SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Birinci Mecliste Malatya ve..

A- A+ PAYLAŞ
BİRİNCİ MECLİSTE
MALATYA MİLLETVEKİLLERİ VE SİYASİ FAALİYETLERİ 
(1920-1923)
 
30 Ekim 1918 de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı coğrafyası bilhassa Anadolu zorlu bir sürece girmeye başlamıştı. Bu anlaşma imparatorluğu fiilen sona erdirirken yerine ikame edilecek otoritenin ne olacağı konusunda kimsenin bir fikri yoktu. 
İstanbul hükümeti bu yeni durum karşısında bekleyişe geçerken Fransızlar Ermeni çetelerini de yanlarına alarak güney bölgesine, İngiliz güçleri Karadeniz bölgesine birlikler çıkararak işgali derinleştirmeye çalışıyorlardı. İzmir ve İstanbul’un işgali başlı başına Anadolu’nun kaçınılmaz akıbeti hakkında açık ipuçları veriyordu.
 
İşte böylesi bir manzara karşısında Batıda çok daha önce fark edilen, bizde ise 1876 I. Meşrutiyet ve 1908 II. Meşrutiyet ile kısmen önemi anlaşılmaya başlanan halk iradesinin devreye girmesi gerektiğini Mustafa Kemal ve ekibi fark edecektir.
Bugün dahi efsunlu bir çözüm olarak önemini yitirmeyen halk iradesinin işgal karşısında harekete geçirilmesi gereken en sağlıklı yöntem olduğunu bilen Mustafa Kemal Paşa 17 Mart 1920 yılında bir genelge yayınlayacaktır.
 
Söz konusu bu genelge ile Anadolu’da başlayan seçim süreci hayli zorlu geçecektir. İzmir, İstanbul ve Trabzon gibi yerlerde hemen hemen hiç seçim yapılamazken Malatya, Maraş, Urfa, Elazığ ve Diyarbakır gibi yerlerde ise zorlukla yapılabilmiştir.
Bu seçim aslında Anadolu’da yeni bir devrin seçimi olacaktır. İçinde Malatyalı milletvekillerinin de bulunduğu bu meclis açıldığında artık 600 yıldan beri varlığını sürdürmüş olan Osmanlı İmparatorluğunun da sonu olmuştur.
 
“Birinci Büyük Millet Meclisi; Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi, askeri, toplumsal ve kültürel gelişmelerinin temelini atan, millet egemenliğine dayalı çağdaş ve sosyal bir hukuk devleti olma yolunda gayret sarf eden, üyeleri açısından da bakıldığında toplumun her kesiminin kendisini temsil etme imkânı bulduğu, Türk demokrasisi adına örnek gösterilecek bir kurum olmuştur.”
Önsözüne bu cümleler ile başlayan yazar, 1 Ekim’de Meclis toplanmaya hazırlanırken özelde Malatya’mıza genelde tüm okuyuculara son derece güzel bir eser kazandırmış.
 
Birinci Meclis ile ilgili yapılmış bir takım çalışmalar olduğunu biliyoruz. Ancak Sayın Hamdi Doğan ilk defa Birinci Mecliste yer alan Malatya Milletvekilleri ile ilgili geniş kapsamlı bir araştırmayı bizlere sunmuştur. 
 
Malatya’nın, Cumhuriyetin daha ilk başlarında ortaya koymuş olduğu seçim ve demokrasi deneyimi konusunda bize detaylı bilgi veren yazar Meclisin ilk açılışında yapılan çalışmalarla ilgili genel bilgiler verdikten sonra;
 
Malatya Müdafa-I Hukuk-I Milliye Merkezinin açılması, İşgaller karşısında Malatya’da yapılan Protestolar, Antep ve Urfa’nın işgali karşısında Malatya halkının yapmış olduğu insan, silah ve maddi katkıları incelemiştir. Malatya’da yapılan seçimler ile ilgili ayrıntılı bilgi de veren yazar, Malatya’da seçime katılan 34 adayın aldığı oy ve seçim sonrası milletvekili olmaya hak kazanan milletvekilleri ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir. Ayrıca Malatya milletvekillerinin Meclisteki performansı ile ilgili de önemli ayrıntılar vermektedir.
 
Birinci Mecliste yer alan;
Lütfi Bey(Evliyaoğlu),
Mustafa Fevzi Efendi (Bilgili),
Hüseyin Sıtkı Bey (Gür),
Reşit Ağa (Ağar),
Hacı Bedir Ağa (Fırat),
Hacı Garip Ağa (Taner) ile ilgili biyografik bilgilerde veren yazar, Malatya ile ilgili en çok ihtiyaç duyduğumuz monografik çalışmalara önemli bir katkı sağlamıştır. Kitabın sonuna eklenen tıpkıbasım belgeler ise çalışmaya önemli bir akademik ağırlık kazandırmıştır.
 
Orhan TUĞRULCA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız