"Bozkırdaki Mucize".. Anadoludaki bir kentte, "doğru- düzgün" çalışan bir belediye yönetiminin gerçekleştirdiği anlatılıyor. Oysa Malatya'nın 2009 bütçesi de, tahmini 2010 yılı bütçesi de bu kentin belediyesinin bütçesinden fazla. Ama, orada belediye yönetimi mucizeler yaratıyor. Bunun sebebi de, "imar yolsuzluğu- usulsüzlüğü", "iptal edilen ihaleler", "yandaş kayırmacılığı" vs.nin olmaması, kaynakların halkın çıkarı için kullanılması. Adama iş bulunması değil, işe adam bulunmasındaki isabet.. Yani Malatya Belediyesi'nin son dönemlerde gündeme gelen "arızalarının" bu kentte olmaması.. Eskişehir'den bahsediyoruz.
İşte bu Eskişehir, Milliyet Gazetesi'nin yazarlarından Melih Aşık'a "Bozkırdaki Mucize" başlığıyla konu oldu.
Eskişehir niye o duruma geldi, Malatya niye bu durumda.. Okuyun siz karar verin!..
"BOZKIRDAKİ MUCİZE..
Babıâli Toplantılarının bu haftaki konuğu Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşendi. Seçkin bir topluluğa yarattığı şehir mucizesini anlattı...
Anadolu bozkırının ortasında 10 yıl önce devraldığı küskün, içine kapanık yolüstü kentini pırıl pırıl bir Anadolu yıldızına dönüştürmüştü.
Avrupa kriterlerine göre Türkiyenin yaşanabilir ikinci kentiydi bugün Eskişehir...
Tiyatroları, konser salonları, bilim parkları, plajı, tramvayları, kent kanalları, heykelleri, semt sahaları, piknik alanları, sanat galerileri... Eskişehire 10 yılda yapılanlar ancak kitaba sığar.
Hocanın anlatımları arasında bizi en çok küçük bir ayrıntı etkiledi...
Boşa akan bir suyun önüne baraj inşa ederek susuzluğa çözüm getirmişler. Gerekli taşı da barajın yanıbaşındaki dağdan sökmüşler. Ancak inşaatı sürdürürken dağı ve manzarayı çirkinleştirmemek için ne yapmışlar biliyor musunuz?
Dağı amfiteatr şeklinde oymuşlar ki, oraya bir açık hava tiyatrosu oturtarak hem görüntüyü kurtarsınlar hem kente yeni bir eser kazandırsınlar.
Bir işi yürekten ve halk için yapıyorsanız bakınız ne çözümler geliyor gündeme.. Bugün yurdun dört bir yanından insanlar hafta sonunda Eskişehiri görmeye gidiyor. Hayran olup geri dönüyor.
Yılmaz Hoca bu mucizeyi küçücük bütçelerle yaratmış. Belediye bütçesi Anadolu Üniversitesi bütçesinin altıda biriymiş. 2010 bütçesi sadece 150 milyon lira... Diyor ki Hoca:
- Para önemli değil, istenirse tüm kentlerimiz birer Avrupa kentine dönüştürülebilir. Yeter ki belediyeler partizanlık yapmasın, rant yağmacılarına karşı durabilsin, yandaş kayırmacılığa itibar etmesin, üç oy fazla almak için kent halkının çoğunluğunun çıkarını üç kişinin çıkarına feda etmesin...
Türkiyenin bütün kentleri 10 yılda Eskişehir gibi olabilir.
Tabii eğer halk doğru belediye başkanlarını seçerse..."