Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rıza Kayaalp Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Yozgat 6. Olağan İl Kongresi'nde partililere hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların "kadro" sloganları üzerine, "KİT'ler ve BİT'ler, bakın bu konuda yanlış bilgilendirmeler var. Biz KİT'lerde de BİT'lerde de şu anda çalışanların durumu neyse, taşeronda olanların durumu da aynen onların durumuna dönecektir, bunu böyle biliniz. Zira, bizim buradaki operasyonumuz, aradaki adeta komisyoncuyu kaldırmaktır. Bunları kaldırarak nasıl ki KİT'ler şu anda mevcut elemanlarını belli bir şekilde değerlendiriyorsa, BİT'ler nasıl değerlendiriyorsa, şimdi bu taşeronda olanlar da bu şekilde yapılacak imtihanlarla birlikte oranın elemanı olacaklardır, bunu bilmenizi istiyorum." karşılığını verdi.
"Gönül isterdi ki..."
Erdoğan, 2019 seçimlerinin ardından cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hayata geçeceğini anımsatarak, "Yeni sistemin önemini bizim kadar rakiplerimiz de görüyor, biliyor. Aynı şekilde dış güçler de bu meselenin çok iyi farkında." dedi.
Yeni sistemde cumhurbaşkanlığı ile Meclis, yani yürütme ile yasama tamamen ayrıldığı için, ittifaklara, ortak aday göstermeye uygun bir zeminin ortaya çıktığını belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şimdiden 2019'un safları belli olmaya başladı. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin 2019 cumhurbaşkanlığı seçimleri için şahsımızı destekleme kararını ilan etmiş olmasından büyük bir memnuniyet duydum. Bu, önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak nice oyunları, kurulacak nice tezgahları şimdiden bozan, fevkalade dirayetli bir karardır. Eskiden beri pek çok kritik dönemde desteğini gördüğümüz, özellikle de 15 Temmuz'dan beri sergilediği dik duruşuyla takdirle takip ettiğimiz Sayın Bahçeli'ye bu vesileyle şahsım, partim, milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Tabii gönül isterdi ki bu yerli ve milli duruşa ana muhalefet partisi de katılsın. Ancak ana muhalefet partisi yerli ve milli duruştan pek anlamadığı için böyle bir şeyin içinde yer alması mümkün değil."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ağustos'ta başlayan bu sürecin güçlenerek bugüne geldiğini ve daha da güçlenerek yola devam edeceğini vurgulayarak, CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şu anda dikkat ederseniz Anayasa Mahkemesi işine gelmeyen bir karar verdiğinde, oraya herhangi bir savcı işine gelmeyen bir iddianame hazırladığında, ona herhangi bir hakim işine gelmeyen bir karar verdiğinde hep ona saldırır. Çünkü bu zatın derdi adaleti savunmak veya herhangi bir hak, hukuk müdafaası yapmak değildir. Tek derdi, ağa babalarının döneminde olduğu gibi devletin tüm imkanlarının kendi partilerinin emrine verilmemiş olmasıdır. Çünkü artık devletin tüm imkanların milletin emrindedir."
"Dert başka"
"Geçen gün baktım Nazi dönemine atıfta bulunuyor. Peki bu zat aynı dönemde tek parti CHP'sinin de Nazilerden aşağı kalmayacak işler yaptığını bilmiyor mu? Kendi partisinin yayın organının faşist İtalya'ya selam manşetlerini bilmiyor mu? Öz kardeşlerimizi Boraltan Köprüsü'nde düşmana teslim edip de gözlerimizin önünde hepsinin katledilmesine yol açtıklarını bilmiyor mu?" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletimizin ibadet ettiği camileri satışa çıkardıklarını bilmiyor mu? İnsanlarımızın yedikleri kuru ekmeği dahi karneyle almak zorunda bıraktıklarını bilmiyor mu? Şimdi Atatürkçü geçindikleri halde o dönemde paraların üzerinden Cumhuriyetimizin kurucusunun resmini kaldırıp, kendi milli şeflerinin resmini koyduklarını bilmiyor mu? Geçmişteki tüm büyük siyasi ve ekonomik krizlerin müsebbibinin kendi iş bilmezlikleri ve hatta hıyanetleri olduğunu bilmiyor mu? Elbette biliyor. Dert başka. Onun tek derdi buralardan bir yol bulup, ülkede yeni bir gerginlik alanı oluşturmaktır. Yeni bir fitne kazanı kaynatmaktır. Kendi kayığına binen birilerini de yanına aldığı için bu aralar sesi biraz daha gür çıkıyor. Maalesef ana muhalefet partisinin ve ardından gidenlerin bu üslupları yüzünden ülkemizde hiçbir mesele kendi mecrasında tartışılamaz hale gelmiştir. Neyse ki biz onların bu halini deşifre ettiğimiz için kendi işimize bakıyoruz. Arada bir de mecburen iki kelamla bile olsa kendilerine cevap vermek durumunda kalıyoruz."
"Bir gece ansızın gelebiliriz"
"Her zaman söylediğim gibi, 'Bizim için onun, bunun ne dediğinin bir önemi yok. Biz önce Rabbimiz ne der ona bakarız. Ardından da milletimiz ne der ona bakarız." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"İşte şair ne diyor, 'Şu yeryüzü er meydanı. Gönül sevmez her meydanı. Yüreksize yorgan döşek, koç yiğide ver meydanı.' Gerisi lafu güzaftır. Ateş olsalar ne yazar, cürümleri kadar yer yakarlar. Fırat Kalkanı Harekatı'nda ne dedik, 'Bir gece ansızın gelebiliriz.' Şimdi Afrin'de de aynı şeyi söylüyoruz, 'Bir gece ansızın gelebiliriz.' Zaten bunların Yozgat'ta karşılığı yok. İnşallah en kısa sürede ülkemizin diğer yerlerinde de silinip giderler de yerlerini şöyle ülkesi ve milleti için çalışan bir muhalefet anlayışı alır."
Ankara, AA