, daha yüksek oranda büyüme hedefini gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.
Türkiye’de dördüncü sanayi devrimine geçiş için gerekli çalışmalara hız vereceklerini belirten yıldırım, “65'inci Hükümetimiz siyasi istikrar ve güven sayesinde ekonomik büyümeyi gerçekleştirmeye devam edecektir. Bu dönemde de yatırımlara ve projelere odaklanarak özel sektör yatırımlarını çok daha fazla destekleyeceğiz. Bilim ve teknoloji alanına verdiğimiz önemle başta uzay, havacılık ve savunma sanayisi olmak üzere yerli ve millî sanayimizi güçlendirmek için gerekli adımları atacağız. Bir taraftan üretken yatırımlara alternatif finans imkânları sağlarken, diğer taraftan da finansmana uygun şartlarda erişimi kolaylaştıracağız. Özel sektörün ilgisini yeterince çekmeyen bölgelerde kamu ve özel sektör iş birliği ile istihdam ağırlıklı proje ve yatırımlara öncelik vereceğiz. Böylece bölgesel kalkınma farklılıklarını asgari düzeye indirecek girişimleri güçlendireceğiz. Bütün bunları gerçekleştirerek milletimize karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirebilmemiz için Meclisimizin ve milletimizin desteğine duyduğumuz güven tamdır” diye konuştu.
Yıldırım şunları kaydetti:
“Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı 2023'e giderken önceliğimiz, ülkemizin çoğulcu, özgürlükçü, demokratik, sivil, milli ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir yeni anayasaya sahip olmasıdır. Bu değerler üzerine inşa edilecek yeni anayasanın temel ilkesi, ahlaki referansı insan onuru ve insan hassasiyeti olacaktır. Yeni anayasa düzeninin odağında insan hak ve özgürlükleri yer alacak. Bu çerçevede düşünce inanç, ifade ve girişim özgürlüğünü sınırlayan yegâne unsur, eşit haklara sahip diğer vatandaşların özgürlük alanlarıdır. AK Parti hükûmetlerinin önemli bir reform alanı olarak gördüğü hak ve özgürlükler konusunda Türkiye'nin pek çok meselesi milletimizin beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda çözüme ulaştırılmıştır. Ülkemizin güçlü bir hukuk devleti olması yönünde önemli adımlar atılmıştır. Antidemokratik ve hukuksuzluk oluşturan uygulamalar, temel insan haklarına karşı işlenen cürümler, milli irade ve siyaset üzerinde tesis edilen vesayetler birer birer ortadan kaldırılmıştır. Herkesin inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refaha katkıda bulunduğu, refahtan hak ettiği payı aldığı, emniyet, huzur, birlik ve kardeşlik içerisinde yaşayan bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceğiz. Bu bağlamda, siyaset alanı genişleyecek, vesayet yerine millet iradesi tam anlamıyla tahkim edilecek, yeni anayasa ve sistemle birlikte yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu da hazırlanarak yürürlüğe konacaktır.”
65'inci Hükümet döneminde doğrudan anayasal sistemle bağlantılı seçim kanunlarının, Siyasi Partiler Kanunu gibi kanunların güncelleştirileceğini söyleyen Yıldırım, “Bugün artık bu tartışmaları bir kenara bırakıp Cumhurbaşkanımızın halk tarafından seçilmesiyle birlikte ortaya çıkan fiili duruma anayasayla resmi ve hukuki bir statü kazandırılması bir zaruret hâline gelmiştir. Mevcut sistemin yetki, görev, sorumluluk paylaşımındaki pek çok muğlaklıklar barındırması siyasal sistemin yeniden düzenlenmesini mecburi hâle getirmektedir. Mevcut sistem içindeki tıkanıklığın Meclisimizde oluşacak uzlaşmalarla çözümü için birçok girişimde bulunulmuş ancak bugüne kadar maalesef ortak bir uzlaşma ortaya çıkmamıştır. Bu bakımdan, seçimlerde söz verdiğimiz gibi AK Parti olarak bu konuyu ülkemizin gündeminde daha fazla tutmamak adına gerekli çalışmaları başlatacağız ve bu konuda da tüm siyasi partilerin desteğini arayacağız. Yeni anayasayla seçimlerin istikrar üreteceği, yasama, yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge kontrol mekanizmasının etkin işlediği, toplumsal farklılıkların temsilinin sağlandığı, karar alma süreçlerinin hızlandığı yeni bir siyasal sistem öngörülmektedir. Şunu herkes bilmelidir ki AK Parti'nin başkanlık sistemi önerisi üniter yapıyı esas almaktadır. Adaleti mülkün ve meşruiyetin temeli, hukuk devletinin esası olarak görüyoruz. Bizim için adalet, hukukun üstünlüğüne dayalı, herkesin güven duyduğu, her türlü güç odağından bağımsız, tarafsız, vatandaşın beklentilerine hızlı cevap veren bir yapıda olmalıdır” diye konuştu.
Yıldırım şöyle konuştu:
“17-25 Aralık darbe girişimiyle birlikte su yüzüne çıkan, iş dünyasını, sivil toplumun çeşitli kesimlerini, eğitim camiasını, dini cemaatleri, güvenlik ve yargı bürokrasisini ele geçirmeye çalışan paralel terör örgütü ve bu örgütün iç, dış uzantılarıyla hukuki, idari mücadelemiz kesintisiz devam edecektir. Hiçbir kişi veya kesimin devletle bilek güreşi tutuşmasına asla izin verilmeyecektir. Kamu yönetiminde şartların ve anlayışların değişimi içinde, yenilikçi, vatandaş memnuniyetini esas alan yaklaşım bizim için esastır. Bürokratik atalet ve rutinleşmeye karşı katılımcı anlayış içerisinde, yönetim yapımızı, uygulamalarımızı tekrar gözden geçireceğiz. Vatandaşın denetleyen gözüyle, siyasi sahiplenmeyle iş ve yaşam kalitesini sürekli şekilde artıracağız.”
Yıldırım, insani kalkınma hedeflerinin temelinin eğitimin oluşturduğunu söyleyerek, “Eğitimde kalite en öncelik verdiğimiz alanlardan biri olacaktır. Bu kapsamda ‘eğitimde kalite seferberliği’ni başlatarak, ‘Eğitim Kalite Endeksi’ hazırlayacağız. Okul türleri ve bölgeler arası başarı farklılıklarını azaltarak eğitimde fırsat eşitliğine bütün boyutlarıyla hayatiyet kazandıracağız. Milli Eğitim alanında uygulayacağımız politikaların odağında yer alan Öğretmen Strateji Belgesi’ni hazırlayıp yürürlüğe koyacağız. Müfredatı bilgi teknolojileri destekli öğretime uygun hale getirerek, eğitsel e-içeriklerin genişletilmesi ve daha da geliştirilmesini sağlayacağız. Eğitim sisteminin her kademesinde ailenin eğitim sürecine katkısını artıracak etkileşimli bir mekanizma oluşturacağız” ifadelerini kullandı.
Sağlık alanında hizmet standardının sürdürülebilirliğini sağlamanın, yeni reformlarla hizmet kalitesini artırmanın, başta yoksul kesimler olmak üzere hizmeti vatandaşların ayağına götürmek amacında olduğunu ifade eden Yıldırım, “Tıbbi teknolojide, ilaç ve kozmetik endüstrisinde ve sağlık turizminde kapasitemizi artıracağız. Hedefimiz, yerli ve milli üretimle, ülkemizi sağlık alanında bölgemizin öncü ülkesi yapmaktır. Önümüzdeki dönemde hastanelerimizdeki nitelikli yatak oranını daha da artıracağız. Koruyucu hekimliği yaygınlaştıracağız ve sağlıklı yaşam kültürünü teşvik edeceğiz. Bilgi ve İletişim Teknolojileri destekli entegre uzaktan sağlık ve bakım uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Evde sağlık hizmetlerini geliştireceğiz. Ağız ve diş sağlığının düzenli kontrollerle takip edilmesini sağlayacağız. Biyoteknolojik ürünlerde yerli üretimi artıracağız. Yerli plazma ürünleri üreteceğiz. Ülkemizi bu teknolojiyi üretebilen ve kullanabilen sayılı ülkelerden biri haline getireceğiz. Kişiye özel kanser tedavisini öngören ONCOGEN projemizi hayata geçireceğiz. Milli aşı projemiz ile kendi aşımızı üreteceğiz” şeklinde konuştu.
Yıldırım, güçlü aile yapısını diğer toplumlara göre önemli bir fark ve avantaj olarak gördüklerini belirterek, “Ailelerimizi, kültürel değerlerimizin taşıyıcıları ve bireyi topluma, toplumu bireye bağlayan önemli birer köprü olarak değerlendiriyoruz. Geleceğimizin teminatı çocuklarımız kaliteli bir aile ortamında büyürken, ruhen ve bedenen sağlıklı bir biçimde yetişecekler ve topluma dinamizm kazandıran nesiller oluşturacaklardır. Sosyal yardım veya sosyal hizmete ihtiyacı olan bütün dezavantajlı vatandaşlarımıza ulaşacak olan Aile Sosyal Destek Programı’nın (ASDEP) alt yapısını tamamlayacak ve yeterli sayıda nitelikli personel istihdam ederek ASDEP’i aşamalı olarak hayata geçireceğiz. Aile, bebek ve çocuk dostu kültürel ortam ve mekânlar oluşturacağız. Sokakta yaşayan, çalışan, çalıştırılan ve risk altında olduğu tespit edilen çocuklar ile koruma altında olup uyuşturucu bağımlılığı tedavisi tamamlanan çocuklar ve ailelerine yönelik psikolojik ve sosyal destek programları oluşturacağız” diye konuştu.
