CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, “AKP, dış politikada bir sıfır yarattı. Bizi, elde olan 3-5 tane dost ülkeyle düşman etti. Sıfır dostu olan bir ülkeyle karşı karşıya kaldık” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl ve Veli Ağbaba, CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin katılımıyla CHP Malatya İl Teşkilatı’nda basın toplantısı yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, Malatya’da alan çalışması başlattıklarını ifade ederek, çalışmanın Malatya’ya özgü bir çalışma olmadığını belirtti.
“BİZİM DERDİMİZ TÜRKİYE”
Bingöl, 30 ilde CHP il teşkilatlarının planladığı bir alan çalışmasını hayata geçirdiklerini ve bunu Türkiye satına yayacaklarını kaydederek, “Yaptığımız çalışmalarla birlikte sürekli hale getirilecek bir çalışma olacak. Bu çalışmada temel hedefimiz bir seçim sürecine girmeden, bir seçim çalışması yoğunluğu içerisinde olmadan vatandaşlarımızla buluşmak. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu olumsuz koşulları salt siyasiyeler olarak biz kendi aramızda, kendi yetkili kurullarımızda konuşup, değerlendirmenin ötesinde asıl sorunu bire bir yaşayan, asıl Türkiye’nin gidişiyle ilgili vatandaşlarımızın nasıl bir halet ruhiye içerisinde olduğunu ve bu olaylar karşısında neleri düşündüklerini öğrenmek bizim için çok önemliydi. Onun için bu çalışmayı başlattık. Bu çalışmayı daha da kalıcı hale getirip, daha da yaygınlaştırmak üzere adeta yollara düştük. Bu çalışmayı yaparken Cumhuriyet Halk Partisi’nin olarak Türkiye’nin en ufak derdini, bütün sorunlarını kendine dert eden tek parti olduğumuz için bu çalışmaları başlattık. Bizim derdimiz Türkiye. Bizim derdimiz bu ülkenin ayrım yapmadan hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun, hangi inanca mensup olursa olsun, nasıl bir yaşam tarzı sürdürüyor olursa olsun bütün vatandaşlarımızı kucaklayan, hepsini bir gören bir siyaset anlayışına sahip olmamız nedeniyle bu tür çalışmaları çoğaltıp, sürdürmeye kararlıyız” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE İŞLER HİÇTE İYİ GİTMİYOR”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 93 yıllık bir deneyime sahip olduğuna dikkat çeken Bingöl, 93 yıllık bir deneyimin, birikimin ve bir yetkin kadronun sahibi olan bir partinin mensupları olduklarını ifade etti.
Bingöl, Türkiye’de işlerin iyi gitmediğini savunarak, şunları söyledi:
“14 yıllık tek başına iktidar olan bir siyasi parti ülkeyi çok zor bir sürecin içerisine adeta itti. İşler iyi gitmiyor. Geçmiş hükümetler döneminde elbette sorunlar vardı, elbette bir takım olumsuzluklar yaşanıyordu. O sorunlar ve olumsuzluklar belli kesimler yönelik ya da belli bir takım olaylara sınırlıydı. Ama gelin görün ki AKP iktidarı döneminde inanın nereye dokunursak oradan bir sorun fışkırıyor. Toplumun her kesiminin çok ciddi sorunu var. İnsanlarımız kaygılı, insanlarımız artık birbirine ‘Türkiye nereye gidiyor?’ sorusunu soruyor. Bu soru, çok vahim bir soru. ‘Türkiye nereye gidiyor?’ kaygısını taşıyan binlerce, yüzbinlerce, milyonlarca insanın kendi kendine sorduğu bir soru haline gelmişse, işte orada vahim bir yönetim anlayışının olduğunu ortaya koyuyor.”
“EN TEMEL SORUNLARIMIZDAN BİRİSİ DIŞ POLİTİKA”
Türkiye’de toplumun her kesiminin derinleşmiş sorunlarının olduğunu ileri süren Bingöl, “İtibarlı bir Türkiye vardı. Güçlü bir Türkiye vardı. Herkesin gıpta ettiği bir silahlı kuvvetleri vardı. Disiplinli bir ordusu olan bir Türkiye vardı. Ama yalnızlaşan bir Türkiye var. Diğer ülkelerden kopan bir Türkiye var. Diğer ülkelerin bakış açılarının her geçen gün Türkiye’ye karşı negatif olduğu bir Türkiye var. Türkiye’de ekonomik darboğaz içinde olmayan toplum kesimi yok. Emeklimiz, asgari ücretlimiz, taşeron işçilerimiz, tarımla uğraşan köylü kardeşlerimiz, engelli kardeşlerimiz bunu çoğaltmak mümkün ve maalesef hepsinin çözülmemiş aksine AKP iktidarıyla derinleşmiş birçok sorunu var. En temel sorunlarımızdan birisi dış politika. Kendinde menkul dönemin Dışişleri Bakanı ‘sıfır sorumlu bir dış politika izleyeceğiz’ demişti. Vallahi bir sıfır yarattı. AKP, dış politikada bir sıfır yarattı. Bizi, elde olan 3-5 tane dost ülkeyle düşman etti. Sıfır dostu olan bir ülkeyle karşı karşıya kaldık. Sonra döndü ‘sıfır sorunsuz bir Türkiye’ yaratamadıklarını görünce, başka bir şey gerçekleştirdiler, ‘değerli yalnızlık.’ Ne zamandan beri yalnızlık değerli oldu ki? Yalnızlık Allah’a mahsus, onun dışında hiç kimse yalnız, hiç kimse sahipsiz, hiç kimse tek başına değer ifade etmez” diye konuştu.
“BIRAKIN MISIRI, PİRİNCİ, BUĞDAYI DIŞARIDAN SAMAN İTHAL EDİYORUZ”
Bingöl, Türkiye’de tarım ve hayvancılığın azaldığını ifade ederek, “Malatya’da dahil Türkiye’de tarımla uğraşan insanlarımız var. Ama öyle bir tarım politikasıyla karşı karşıyayız ki, 2002 yılında AKP iktidar olduğunda birden bire önlerine konan dış mihraklı tarım dosyalarıyla bizim tarım politikamız biranda değişti. Ne acıdır ki yıllar önce bırakın Türkiye’deki vatandaşlarımızın tamamını doyuran bir tarım dışında biz onlarca ülkeye tarım ürünleri ihraç ediyorduk. Şimdi bırakın mısırı, pirinci, buğdayı saman ithal ediyoruz. Biz bir zamanlar hayvancılıkla övünen, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaygın hayvancılığın oradaki vatandaşlarımızı ikamet ettiren bir hayvancılık politikasıyla ayakta duruyorduk, şimdi anguslar geliyor, başka hiç bilmediğimiz hayvansal ürünler geliyor. Biz burada giderek sığlaşan, azalan o hayvancılığı beslemek üzere dışarıdan saman satın alıyoruz” şeklinde konuştu.
“BÜTÜN EKONOMİK PARAMETRELER BOZULMUŞ”
Türkiye’nin ekonomik olarak iyiye gitmediğini iddia eden Bingöl, şunları söyledi: “Son dönemlerde artık öyle bir noktaya geldi ki ne yaparlarsa yapsınlar, hiçbir ekonomik düzelmeye imza atamıyorlar. Bütün ekonomik parametreler bozulmuş. Vatandaşlarımızın özellikle ticaret erbabı vatandaşlarımızın sabah kalkıp baktıkları ilk iş, kurlar, borsa, Türk lirasının diğer para birimleri karşısında ne kadar değer yitirdiği ve borçlanarak ayakta tutmaya çalıştıkları işyerlerinin kredinin üzerine ne kadar faiz bindiğinin, ne kadar yükün arttığının hesabını yapıyorlar.”
“TÜRKİYE’DE AZGINLAŞAN BİR TERÖR VAR”
Bingöl, Türkiye’de azgınlaşan bir terör olduğunu kaydederek, “Terör, kim ya da kimler tarafından gerçekleştiriliyorsa gerçekleştirilsin, hangi terör örgütü terör faaliyeti içerisinde olursa olsun Cumhuriyet Halk Partisi, bütün terör örgütlerinin, terör faaliyetlerinin tamamının karşısındadır. Hiç kimse bizi terörle zerre kadar ilişkilendiremez. Böyle bir şey yapanlarda o davranışlarının altında kalır, ezilirler. Terör 2002’den 2016 yılının sonuna gelindiğinde bu kadar zaman içerisinde nasıl böyle bir yükseliş gösterdi, dönüp buna bakmak gerek. Kim be terör örgütlerini cesaretlendirdi? Nasıl bu tek başına iktidar olan hükümet döneminde terörist faaliyetler Türkiye’nin her tarafına yaygın bir şekilde dağıldı? İnsanlar sokağa çıkarken bile ya da çoluk çocukları okula giderken kaygı içerisinde onların sağ salim geriye dönmelerini beklerken Türkiye nasıl böyle sürecin içerisine itildi? Bunun tek bir sorumlusu var. Bu sorumluluktan asla kaçamayacaklar. Bugün farklı algı yaratmaya çalışsalar dahi terörü bu kadar hortlatan, terörün bu kadar büyük bir cesaretle eylem yapmasına yol açan iktidardır, hükümettir” ifadelerini kullandı.
“PARLAMENTER SİSTEMİ SAVUNUYORUZ”
Parlamenter sistemi savunduklarını dile getiren Bingöl, “Parlamenter demokratik sistemi savunmamızın çok temel gerekçeleri var. Bir defa Parlamenter demokratik sistemin işlediği en iyi yönetim şekli cumhuriyettir. Cumhuriyet tek başına bir kelimeyle ifade edilebilecek kadar dar bir anlayışla izah edilemez. Cumhuriyet demek; özgürlük demek, insan hakları demek, kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü demek. Bütün insanların eşit gözle bakıldığı bir yönetim anlayışı demek. Cumhuriyet demek; laik, sosyal, hukuk devleti demek. Bunlardan kim bugüne kadar zarar gördü? Bu bahsettiğim temel kavramların hangisi yanlış ki biz Parlamenter demokratik sistemi bırakalım, bir başka anlayışla bu ülkeyi yönetmeye kalkışalım? Bakın burası Türkiye. Türkiye çok farklı bir coğrafyada yer alıyor. Haritayı göz önüne alalım Türkiye oldukça önemli bir geçiş noktası. Burada tekli bir anlayışla ülke yönetilemez. Türkiye, bir ailenin, bir kişinin ya da bir zümrenin yönetimine terk edilirse işte o zaman bu ülke çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalır” dedi.
“DARBECİLERİN YAPAMADIKLARINI, KENDİ MAHKEMELERİYLE YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik operasyon ile ilgili soruyu yanıtlarken, “OHAL’den sonra, 15 Temmuz sonrası, AKP kendisine muhalif olan basına adeta darbe yaptı. 15 Temmuz’da darbeciler, darbeyi gerçekleştirmiş olsalardı ilk yapacakları işler den biri Cumhuriyet’i kapatmak olacaktır” diyerek şunları belirtti: “Darbecilerin silahla yapamadığını, bunlar kendi mahkemeleriyle yapmaya çalışıyor. Cumhuriyet Gazetesi yıllardan beri AKP’nin kol kola girdiği Fetullah’la mücadele eden bir gazetedir. Cumhuriyet Gazetesi, onlar ‘Ne istediniz de vermedik’ derken Cumhuriyet Gazetesi onların, Fetullah’ın Türkiye’de yaptığı, bugün yapmaya çalıştıklarını şeyleri yazmıştır. Cumhuriyet Gazetesinin yaptığı şey Cumhuriyetin kuruluş değerlerini savunmaktır. AKP, Cumhuriyet Gazetesine saldırmakla sadece gazeteye saldırmıyor esasen saldırmış olduğu şey Cumhuriyetin temel değerleridir, demokrasidir, laikliktir, Cumhuriyettir. Saldırdıkları ve yapmak istedikleri tam da odur. 12 Eylül darbecilerine teslim olmayan Cumhuriyet, o anlayış bugünkü darbecilere de teslim olmayacaktır.”
Selahattin GÖKATALAY, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi, malatyahaber.com