SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bir Şehrin Urgan Satılan Çarşıları..'

A- A+ PAYLAŞ

Star Gazetesi yazarı hemşehrimiz Cumali Ünaldı, "Bir Şehrin Urgan Satılan Çarşıları.." başlıklı yazısında, Malatya ekonomisinin "eski" ve "yeni" kimliklerini yazdı.

Ünaldı'nın yazısı şöyle:

...

" 'Bir şehrin urgan satılan çarşıları..'

Ne zaman ‘çocukluğumun Malatyası’nı hatırlasam, İsmet Özel’in bu şiiriyle birlikte, Akpınar’da, kelep kelep urganlarını dışarıya sıralamış, ‘garlı’ sabundan, çiviye kadar her şeyi bulunduran, o kendine özgü dükkanları da hatırlarım.

Nedense, mevsim yazdır, öğle vaktidir ve kavurucu bir sıcak vardır.

Henüz kaysı para etmemektedir. Zaten, pazara yönelik üretim de azdır.

Çırmıktı’da, her evin altında bir dokuma tezgahı, korkunç gürültülerle çalışmaktadır. Böylece, ilk çelişki de uç vermeye başlar: Bir tarafta ‘tatlı huzur’ alınacak bahçeler, diğer tarafta, sanayinin ilk öncüleri, ‘kulakları sağır eden’ makineler.

O tezgahlar ki, bugün, dünya çapında tekstilciler çıkardı embriyosundan.

Başka ne vardı?

Doğanşehir fasulyesinin ekonomik önemi vardı bir parça, biraz da elma filan, hepsi bu.

Gerisi, göz alabildiğine buğday tarlaları. Çoğu susuz, verimsiz, tohuma talim edilen ‘mecburiyet tarımı’. Bir de, önce Pötürge’de, sonraları İzollu’nun yoksul kesiminde başlayan İstanbul gurbeti. Sekiz ay hamallık, seyyar satıcılık yapılıp, dört ay çoluk çocuğunu geçindiremeyen sefalet.

Daha sonraları buna eklenen Almanya gurbeti...

Resim buydu yıllar önce.

Bu ülkedeki birçok şehir gibi, zamanla kabuğunu kırdı, ilk öğrendiği şey, ‘pazar için üretim’in gereği, yani ekonomi oldu.

Kuru üzüm ve incir ihraç eden İzmirli tüccar aracılığıyla, kuru kaysının dış ülkelere başlayan satışı, değerini artırdı. Bahçe kenarından, kapama bahçelere dönüştü.

Benim asıl sizlerle paylaşmak istediğim, Malatya’nın kazandığı yeni kimlik, sanayici yanı...

Yılda, kaysının getirisini 150 milyondan, 1 milyar dolara çıkaracak, temelinde sanayileşme olan özlem.

Mücahit Fındıklı adında bir sanayi sevdalısı. Yıllar önce, genç sayılabilecek bir yaşta Malatya Ticaret Odası Başkanı oldu. Yaptığı hizmetlerle birlikte olgunlaştı. Öncü bir görev üstleniyor artık.

Bazı insanların adı, bir kader olarak, birlikte anılıyor bazı şehirlerle. Konya’dan Kayseri’ye, İzmir’den Hakkari’ye kadar çok örneği var bunun.

Son yıllarda akıllı ve birleştirici kimliğiyle Mücahit Fındıklı, geleceğin Malatya’sının ticaret ve sanayi ayağını inşa ediyor. İstikrarla, sürekli bu hizmeti yürütürse, adı anılacaktır Malatya tarihinde.

Kaysı dışında, başta tekstil olmak üzere, sanayinin her kolunda fabrikalar kurulması için hazırlanan ortam, bugün Malatya’yı bir endüstri şehrine dönüştürdü.

Sosyal ve kültürel hazırlığını da yapması, geleceğini de doğru planlaması lazım Malatya’nın.

Bir kavşak noktasında, yol ayrımında çünkü...

Politikadan bürokrasiye, yerel yönetimlerden sivil toplum örgütlerine, yerel basından üniversiteye kadar her kurum, kendini, bu ‘yüksek çıta’ya göre yapılandırmak zorunda kalacak diyor, şehrin nabzını tutanlar.

‘Şu ‘birleşmiş diaspora’ya bakın!’ diye ekliyorlar. ‘İstanbul Üniversitesi Rektörü’nden TMSF Başkanı’na kadar, ateş çemberinden başarıyla geçmiş kişilikler; LCWaikiki, Sabri Özel, Celal Birsen, Crispino; Çalık, Kölük, Nalbant, Gürbaşlar, Karagözler... daha sayılmayacak kadar geniş bir işadamı kesimi. Hepsi de dişiyle, tırnağıyla gelmiş oralara’.

‘Böylesine güçlü bir diasporanın, Mücahit Fındıklı’nın temsil ettiği ve Murat Koçyiğit, Mehmet Kavuk... gibi iç dinamiklerle de desteklenen güçbirliği, şehri uçurur’ diyorlar.

Malatya, kendi gerçeği ile yüzleşiyor. Hamasetin rüyasından geleceğin sabahına uyanıyor. Aslolan, bundan sonraki değişimi, kaosa düşmeden gerçekleştirme başarısı...

Doğru taşların, doğru yerlere oturtulması şartıyla...

Her kesimin ihtiyacını, insanca ve yüksek standartta karşılayacak bir şehir için.

Asıl gaye ve işbirliğinin amacı da, bu olmalı!
"

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız