SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bizim Günahımız Çok!."

0
Güncellendi - 2015-12-28 03:05:33
A- A+ PAYLAŞ

Halen Burdur Mehmet Akif Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı olarak görev yapan hemşehrimiz Profesör Doktor Fahri Işık, Kongre ve Kültür Merkezinde, “Uygarlık Anadolu’da Doğdu” konulu bir konferans verdi. 

Yıllardan beri memleketi Malatya’ya gelemediğini belirterek konuşmasına başlayan Işık “Her şeyin bedeli var. Yıllardan beri yaptığım çalışmalarda uygarlığın Yunanistan’dan değil, Anadolu’dan geldiğini kanıtlamaya, anlatmaya çalışıyorum. İşte bu sebeple 19 senedir doğup büyüdüğüm bu topraklara gelemedim” dedi. 

Işık, sunumla desteklediği ve Malatya’yı anlatarak başladığı konferansında şunları söyledi:

“Bugünkü maddi uygarlığın yaratılışında Anadolu’nun yeri büyük rol oynuyor. İnsanlığın mağaradan çıkıp toprakla haşır neşir olduğu Bereketli Hilal içerisinde kalan Malatya’da birçok önemli yerleşim yeri bulunuyor. Malatya’nın 40 km kuzeydoğusunda, Karakaya Baraj Gölü altında kalan Caferhöyük bunlardan biri. Yerleşik düzenle birlikte avcılığın devam ettiği, iki katlı evlerin olduğu 9 bin yıllık bir yerleşim. Pişmiş topraktan yapılan önemli eserler var. 

“Şehre 24 km mesafede Değirmentepe (o da Karakaya Baraj Gölü altında kaldı) Milattan Önce IV. binyıla ait kültür dönemini yansıtıyor. Ele geçen MÖ IV. binyıl mühürler ticareti, Mezopotamya ile bağlantıyı gösteriyor. Bulunan az sayıdaki silindir mühür çok önemli.”

“Yıllar önce Belediye, Arslantepe ile ilgili bir broşür bastırmış, bana gönderdi, orada ‘dünyanın ilk şehir devleti’ denmiş ama öyle değil. Arslantepe için, ilk imparatorluk desek, daha doğru olur. Ekonomik faaliyetlerin yapıldığı, tapınak ve kralın oturduğu mekanlar var. Bu organize bir kültürün varlığını ortaya koyuyor. İtalyan arkeologlar, sosyal yaşam etrafında dönen, bereketli Malatya Ovasında yapılan tarım ve ekilen ürünün hasat sonrası nüfusa hakça dağıtıldığını ortaya koyuyor. Kil mühür baskılar çok önemli. Güç sahibi insanların ortaya çıktığını gösteriyor. Burada iç kale kavramı ortaya çıkıyor. Troya’dan bile erken bu dönem. Bir bey, yönetici sınıfın oturduğu yerlerin olduğu düşünülüyor. İtalyanlar kazıda bu yerleri bulurlarsa bunlar da ortaya konmuş olacak. MÖ V- IV. binyılda Arslantepe kentten imparatorluğa geçişi sağlayan bir noktada”

“Kültürde süreklilik vardır. Neolitik Çağ dediğimiz dönemin yaşamını ben 1940lı yılların sonu 50lerin başında Kileyik’te (doğup büyüdüğü yer) yaşadım. Bugünkü köylerde aynı yaşam, aynı biçimli evler devam ediyordu. Kültürün sürekliliği esastır; o kültüre sahip çıkmak gerekir.”

“Batı uygarlığını Yunanlıların yarattığı yalanıyla uğraşıyoruz. 19 yıldır memleketime gelememenin bedeli de bu. Batı uygarlığını Yunanlılar değil Anadolu’dan gelen halklar yaratmıştır. 1986 yılından beri bu konuda yazıyorum.”

Sunumuna başlarken, Ahmed Arif’in Anadolu şiirindeki “Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır, Anadolu’yum ben” dizesine atıfta bulunan Işık “İnsanlık Afrika’dan çıktığı günden beri Batıya uzanan bir köprüyle Avrupa’ya geçiş yaptı. Buluntular bunu ortaya koyuyor. İnsan, Bereketli Hilal ve Anadolu üzerinden Batıya yayılıyor. Yabancı bilim adamlarının yaptığı hesaplamaya göre, MÖ 9 binden, yılda 25 kilometre ilerleyerek yaklaşık 3 bin yılda Büyük Britanya’ya varıyor” dedi.

Konuşmasında arkeolojik buluntular, dil, mimari, anıtsal yapılar, heykel ve mitolojiden örnekler vererek Yunanlıların uygarlığı Batı Anadolu’da yaratamayacağının altını çizen Işık, birçok eserin tarih olarak önce Anadolu’da, Anadolu halkları tarafından yaratıldığını, sonra Yunanistan’a geçtiğini gösterdi. “Yunanlılar Persleri topraklarından kovduktan sonra oturup mitolojiden tarih yapmışlar. Bu doğru olsa niye bu eserler önce Anadolu’da var, sonra Yunan’da ortaya çıkıyor, bunu soran yok. Bu iddia doğru olsa o eserlerin önce Yunanistan’da yapılıp sonra Anadolu’ya geçmesi gerekirdi” şeklinde konuşan Işık bu konuların tartışılması gerektiğini, tartışarak bilimde bir yere varılabileceğini kaydetti. 

Işık konuşmasının sonunda “Bizim günahımız çok. Biz kendi uygarlığımıza sahip çıkmadığımız için başkaları sahip çıkıyor. Homeros ve Hesiodos, Batılıların en çok sahip çıktığı yazarlardandır. Yunan tanrılarının, destanlarının kitabını yazmışlardır. Homeros’un İlyada Destanı, Batı’da İncil’den sonra en çok okunan eserdir. 1973’ten beri üniversite hocasıyım, daha ben bu kitabı öğrencilerime okutturamadım, bırakın başkasının okumasını. Homeros ve Hesiodos Anadoluludur. Babalarının adına baktığımızda bile Yunan kökenli değil Anadolu kökenli olduklarını görüyoruz. Biz bu toprağa sahip çıkmazsak işte böyle başkaları sahip çıkar” dedi. 

Prof.Dr. Fahri Işık, bir kaza sonrası geçirdiği beyin kanaması nedeniyle halen tedavi görmekte olan Tiyatro Sanatçısı- Sunucu Kenan Işık'ın ağabeyi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız