SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Begüm'ün Katili Jandarmaya Kumpas İçin 'Gizli Tanık' Yapılmış!

0
Güncellendi - 2017-05-28 02:45:52
Begüm'ün Katili Jandarmaya Kumpas İçin 'Gizli Tanık' Yapılmış!
A- A+ PAYLAŞ

  • FETÖ'den tutuklu eski savcı, Begüm'ün katilini ve verilen söz gereği onu kurtarmak için de jandarmanın attığı eski istihbarat elemanını 'kumpas' için kullanmış.

-20 yıl kesinleşmiş hapis cezası olan katili FETÖ’cüler gizli tanık yapıp, 3 yıl elini kolunu sallayarak gezmesini sağlamış…

-İstanbul Cumhuriyet Bşasavcılığınca hakkında iddianame hazırlanan eski savcı Şeref Gürkan’ın Malatya’da Özel Yetkili ve TMK 10 ile görevli savcı olarak görev yaparken Zirve Yayınevi cinayetleri davasına gizli tanık yaptığı “Adıyaman” kod adlı gizli tanığın, Jandarma'nın o dönemde 20 yaşındaki üniversiteli genç kızın öldürülmesi cinayetinin faili olarak tespit edip yakaladığı ve  20 yıl hapis cezası alan Osman Ulu (arşiv fotoğrafta polislerin arasındaki şahıs) olduğu ortaya çıktı.

-Kına gecesinde genç kızı öldürmekten 20 yıl hapis cezası alan Osman Ulu, serbest bırakıldıktan sonra 3 yıl firari olarak aranırken Zirve Yayınevi Davasının gizli tanıklığını yapıyormuş…. Adliye içerisindeki bir başka odadan mahkeme salonuna görüntü karartılarak ve sesi değiştirilerek verilen Adıyaman kod adlı gizli tanık bu şahısmış.

-Malatya'nın Battalgazi ilçesi Adagören köyünde, 28 Ağustos 2005 tarihinde bir bahçede yapılan kına gecesi töreninde, ateşlenen silahtan çıkan kurşunun başına isabet etmesi sonucu Galatasaray Üniversitesi son sınıf öğrencisi Begüm Kartal hayatını kaybetmişti.

-Cinayetin katil zanlısı Osman Ulu yakalanmış ve 5 Ocak 2006 tarihinde tutuklanmıştı. Katil zanlısı yargılaması Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken, 5 yılık tutukluluk süresini doldurduğu gerekçesiyle 5 Ocak 2011 tarihinde tahliye edildi. Osman Ulu’ya verilen 16 yıl 8 ay hapis cezası, Yargıtay 1. Ceza Dairesince bozulunca Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24 Ocak 2011 tarihli duruşmasında 20 yıla çıkartıldı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi 20 yıllık hapis cezasını Ağustos 2011 tarihinde onayladı.

-Malatya’da Malatya’da 18 Nisan 2007 tarihinde misyoner olduğu iddia edilen 1’i Alman 3 kişinin öldürülmesi davasının Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Malatya Eski İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil ile birlikte 9 askeri personelinde davaya dahil edildiği Haziran 2012 tarihli ikinci iddianamesinde “Adıyaman” kod adlı gizli tanık ifadeleri de yer aldı. Adıyaman kod adlı gizli tanık, “Kendisine Mehmet Ülger tarafından dönemin İnönü Üniversitesi Reaktörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nu vurmasını teklif ettiğini ve olayda kullanılacak olan uzun namlulu silahın ise bir mağarada gizlendiğini ve kendisinin gidip almadığını, misyonerleri kaçırıp sorgulamasını istediğini” ileri sürdü. Adıyaman Kod adlı gizli tanık bu ifadeleri iddianamede” Zirve Yayınevi cinayetinin, Ergenekon Terör Örgütünün bir eylemi olduğu” belirtilerek, Zirve Cinayetleri ile Ergenekon davasının birleştirilmesi alt yapısı oluşturuldu. Adıyaman Kod adlı Gizli Tanık davanın 16 Ocak 2013 tarihli 54. duruşmasında dinlendi ve iddianamede geçen ifadelerini tekrarladı.

-Zirve Yayınevi davasının Adıyaman kod adlı gizli tanığın kim olduğuna ilişkin bilgi İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mahmut Savaşçı’nın, Malatya’da Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan, aynı zamanda Zirve Yayınevi davasın da soruşturma ve duruşma savcısı olan eski savcı Şeref Gürkan ile ilgili olarak hazırlanmış olduğu iddianamedeki anlatımlarla ortaya çıktı.

-İddianamede geçen iddiaya göre; FETÖ üyesi olduğu iddia edilen ve meslekten ihraç edilen tutuklu eski savcı Şeref Gürkan’ın Zirve Yayınevi cinayetleri davasında gizli tanık yaptığı Adıyaman kod adlı şahsın, Malatya’da 28 Ağustos 2005 tarihinde öldürülen Galatasaray Üniversitesi son sınıf öğrencisi Begüm Kartal’ın katili Osman Ulu olduğu öğrenildi. Ağustos 2011’de 20 yıl hapis cezasının kesinleşmiş olmasına karşın gizli tanık yapılarak korum altına alınan Osman Ulu, FETÖ yapılanması sayesinde 3 yıl elini kolunu sallayarak gezdi ve duruşmada gizli tanık olarak dinlettirildi. Gürkan hakkındaki iddianameye göre, cinayet faili Osman Ulu, ancak 17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında Malatya Emniyetindeki FETÖ’cü polislerin pazifize edilmesi ile 11 Mart 2014 tarihinde yakalanarak cezaevine teslim edildi.

- İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mahmut Savaşçı’nın hazırlamış olduğu iddianamede, üniversiteli öğrencinin katili Osman Ulu’nun yakalanıp cezaevine konulduktan sonra 30 Mayıs 2014 tarihinde sahte soruşturma dosyasıyla Malatya Adliyesine ifade için getirtildiği ve eski savcı Şeref Gürkan ile odasında görüştürüldükten sonra ifadesi alınmadan tekrar cezaevine gönderildiği bilgisine de yer veriliyor.

-İddianamede yeralmamasına rağmen, dönemin Jandarma görevlilerine kurulan kumpasta gizli tanık olarak kullanılan, o dönemin jandarma görevlilerinin görevden çıkardıkları eski istihbarat elemanı Y.A. adlı şahsı, eski savcının Zirve Davası’nda jandarma görevlileri aleyhine gizli tanıklık yaptırdığı, Begüm Kartal cinayetinden hükümlü Osman Ulu’nun, olayın faili olmadığı ve jandarma istihbarat görevlilerince üzerine suç yüklendiği yolunda da ifade vererek, cinayet hükümlüsü Osman Ulu’nun kurtarılmasına yönelik bir başka kurgu içerisine girdiği öne sürülüyordu.

İddianamede yer alan iddialar şu şekilde:

-Müşteki H.Y. ve birlikte çalıştığı Malatya İl Jandarma Komutanlığı görevlilerini 18/07/2007 tarihinde meydana gelen Zirve Yayınevi cinayeti, Ergenekon davası ve Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/289 esas sayılı dosyası ile ilişkilendirmek amacıyla 2011/32 esas sırasına kayden soruşturma açtığı, Malatya İl Jandarma Komutanlığınca haklarında soruşturma yapılan ve halen yargılanan kişilerden açık ve gizli tanıklar üreterek yasa dışı vaatlerle temin ettiği tanıklardan aldığı ifadeleri ve soruşturma evraklarını, 04/03/2013 tarihli yazı ekinde ek delil klasörleri adı altında müştekinin sanığı olduğu Zirve Yayınevi cinayeti dosyasına gönderdiği ve yargılamayı müştekinin (kumpasla sanık yapılan Jandarma istihbarat görevlisi  H.Y.'nin) aleyhine etkilemeye çalıştığı,