Kadın girişimci sayısını arttıracaklarını söyleyen Yıldırım, “Yeni dönemde kadının bireysel ve toplumsal olarak daha da güçlenmesi için hayata geçirdiğimiz politikaları ve başlattığımız çalışmaları kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Kadınlarımızın konumunu daha da güçlendirmek ve uygulamalarımızın etkinliğini artırmak üzere, kadına ilişkin mevzuatı ilgili tarafların görüşlerini alarak gözden geçireceğiz. Başta erken çocukluk dönemi eğitiminin geliştirilmesi olmak üzere kız çocuklarının eğitime devam etmelerinin sağlanması için gerekli tedbirleri alacak ve ilave teşvik mekanizmalarını hayata geçireceğiz. Kadın istihdamına yönelik getirdiğimiz istihdam teşviklerinin devamını sağlayacağız. Kadın Girişimciliği Programı hazırlayarak uygulamaya koyacak ve kadınlarımızın iş hayatına atılmalarını kolaylaştıracağız” ifadelerini kullandı.
Seçilme yaşını 18’e indireceklerini kaydeden Yıldırım, “Gençlerimizin sosyal hayatta ve karar alma mekanizmalarında daha aktif rol almalarını sağlayacağız. Seçilme yaşını 18’e indireceğiz. Gençlerin ortaöğretimden yükseköğretime geçişte eğitim ve kariyer planlamasına yardım edecek ‘Kariyer Merkezleri’ kuracağız. Genç girişimciliği güçlendirmeye yönelik finansman, teknoloji, işletme ve pazarlama gibi konularda programlar düzenleyeceğiz. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize proje karşılığı 50 bin liraya kadar karşılıksız nakdi destek veriyoruz. Kendi işini kurmak veya geliştirmek isteyen gençlerimize ayrıca 100 bin liraya kadar faizsiz kredi veriyoruz. Yeni iş kuran gençlerimize üç yıl boyunca gelir vergisi muafiyeti sağlayacağız. GENÇDES programını hayata geçiriyoruz. Gençlerimizin kısa film, ilk film, kitap, dergi vb. sanatsal faaliyetleri ile sportif faaliyetlerine proje bazlı karşılıksız destek vereceğiz. Gençlik Akademisi kuracağız. Gençlerimize ücretsiz internet erişimi imkânı getireceğiz” dedi.
Çalışma hayatına ilişkin olarak Yıldırım, “Çalışan kesimlerimizin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması insani açıdan önemli olduğu gibi, verimli ve katma değeri yüksek bir üretim yapısının da ön şartıdır. İş güvencesi ve kıdem tazminatı hususları tüm sosyal taraflarla görüşülerek çalışanın hak ve hukuku gözetilmek suretiyle birlikte ele alınacaktır. Özel sektör işletmelerinde eğitim birimleri kurulmasını teşvik edeceğiz. Özel sektör, meslek kuruluşları ile işçi ve işveren kuruluşlarının meslek eğitimi vermelerini özendireceğiz. Sektörden gelen talepler doğrultusunda iş ve eğitim dünyası için gerekli olan Ulusal Meslek Standartları hazırlanıp yürürlüğe konulacak, yürürlükteki standartlar en geç 5 yılda bir güncellenecektir” ifadelerini kullandı.
Ekonomiye yönelik olarak Yıldırım, Türkiye’nin kalkınmasına daha fazla ivme sağlayacak yüksek katma değerli alanlara odaklanacaklarını aktararak, “İmalat sanayiinde yenilikçi ve yüksek teknolojili sektörlere dayalı bir biçimde dönüşümü gerçekleştirmeyi, girişimcilik kapasitemizi güçlendirmeyi, bilgi tabanlı ekonomiye dönüşüm için nitelikli bir istihdam alt yapısı oluşturmayı öncelikli olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönemde yüksek teknolojiye dayalı yurtiçi üretimi artırma ve ithalata bağımlılığı azaltma perspektifiyle, imalat sanayiinin GSYH içindeki payının artırılması ve yapısal dönüşümün sağlanması temel önceliğimiz olacaktır. Kayıt dışı ekonomi ile katılımcı bir anlayışla etkin bir biçimde yürütülecek mücadele sonucunda verginin tabana yayılması sağlanacaktır. Bu sayede oluşturulacak mali alan ile büyüme odaklı yeni politikaların uygulanmasına imkân oluşturacağız. Fiyat istikrarını güçlendirecek para politikası çerçevesini koruyacağız” dedi.
Yıldırım, istihdama ilişkin olarak şunları söyledi:
“İşgücü piyasasının daha etkin işlediği bir ortamda işsizliği kalıcı şekilde düşük oranlara indirmeyi hedefliyoruz. İşsizliği azaltmak, işgücü piyasalarında arz ve talep uyumunu sağlamak, daha planlı bir şekilde ihtiyaçları karşılamak üzere sürekli bir şekilde iş dünyamızın taleplerini analiz edecek ve buna bağlı olarak mesleki eğitim başta olmak üzere politikalarımızı şekillendireceğiz. Türkiye’de kadın girişimciliğinin geliştirilmesine yönelik bir program uygulayacağız. Program kapsamında eğitim, finansman ve mentörlük destekleri sağlayacağız.”
Ankara- iha