Türk televizyonculuk tarihinin efsane dizilerinden Çocuklar Duymasın’ın başrol oyuncularından Pınar Altuğ (dizide Meltem), ünlü olmanın zorluklarını anlatırken, şimdi 11 yaşında olan kızı Su’yu bebeklik dönemlerinde görmek isteyen çok sayıda hayranının çat kapı eve geldiklerini, bu durumda aşırı rahatsız olduklarını söyledi.
Pınar Altuğ, bu konuda örnek verirken, kızı henüz 2 aylık bebek iken, kendisinin evde olmadığı bir sırada, Malatya’dan geldiklerini ve bebeği görmek istediklerini söyleyen iki kadının, kızı Su’yu alıp götürme korkusu yaşattığını anlattı.
Altuğ, telefonda konuştuğu kadınlara çığlık çığlığa bağırarak evden çıkmalarını, aksi takdirde polis çağıracağını söylediğinde, Malatya’dan geldiklerini söyleyen kadınların “Aman be, bebeğini yemedik ya…” diyerek evi terk ettiklerini söyledi.
Armağan Çağlayan’ın Youtube programında anlattı
Çocuklar Duymasın’ın Meltemi Pınar Altuğ, Malatya’dan geldiklerini söyleyen kadınların kendisine bebeğini kaçırma korkusunu yaşattığını söylediği olayı, Youtube üzerinde yayın yapan 196Sekiz adlı kanalda geçtiğimiz günlerde yayınlanan Gör Beni adlı programda, Armağan Çağlayan’ın sorularını cevaplandırırken anlattı.
Ünlü olmanın zorlukları, magazinde çok yer almanın çocuğuna etkileri konusunda gelişen diyalogda Pınar Altuğ ve Armağan Çağlayan arasındaki konuşma şöyle aktı:
Armağan Çağlayan - Siz de geçmişten magazinden çok çekmiş insanlardan bir tanesisiniz. Kızınız da var… Mesela kızınız da ünlü olsun ister misiniz?
Pınar Altuğ – Magazin haberlerde, yaşadığımız apartmanın fotoğrafını yayınlayıp, oturduğumuz evi göstermek için daire içine alıp, bir de ok çekip bu evde oturuyor diye yazıyorlardı. Bu çok fena bir şey. Çünkü gece yarısı kapım çalıyordu. ‘Pınar Hanım merhaba bilmem nereden geldik, bir kahvenizi içebilir miyiz?’ diye…’Tabii ki ‘gelemezsiniz’ diyorduk. Ama hikâyem var… (…) Bir gün de, Su iki aylık filan, böyle uyku arasında kuaföre kaçtım. Yeni annelik durumu ya, sık sık evi arıyorum, yardımcı kadına ‘Her şey yolunda mı?’ diye soruyorum. Yolunda dedi, ama o arada yardımcı kadın, ‘Birileri geldi, arkadaşlarınız olduğunu söylediler, biz sonra uğrarız dediler, gittiler’ dedi bana. Bir saat sonra ‘arkadaşlarınız yine geldi’ dedi. ‘Beni aramadan eve kim gelebilir… Hani olabilir de çok samimi olduğumuz biri olması lazım, onu zaten kadının tanıması lazım. Kızım içerde uyuyor o arada ve evde sadece bir kadın var ve kapım açık… Kimmiş onlar, telefona ver bakayım dedim. ‘Pınar Hanım merhaba, biz Malatya’dan geldik’, ‘Eee buyrun’ dedim, ‘Pınar Hanım biz sizi bir görelim dedik, bir de bebeği görelim ded…’ demeleri ile birlikte, o lohusalık manyaklığı ile nasıl bağırıyorum biliyor musunuz telefonda… Çığlık çığlığa, ‘Şimdi oraya polis yolluyorum, evimden çabuk çıkın’ diye…
Çünkü düşünürseniz, kadını itebilir, bir damlacık kadın… Eğer kötü bir niyet varsa, içeri girebilir, çocuğumu alabilir ve gidebilir…”
Armağan Çağlayan - “Ne garip değil mi? Bir insan Malatya’dan geliyor ve şu hakkı kendinde görebiliyor: Ben zile basarım ve eve girerim. Çok garip…”
Pınar Altuğ – “Evet. Korkunç. Ben böyle söyleyince bir de bana kızdılar: ‘Aman be, bebeğini yemedik ya…’ deyip gittiler...”
Armağan Çağlayan- Gerçekten mi, e bir de yeseydin bari…
Pınar Altuğ – Şimdi geriye dönüp baktığımda gülüyorum ama o zaman ne kadar korktuğumu anlatamam.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com