-17/03/2011 tarihinde yapılan operasyonda "Silahlı terör örgütüne üye olma" iddiasıyla tutuklanan Malatya İl Jandarma Komutanlığında görevli bir kısım askeri personelin Zirve Yayınevi cinayeti ile bağlantılarını güçlendirmek ve anılan şüpheliler aleyhinde delil elde edebilmek maksadıyla "Kod Adıyaman" isimli gizli tanığı ayarladığı ve bu kişinin kendi kurguladığı şekilde ifade vermesini sağladığı,

-"Kod Adıyaman" isimli gizli tanığın verdiği, kurgulanmış ifade doğrultusunda şüphelilerin İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'na suikast düzenleyeceği yönünde yeni ve asılsız bir suç isnadında bulunduğu, bu suçlama için delil oluşturabilmek maksadıyla gizli tanığın ifadesi doğrultusunda arama yaptırdığı ve aramada ele geçirilen kaleşnikof piyade tüfeğini şüpheliler aleyhinde delil olarak gösterdiği,

-Kalaşnikof piyade tüfeğinin ele geçirildiği mağara Malatya İl Jandarma Komutanlığının sorumluluk sahası içerisinde olduğu halde aramayı Malatya İl Emniyet Müdürlüğünde görevli personel ile yaptığı, bölgenin asayişinden sorumlu jandarma ekipleri arama sırasında hazır bulunmamasına rağmen 07/06/2011 tarihli olay yeri tespit tutanağını aramaya katılmayan jandarma personeline de imzalattığı,

-Şüpheli bir arama sonucunda ele geçirilen kaleşnikof piyade tüfeği nedeniyle müştekilerden M.Ç.'ın (kumpasla sanık yapılan Jandarma istihbarat görevlisi) savunmasını dahi almadan, M.Ç. ve H.Y. hakkında "6136 Sayılı Kanuna Muhalefet" suçundan haksız şekilde kamu davası açtığı, k. 07/06/2011 tarihinde gizli tanık olarak dinlediği "Kod Adıyaman" ın beyanlarında bahsi geçen hususlarda yeterli araştırma yapmadığı,

-28/08/2005 tarihinde Begüm Kartal'ın öldürülmesi olayına karıştığı gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilen ve tüm aramalara rağmen kendisine ulaşılamaması sebebiyle 12/04/2012 tarihinde hakkında yakalama emri düzenlenen "Kod Adıyaman" kod adlı gizli tanığı yalan tanıklık yapmış olması nedeniyle koruduğu ve... 12/04/2012-11/03/2014 tarihleri arasında yakalanamamasını sağladığı, 17 -25 Aralık 2013 tarihinden sonra Malatya Emniyet Müdürlüğü personeli olup bu kumpasın içinde bulunan kişilerin pasifize edilmesi üzerine yeni atanan görevliler tarafından ...'nun 11/03/2014 tarihinde yakalanarak cezaevine konulduğu (Begüm Kartal cinayeti faili Osman Ulu dava sonuçlanmadan 5 yıllık tutukluluk süresi dolunca serbest bırakılmış, 22 yıl hapis cezasına çarptırılması ve Yargıtay'ın kararı onaylaması üzerine 3 yıl sonra, 11 Mart 2014 günü yakalanmıştı),

-Yürütülen başkaca bir soruşturma nedeniyle hakkında yakalama emri düzenlenen "Kod Adıyaman" kod adlı gizli tanık... 16/01/2013 tarihinde ifade vermek üzere adliyeye gelmesine rağmen, anılan tarihte hakkında yakalama emri bulunan ve aranan kişilerden olan şahsı yakalama emrinin gereğini yerine getirmeden salıverdiği,

- 11/03/2014 tarihînde yakalanarak cezaevine konulan ... kendisine verilen sözün tutulmamış olması sebebiyle haber göndererek görüşmek istemesi üzerine, hakkındaki kovuşturma dosyası kapalı durumda bulunan ... gerçekte mevcut olmayan (2014/2587 Muh.) bir dosya kapsamında 30/05/2014 tarihinde ifadeye çağırdığı, yazılı talimatına istinaden 30/05/2014 tarihinde hükümlü bulunduğu Malatya E Tipi Cezaevinden alınarak odasına getirilen... ile bir süre odasında kaldıktan sonra şahsı ifadesini almadan cezaevine gönderdiği,

O “GİZLİ TANIK” MAHKEMEDE NE DEMİŞTİ…

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Zirve Davasının 16 Ocak 2013 tarihli 54. duruşmasında “Adıyaman” kod adlı gizli tanık dinlenmişti.

Adliye içerisindeki bir başka odadan mahkeme salonuna görüntü karartılarak ve sesi değiştirilerek verilen Adıyaman kod adlı gizli tanık, “Alay komutanı Mehmet Ülger bana güvendikleri için, dış güçlerin Türkiye’yi karıştırdıklarını, dış güçlerin misyonerler eliyle Türkiye’yi karıştırdıklarını ve bunlara göz yumulmamasını söyleyerek, misyonerleri sorgulamamı istedi. Bunların ne yapmaya çalıştıklarını öğrenmek istiyorlardı. Ben misyonerleri kaçırıp, sorgulayacaktım. Yanımda Uzman Çavuş Mehmet Ç. da olacaktı. Bana bunu teklif ettiler. Ben kabul etmedim, sonra kaldı. Bana yapılan teklif zamanı 2006 yılıydı. Bana güvendikleri için sorgulamamı istediler. Bende bu işleri anlamadığım için kabul etmedim. Yapılan tekliften sonra Mehmet Ülger ve Mehmet Ç. ile ilişkilerim devam etti. İlişkilerimiz gayet iyiydi. Teklif  Zirve Yayınevi cinayetlerinden önce 2006 yılının başında yapıldı. Ben Mehmet Ülger ve Mehmet Ç. ile birlikte operasyonlara da gittim. Halen jandarmadaki görevim devam ediyor” iddiasında bulunmuştu.

Gizli tanık, kendisine dönemin İnönü Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun öldürülmesi talimatının bizzat dönemin Alay komutanı Mehmet Ülger’in, Uzman Çavuş Mehmet Ç.’ın da bulunduğu ortamda verildiğini iddia ederek, “Beni Sivas Yolu üzerinde bulunan bir tesise davet etti. Orada Mehmet Ç. da bulunuyordu. Mehmet Ülger bana Fatih Hilmioğlu’nu vurmamı söyledi. Bende kabul ettim. Bu işin tabanca ile olamayacağını söyledim. Bana uzun namlulu silah verileceğini söyledi. Daha önce tanıştığım Ankara’daki subaya olayı anlattım. O da bana ‘Mehmet Ülger ortalığı karıştırıyor’ dedi. Bende olaydan vazgeçtim. Uzun namlulu silahın gömüldüğünü, bildiğim bir mağaraya konulduğu söylendi. Bende gidip silahı almadım. Silahı Adıyaman’dan getirmişler. Silahın mağaraya gömüldüğünü bana Mehmet Ülger söyledi. Bana güvendikleri için teklif ettiler. Fatih Hilmioğlu başörtülüleri üniversiteye bırakmıyor diye öldürülmesini istedi. Başörtülüleri mağdur ediyor diye Fatih Hilmioğlu’nun öldürülmesini istedi. Mehmet Ülger, başörtüsüne karşı olanlarla içli dışlı olduğu için olaydan vazgeçtim.

Teklif 2007 yılının sonbaharında yapılmıştı. Zirve Yayınevi olayından sonra teklif geldi” şeklinde iddiada bulunmuştu.O duruşmada, Malatya'nın eski İl Jandarma Komutanı olan sanık Mehmet Ülger, tanığın yalan söylediğini, kendisinin alay komutanı olarak hiçbir operasyona gitmediğini ve katılmadığını belirterek, “Olaydan sonra 5 yıl geçmiş. Ben silahı oraya koysaydım, silahı gidip almaz mıydım? Silah 5 yıl orada kalmış, altın gibi parlıyor. 5 yıl orada kalan silah o şekilde kalamazdı” derken, Gizli Tanık Adıyaman ise, “Onu silaha sorun” şeklinde cevap vermişti.

Mehmet Ülger’in, “Benim annemde başörtülü. Neden başörtüsüne karşıymışım, bu kanaate nereden ulaştın?” sorusuna da gizli tanık Adıyaman, “Kendisinden, CHP’ye yakındı” şeklinde cevap vermişti.

Mehmet Ülger, “O tesislere bir kez gittim. Atatürk’ün manevi kızının yemeğine davet edildim. Valinin daveti üzerine oradaki yemeğe katıldım. Ben oraya bir kez gittim” şeklinde ifadede bulunmuştu.

Sanık Mehmet Ç.'ın, “2007 yılının Ekim ayında benimde orada olduğumu söylüyorsun doğ rumu?” sorusuna gizli tanık Adıyaman, “Diyarbakır’a gitmiştin. Malatya’daydın. O tarihte görüştüm” derken, bunun üzerine Mehmet Ç., “O tarihte orada olmadığımı delili ile ispatlayacağım” şeklinde cevap vermişti.

Gizli tanık Adıyaman, “Neden daha önce ortaya çıkmadın, ihbarda bulunmadın” sorusuna da, “Canım öyle istedi. Daha önce kimseye güvenemedim. Mehmet Ülger’in adliyedeki savcı ve hakimlerle arası iyiydi. Beni harcarlardı” şeklinde cevap vermişti.

Mehmet Ülger’in avukatı, “Tanık Adıyaman’ın söylediklerinin ne kadar tutarsız olduğu ortadadır” demişti.

Gizli tanık Adıyaman’ın tanınmaması için sesinin inceltilerek, kadın sesine yakın şekilde salona verilmesi nedeniyle sanık Mehmet Ülger, “Hanımefendi” diye hitap edince, salonda gülüşmelere neden olmuştu.

Mağdur avukatlarından Erdal Doğan, “Mehmet Ülger’in Malatya’ya net gelişini söyler misiniz?” sorusuna tanık Adıyaman, “2006 yılının ortalarıydı” dedi. Avukat Doğan’ın “Size misyonerlikle ilgili teklif edildiği tarih ne zamandı?” sorusuna gizli tanık, “Tarihi hatırlamıyorum” şeklinde cevap vermişti.

“Silah neden 5 yıl sonra işler halde bulundu” sorusuna da tanık Adıyaman, “Onu silaha soracaksınız” şeklinde cevap vermişti.

İDDİANAMEDEN BAZI BÖLÜMLER..

Şeref Gürkan hakkındaki iddianameden bazı bölümler:

Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

ARŞİV FOTOĞRAF: Üniversite öğrencisi Begüm Kartal cinayetini işlediği gerekçesiyle hapse mahkum edilen Osman Ulu (polislerin arasındaki), FETÖ/PDY örgütü üyeliğinden tutuklu eski savcı Şeref Gürkan tarafından, Zirve Yayınevi Cinayetleri davasına Malatya'daki jandarma personelini de dahil etmek için gizli tanık olarak kullanılmış.. Osman Ulu, cinayet sonrası yargılama sırasında tutukluluk hali 5 yılı geçtiği için tahliye edilmiş, 3 yıllık serbestliğin ardından, 11 Mart 2014 günü polis tarafından yakalanmış, 22 yıllık cezasını çekmek üzere cezaevine gönderilmişti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

3 yorum yapılmış

  • mustafa! (7 yıl önce)
    Bunun adina adelet hukuk Deniyor Katileri Gizli tanik gosteriliyorlar milletin guveni kalmadi
    0
    0
    Yanıtla
  • Can (7 yıl önce)
    Kumpasçılar hesap verecek.
    0
    0
    Yanıtla
  • turan yorulmaz (7 yıl önce)
    Ülke neredeyse elden gidiyormuş vay adi kolpaçolar.
    0
    0
    Yanıtla