SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Başbakanı Danışmanları Yanlış Yönlendiriyor''

A- A+ PAYLAŞ

Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın hatalarının, etrafındaki kendisini yanlış yönlendiren danışmanlarından kaynaklandığını öne sürdü.

Parti binasında; il başkanı Soner Gökçe ve merkez ilçe başkanı Mehmet Bulgurlu'nun da katılımıyla bir basın toplantısı yapan Akdoğan, şu eleştirilerde bulundu:

"Başbakanın milli meselelerde bu kadar gaf yapması , üst üste bu kadar hata yapması, kanaatimiz etrafındaki danışmanlardan kaynaklanıyor. Maalesef sayın başbakanın etrafında milli duyarlılığa duyarlı danışmanlar bulunmamaktadır.

Ben Zapsu'nun fikrini bilen bir insanım. Sadece Cüneyt Zapsu değil. Kendisini danışman olarak nitelendiren. Sayın Başbakanın özellikle bu konuda fikrine başvurduğu insanların tamamı , en az Zapsu zihniyetindeki insanlardır. Bugüne kadar hep yanlış yöneltildi.

Biliyorsunuz o zaman AKP Milletvekiliydik. Leyla Zana - Hatip Dicle gibi .. bir takım insanların cezaevinden çıkışları esnasında hükümetin takındığı tavırlara en sert tavır koyan milletvekillerinden birisiydik. O dönemde aralarında Malatya Milletvekilimiz Süleyman Sarıbaş'ın da aralarında bulunduğu milletvekilleri deklarasyon yayınlamıştık. Bu unutuldu sanırım. Neydi o deklarasyonun sebebi.. Vatana ihanet sebebiyle suçlu bulunup mahkum olan bu zatlar , yeni TCK'deki değişiklikle , daha doğrusu DGM'lerin kapatılmasındaki sonraki değişikliklerinden sonra salıverildiklerinde, cezaevinden çıktıkların da söylemleri ' kaldığımız yerden devam edeceğiz' şeklindeydi.

Türkiye Cumhuriyeti devletini bir ateşkesle muhatap almalarıydı. Arkasından sayın Başbakan yurt dışındayken, Başbakan vekili sıfatıyla Dışişleri bakanı sayın Abdullah Gül ve Meclis başkanı resmi konutlarında bunları kabul etmişti. Vatana ihanet edenlerin elleri devletin en üst makamları tarafından sıkılmıştır.

Biz onu günün şartlarında buna tepki koyduk. Vatana ihanetten , terörist başının sözcüsü gibi davranan insanların , devletin en üst kademesinde ateşkesten bahsetmesini, kabullenememiştik. Ellerinin sıkılmasını kabul edememiştik.

Bu deklarasyonun ardından Grup Toplantısında sayın Başbakan Dışişleri bakanına sahip çıkmış, olayın şekline sahip çıkmış, ama kendi içerisinde bu deklarasyona imza atan 10 milletvekiline kapıyı göstermiştir. O milletvekillerin bir kısmı birlikte istifa ettik.

Ardından sayın Başbakanı Diyarbakır'a götürüp, yıllardır terör örgütü PKK'nın siyasallaştırma mücadelesinde dile getirdiği demokratik Cumhuriyet söylemini, Diyarbakır meydanında söyletende bu danışmanlardır.

Türk kavramı yerine Türkiyelilik kavramını sayın Başbakanın söylemleri arasına sokanlarda işte bu danışmanlardır.

Ben buradan sonuç alamayacağımı bile bile, bir kez daha söylemek istiyorum ki, milli duyarlılığı olmayan bu danışmanlarınızdan size hayır gelmez. Bu söylemlerinizi hızla terk etmek mecburiyetindesiniz.

Bu Cumhuriyetin ismi Türkiye Cumhuriyeti , Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu milletin ismi Türk Milletidir. Sayın Başbakan bunun bilinciyle hareket etmek mecburiyetindedir., Sayın Tayyip Erdoğan sadece AKP Genel Başkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanıdır. Türkiye Cumhuriyetinin, Devletin Başbakanı olarak sayın Başbakan bu kavramları Kabul etmek mecburiyetindedir.

Diyarbakır'da başka şey söylemek, Söğüt'te başka , Erzurum'da, Yozgat'ta başka şey söylemekle bu meseleler çözülmez."

Akdoğan, Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz'ü de ziyaret ederek bir süre görüştü.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız