Çanakkale Savaşının simge görüntülerinden biri olan fotoğraftaki iki askerin Malatyalı olduğu iddiası, ciddiye alınabilir bir iddia mı?
Pek ciddiye alınır bir tarafı yok.. Çünkü..
Ama daha önce, fotoğrafın ortaya çıkış öyküsünü hatırlatalım.
Çanakkale Savaşları sırasında, Osmanlı Devletinin müttefiki olan Almanyadan Onbaşı Herman Schueffler tarafından çekilen ve Alman pilot Emil Meinecke tarafından, alt kısmına Soltz der Turkei (turkische soldaten)- Türkiyenin Gururu.. Türk Askerleri- ibaresi yazılmış olan fotoğraf, diğer bazı fotoğraflarla birlikte Bülent Yılmazer tarafından Alman pilotun mirasçılarından satın alınmış, bu ve diğer fotoğrafların yasal sahipleri konumundaki Bülent Yılmazer ve Mehmet Demirkol tarafından yayınlanınca, Türkiye adeta ayağa kalkmıştı.
1999da ellerine geçen fotoğrafların telif hakkına sahip olan Bülent Yılmazer ve Mehmet Demirkol, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını Olan Bütün Dünyanın geçtiğimiz Ağustos ayında yayınlanan sayısında, Çanakkale Savaşında İki Çılgın Türk ibaresiyle kapak yapılan fotoğrafların öyküsünü anlatıyorlar.
Fotoğraftaki iki Türk gencinin perişan kıyafetleri, o dönem Dünya tarihine geçen bir zaferi elde eden Türk Ordusunun hangi koşullarda bu savaşı kazandığına en büyük delil oluştururken, bu fotoğraflar, kartpostal, poster olarak hemen her yerde görülmeye başlandı.
Bazı ajansların Malatyadaki muhabirlerinin yaptıkları haberlere göre; büyük bir ilgi gören fotoğraftaki iki askerin, Yeşilyurtun Kadiruşağı Köyünden olduklarını öne süren kişiler ortaya çıktı. Malatyada geçimlerini hamallık yaparak sağlayan Abdulvahap ve Nihat Yılmaz kardeşler, fotoğrafın solundaki kişinin Ali Oğlu Abdulvahap adlı dedeleri olduğu iddiasında bulunurken, köylerinden sadece dedelerinin değil 64 kişinin şehit olduğunu öne sürüyor. Köyün yaşlılarından olduğu, akrabalarının ifadesine göre 106, kendi ifadesine göre ise 99 yaşında olduğunu söyleyen Saide Demir ise, fotoğrafta soldakinin komşuları Vahap, sağdakinin ise kaynı Hüseyin olduğu iddiasında bulunuyor.
Fotoğrafın 91 yıllık olduğunu hatırlatalım!..
Ajansların bültenlerinde yer vermedikleri bir teferruat da, yerel televizyonda yayınlanıyor. Buna göre, hamallık yapan kardeşlerden birinin, fotoğrafı sahiplenmesinin hikayesi çok ilginç. Kendi ifadesine göre; fotoğrafı görüyor kanı kaynıyor, sonra dönüp kendi çocuğuna bakıyor çok benzediğini görüyor, ardından gidip köyde yaşlılara soruyor vs.vs. Yani kanının kaynamasıyla başlayan bir teşhis var. Ona göre de öyküler anlatılıyor.
Bir yerden bulunan posterin kucaklanıp, bu dedemdi, bu kaynımdı.. deyip, 91 yıl sonra teşhis etme çabaları filan var..
Milli Savunma Bakanlığının, 1998de Ankarada yayınladığı; 93 Harbinden, Kıbrıs Barış Harekatına kadar olan savaşları kapsayan, Şehitlerimiz adlı 5 ciltlik yayınının 4üncü cildinde Malatyalı şehitlerle ilgili tüm kayıtlar yeralıyor.
Bu cildin 176- 177. sayfalarında yer alan, iddiaya kaynak oluşturulmak istenilen Mehmet Ali oğlu Abdulvahap (kitaptaki listede Ali oğlu Abdulvahap) 1297 rumi/ 1882 miladi doğumlu olup, 1915de 33 yaşındadır. Onbaşı Ahmet Oğlu Hasan Hüseyin ise (kitaptaki listede Ahmet oğlu Hasan ismi var), 1294 rumi/1879 miladi doğumlu olup, 1915de 36 yaşındadır. (İki askeri sahiplenmek isteyenlerin verdikleri kimliklerle, devletin resmi kayıtlarındaki kimliklerin farklılığına rağmen, yakın isimler olması nedeniyle onlar olduğu farzedilerek, bunları aktarmaya çalıştığımızı belirtelim. Ayrıca söz konusu listeye göre Kadiruşağı kayıtlı 1 şehit bulunmaktadır, o da Veli Ağa oğlu Hasan Hüseyindir, 1915de Arıburnunda şehit olmuştur.)
Söz konusu fotoğraf dikkatle incelenirse, fotoğrafta yeralanların, en fazla 18-20 yaşlarında olduğu görülecektir. Belki daha da küçüklerdir.
Birinci Dünya Savaşında yer alıp, seferberlik ilan eden Osmanlı Devletinin, Malatyanın Çırmıktı Kasabasından silah altına alıp Çanakkaleye kadar sevkettiği normal askerinin, o kılık ve kıyafette olması da pek mümkün görülmüyor. O fotoğraftaki gençlerin, Osmanlının askerine değil, muhtemelen çarpışmalar sırasında orduya yardımcı olan, o mahallin milis çocuklarına aittir, yorumu daha dikkate değerdir.
Elbetteki, Türkiyenin her yerinden, bu arada Malatyadan silah altına alınanlar bizim gurur duyduğumuz çalışmalar yapmışlar, elbet onlardan çarpışarak bu topraklar için ölenler de birer büyük kahraman olarak şehitlik mertebesine erişmişlerdir. Malatyadaki iddia sahiplerinin yakınları onlar arasında olabilir.
Yine, 1914lerde Malatyada fotoğraf olanağı yoktur. Şu anda onları tanıyacak yaşta da kimse kalmamıştır. Dedem şöyle söyledi. Komşum tanıdı. Fotoğraf aynen yakınıma benziyor. şeklinde boşlukta kalan söylemlerin ciddiye alınır tarafı olup olmayacağını takdirlerinize bırakıyoruz.
O gençler, tüm şehitlerimiz gibi Türkiyenin gurur kaynaklarıdır.
Çok da ciddiye alınamayacak bir yaklaşımla, birilerinin onlar üzerinde hak talebi ne kadar kabul görmelidir?
ARAŞTIRMA: malatyahaber.com