SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bir Babanın Dramı.. Oğlu Şehit, Kızı Maktül, Eşi Katil!..

Bir Babanın Dramı.. Oğlu Şehit, Kızı Maktül, Eşi Katil!..
A- A+ PAYLAŞ

Malatyalı işçi emeklisi ve aynı zamanda şehit babası olan Mehmet Günaydın (68), hayatının en acı günlerini yaşıyor. Bir oğlunu Hakkari Şemdinli'de 15 Nisan 2021 tarihinde şehit veren Günaydın'ın kızı  Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğretmeni olan Tuba Bahar Günaydın (34) ise iddiaya göre 9 Nisan 2025 tarihinde Samsun'daki evinde annesi Sultan Günaydın (62) tarafından öldürüldü. Kanser tedavisi gören Sultan Günaydın tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 4 çocuk babası Mehmet Günaydın yaşadığı tarifsiz acıyı dile getirdi.

Gözü yaşlı baba Mehmet Günaydın, kızının uzun süredir psikolojik sorunları olduğunu ve annesine karşı saldırgan davranışlar sergilediğini ifade etti. Kızının 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi'nde dört ay tedavi gördüğünü belirten Günaydın, Malatya'dan sık sık Samsun'a gidip geldiğini anlattı. 

Hastaneden çıktıktan sonra kızının durumunun daha da kötüleştiğini söyleyen acılı baba, "Kızım, Samsun’da yaşıyordu. Annesi çok seviyordu ama sürekli annesine karşı saldırgan davranışlar sergiliyordu. Kızım, 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi’nde dört ay yattı. Ben, Malatya’dan Samsun’a on beş günde bir, bazen yirmi günde bir gidip gelirdim. Üç-dört ay hastanede kaldıktan sonra eve çıktı. Ancak eve döndüğünde durumu daha da kötüleşti. Annesiyle beni bıçakla tehdit etmeye başladı. ‘Sizi öldüreceğim, kendimi öldüreceğim, ben öleceğim, annemi de öldüreceğim!’ diyordu," şeklinde konuştu.

Kızının saldırganlığı karşısında eşine defalarca "Bırak kızı, devlete teslim edelim, biz evimize, Malatya’ya dönelim, ne yaparsa yapsın," dediğini aktaran Mehmet Günaydın, eşinin bu isteğini kabul etmediğini dile getirdi. Günaydın, "Ben annesine, ‘Bırak kızı, devlete teslim edelim, biz evimize, Malatya’ya dönelim, ne yaparsa yapsın,’ dedim. Ama annesi beni dinlemedi, kızını bırakmadı. Sonra ne oldu, bilmiyorum; annesiyle kız arasında neler yaşandı, ayrı bir mesele," ifadelerini kullandı.

Eşinin de zor bir süreçten geçtiğini vurgulayan Günaydın, eşinin kanser hastası olduğunu ve kalp rahatsızlığı da bulunduğunu söyledi. Kızının 15 yıldır kendilerine eziyet çektirdiğini belirten Günaydın, "Kızımın annesi ikinci kez kanser hastası oldu, kalp rahatsızlığı da vardı. Çok perişan oldu, çok çekti. On beş senedir bu kızın elinde eziyet çekiyor. Kızım evlendi, ayrıldı, ama iyi zamanlarında bile annesini ve beni tehdit etti. Ne yapacağımızı bilemedik. Ben hep, ‘Devlete teslim edelim, biz evimize dönelim,’ dedim ama annesi, ‘Kızımı bırakamam,’ diyerek beni dinlemedi," dedi.

Oğlunun şehit olmasının ardından eşinin psikolojisinin bozulduğunu anlatan Mehmet Günaydın, "Oğlum şehit olduktan sonra, zaten annesinin psikolojisi bozulmuştu. Oğlumun şehadetinden bu yana dört-beş yıl geçti. Benim de psikolojim bozuldu. Ne yapacağımızı bilemedik. Bu olaylar üst üste gelince perişan olduk. Annesi zaten hasta, fazla yaşamaz. Yatarsa ölür gider. Ben de burada ölürüm. Başka çaremiz yok, yapabileceğimiz hiçbir şey yok," ifadeleriyle çaresizliğini dile getirdi.

Kızının deprem zamanında iş yeri açıp zarar ettiğini ve o sıralarda psikolojik sorunlarının arttığını söyleyen Günaydın, evlenip ayrıldığını ve eşine de saldırgan davrandığını belirtti. Mehmet Amca, eşinin cezaevinde olmasının hem kendisini hem de eşini bitireceğini vurgulayarak, "Şimdi ne istiyoruz? Eşimin orada yatması, hem beni hem kendisini bitirir. Eşim, bilerek öldürmedi. Bu bir kaza, kaza sonucu oldu. Bilerek yapmadı. Ne yaptığını şaşırmış haldeydi. Gazeteler, ‘Anne bilerek yaptı,’ diye yazdı ama öyle değil. O anki panikle, ‘Ben yaptım,’ demiş. Ne yaptığını bilmiyordu. Bayramın üçüncü günü Samsun’daydım, yanındaydım. ‘Gel, gidelim, kız burada kalsın,’ dedim. Kız o sırada bana da saldırmıştı, ama annesi gelmedi," diyerek eşinin durumuna dikkat çekti.

Dört çocuğu olduğunu, birinin şehit olduğunu ve bir kızının da bu hale geldiğini söyleyen Mehmet Günaydın, "Oğlum şehit olmasaydı, bu işler başımıza gelmeseydi, soğan ekmek yer, geçinirdim. Ben seyyar satıcılık yapıyorum, ufak bir emekli maaşım var, onu da kiraya veriyorum. Tatlı satıyorum, Malatya’da beni tanımayan yoktur. Malatya’nın her yerinde tanınırım," diyerek yaşadığı zorlu hayatı özetledi.

malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

2 yorum yapılmış

  • Levent (2 saat önce)
    Allah Rahmet Eylesin Mekanı Cennet Olsun,,
    %100
    %0
    Yanıtla
  • reis (3 saat önce)
    devlet şehite ev verir. bu amcaya vermemiş mi.
    %100
    %0
    Yanıtla