Türkiye'nin en önemli Arap Atı Yetiştirme merkezlerinden biri olan Akçadağ'daki Sultansuyu Harası'nda (tarım işletmesinde) uzun yıllar görev yapan, burada yetiştirilen tüm taylar ile aygır ve kısrakların seceresini ezbere bilen, görevdeyken ve emekli olduktan sonra sürdürdüğü müzayedecilikte kendine has renkli üslubuyla tanınan Yaşar Esin, sağlık durumu nedeniyle aktif çalışma hayatına son verdi.
Esin'le ilgili olarak yarısdergisi.com'da Atahan Zilcioğlu imzasıyla ve "Bir Büyük Atçı- Yaşar Esin Veda Etti" başlığıyla şu yazı yayınlandı:
"Hayatının 69 yılını haralarda geçiren, 46 yıldır tay satışlarının değişmez müzayedecisi olan Yaşar Esin, bugün son kez ‘Var mı talip’ diyerek gözyaşları içerisinde görevine veda etti.
23 Ekim 2018 Salı günü İstanbul Veliefendi Hipodromunda yapılan Karacabey Harası Elit Tay Satışlarında son kez mikrofonun başına geçen Esin, satışın sonunda yaptığı veda konuşması ile herkese duygu dolu anlar yaşattı.
Yaşar ağabeyin atlara ve atçılığa ilgisi Sultansuyu harasında muhasebecilik yapan babası sayesinde başlamış. Sürekli babasının yanına gidip gelen Esin, çok küçük yaşlarda kendisini atların içerisinde bulmuş. ‘Gözlerimi harada açtım’ demesi işte bu yüzden…
At sevgisi Yaşar ağabeyin o kadar içine işlemiş ki, öğrenci iken vaktini okulundan daha çok harada geçirirmiş. Sonraki yıllarda öğretmen okulunda okumaya başlamış ama gel gör ki yapamamış! Sırf harada işe girebilmek için çok sevdiği öğretmenlikten vazgeçip okulunu yarıda bırakmış. (Yıl 1971)
Vatani görevini bitirdikten sonra Sultansuyu Harası’nda atçılık katibi olarak işe başladığını söylüyor, ‘Aynı yıllarda at müzayedelerinde ‘münadi ‘ (Tellal) olarak çalışmaya başladım. O gün bugündür yarış atı satıyorum’ diyor. Dile kolay onlarca yıl…
Yaşar ağabey işe başladığı ilk yıllarda atların soylarını, familyalarını ve özelliklerini kayıt altına almakla görevlendirilmiş. Sonraları her kademede görev yapmış. O dönemi sorduğunuzda ‘Bu işin duayeni merhum Mehmet Ali Kiper’dir. Onun yanında yetiştim, ondan çok şey öğrendim’ der ve merhum Kiper’i yâd eder…
İlk müzayedesini mikrofonsuz sunan Yaşar Esin, bugüne değin 10 bine yakın tayın satışını gerçekleştirmiş… Öyle kibar bir adam ki; pek çok olaylı satışın tam göbeğinde yer almasına rağmen, canını sıkan pek çok kişi olmasına rağmen atçılarla ilgili konuşmaya başladığında “Atçılar centilmen insandır” demekten imtina etmez.
Atçılığın zevkli ancak bir o kadar da riskli bir iş olduğunu her fırsatta söyleyen Yaşar ağabey, gerçek bir duayendir. Arap atçılığının profesörü olacak kadar bilgi ve tecrübeye sahiptir. Sorduğunuzda iyi bir atın püf noktalarını şöyle anlatır: “Arap atları, İngiliz safkanlarına göre çok daha dayanıklı. Arap safkanları uzun mesafede çok daha iyi. Çok asildir ve binek atıdır. İngiliz tayları ise yarış atıdır. İngiliz safkanları, seridir ve sprintleri çok iyidir. Ama daha az dayanıklıdırlar. İyi at önce duruşundan belli olur. Dengeli duran, ayakları iyi olan at, her zaman başarılı olur. Yarış atı sporcu karakterli ve hepsinden öte, iyi bir soy ağacına sahip olmalıdır. Atlar çok hassas hayvanlar. Onlarla gözlerine bakarak konuşursunuz. Elinizle dokunduğunuzda bile sizin hangi duygularla yaklaştığınızı anlıyorlar.”
Yanlış anlama olmasın diye hemen belirteyim; Yaşar ağabeyin görevine kurum tarafından son verilmiş falan değil. Aksine Tigem’deki söz sahibi dostlarımız onun ömrü yettiğince tay satmaya devam etmesini istiyorlar. Onun veda etme sebebi tamamen sağlık sorunlarıyla ilgili… Yakın zamanda ciddi bir ameliyat olması gerekiyor. Ona şimdiden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. İnşallah en kısa sürede sağlığına kavuşur ve tekrar aramıza geri döner.
Salı günü satıştan sonra telefonla aradım kendisini… Sevgilerimi, saygılarımı ilettim. Her zaman ki gibi hitap ederken yine ‘Atahan Bey’ dedi. Şu bey lafını bir türlü kaldırtamadım dilinden… Bana ‘bey’ deme ağabey dedim yıllarca ama dinletemedim! Dünya beyefendisi abim, büyüğüm telefonu kapatırken ‘Allaha emanet ol’ dedi.
Sen de ‘Allaha Emanet ol abi’…
Güzel haberlerini dört gözle bekliyoruz.
Şairin dediği gibi;
Atların koşusudur hayatımız, yeter ki nefessiz kalmayalım…"
yarisdergisi.com
