İnönü Üniversitesinde 2017-2018 Tıp Fakültesi Dönem I öğrencileri için "Beyaz Önlük Giyme Töreni" düzenlendi.
Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen törene, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Turan, Malatya İl Jandarma Komutanı Albay Şerafettin Yılmaz, Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Vahap Boztepe, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Nusret Akpolat, Prof. Dr. İbrahim Türkmen, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Durmuş, Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Parlakpınar, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Sayek, akademik ve idari personel ile öğrenciler ve aileleri katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende İnönü Tıp Kültür Sanat Topluluğu tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi.
Törenin açılış konuşmasını yapan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Durmuş, öğrencilerin ailelerinin çocuklarını büyük bir özveriyle yetiştirdiklerini belirterek, “Anne, babalar çok heyecanlı ve mutlu olduğunuz bugünde inanın bizlerde aynı duyguları paylaşıyoruz. Çocuklarınız bizim de çocuklarımız. Onları sizler yetiştirdiniz. Bizler ise meslek kazandırıp dünya görüşlerini ve ufuklarını geliştireceğiz. Malatyamız doğal güzelliklerini, iklimi, tarihi, sanat ve kültürel zenginliğiyle keşfedilmeyi bekleyen çok güzel bir şehrimiz. Bu şehirde evlatlarınız bize emanet olarak yaşayacaklar” şeklinde konuştu.
Durmuş, öğrencilere eğitim-öğretim yılının başlangıcında önlük giydirerek aidiyet bilincinin oluşması ve bu bilinçle kendilerini geleceğe hazırlamalarını amaçladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Bu size hem motivasyon sağlayacak hem de hekimliğe uyumunuzu arttıracaktır. Biz sizlere önlüklerini bembeyaz giydiriyoruz. Sizin de önlüklerinize yaşamınız boyunca leke sürdürmeyeceğinize inanıyoruz. 30. Yılında artık oldukça tecrübeli bir fakülte olan İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri ve yöneticileriniz olarak hedefimiz, mezuniyet öncesi, mezuniyet sonrası ve sürekli tıp eğitimini uygulamaktır. Bu şekilde karşılaştığı sorunları çözebilen, bilgili, yeterli, dürüst, hem tıbbi hem de evrensel etik değerlerine bağlı öğrenmenin hayat boyu sürdüğüne inanan, insanlığa hizmeti amaç edinmiş, hastalarına karşı saygılı, anlayışlı ve sorumlu, akılcı, yaratıcı, araştırmacı ve özgür düşünceye sahip yüksek nitelikli tıp doktorları yetiştirmektir. Unutmayın ki iyi ve doğru tanı koyabilmek, uygun tedavi uygulayabilmek için bilimsel bilgileri ve teknolojileri bilmeniz ve yararlanabilmeniz günümüz tıbbının bilgi birikimine hakim olmanız, kendinizi yenileyebilmeniz, tıptaki yenilikleri tanı ve tedavinize yansıtabilmeniz gerekir.”
Yeni tıp anlayışında hekimlerin aynı zamanda iyi bir araştırmacı olmalarını istediklerini belirten Durmuş, “Zira tıp disiplini sürekli yeni gelişmeler ve buluşların yaşandığı, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabetin çok fazla olduğu bir alandır” dedi.
Durmuş, bütünleşik doktora programlarının yönetmeliğini hazırladıklarını kaydederek, “Üniversite senatomuzun onayını aldıktan sonra Yüksek Öğretim Kurumunun da onay vermesi halinde önümüzdeki yıldan itibaren bütünleşik doktora programlarımızı da başlatarak sizlerin daha mezun olmadan iyi araştırma yapabilen bilim adamları olarak mezun olmanızı sağlamanızı planlıyoruz. Bu ülkemizde başarabilen üçüncü tıp fakültesi olacağız. Sizler üniversitenin anlamına uygun olarak artık bilgi üretebilen öğrenciler olarak mezun olacaksınız. Çünkü ülkeler için bilgi artık güçtür. Çok açıktır ki bilgi üretememek güçsüzlük demektir” şeklinde konuştu.
Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay da öğrencilerin oldukça uzun ve zor bir sürecin ardından tıp fakültesinde öğrenim görmeye başladıklarını söyledi.
Öğrencilerin üniversite sınavına giren yüz binlerce öğrenci arasından seçilen ve tıp fakültesinde okumaya başlayan şanslı gençler olduğunu ifade eden Rektör Kızılay, şunları kaydetti:
“Gelişinize vesile olan farklı sebepler olabilir ancak bu mesleği yapmak için kalbinizde bir duyguyu mutlaka barındırmanız gerekiyor. Peki, nedir bu duygu? Pek tabi ki sevgi. Önce insanı seveceksiniz, sonra mesleğinizi seveceksiniz. Bunu başarırsanız ne uykusuz geçireceğiniz uzun nöbetler ne zor hastalar ne de öfkeli hasta yakınları sizi üzmeyi başarabilir. Unutmayın ki sevgiyi, şefkati, merhameti, özveriyi bilmeyen; yani iyi insan olamayan, iyi hekim de olamaz.”
“Ömür Boyu Sürecek Bir Öğrencilik Hayatına Talip Oldunuz”
Rektör Kızılay, tıp fakültesi birinci sınıf öğrencilerinin daha yolun başında olduklarını belirterek, “Sizleri uzun bir eğitim süreci bekliyor. Bu meslekle ömür boyu sürecek bir öğrencilik hayatına talip oldunuz. Sürekli çalışmalı, gelişmeleri takip etmelisiniz. Yılgınlık, pes etmek bu mesleğin lügatinde yoktur. Hewingway’in tabiri ile ‘Bizler hiç kimsenin hiçbir zaman üstat olamayacağı bir sanatın çıraklarıyız” diye konuştu.
Tıp fakültesi dekanlığının öğrencilere her geçen gün daha iyi imkanlar sunabilmek için özveriyle çalıştığını kaydeden Rektör Kızılay, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu yıl yeniliklerle 1. sınıf öğrencilerimizi karşıladık. İlk yenilik, öğrencilerimizin erken dönemde kliniklerle tanışmasını sağlamak amacıyla yapılan bir yenilik oldu. Tıp fakültesinde öğrenim görmeye başlayan öğrenciler genellikle üçüncü sınıfa gelince klinikle tanışma fırsatına ulaşırlar. Bu durum bütün tıp fakültelerinde benzerdir. Ancak bu yıl tıp fakültemiz bunun dışına çıktı. Birinci sınıf öğrencilerimiz Koruyucu Sağlık Dersi alacaklar ve bu sayede daha ilk yıllarında klinikle tanışma şansına ulaşacaklar. Aynı zamanda birinci sınıftan itibaren tansiyon ölçümü, enjeksiyon yapma, insülin iğnesi kullanma ve ilkyardım gibi uygulamalar yapmayı da öğrenecekler. Halkın bildiği bu uygulamaları tıp fakültesinde okuyan öğrencilerin sonraki yıllarda öğrenmeye başlaması büyük bir eksiklikti. Bu çalışmaların faydalı olacağını ve mesleğe olan adaptasyonu hızlandıracağını düşünüyorum. Dekanlığımızın yaptığı ikinci çalışma, Tıpta İnsani Bilimler dersini müfredata koymak oldu. Bu dersler yoluyla öğrencilerimiz, hasta-hekim ilişkisi özelinde insanın davranışlarının anlamını irdeleyen edebiyat, sanat, felsefe, etik, sosyoloji, psikoloji ve teoloji gibi alanlardaki çalışmaları öğrenme fırsatına erişecekler. Bu dersleri tıbbın duayeni sayılan hocalarımız sunacaklar. Dekanlığımızın yürüttüğü diğer bir çalışma, tıp fakültesi bünyesindeki Gençlik Birimimiz. Tıp fakültesi öğrencileri bu birimden psikolojik, sosyal ve tıbbi destek alabilecekler. İhtiyacı olan öğrencilerimize burs temininde ve barınma ihtiyaçlarının sağlanmasında birimimiz yardımcı olacak.”
Rektör Kızılay, eğitimin sadece sıralarda yapılan bir faaliyet olmadığına değinerek, şöyle konuştu:
“Tıp Fakültesi dekanlığı bunu da düşünerek bu yıl çok güzel başka bir uygulamaya daha imza attı. 30 Eylül tarihinde Doğanşehir Gençlik Kampımızın açılışını gerçekleştirerek öğrencilerimizin hem birbirleriyle tanışmasını sağladı hem de kamp ortamında eğitimler verildi. Kızılay, İNOSAR ve UMKE iş birliği ile öğrencilerimiz alanları ile ilgili eğitimler alırken eğlenme ve tanışma fırsatı buldular. Dekanlığımız bunu daha uzun soluklu bir yaz kampı şeklinde yapmayı planlıyor. Bunun da müjdesini vermek istiyorum.”
“Beyaz Önlüklerinize Leke Sürdürmeyin”
Öğrencilerin ailelerine de seslenen Rektör Kızılay, “Bugün çocuklarınız beyaz önlük giyerek doktorluğa ilk adımlarını atıyorlar. Onlar için de sizler için de yorucu bir süreç başladı. Tek isteğimiz onların güzel eğitim almaları, iyi evlatlar, iyi insanlar olarak yetişmeleri. Sizler şanslı anne babalarsınız. Ne mutlu size ki böyle başarılı evlatlar yetiştiriyorsunuz. Herkes sizlerin yerinde olmak istiyor. Sizlerin de çabasıyla hep birlikte mesleğe taze kanlar kazandıracağız. Genç meslektaşlarım, bugün beyaz önlüklerinizi giyeceksiniz. Beyaz önlük basit bir giysi değildir. Beyaz önlük bir semboldür. İlk defa Roma Senatosu seçimlerinde adayların saf ve temiz oluşunu simgelemek için kullandıkları bu giysi, bin 800'lü yılların sonlarında doktorlar tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Doktorlar bilim adamı olduklarını göstermek için beyaz önlüğü giyerek bu giysiyi hekimliğin sembolü yapmıştır. Umudun ve şifanın rengi olan beyaz önlüğe yaraşır bir hayat sürün. Beyaz önlüklerinize leke sürdürmeyin. Bilginizle, davranışlarınızla ve yaşantınızla herkese örnek olun” şeklinde konuştu.
Törende Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Sayek ise “Gelecekte Hekimlik” başlıklı konuşmasıyla öğrencileri hem bilgilendirdi hem de önümüzdeki yıllarda tıpta beklenen gelişmeler hakkında bilgi verdi.
Konuşmaların ardından Rektör Kızılay İnönü Üniversitesini, üniversite puanıyla ilk üçe girerek kazanan öğrencilere önlüklerini giydirerek kitap hediye etti.
Diğer öğrencilerin önlükleri de protokol üyeleri ve üniversite akademik personeli tarafından giydirildi.
Rektör Kızılay, törene katılımlarından dolayı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Sayek’e plaket takdim ederek çiçek verdi.
Bülten- inonu.edu.tr