Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Depremzedenin en büyük sorunu belirsizliktir. Devletin şefkatli elini beklerken, bir tokatta devletten yediler. Çözemiyorsanız bırakın kardeşim biz çözelim” dedi.
Malatya ziyareti kapsamında CHP Malatya İl Başkanlığı önünde Malatyalılarla buluşan Özel, “İsmet Paşa’nın, Turgut Özal’ın memleketindeyiz. Türkiye siyasetinde çok önemli görevler yapmış olanların memleketindeyiz” ifadesini kullandı.
“BİZ MALATYA'YA SESLERİNİ DUYURMAYA, DUYMAYA GELDİK”
Doğanşehir dönüşü, Rönesans Konteyner kentte kalan vatandaşları ziyaret eden Özel, depremzede vatandaşların mağduriyetlerinin iktidarın hatalı kararları ile arttığını vurguladı. Özel, “Özel, “Deprem bölgesinde değişen bir şey gördünüz mü, sıkıntılar devam ediyor mu” sorusunu şöyle cevapladı:
“Depremden en çok etkilenen 4-5 ilimizde durum birbirinden farklı değil. 10 ilde de verilen sözler tutulmadı. En büyük sıkıntı barınma sorunu. Şu anda bir konteyner kentteyiz. Buradaki insanların barınma sorunu olmasa diğer sorunlarına el atılabilir. Ama az önce bir ablamız söyledi. Malatya’daki bütün özel çocuklar bu konteyener kentte. Ailesiyle birlikte 60-70 özel çocuk var. Onların ayrı bir yere mutlaka alınması gerekiyor. Haluk Levent ile telefonda bugün konuştum. 15 gün içinde gelerek Veli Ağbaba ile buraya bir çare olmaya çalışacak. Ama bu işin böyle konteyner kenti ziyaret ederken ailelerin bize söylemesi, bizim Haluk Bey’e söylememiz ya da bizim belediyelerimizin gelip de kendi görev alanlarının dışındaki bu yerlere yetişmeleri yerine bu devleti yönetenler bu konuda üstlerine düşeni yapsalar çok daha doğru olacak. ‘Oyu bana verin. 1 sene sonra evlerinizi teslim edeceğim’ dedi.
Dedi mi demedi mi? Şu ana kadar Türkiye’de 100 evden 12’si teslim edilmiş. Malatya’da 100 evden 7’si teslim edilmiş. 93 kişi ya çadırda ya konteynerde ya da yarı çadır yarı konteynerde kalıyor. 8 kişi aynı yerde kalıyor. 8 kişi bir konteynerin içinde kalır mı? Burada özel çocukların konteynerlerine Bornova Belediyesi klima verdi. Diğerlerinde o da yok. Perişan durumdalar. Verilen sözler tutulmuyor. Deprem bölgesi oy alana kadar gündemdeydi. Oyu aldıktan sonra maalesef gündemlerinden düşürdüler. Biz bu konuyu gündeme getirmeye devam edeceğiz. Rezerv alan sorunu var. Belirsizlik sorunu var. Hangi birini anlatsam bilmiyorum. Bu belirsizliğin ortadan kalkması lazım. Buradaki insanların çığlığını Türkiye’ye duyuracağız. Şu anda bu şehrin başkanı Veli Ağbaba olsaydı bu sorunların hiçbirini konuşmuyor olacaktık. Ben elimden geldiğince bu meseleleri dile getirmeye devam edeceğim…
…Şöyle bir yaklaşım olamaz. Az hasarlı evler yapın içine geçin diyorlar adam borçla, bankadan kredi ile yapıyor şimdi rezerv ilan ettik bu alanı, evini de yıkacağız diyorlar. Ya da orta hasarlı bir ev var, biz bunu yıkacağız diyorlar adam kapısını pervazını söküp paraya dönüştürüyor yıkılmadan önce, lavabosunu söküyor ikinci el satıyor, onunla çoluğunu çocuğunu geçindiriyor, sonra vazgeçtik güçlendireceğiz diyorlar. Hangi parayla güçlendirecek? Bir sürü şey gitmiş. Bu belirsizliğin ortadan kalkması lazım. Biz bugün Malatya’ya akıl almaya, akıl vermeye gelmedik. Seslerini duymaya, duyurmaya geldik. Buradaki insanların çığlığını Türkiye’ye duyuracağız. Bir şans Veli Ağbaba gibi bir isim var. Ağbaba neredeyse Malatya’da partili partisiz herkesin takdir ettiği şekilde seslerini duyuruyor. Tabii bir başka da yine aynı isim bir şanssızlık. Şu anda bu şehrin belediye başkanı Veli Ağbaba olsaydı bu sorunların hiçbirini konuşmuyor olacaktık. Maalesef ben elimden geldiğince meseleleri dile getirmeye, katkı sağlamaya, takipçisi olmaya devam edeceğim” dedi.
“BUNLARI BU SİYASETTEN BİRİLERİNİN TEMİZLEMESİ LAZIM”
Özel, Sinan Ateş cinayeti ile ilgili MHP'nin içerisinden birilerinin kendisine yönelik hakaret dolu açıklamalarıyla ilgili olarak da, "Gerilim tırmanmasın diyorum. Grup başkan vekilimi aratmışım. Ben bizim tarafa intikam almak karşı saldırı yok, hedef göstermek yok, siyasi üslup içinde kınayacağız diyorum adamlar dünya kadar hakaret ediyorlar. Bu gücü nereden alıyorlar? Bunları bu siyasetten birilerinin temizlemesi lazım. Bu da Devlet Bey’e düşer. Çünkü Devlet Bey geçmişte çok olumsuz ilişkilere son vermesi ile bilinen, mafya ile ilişkileri bitiren, bir örgütü baştan aşağıya belli bir çizgiye çeken yapısıyla takdir topluyordu. Şimdi bu iş hiçbirimize düşmez. Bu işi halletmek Devlet Bey’e düşer. Ben mutlaka bu konuyu değerlendireceğini düşünüyorum. MHP’nin tümünü içerdeki bir odaktan ayrı değerlendiriyoruz. O odak normalleşmeye karşı. Normal Türkiye’de vücut bulamazlar.
Siyasetçi dediğiniz eleştiriye açık olması lazım. Hep bunu savunduk. Bugüne kadar da bunu yerine getirdik. Bir gerçek var. Başkentin göbeğinde yerde bir cenaze duruyor. Cenaze Ülkü Ocakları Başkanı’na ait. Normalde böyle bir kayıp olduğunda MHP’nin yeri göğü inletmesi gerekirken bir taziye tweeti, bir geçmiş olsun mesajı, cenazesine gidip bir çelenk yollama, bir hatır sorma bile yok. Ben konuyu siyasileştirmemek istediğimi hep söyledim. Ama Ayşe Hanım en son geldi bana, ‘Bu konuyu konuşun. Ben onlar için susuyordum. Bu konuyu duyurun. Cumhurbaşkanı’ndan, Bahçeli’den randevu istedim’ dedi. Bahçeli çağırsa oraya da gidecek. Kadıncağızın bir tane derdi var. İki tane kızı babasız kaldı. Babalarının kanı yerde kalmasın diyor. Suçlular hesap versin diyor. Timur Soykan’ın deyimiyle yarım bir iddianame yazmışlar. Tetikçiler var. Tetiği çektirenler, azmettirenler, hedef gösterenler, izlettirenler, kaçtıktan sonra bunlara yardım edenler yok. Bunların altına Audi arabaları çekenler yok. O yüzden de 4 gazeteci bizim yaptığımız gibi bu konuları konuşuyor. Türkgün gazetesi hedef gösteriyor, olmadık şekilde. Siyasette olmaması gereken bir şey. Bahçeli’ye bütün Türkiye’nin huzuru için bir kez daha sesleniyorum. Bu partinin içinde bazıları var, genellemek istemiyoruz. Ama bu partinin bir evladı öldürülüyor. İki isim var. İki isimle ilgili iki şey var. Bütün kamuoyu bu kişilerin de bilgisine başvurulmasını, bağlantılı kişilerin sorgulamaya dahil edilmesini istiyor. Bu ikisinden bu parti yaka silkiyor. Bu ikisini ikisinden başka savunan var mı? Ya birbirlerini ya kendilerini savunuyorlar. Bu ikisinin durumu Türkiye’de vicdanları sızlatıyor. Her şeyin altından çıkıyorlar. Dün Kayseri’de bir seçimi kaba kuvvetle iptal ettirmeye uğraşanlar vatandaştan demokrasi tokadı yediler. Yine tokat yediler, hazmetmediler. Olmadık işler oluyor. Gerilim tırmanmasın. Ben MHP’nin Grup Başkanvekilini arattırmışım. ‘Devlet Bey ile konuşun bu gerilimi tırmandırmayalım. Ben bizim tarafta intikam almak yok. Karşı saldırı, hedef gösterme yok’ demişim. Adamlar dünya kadar hakaret ediyorlar. Bu gücü nereden alıyorlar? Bunları bu siyasetten birilerinin temizlemesi lazım. Bu da Devlet Bey’e düşer. MHP’nin tümünü içerdeki bir odaktan ayrı değerlendiriyoruz. O odak normalleşmeye karşı. Normal bir Türkiye’de vücut bulamaz. Onlar siyasetçi değil başka bir şeyler.
Siyasetçi dediğimiz, eleştiriye açık olması lazım. Hep bunu savunduk. Bugüne kadar da bunu yerine getirdik. Kaldı ki arkadaşlar siyasilere kişisel husumet duyuyor da değiller. Bir gerçek var. Ankara’nın ortasında, Başkentin göbeğinde yerde bir cenaze duruyor. Cenaze Ülkü Ocakları Başkanına ait. Normalde böyle bir kayıp olduğunda MHP’nin yeri göğü inletmesi gerekirken bir taziye tweeti bir geçmiş olsun mesajı, cenazesine gidip çelenk yollama, hatır sorma bile yok” dedi.
"YARGIDAN ELLERİNİ ÇEKMELERİ GEREKİYOR"
Yargıda yaşanan bozulma hakkındaki soruyu da yanıtlayan Özel, “Bu konuda çok uzun çalışmalarımız var ama esas mesele şu. Bugün yargının şuna ihtiyacı var. Üstünden siyasetin elinin çekilmesine ihtiyacı var. Bugün gördüğünüz gibi suç türüne göre sınıflanmıyor. İşleyene göre sınıflanıyor. Türkiye’de bir suçu kim işledi diye bakıyorlar. Deliller nereye gidiyorsa gariban birinin üstüne gidiyorsa sonuna kadar gidiliyor. Arkası olan birisi ise ittifaklarda güçlü birisi ise o taraflara doğru gidilmiyor. Devletin birliği ve dirliği için kuvvetler ayrılığı esastır. Bugün yürütmenin ve yasamadaki bazı parti liderlerinin mutlaka yargıdan elini çekmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.
CHP İL BAŞKANLIĞI ÖNÜNDE KONUŞTU..
“CHP’nin il binaları baba evidir” diyen Özel, şunları ifade etti:
“İsmet Paşa’nın memleketi baba evinin önemi hepimiz için ayrı. Malatya’ya hep geldiğimde hem babamın hem ağabeyimin evine geliyorum. Bir milletvekili nasıl olur, verilen görev nasıl yapılır diye merak ediliyorsa Veli Ağbaba’yı gösterin. Malatya’da beş parti birlikte 10 ay önce yüzde 21 oy aldık ama birisi çıktı, memleketine âşık birisi, iyi ve kötü günde orada olan, depremde hiç ayrılmayan, deprem zamanı 60 bin somun ekmeği getirip ilk ekmeği ve suyu dağıtan Veli Ağbaba’yı Malatya istedi. Veli Ağbaba’ı aday yaptık, yüzde 38 oy aldı.”
“DEPREMZEDELER BİR TOKATTA DEVLETTEN YEDİ”
Depremzedelerin verilen sözlerin yerine getirilmemesinden dolayı mağdur olduğunu dile getiren Özel, “Konteyner kentteydim bir dokunduk, bin ah işittik. Gerçekten birincisi Malatya depremin ilk günlerinde sanki deprem olmamış muamelesi gördü. Gayretle gösterildi, Veli Ağbaba olmak üzere tüm gurubumuz Malatya’ya dikkat çektik. “Oyları bize verin bir yıl içinde evleri yapacağız” dediler. Bir göz odaya başını sokmak için insanlar oy verdi. Söz verdikleri ev sayısı 650 bin, Malatya ise 103 bin. Türkiye’de evlerin sadece yüzde 12’sini verdiler, Malatya’da verdikleri ev sayısı 7 bin 881. 100 kişiden 93’ açıkta kaldı. Depremzedenin en büyük sorunu belirsizliktir. Yanılttılar, aldattılar, şaşırttılar, zarara uğrattılar. Bu kadar kötü devlet yönetimi olur mu? Bu kadar vicdansızlık olur mu? Devletin şefkatli elini beklerken, bir tokatta devletten yediler. Ülkeyi yöneten Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; sıkıntı çok büyük, depremzedeler mağdurdur. Devlet hala onları borçlandırarak, belirsizlikle davranmaktadır. Devlet devletliliğini gösterecek, bu acıları dindirecektir. Çözemiyorsanız bırakın kardeşim biz çözelim. 100 kişiden 93’u açıktaysa kira yardımına devam edeceksin. Evler yapılıp, anahtarlar verilene kadar devlet devletliğini gösterecek ve kira yardımı sürecek. Kira yardımının kesilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
“ÇİFTÇİ BORCUNU ÖDEYEMEYECEK HALE GELMİŞ”
Kayısı üreticisinin artan maliyetler karşısında borcunu ödeyemez hale geldiğini kaydeden Özel, şunları söyledi:
“Kayısı bahçesine gittik, üreticilerle konuştuk, dertlerini yerinde dinledik. Geçen sene 100 lira olan kuru kayısı bu sene 10 lira. Mazot, gübre, işçilik artmış ama kayısı 100’den 140’a gelmiş. Geçen sene 175 TL’den market satılan kayısı, 370 lira olmuş. Alıp satan iki kattan fazla üzerine koymuş, alın teri akıtan, güneşin altında çalışanlar, terini toprağa damlatanlar 100 liradan 140 liraya çıkmış, borcunu ödeyemeyecek hale gelmiş. Üreticiler çok büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya.”
“VELİ AĞBABA BAKAN OLMAZSA BAŞKAN OLACAK”
Özel, Veli Ağbaba’nın bir sonraki dönem bakan olmazsa Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı olacağını ifade ederek,
“Veli Ağbaba bir dahaki sefere bakan olmazsa Malatya’ya büyükşehir belediye başkanı yapacağız. Malatya’da beş belediye aldık. Belediye başkanları ceplerinde önemli bir anahtar taşıyorlar. Bu anahtarlar, iyi ve dürüst çalıştıklarında, halkçı belediyecilik yaptıklarında hepimiz göreceğiz ki Atatürk’ün partisinin yeniden iktidarının anahtarlarıdır”diye konuştu.
“BUNU SENDEN BİLİRİZ”
Emekli maaşının insani seviyeye ulaşması gerektiğini kaydeden Özel,“Hiç olmazsa asgari ücret seviyesine çıkarmalıyız. Asgari ücrete temmuz ayında mutlaka zam yapılmalıdır. Bunlar yapılmazsa ülkede huzur olmaz. “Para yok” diyorlar. “Mehmet Şimşek para yok” diyor. Mehmet Şimşek’i Cumhurbaşkanı getirdi. Düşük emekli maaşının, asgari ücrete zam yapılmasının, çiftçinin ve esnafın perişanlığının, gençlerin işsiz ve umutsuz olmasının tek sorumlusu vardır; Recep Tayyip Erdoğan. Bunu senden biliriz. Biz yol gösteriyoruz. “Vergide adalet” diyoruz. Pazartesi günü Mehmet Şimşek ile bir araya geldiğimizde 22 yıllık AK Parti’nin yükünü sırtlamaya, hatalara ortak olmaya, sorumluluğu üstlenmeye gitmiyor, yok edilen kaynağı göstermeye, parayı nereden bulacaklarını göstermeye gidiyor” dedi.
malatyahaber.com- AA- iha